behzat ç. isimli dizideki efsane karakterlerden bir tanesi. cesetler üzerinde uzmanlaşmıştır. adı ismet'tir. silahı 6 patlardır.
devamını gör...
emrah serbes'in her temas iz bırakır, son hafriyat kitabında üzerinde durulan dört ana karakterden birisidir. kendisine akbaba denmesinin sebebi romanın/dizinin içerisindeki karakterlerin yaralanma durumunda öleceğini "bu yarım saate mefta aga" diyerek önceden söylemesidir. dizi ve film hayatında berkan şal tarafından canlandırılmıştır.
devamını gör...
başlığı, ilk baktığımda akraba diye okudum. manidar :)
devamını gör...
kendisine uzun saçlı polis mi olur la diyen serserilere fena ayar vermiş olan marjinal tip bir polis abimiz. favori hobisi ceset incelemektir.
devamını gör...
bağışıklık sistemi çok iyi olan ve ekip halinde avlanan kuş cinsi.
devamını gör...
nil karaibrahimgil şarkısıydı bir zamanlar. sözleri ve klibi beyin yaksa da, iş yerinizdeki akbabalar hatrına dinlenilir.

(bkz: madem öldürdün akbaba olmasın)

devamını gör...
"aga cinayet var" repliğiyle hafızalarda kalmıştır. ayrıca hikayesi çok dramatiktir.
devamını gör...
at mıyız l*n biz .

arif ismet karasu .
devamını gör...
cinayet onun her şeyidir. cinayeti ondan alırsan hiçbir şeyi kalmaz.
devamını gör...
+akbaba, nasılsın?
-ne bileyim düşünmedim daha.
devamını gör...
1987-1992 yılları arasında faaliyet gösteren, kadıköylü hard rock grubudur.

can orkan özülkü (vokal),serhat çiftdal (gitar),tamer turna (gitar), haydar tacettin (bas), aykut sabak(davul) kadrosu ile grinder'a pentagram ile birlikte altgrup oldular.

moonlight isimli bir stüdyo albümleri vardır. albüm dünyaya hitap edebilmek için ingilizce şarkılardan oluşur. 1992 yıldız teknik üniversitesi konserinde 4 keman, 2 viyola, 1 çello, 1 alto saksofon, 1 tenor saksofon,2 trompet, 1 trombon, 1 keyboard ve 2 geri vokal ile 20 kişiden oluşan bir orkestra ile türkiye için sıradışı bir konser verdiler. sonradan politik sözlere yönelseler de devamı gelmedi ve dağıldılar.

2016 yılında yeniden biraraya gelerek dorock xl'da konser verdiler.

bu grup pentagram'dan çok daha iyiydi. dağılmasaydı çok daha iyi yerlere gelirdi.
devamını gör...
ölü hayvanları en ince ayrıntısına kadar yiyerek, çürüyen leşlerin hastalık yaymasına engel olan faydalı iri kuş.
devamını gör...
absent içse dahi sarhoş olmayan 100 yaşındaki polis.
en sevdiğim repliği (bkz: börek mi la bu ekmeğizi banacaz a...k..).
devamını gör...
leş yiyenlere örnek olarak, kendi aydınlık tarihini kemirenleri örnek verebilirim ve onları seyreden atatürkçü olduğunu söyleyen, onursuzları bunlar hem atatürkçü hem osmanlıcı ikili oynayanlardır.
devamını gör...
80'li yılların sonu ve 90'lı yılların başlarında hard rock tarzında müzik yapmış istanbul merkezli bir topluluktu. grubun 1990 yılında çıkardığı tek bir albümü (moonlight) bulunmaktadır. akbaba yurtdışında da müzikal anlamda yer etmek amacıyla bu albümünde ingilizce sözlü bestelere yer vermiştir.

1986 yılı şubat ayında kadıköy'de vulture adıyla kuruldu. topluluğun kadrosunda can orkan özülkü (vokal), serhat çiftdal (gitar), tamer turna (gitar), haydar tacettin (bas), ve aykut sabak (davul) bulunmaktaydı. o yıl topluluk adını, hey dergisi ile röportaj yapılacağı vaadiyle türkçe karşılığı olan akbaba ile değiştirdi.
devamını gör...
geniş kanatları sayesinde saatlerce havada süzülerek ölmüş avlarını arar. kuyruğu dümen vazifesi görür. alçalmak için kanatlarını katlar ve bacaklarını hava freni olarak kullanır.
devamını gör...
" aga cınayet var "
devamını gör...
80'li yılların sonu ve 90'lı yılların başlarında (bkz: hard rock) tarzında müzik yapmış istanbul merkezli bir topluluk. türk rock tarihinin önemli gruplarından biri 1990 yılında çıkardıkları (bkz: moonlight) tek albümleridir. tabi grubun ilk ismi (bkz: vulture)idi. (bkz: hey dergisi) ile yapacakları röportaj için isim değiştirmek zorunda kalmaları da herhalde sadece bizim ülkede olabilecek gariplikler listesinde sayılabilir. yanılmıyorsam 2016 da ilk kadro bir araya gelip, kadıköy dorock xlde bir konser verdiler.
devamını gör...
(bkz: ismet arif karasu)
devamını gör...
behzat ç adlı dizide hayatının hikayesini anlatan karakterdir.

liseye gidiyordum abi. sıradan, ortalama bir çocuktum işte. hep arka sırada otururdum. hiç arkadaşım yoktu. okuldan nefret ederdim. hep saçlarımı uzatmak isterdim, babam hep keserdi. babamdan da nefret ederdim. ne zaman kafamı kazısa, karaktersiz bir tip olup çıkıveriyordum ortaya. çocukken saçın çıkıyorsa ve sen kelsen herkes seninle dalga geçer abi. sürekli bugün cuma, enseni kapa diye vurup dururlardı. babam her kafamı kazıdığında kendimden nefret ederdim. çok salak bir tipim olurdu. ne yapayım, benim de kemik yapım böyle. her neyse işte abi, sınav yaparlardı, ben hep düşük not alırdım. gene böyle bir gün sınav yaptılar, hoca kağıtlarımızı dağıttı kontrol etmemiz için. bende gittim sınıftan çocuklardan sınav kağıdımı karşılaştırdım. aynı şeyleri yazmıştık. onlara on vermiş, bana altı vermiş. sonra ben dayanamadım, gittim hocaya abi, ne iş hoca dedim ya, herkesle aynı şeyleri yazmışım, bana altı vermişsin. kopya çekmişsindir dedi, sana güvenemedim dedi. arka sırada oturan, kel, silik bir tipsen kimse seni dikkate almaz abi. nazlı bütün bunlara rağmen sevdi beni abi. o sınıfın en güzel kızıydı bence. hep ön sırada otururdu. kimseye aldırış etmezdi. sınıfta bir sürü yakışıklı, varlıklı çocuk vardı. onlara rağmen sevdi beni abi.
-sonra ne oldu la?
aynı mahallede oturuyorduk nazlıyla abi. okul çıkışı hep birlikte yürürdük eve. böyle ara bir yol vardı mahalleye. yolu bayağı uzatıyorduk da, tenha oluyordu işte. sonra bir gün gene böyle yürürken, çok acayip bir şey oldu abi. aynı anda birbirimizin elini tuttuk. ne o önce uzattı, ne ben önce uzattım. birbirimize ima etmedik, yüz yüze bile bakmadık. öylece el ele tutuşup yürüdük. sonra hep yaptık bunu. bazen birileri sokağa girerdi, hop bırakırdık ellerimizi, sonra tekrar baştan.
-senin kayış nerede koptu la?
amcam nazlıya tecavüz etti abi. bir gün eve geldim, nazlı'nın üstü başı yırtıktı, ağlıyordu. beni sormaya eve gelmiş. amcam da evde beklemesini söylemiş, erik vermiş buna. ben eve geldiğimde, ırıspı çocuğu pantolonunu topluyordu. suratında iğrenç bir ifade vardı. amcam on gün yıkanmasın, kokmazdı abi. sürekli bütün gün otururdu orada burada, sineklenirdi ama kokmazdı. nazlıya nasıl tecavüz ettiğini odadaki ter kokusundan anladım abi. üzerindeki on günlük kir uyanmıştı resmen! foseptik çukuruna düşmüş gibiydi ırıspı çocuğu. nazlıya baktım, odadaki kokuyu duymuyordu bile. kendinden o kadar çok tiksiniyordu ki, koku umurunda bile değildi abi. öldürmek istedim ırıspı çocuğunu. fırladım çıktım gittim, koşabildiğim kadar koştum. cebimdeki çakıyla bütün vücudumu parçaladım amcama saldırdım, jandarmalar elimden aldı, amcama el kaldırdım diye babam beni dövdü. babam da orada bitti zaten. evden kaçtım. amcam mahkemede nazlıyı sevdiğini söylemiş, mahkeme de aileleri birbirleriyle konuşturmuş. nazlıyla evlendi, hapisten de yırttı. mahalleden kaçtılar, iki üç ay sonra da zaten amcamın ölüm haberi geldi.
-nazlı mı öldürdü?
kaçtıkları yerde amcam nazlıyı satmaya başlamış abi, pekekenti olmuş. amcamı da hepsini de nazlı hakladı abi. çok sonra, bir gün sordum abi, niye beni öldürmedin diye. seni sevdim dedi abi, anasını zkim ben bu dünyanın seni sevdim dedi abi.

-behzat ç.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"akbaba" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim