ah bir ataş ver

muhteşem bir ege türküsü, 9/4'lük ölçüsü olan zeybek havasıdır. dumlupınar denizaltısına gelen son emirin "konuşabilirler, türkü söyleyebilirler ve isterlerse sigara da içebilirler.'' olması üzerine söylenmiş türküdür. her dinlediğimde tüylerim diken diken olur.



ah bir ataş ver

tolga çandar bunu ataş olarak söyler.
ve en sevdiğim yorumu bunudur.

4 nisan 1953'te aramızdan ebediyete ulaşan dumlupınar denizaltı'nı anlatan türkümüzdür. yürek burkar, kalp acıtır.

hikayesini de şöyle bırakalım arkadaşlar okusunlar.

dumlupınar denizaltısı çanakkale boğazı'nda isveç yük gemisi ile çarpışarak suların derinliklerine gömülmüştü. suyun altından yüzeye bir şamandıra fırlatarak şu notu gönderdiler ve kendilerine ulaşılması için beklediler.
22 askerimiz batarya dairesine sığınabilmişlerdi. gelen telsiz sesiyle sevindiler.
telsizden oldukları yerde bulunan oksijenin kendilerine yetmesi için sigara içmemeleri, türkü söylememeleri söylenilmişti.
fakat havanın da kötü olması sebebiyle askerlerimize ulaşılamamıştı.
denizin altındaki askerlerimize son kez telsiz ile emir verilmişti:
''konuşabilirsiniz, türkü söyleyebilir hatta sigara bile içebilirsiniz.''
son sözleri ''vatan sağ olsun.'' olan askerlerimizin ruhları şad olsun.

hikayesiyle ve müziğiyle güzide türkülerimizden biridir. ayrıca şan dersleri alan öğrenciler için çok önemli bir etüt parçasıdır.

sırmalı'dan dinlenmesi gereken bir türkümüzdür.

üniversite okulumuza gelen belgeselci (bkz: savaş karakaş)'ın söylediğine göre, herkesin bildiği hikaye ile pek alakası olmayan türkü. kendisi türkünün dumlupınar denizaltısı ile pek bir alakası olmadığını anlatmıştı da şimdi hatırlamıyorum detayını. yeni yetme bir iletişimci olarak, o konferansın akşamında kendisine mail atmıştım. ali kırca'dan yıllarca bu hikayeyi dinledik, bu adam yıllardır ene güvenilir anchormandi kime güvenecez diye. sağolsun cevap vermişti, kendinden başkasına güvenme diye.

dinlerken beni alıp götüren, hüzünlü bulduğum ve benide hüzünlendiren nadir şarkılardan.

hikayesi olmayan türkü, dokunmuyor gerçekten.

bildiğim kadarıyla 2 hikayesi var , ve ikiside çok tesirli.

en güzel tolga çandar seslendirmiştir.

dumlupınar deniz altısı.

bu şahane türküyü bir de haluk levent ve hayko cepkin’den dinleyin derim. çok güzel söylemişler ya tüylerim diken diken an itibariyle.

aha şarkının videosu işte;

dumlupınar faciası adına yazılmıştır...artık sigara içebilirsiniz....

istr başka bir hikayeye ait olsun ister dumlupınar denizaltısına yakılmış ağıt olsun ,artık dumlupınar adı ile bütünleşmiştir. cezayir türküsü de aynı hiç cezayiri'i görmemiş bir yazmış söylemiş ne mutlu .

türküler böyledir bir yere yerleşir . benim sevdiğim türküdür ikisi de ...

ruhları şad olsun..

istr başka bir hikayeye ait olsun ister dumlupınar denizaltısına yakılmış ağıt olsun ,artık dumlupınar adı ile bütünleşmiştir. cezayir türküsü de aynı hiç cezayiri'i görmemiş bir yazmış söylemiş ne mutlu .

türküler böyledir bir yere yerleşir . benim sevdiğim türküdür ikisi de ...

ruhları şad olsun..

efendim selamlar herkese. bu türkünün nasıl popülerlik kazanıp hayatımıza girdiğini, hangi olay neticesinde ismini duyurduğunu podcast aracılığı ile derleyip toparlamak istedim. merak edip dinleyen üzerine de tavsiyede bulanacak olanlara çok çok teşekkür ediyorum şimdiden sağolunuz :)

spotify

bir türk halk müziği eseridir.
esasında hikaye şudur,
rivayete göre,
ağır yara alan dumlupınar denizaltısını kurtarma çalışmaları başladığında, denizaltında torpido dairesine sığınarak kurtarılmayı bekleyen askerlerle kurulan radyo iletişimi sırasında havayı idareli kullanmaları için konuşmamaları, sigara içmemeleri ve şarkı-türkü söylememeleri uyarısı yapılır. uzun süren çalışmalar ardından ümitler kesilir ve radyo ile iletişim tekrar kurulur. artık konuşabilecekleri, şarkı türkü söyleyebilecekleri hatta sigara bile içebilecekleri bildirilir. bunun üzerine askerler hep bir ağızdan bu türküyü söylemeye başlarlar ve radyonun öbür ucundan dinlenir bu veda. o günden sonra bu olayla özdeşleştirilmiştir.