15 aydır kuaföre gitmeyen kadın

bugün itibariyle bu korkunç süreci bitirmeye karar veren, benim bu kadın.
aaaa yaykadını nasıl olur dediniz heralde, şöyle özetleyeyim: pandemi süreci başladığında saçlarım oldukça kısaydı ve boya yok, kendi rengi zaten 15 yıldır. kaşlarım doğduğum günden beri hep aynı.
dolayısıyla ihtiyaç hissetmedim.
aşırı korkuyla elimde çamaşır suyu ile gezdiğim bir yılın sonunda yavaş yavaş hayatımı eski haline sokmaya karar verdim. üç aydır da kuaföre gitmeye ikna olmaya çalışıyorum. sabah uyanır uyanmaz gideceğim diyorum bakalım.

hayırlısı olsun ne diyelim.*

sanırım aşağı yukarı 15 aydır gitmeyen, benim bu kadın. bu hafta bu ölüm orucunu saçımı kestirerek bozacağım. yetti artık, daraldım. yoksa dayanamıycam makineye vurucam. bunu yaşamak istemiyorum.

hakikaten olmuş o kadar ya. bugün ben de yeter artık bitsin bu çile diyerek kuaför randevumu oluşturdum. şimdiye kadar kendime iyi bir kuaför oldum ama artık korkunun ecele faydası olmadığı gibi benim de bu çileye dayanacak gücüm kalmadı.

çevrenizde ki biri veya siz riskli grubunda değilseniz bu denli abartmanin çok yersiz olduğunu düşünüyorum.

3 yıldır kuaföre gitmiyorum çünkü neden her işi kendim çözebiliyorum. kuaförler bir para tuzağı ve dedikodu kazanıdır net.

kuaför para tuzağıdır diyen kadınların saçı genelde uzun ve modelsiz oluyor, çamaşır ipi keser gibi dümdüz saç kesmeyi beceri zannediyorlar. güzel bir modeli olan saçı evde kesin de görelim.*

başlığı okuyunca 15 aydır banyo(!) yapmayan kadın intibası oluştu.. 2 ay önce kahkül kestireyim diye sordum kuaför 25 lira dedi, bende üstüne gittim erkek berberine sordum ee bi deneriz dedi ve 10 liraya kestirdim nihahah hatta kırıklarımı bile alacak ikna ettim.. yani +35 olduğunuz halde saçta beyaz yoksa, doğal rengini seviyorsanız ee bi de iri dalgaysa ne ala. deniz tuzu spreyle miss gibi oluyor..

saç kesimi hariç kuaforün yapabileceği herşeyi yapıyorum.hatta son dönem perde kahkülümü bile kendim kestim.ufak ufak arkadaş saçı boyamalara da başladım.biraz daha böyle giderse dededen kalan tarlayı satıp,açacağım bir mahalle arası kuaförü mahallenin nabzını tutucağım.

kendimi bildim bileli kuaför hastası olan kadınları sevmem. sadece saç baş mevzusu değil epilasyon mevzusunda da benzer fikre sahibim.

teknoloji o kadar gelişmişken çam ağdasından da sir ağdaya soğuk ağda bantlarından jilete kadar çağ atlanmış durumda.

az vakit ayır da kendin uğraş be kardeşim dediğim çoktur.

taş***lı kadındır be. severiz.

her işini kendi halledip para tuzağına harcama yapmak istemeyen kadındır.

doğalligin en saf halidir.

uzun yıllar sanırım üniversite yıllarından beri gitmiyordum. geçen sene ablamın yanında gidip saçımı boyatıp çıktım hah.

yani saç kesme, boyama, kaş, bıyık, manikür, pedikür hatta artık cilt bakımı bile vs ne varsa kendim halladerdim yıllarca bir kısmını hala kendim hallediyorum. boyama işinde gaza gelip boyattım. fiyatlar uçmuş uçmuş.

yani kusura bakmayın ama işi erbabına bırakacak kadar zengin değiliz. mecbur kendi yağımızda kavruluyoruz. yoksa bizde isteriz her hafta gidelim. yoo istemem ki hahah.

kendi işini kendi halleden kadın olma ihtimali yüksek olan kadın. (bu nasıl tanım püff.)

bu kadın ben değilim. çünkü kadın değilim.

adettendir efenim. tanım: ununu elemiş, eleğini duvara asmış kadındır.

o değil de bugün berbere gittim. ayak topuklarına fırt fırt fırt bir şeyler yaptıran bir dayı vardı içeride.
içimden dedim, ne ayak bu ya?

gittiğim yerin adı da şöyle: ramazan çidem man & women care. hayır man tekil de women neden çoğul bir de? çok acayip bir gündü.

(bkz: sevgili sözlük)

her sabah sinek kaydı tıraş olan kadındır,adam gibi adamdır.