30 yaşında iş bulmuş üniversite mezunu
başlık "inal" tarafından 05.09.2021 01:13 tarihinde açılmıştır.
1.
binbir emekle ve hayalle mezun olmuş üniversiteden.
bir işi olacak, sonra üniversitedeki gibi kendi düzenini kuracak ve uygun zamanda kısmetse kendi yuvasını kuracak.
mezuniyetinin henüz birinci ayında elindeki diplomanın bir boka yaramadığını anlayacaktır. zaman geçtikçe baba evine dönmüş olmak ızdırap haline gelecektir.
anneden veya babadan alınacak 20 tl en büyük utanç kaynağı olacaktır.
3 ay sonra bir yerlerde alım var hazırlan.
mülakatlarda çok iyi puanlar al.
sonuç? başarısız.
olsun 2 ay sonra başka bir yerde alım var hazırlan. kaval kemiklerinde stres kırıkları oluşana kadar çalış...
sonuç? başarısız. hiçbir açıklama yok. başarısız...
falancanın tanıdığı milletvekili,bürokrat var konuşalım ayarlasın?
hayır! onurlu bir hayat için denemeye devam edecektir...
iş aramak için harcadığı zamanı bir kursa hatta ikinci bir üniversiteye harcayamaz çünkü hadi 2 ay daha diye diye geçer gider zaman.
derken gençliğinin, hayatını kazanma mücadelesi içinde bittiğini farkeder.
hem ruh sağlığı, hem beden sağlığı çoktan bozulmuştur.
neye inanıyoruz biz? hangi ideolojileri savunuyoruz? temel prensibi adalet olmayan bir-izm var mıdır?
bu kadar hayat prensibi, inanılan değerler, onurlu bir hayat mücadelesi...
bir kez daha teklif ederler torpille bir yerlerdeişe başlamayı. artık "bunun gözünde iş yok gerisi bahane" sözlerine muhatap olduğu için hayır diyemez.
bir telefonla falanca vakıf üniversitesinde memur olarak işe başlar iki günde.
iki günde.. bu kadar kolay mıydı yani?
her şey bu kadar zorken nasıl bu kadar kolay olabilir? diploma bile sormazlar.
gösterilen muameleyi garipser. çaresizlikten artık sadece oturup ölümü beklediği zamanları hatırlar.
henüz iş bulamamış ya da çaresizlikten fabrikalarda meydancılık yapan arkadaşları ile paylaşamaz bu haberi. utanır...
ilk maaşını eline alır. asgarî ücret...
bunun için mi satmak zorunda kaldım inandığım,uğruna mücadele verdiğim değerleri? bir ev kiralar küçük.
seneler sonra yine kendi alanı oldu diye mutlu olur.
fakat her şey bitip evin salonunda kanepeye uzanınca aynı gün 30 yaşına girdiğini hatırlar...
evet 30 yaşında 1+1 bir ev kiralayabildiği için sevindiğini farkedip bir kez daha güler haline...
üniversiteden mezun olduğunda evlilik hayalleri kurduğu sevgilisi çoktan başkasıyla evlenip anne olmuştur...
sonra iş-ev sarmalına alışmaya çalışır.
iyi de bütün dertlerin bitmesi gerekmiyor muydu? hayır. o kadar uzun süre işe yaramaz hissetmiştir ki kendini, artık ruhundaki çürümüşlüğün iş bulmakla düzelemeyeceğini anlar.
iyileşemeyeceğini kabul eder.
esaretin bedeli filminde hapisten çıkan morgan freemanın yaşadığı boşluk vardı ya hani? tam da öyle gider gelir işe ve eve.
ne yaşadım lan ben demeyi de bırakır bir süre sonra.
kaval kemiklerindeki sızılar vurur arada...
oturur bir banka ve zaman zaman dolan gözleriyle boş boş bakar gökyüzüne...
ruhunun huzur bulacağı günün hasretiyle..
bir işi olacak, sonra üniversitedeki gibi kendi düzenini kuracak ve uygun zamanda kısmetse kendi yuvasını kuracak.
mezuniyetinin henüz birinci ayında elindeki diplomanın bir boka yaramadığını anlayacaktır. zaman geçtikçe baba evine dönmüş olmak ızdırap haline gelecektir.
anneden veya babadan alınacak 20 tl en büyük utanç kaynağı olacaktır.
3 ay sonra bir yerlerde alım var hazırlan.
mülakatlarda çok iyi puanlar al.
sonuç? başarısız.
olsun 2 ay sonra başka bir yerde alım var hazırlan. kaval kemiklerinde stres kırıkları oluşana kadar çalış...
sonuç? başarısız. hiçbir açıklama yok. başarısız...
falancanın tanıdığı milletvekili,bürokrat var konuşalım ayarlasın?
hayır! onurlu bir hayat için denemeye devam edecektir...
iş aramak için harcadığı zamanı bir kursa hatta ikinci bir üniversiteye harcayamaz çünkü hadi 2 ay daha diye diye geçer gider zaman.
derken gençliğinin, hayatını kazanma mücadelesi içinde bittiğini farkeder.
hem ruh sağlığı, hem beden sağlığı çoktan bozulmuştur.
neye inanıyoruz biz? hangi ideolojileri savunuyoruz? temel prensibi adalet olmayan bir-izm var mıdır?
bu kadar hayat prensibi, inanılan değerler, onurlu bir hayat mücadelesi...
bir kez daha teklif ederler torpille bir yerlerdeişe başlamayı. artık "bunun gözünde iş yok gerisi bahane" sözlerine muhatap olduğu için hayır diyemez.
bir telefonla falanca vakıf üniversitesinde memur olarak işe başlar iki günde.
iki günde.. bu kadar kolay mıydı yani?
her şey bu kadar zorken nasıl bu kadar kolay olabilir? diploma bile sormazlar.
gösterilen muameleyi garipser. çaresizlikten artık sadece oturup ölümü beklediği zamanları hatırlar.
henüz iş bulamamış ya da çaresizlikten fabrikalarda meydancılık yapan arkadaşları ile paylaşamaz bu haberi. utanır...
ilk maaşını eline alır. asgarî ücret...
bunun için mi satmak zorunda kaldım inandığım,uğruna mücadele verdiğim değerleri? bir ev kiralar küçük.
seneler sonra yine kendi alanı oldu diye mutlu olur.
fakat her şey bitip evin salonunda kanepeye uzanınca aynı gün 30 yaşına girdiğini hatırlar...
evet 30 yaşında 1+1 bir ev kiralayabildiği için sevindiğini farkedip bir kez daha güler haline...
üniversiteden mezun olduğunda evlilik hayalleri kurduğu sevgilisi çoktan başkasıyla evlenip anne olmuştur...
sonra iş-ev sarmalına alışmaya çalışır.
iyi de bütün dertlerin bitmesi gerekmiyor muydu? hayır. o kadar uzun süre işe yaramaz hissetmiştir ki kendini, artık ruhundaki çürümüşlüğün iş bulmakla düzelemeyeceğini anlar.
iyileşemeyeceğini kabul eder.
esaretin bedeli filminde hapisten çıkan morgan freemanın yaşadığı boşluk vardı ya hani? tam da öyle gider gelir işe ve eve.
ne yaşadım lan ben demeyi de bırakır bir süre sonra.
kaval kemiklerindeki sızılar vurur arada...
oturur bir banka ve zaman zaman dolan gözleriyle boş boş bakar gökyüzüne...
ruhunun huzur bulacağı günün hasretiyle..
devamını gör...