hani bir an gelir, ya acaba yanlış mesleği mi yapıyorum dersin. yıllarca okumuşsundur, ardından bir şekilde şansın da belki yaver gitmiştir ve bir meslek sahibi olmuşsundur. yıllarca aynı sektörde emek harcamış ve güzel de kazanmışsındır.

ama bir yerde çok anlamsız gelmeye başlar, geçmişini düşünür fırsat olsa ne olmak istediğini düşünürsün. neticede bu saatten sonra olmaz dersin ama bir yandan hayalini yaşayamadığın için mevcut mesleğinde kendini ileriye götürecek olan ciddi adımları atacak motivasyonu da bulamazsın kendinde.
bir yandan da gelecek kaygısı derken riske girmeye değer mi bilemezsin ve vazgeçersin.

geçmeyenlere ve mesleğini değiştirip mutlu olabilenlere kocaman bir alkış.
devamını gör...
40 yaşımda düşündüğüm şey.
ben dinazorlardan cok cektim hatta piyasa hâlâ dinazorların elinde! emekli olmuş ama başkasının rızkını yiyor, hiç kazanmadım diyenin 3 rezidans dairesi var fakat gözleri doymuyor bu p.z...klerin.
bu yuzden meslegimi 40 yaşında birakacagim, zeminini bile hazırladım ve ben bıraktığımda ekmek yiyecegim baska yer olacak ki benden sonra gelen genç benim kadar itin kopegin eline bakmasın.
devamını gör...
olabilecek bir hadise ama doğru planlanması şart. çevrenizde destek olan sevdiklerinizde varsa daha kolaylaşacak iştir. kalben, mutlu olacağınız işinizin olmasını isterim, zor bir durum. allah yardımcınız/yardımcımız olsun.
devamını gör...
çocukken tv tamircisinin yanında elektronik öğrendim, lise de inşaatlarda çalıştım sivacilik yaptım, sırf zevkine eski otomobil restorasyonu yapan bir abinin yanında işten sonra ve haftasonlari çıraklık yaptım, rusya da matematik okudum, meslek lisesinde bilgisayar bölümü mezunuyum.

şimdi gelelim duruma 38 yaşındayım 7 sene arge de 6 ay ciddi bir proje de çalıştıktan sonra kendi sirketimi kurdum yazılım üstüne (data analizi) sonra şirket battı, spesifik drone prototipleri yaptım(bazı sistemlerine patent aldım) , şu an notebook ve endüstriyel cihaz tamiri üstüne bir şirketim var yakın zamanda mobil cihazları da ekleyeceğim.

38 yaşındayım elimde her durumda beni aç bırakmayacak 6 tane iş yapabiliyorum. demem o ki sektör değiştirmekten, iş alanı değiştirmekten korkmayın, şu an iyi bir elektronikçinin maaşı kemiksiz 10.000 liradan başlıyor, iyi bir eski araba tamiri ustası en az 15.000 alır, iyi bir notebook tamircisi 10.000 den aşağı çalışmaz, iyi bir cep telefonu tamircisi kendi işini kursa en az aylık 20-30.000 net para kazanabilir.

bu ülke de artık ara eleman sıkıntısı çekiliyor bu yüzden çekirdekten yetişme bir tamirci yeni mezun bir mühendis veya doktordan fazla para kazanıyor. öyle bir sistem yarattılar ki aşırı iyi bir egitiminiz yoksa asgari ücretin bir tık üstüne çalışıyorsunuz. bu durumu yaratan sisteme kufredin bana değil.
devamını gör...
bunu da yapabilirdim doğrusu neden olmasın. belki bu değiştireceğim mesleği de beğenmeyip başka meslek için tekrar üniversite okurum kime ne? önemli olan benim iç huzurum kendi mutluluğum.
siz siz olun alınıp gücenmeyin. yaşa başa bakla ömür geçmez, ne arzularsanız gönlünüzden ne geçiyorsa o olsun efenim..
devamını gör...
bu sene deneyeceğimdir, gerçi daha 34üm. mesleğimi 10 senedir yapıyorum ancak çeşitli nedenlerle istediğim seviyelere gelemedim ve şevkim kırıldı. tat vermiyor artık yerinde saymak, pandemi de üstüne tüy dikti. gelen bir iş teklifini değerlendireceğim, şimdiki mesleğimden önce çalıştığım bir alan. bakalım nasıl hissettirecek.
devamını gör...
önümüzdeki yıllarda çokça fazla yaşanacağını düşündüğüm tutum.
devamını gör...
34'e geldiğim şu aylarda bunu düşünüyorum.

çok farklı mesleklerde çalıştım. yani bayağı bayağı farklı 'ne alaka be bunlar?' denebilecek şeyler.

müşteri temsilciliği, ön muhasebe, fotoğrafçılık, kasiyer, dadılık bunlar kısa kısa yaptıklarım. okuldan önce okul esnasında ve sonrası. devamında 4 yıla yakın öğretmenlik yaptım. nasıl yaptım ben de bilmiyorum. bir şekilde özel ve devlette önüme fırsatlar çıktı ve sınıf öğretmenliğiyle başladığım serüveni özel eğitim sınıfıyla bitirdim. serüven diyorum çünkü benim için çok zordu. çanta çanta kitap taşıyordum eve. ciddi ciddi oturup ders çalışıyor hatta özel eğitim bölümüne geçince bu alanda eğitim bile aldım. annem diyordu ki 'sen öğretmen misin, öğrenci mi? sen bu kadar çalışıyorsan o öğrenciler ne yapıyor?'. efem işin aslı tahmin edersiniz alan dışıyım. (iktisat ve sosyoloji okudum.) bu durumu kapatabilmek adına ciddi bir efor sarf ettim o yıllar. açıkçası gerek öğretmenlerden gerek idari kadrodan gerekse velilerden bu konuda takdir aldım.

ilçemiz küçük olduğundan tabi herkes herkesi tanıyor az çok bazı veliler benim alan dışı olmamı problem etmiş (ki etmeli tabi yani neden o bölümden okuyan biri değilde ben orada öğretmenlik yapıyorum olacak şey mi? ama malesef bu hala devam eden bir sorun. benim bile bir çok öğretmenim alan dışıymış ben bunu kendimde işin içine girince öğrendim. evet veliler haklı ama bizim eğitim sistemimizde bu çok normal. bir çok öğretmen atama beklerken ben ve benim gibileri yarı fiyatına çalıştıran bir sistem.)

müdür beye gidilip biz bu öğretmeni istemiyoruz bu alan dışıymış hem çocuklar diğer sınıflara göre çok geride berbat bir sistemi var demiş. tabi benim bunların hiç birinden haberim yok. leyla leyla geziyorum. bir gün müdür bey derse geldi. 'sınıfları geziyorum hocam biraz oturabilir miyim?' dedi. ben rutin bir durum sanıyorum tabi. biraz dinledi sonra 'hocam biraz çocuklara sorular sorabilir miyim?' dedi. tabi ki dedim. 'peki siz geldiğinizde hangi harfteydi bu çocuklar?' dedi. (o zaman elat yöntemiyle ve el yazısıyla ilerliyorduk. evet evet o kayıp yıllar. ben de zaten bu yüzden bayağı zorlandım.) a hocam dedim. yaklaşık 10 harf işlemiştik. 4 1. sınıf vardı ve biz müfredata göre ilerideydik. çünkü ben sınıflardan birinin öğretmeniyle koordineli gidiyor ondan destek alıyordum.

neyse efem müdür bey sorular sordu çocuklara. sonra teşekkür etti ve gitti. bu arada gitmeden çocuklara yarın öğlen hepinizin velisini okula çağırıyorum toplantı var dedi. ben tabi şaşırdım. yahu 10 sene önce işte ben daha 24 yaşlarındayım. hiç bir şey bilmiyorum bu işleyişlerle ilgili.

toplantı saatleri bir iki veli geldi yanıma 'hocam siz onların kusuruna bakmayın. biz sizden çok memnunuz, siz üzülmeyin' minvalinde cümleler kurdular. içimden diyorum yahu bunlar ne diyor. toplantı bitti aynı veliler koşa koşa yanıma geldi. 'hocam valla müdür bey haklarından geldi. sizin dersinize girmiş çocuklara sorular sormuş hepsi gayet iyiymiş. müdür bey o velileri bir azarladı görmeniz lazım' . ben tabi o an aydınlandım. sonra parçalar birleşti. bir iki veli vardı sürekli gelip bana verdiğim ödevlere ilgili olsun derste işlediğim konularla ilgili olsun hesap sorar vari konuşmaya çalışıyorlardı. ilk zamanlar anlamaya çalıştım baktım hadsizlik yapıyorlar tersledim. her dakika okuldalar görmeniz lazım. yahu 1. sınıf bu neden bu çocuklara bu baskıyı uyguluyorsunuz. tenefüslerde oturup çocuklarla ders yapıyorlardı. ben tenefüslerde çıkmıyor ve öğrenim zorluğu olan 3, 4 çocuğa ders veriyordum. şaşkınlıkla izliyordum onları. bir gün hatta hademe abimiz gidip müdüre hocam banu hanımın kapısında veliler kapıyı dinliyor demiş. sonra işte olaylar patladı ve azar toplantısına kadar gitti iş.

müdür bey beni karşısına alıp tüm detayları anlattı ve bana 'bakın banu hanım ben okulumda kaos istemem. sizi milli eğitim gönderdi evet ama eğer ben sizi yetersiz görsem buna devam etmezdim. bu okulda ben ne öğretmenler gördüm. kadrolu sınıf öğretmenleri bizzat çocuklara gerekli özeni göstermezken, harfleri yanlış öğretirken siz okuldaki en iyi öğretmenlerden oldunuz' dedi. ben tabi hem gurur duydum hem üzüldüm. o sene sistem değişmişti ve tüm öğretmenler bocalıyordu. ben temiz bir zihinle gelmiştim evet sistem zordu ama ben sıfırdım. aldığım destek ve eğitimlerle diğer öğretmenleri yakalamıştım bunu zaten kendimde biliyordum. sonraki günler bir iki öğretmen teneffüste gelip beni öğretmenler odasına çağırdı. bana tavsiyelerde bulundu ve özellikle destek aldığım 20 yıllık sınıf öğretmeni bir daha tenefüslerde burada ol lütfen dedi. kendinden veriyorsun ama görüyorsun kimseye yaranamıyorsun. amacım yaranmak değildi aslında türkçe konuşmayı bile doğru düzgün bilmeyen o çocuklara okumayı öğretmekti.

bazı okullarda ücretli öğretmenler pek sevilmezmiş, her iş onlara yıkılırmış ve dışlanırlarmış bizim okulda hiç öyle olmadı. öğretmenler bizleri adeta bağırlarına basıyordu. zaten bir çoğunun yaşı vardı. bizlere kızları gibi davranıyorlardı. müdür bey zaten çok mükemmel bir adamdı. o sene öyle bitti. sonra müdür bey beni özel eğitim sınıfına geçirdi. size burası daha uygun hocam çünkü siz çocuklarla bütünleşiyorsunuz dedi. ne demekse o hahah. böyle böyle geçti seneler.

muhasebe sorumlusu, insan kaynakları personeli, satış sorumlusu, yav bir iki kere ev temizliğine, seraya ve bahçeler meyve toplamaya gittim. beden işi pek bana göre değilmiş bunu anladım. bir çok işte çalıştım belki şuan aklıma bile gelmiyor. sonra bir gün yazarlık yapmaya başladım. itiraf ediyorum bir dönem tarot, kahve ve çeşitli fallar baktım. benim için amaç hep paraydı bunları yaparken. çünkü ailesinden bağımsız yaşayan bir insandım bir şekilde o para o eve girmeliydi ve benim iş beğenmeme lüksüm yoktu.

neyse efem velhasıl kelam bu ara yeni bir arzum var. sokak çocuklarına bakmak. yani bir veteriner yanına kapak atmaya çalışıyorum hahah. tabi 2 yıllık bölümünü yazdık. okuyacağız ve devamında ne olacak göreceğiz.

canınız ne istiyorsa onu yapın. evet bir zamanlar benimde maddi sıkıntılarım vardı ve ev temizliğine kadar gittim ama şartlarınız o kadar zor değilse neden olmasın. neden istediğiniz bir mesleğe geçmeyesiniz. evet belki 20 yaşlarında bir gence göre daha zor adapte olabilir ve öğrenebilirsiniz ama ben eminim ki istendiğinde yapılmayacak şey yok. hadi bakalım pamuk hayallerimizi saçalım şuralara 3, 5 yıl sonra nerelerdeyiz görelim. bir başarı hikayesi mi yoksa bir bozgun mu? hahah hiç sanmam ben bizlere güveniyorum. sizde kendinize güvenin.
sevgiler...
devamını gör...
yaşın bir önemi yok istediğiniz zaman istedinizi yapabilirsiniz. kendinize güveniniz tamsa hiç bir şeyin önemi yok
devamını gör...
31 yaşında yapmayı kafaya koyduğum olay. beyaz işine giriyorum. şaka şaka. denizciyim ben, aranızda teknesi olan zengin birisi varsa bana ulaşsın; gemicilik, çarkçılık, her şey var. teknenin arkasında pervane bile olurum.
devamını gör...
hayalleri öyle ya da böyle ertlenmiş insanların başvurduğu yöntemdir. tabii duygusal bakılmazsa sadece maddi boyut da olabilir. 37 yaşındaki kimya öğretmenimiz hem öğretmenlik yapıp hem yks'ye hazırlanarak hukuk kazanmıştı. bir yandan hukuk okudu bir yandan kimya öğretti. şu an kendisi avukat.
devamını gör...
arkadaş ortalama yaşam süresinde uzama öylesine hızlı ki bugünün gençleri için projeksiyonlar 120-130 yıl civar.
bir kaç onyıl içinde 100'ünden önce ölene 'erken gitti rahmetli' diyeceğiz.
çyleyse planlamalar değişebilir. sen otuzundan sonra hayatının ikinci üçtebirini yaşayacaksın ve bu dönemde de başka bir iş yapmak istemen doğal. son üçtebirin içinde birikim vs planlaman doğal (tumturaklı şirket hissesi almak gibi)*
devamını gör...
sadece cesurlar yapabilir.
devamını gör...
hımm… ben yaptım. bir bahar günüydü. orhan veli kanıma girdi madem kuşlarda uçuyordu. güzel bir havada ben de bastım istifamı.
devamını gör...
ülkemizde gayet normal karşılanması gereken olaydır. mühendislik mezunu adam, markette kasiyerlik yapıyor çünkü. mezun olduğu alanla ilgili iş yapan kaç kişi var 85 milyonluk ülkede?
devamını gör...
pek çok değişiklikler gibi olası ama kolay olmuyor. eğer ki mesleğe 20'li yaşlarda adım atılmışsa 30'lu yaşlarda, 40'lı yaşlarda, hele ki 50'li yaşlarda değiştirmek çok da basit olmuyor. uyum ve başarı istenilen seviyeye çıkamıyor.
devamını gör...
birçok tecrübe, en azından hayata 35 yıl kadar tanık olmak ve bir değişim gerektirmesi bu hayatın, bunu fark edip aksiyon almak çok kıymetli bir şeydir. içinizde olan bırakın içinizde kalmasın, değişmesi gereken değişir.
devamını gör...
eger isinizde sevilen biriyseniz diger calisanlarin duygulanmasina sebebiyet verecek hadise.
devamını gör...
35 yaşında meslek değiştirene şüpheyle yaklaşırım.
düşük ihtimal, gerçekten donanımlı biridir ve sevdiği işi yapmak istemiştir.
yüksek ihtimal, 35 yaşına kadar mesleğinde iyi bir yere gelememiş ve maddi açıdan tatmin edilmemiştir.
o saate kadar öğrenemeyen bundan sonra da öğrenemez der, işe almam (patron olsam çok vicdansız olurmuşum ya)
devamını gör...
44'ünden sonra yapacağımdır. ne 35'i. acayip heyecanla ve merakla göreceğim neler olacağını. bu yaşta sanki lisede üniversite sınavına hazırlanan ama ne olacağını tam kestiremeyen bir ergen gibi olmuyorsunuz. daha çok bir keşif gibi ve sevgiyle selamlamak gibi kendinizi.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"35 yaşından sonra meslek değiştirmek" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim