#araştırma-inceleme
kadın / felsefe-düşünce / insan ve toplum
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

sel yayıncılık'tan çıkan ve tam ismi aslında %99 için feminizm: bir manifesto olan kitaptır.
sonunda 1 kitap okuyabilmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. geçen çıktığımda gördüm bunu tesadüfen, çok incelemeden de aldım.

ya bir kere, gerçekten beni tedirgin eden bir mesele feminizm ve bu yaşıma kadar da kaçtım buralardan. okuma yapmaya bu kitapla başlamam çok isabetli oldu çünkü aşağı yukarı benzer fikirler içerisindeyim bu konuyla alakalı kitapla.

her şeyden önce, feminizmin sıkıştığı tatsız bir model var, o prototipe girmek asla istemiyorum. çünkü ne düşüncelerimi yansıtıyor, ne de kadın mücadelesine en ufak bir hayrı var: kuduruk feminazi modeli. ben böyle diyorum yani. manifestoyu hazırlayanlar entelektüel insanlar oldukları için "neoliberal feminizm" diyorlar. :d

bir yandan da daha gelenekselci ve kendisine kadın üzerinde söz hakkı tanıyan bir model var. insanlar gerçekten de bu ikisinden birini seçmek durumunda bırakılıyor. yani ya feminizmin karşısında olacaksınız ya da yırtıcı bir şekilde feminist olacaksınız gibi. buna çok katılıyorum maalesef ya. kitap ise esas düşmana odaklanmayı ve hep beraber onunla savaşmayı öneriyor ki düşmanın adını da şöyle koyuyor: kapitalizm.

düşüncelerimi çok derleyip toplayan noktalar var. öncelikle kapitalizm inanılmaz makul bir sistem gibi görünüyor, onu söyleyeyim. kapitalistlerin insanlara pazarladıkları senaryo gerçekten umut vaadedici ve heyecan verici ve benim şahsi fikrime göre- yalan. ama insan doğasını en iyi yakalayan sistem olduğunu da düşünüyorum aynı zamanda, helal olsun. o çılgın dopamin salma tutkumuza o kadar iyi hizmet ediyor, o kadar güzel ayrıştırıyor ve aynı zamanda birleştiriyor ve her şeyi öyle güzel satıyor ki, kendini her defasında anka kuşu gibi yeniden doğurması şaşırtıcı değil.

öbür yandan doğayı hiçe sayması sebebiyle, daha ne kadar kendini küllerinden doğurur bilmiyorum çünkü yani, sonuçta doğa doğadır. bunu sadece ekolojik perspektifte düşünmüyorum bu arada, insan doğası anlamında da artık sınırları zorladık gibi geliyor çünkü mutlu olma umudunu kaybetmiş insanlara mutluluk vaadiyle daha ne kadar ne satabilirsin? onu da çözdü gerçi, "acıdan kaçış"ı pazarlıyor yine. ulan çakal kapitalizm seni :d

neyse kitaba dönersek, yav işte gerek milliyetçi gerek dini yaklaşımlarla insanları köşeye sıkıştıran sistemleri çok da anlatmaya gerek yok bence çünkü en bilmeyeni bile ezberledi bunları. hepimizin içi şişti.

ama gerçekten kendisini feminizm olarak pazarlayan neoliberal kadın hareketini konuşmak yerinde olabilir, ben de deliriyorum çünkü bunlara. iş yerinde mobbing, erkeklerle eşit fırsatlardan yararlanamamak, fırsat eşitsizliği, gelir eşitsizliği, kısaca cam tavanlar. ülkemizde bu daha daha sığlaşarak "bayan değil kadın" ve "mini etekle gece üçte gezemiyorum"a da dönüşüyor, deliriyorum. ya çünkü bu esnada eniştesiyle evlendirilen gülbaharlar, babasının tecavüzüne uğrayan ayşeler ve fabrika ve tarlalarda açlık sınırında sürünen haticeler falan var. sizin de içinizden gelmiyor mu gerçekten "dikeyim abla eteğini" demek? yanlış anlaşılmasın, burada daha iyi imkanları olan kadınların ihtiyaçlarını değersizleştirmeye çalışmıyorum. hepsi değerli olsun ama insanca yaşam hakkı da daha değerli olsun be, olmuyo mu? oralara da odaklanalım yani biraz. eteği falan hallederiz sonra yine.

ikincisi cinsiyet rolleri ve özgür seks meselesi var. bu da bir tek benim ayar olduğum bir şey herhalde diyordum, çok şükür değilmiş. millet linçlenmeyelim diye bir şey demiyor herhalde.

kadının cinsel yaşamda özgürleşmesi ve lgbtq+ hakları meselesi inanılmaz sığ ve dejenere bir hal almadı mı? çünkü cinsel özgürlük cinslerin birbirini tüketim nesnesine dönüştürmesi demek değildi ve allah rızası için maskülen gayler de var olsun artık çünkü içim şişti karikatürize gay profiller görmekten.

burada ezilen / azınlık grupların kendilerini olabilecek en çarpıcı ve agresif şekilde ifade etmek istemesini anlayabilirim. ancak şunu da herkes görmeli ki günün sonunda bu sistemin bize bir prototip ve yaşam tarzı pazarlamasına yaradı bu. üstelik öteki aşırı ucu temsil eder hale gelmesi ile kendi halinde yaşayıp giden insanların antipatisini toplayarak bence de kadın hareketine zarar verdi.

birilerinin çıkıp daha sakin ve daha akılcı bir 3. yol önermesi güzel çünkü mümkünse o...yum diye haykırmadan ve erkolar kapatılsın diye ağlanmadan edebimle feminist olmak ve romantik partnerimle içi boşaltılmamış romantik duygular paylaşabilmek ve seksin sevişmek olabildiği tecrübeler edinmek ben de isterim.

zaten herkesi kapsayan ve kucaklayan ve hedefine "bir grubu" koymayan bir feminizmin de, bir başarı umudu olacaksa tek yol olduğuna inanıyorum. sürekli erkekleri hedef alan garip bi saldırganlıkta açıkçası bir fayda görmüyorum ve hep söylüyorum, erkeklerin desteği olmadan kadın mücadelesi başarıya ulaşamaz. toplumun yarısı da erkekler ya çünkü :d.

neyse yani bu gibi şeylerden bahsediyor. manifesto olduğu için kısa. biraz yüzeysel ve tekrara düşer bir hali var. oturup daha detaylı yazsınlar, ya da yazmışlarsa ben bulup okuyayım.

ımm bu kadar. öneridir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"%99 için feminizm: bir manifesto" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim