21'inci yüzyılda istanbul'da gerçekleşecek büyük istanbul depremi

olmayacak depremdir. bahsedilen adalar hattı kitlenmiş bir bölgedir. bundan sonra olacak deprem kumburgaz açıklarında olacak. avrupa yakası sahil şeridi normal olarak büyük hasar alacaktır. anadolu yakası sahil kısmı nispeten zarar görecektir. iç kesimler ciddi hasar almayacaktır.

25 sene normal şartlarda depremsel faaliyeti görünmeyen fay hatlarına sahip bölge hakkında her sene çıkarılan korku pompalama haberi.

bu depremin önlemini 1999 daki büyük depremden sonra düzgün bir şehir planlaması yaparak alacaklardı. çok geç kalındı geçmiş olsun. umarım gece ya da kış mevsiminde olmaz.

deprem deyince aklıma ilk japonya geliyor.izlediğim videoda bilgisayar başında depreme yakalanan çocuk yerinden kalkmadı bile sadece kameraya bakarak bitmesini bekledi yani o kadar güveniyor bişey olmayacağına. türkiye'de öyle bir şey olsa bina çoktan çökmüş olurdu heralde. o yüzden örnek almamız geren çok şey var.

istanbulda doğup büyüdüm babam 15 yaşında gelmiş. şu an akrabalarımın yarısına yakını memlekete geri döndü. ben de 1 hafta sonra dönüyorum.

dönüşün sebebi memleketin ekonomik imkan sunması ve insanların belli bi ekonomik seviyeye gelip oradan daha ucuza ev alması. böyle olan sayısı az değildir muhtemelen bu pandemiden sonra da bu sayı çoğalacaktır.

hatırlatmayın ya

herkes ters köşe olacak ve bu deprem ya olmayacak ya da başka bir şehirde olacak her iddiasına varım.

istanbul da olacağına dair hiç bir delil ya da kanıt olmayan sallamasyon gelişmedir. insanları korkutmayın.

insanların korkması ve önlem alması gereken depremdir. gerçekleşecektir.

sadece kişilerin önlem alması yeterli değildir. önlem alınması için baskı yapılması da gerek. ancak sanırım olduktan sonra başımızı taşlara çok vuracağız.

şu küçücük depremde bile herkesin hunharca kendini dışarı atmaya çalıştığına şahit oldum.
biz gerçekten hazır değiliz ve olamayacağız maalesef.
büyük istanbul depremi herhalde bu ülkenin görüp görebileceği en büyük yıkım olacak.
hiç birbirimizi kandırmayalım.*

getireceği yıkımdan çok sonrasında yaşanacak kaos ortamı hakkında endişe edilmesi gereken depremdir. iki büyük deprem yaşamış biri olarak şunu çok net söyleyebilirim: yedi üzeri bir depremde hepimiz ziki tuttuk arkadaşlar. 99 depremlerinde düzce nüfusu 100 bin bile değilken yaşanan panik ve kaosu düşünürsek, yaklaşık yirmi milyon kişinin üst üste yaşadığı bir şehirde cehennem yaşanacak. binlerce kişi enkazdan bile kurtarılamayacak.

deprem korkusuyla yaşanmaz. kendi çapınızda önlemlerinizi alınız. bina güvenliği ile ilgili gerekli resmi işleri yapınız, hasar sorgulama gibi konuları es geçmeyiniz. gerisi evreni işler kılan mekanizmanın sizin için yazdığı senaryoya kalmış.

7 ve üzeri şiddetli bir deprem olursa istanbul haritadan silinir hayalet şehre döner. umarız böyle bir şey olmaz ama kaçacak yer bile yok.

istanbul da yaşayanların çok dikkatli olması lazım her ihtimale karşı.

sözlük çok fazla yazar kaybedecektir.

2100 yılında gerçekleşmesi durumunda edit gerektirecek başlıktır.

çok canlar, nice umutlar yok olacak ne yazık ki. unutmayalım ki deprem değil binalar öldürür.

ölüm kadar kesin bir şekilde geldiğini bile bile hiçbir şekilde net önlem alınmayan doğa felâketi.

er ya da geç büyük istanbul ya da marmara depreminin geleceği herkesçe malum. bazı kesimler tarafından günah ve -özellikle- zina ve alkolden dolayı allah tarafından uyarı amaçlı geleceği söylense de şimdi burada işin bilimsel açıklamasını yapıp kafa ütülemenin de anlamı yok. önemli olan bence şu anda deprem ve sonrasında ortaya çıkacak can ve mal kayıplarının minimuma indirilmesi.

hatırlayanlar olacaktır 2 yıl önce şubat ayında istanbul kartal'da bir bina çökmüş ve yanılmıyorsam 20 civarında can kaybı yaşanmıştı. yaşanan can kayıpları kadar önemli ve can yakıcı bir husus yıkılan binadan 2buçuk gün sonra bile ceset çıkarılmaya devam ediyordu.

türkiye'nin en gelişmiş şehri
dünyanın en büyük metropollerinden birisi
istediğin her imkana (ambulans, polis, arama kurtarma ekibi ve aracı) en hızlı ulaşabileceğin yer
ama yıkılan sadece 1(bir) binadan bile 2buçuk gün sonra ceset çıkarıyorsun.

böyle bir manzaranın üstüne ne kadar pozitif düşünebilir ki bir insan. olan bir deprem sonucu kaç tane bina yıkılacağı ve anında müdahale edilemediği için, profesyonel bir şekilde müdahale edilemediği için kaç kişinin öleceği şimdiden kestirilemeyecek kadar fazla zannımca.

30 yaş ve üstü olanlar hatırlayacaktır, 99 depreminden sonra anahtarı kimde olduğu belli olmayan turuncu konteynırlar konulmuştu belirli noktalara içinde güya kazma kürek falan filan vardı sonra onlar bilinmeyen bir sebepten gökyüzüne falan uçtu herhalde, sahi o turuncu konteynırlara ne oldu?

99'dan sonra deprem vergisi alınmaya başlanmıştı bu paralar hâlâ alınmaya devam ediyor diye biliyorum bu paralarla ne yapılıyor?

kentsel dönüşümün istanbul'da yeni yeni başladığı dönemlerde belediyeler dairelere kitapçıklar dağıtmıştı kentsel dönüşümün avantajını anlatmak için. çok iyi hatırlıyorum güya her binada sığınak ve o sığınağın içinde de binadaki daire sayısına göre gıda, içecek ve diğer zorunlu malzemeler olacaktı bina yıkılır da insanlar oraya sığınırsa hayatta kalmaları için. geçen aylarda babam o sığınağa yolladı beni kuş kafesimiz varmış almam için. indim, eski püskü eşyalar, araba lastiği, naylona sarılmış koltuklar vardı. içerisi rutubetten durulamayacak durumda. ulan ben o sığınağa insem 2.gün rutubetten mefta olurum. hani zorunlu olan gıdayı malzemeyi falan da geçtim.

iyimser olarak konuşulacak bence hiçbir şey yok. harbi koyun gibi bir şekilde ölmeyi bekliyoruz. depremden kurtulsak bile sonrasında nerede konaklayacağız ne yiyip ne içeceğiz onun düşüncesi bile korkunç. fragmanı için korona virüs tedbirleri kapsamında bir akşam vakti sokağa çıkma yasağının açıklandığı ilk 2 saati gözünüzün önüne getirebilirsiniz.

meşhur kill bill'deki tabut sahnesini getirin gözünüzün önüne hareket edemeyecek kadar dar bir yerde altın üstün kapalı nereye hareket edebileceksin. çaresizce birilerinin gelip seni kurtarmasını bekleyeceksin. ne kadar bekleyebilirsin ki. eğer şanslıysan bir tarım bakanı pelerini ile gelip seni kurtarabilir. video
ya da daha da şanslıysan o anda ölebilirsin. acı ama gerçek. bu işlerden anlayan bir arkadaş varsa düzeltsin beni de az buçuk da olsa umutlanalım.

yüce devletimizin saf rakamlarla elinde 75 milyar lirası var ama bir hayalperestlik ürünü olan kanal ıstanbul'a yatırıyor. tabii niye yatırmasın ki adamın koca sarayı var, şehirde ölümü bekleyen gariban çok da s*kindeydi. neyse durmak yok, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamaya devam...

acı gerçekler: depremde kimler ölür? üzücü, düşündürücü kısacık bir video

özellikle mart 2022 tarihine dikkat edilmeli

sonrası için kötü senaryolar duyduğum depremdir.

olsun olsun o da olsun ki tam olsun. bi doğduk başımıza gelmeyen kalmadı zaten