orijinal adı: der geier
yıl: 1920
jorge luis borges'ın hazırladığı 11 kısa hikayeden oluşan bir franz kafka kitabıdır. eser ismini bu hikayelerin ilki olan akbaba'dan alır. kitaptaki diğer hikayeler ise: bir açlık şampiyonu, ilk acı, melezleme, kent arması, prometheus, gündelik bir şaşkınlık, çakallar ve araplar, on bir oğul, akademi için bir oğul, çin seddinin inşasında'dır. kafka kitapta düşüncelerini hayvanların - goril, akbaba- dilinden yazarak belirtir.
yıl: 1920
jorge luis borges'ın hazırladığı 11 kısa hikayeden oluşan bir franz kafka kitabıdır. eser ismini bu hikayelerin ilki olan akbaba'dan alır. kitaptaki diğer hikayeler ise: bir açlık şampiyonu, ilk acı, melezleme, kent arması, prometheus, gündelik bir şaşkınlık, çakallar ve araplar, on bir oğul, akademi için bir oğul, çin seddinin inşasında'dır. kafka kitapta düşüncelerini hayvanların - goril, akbaba- dilinden yazarak belirtir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "insan olun biraz" tarafından 13.06.2021 20:09 tarihinde açılmıştır.
1.
jorge luis borges tarafından hazırlanan babil kitaplığında bir franz kafka kitabıdır.
kafka okumak benim için bir tutkudur. yazdığı her şeyi okudum, hakkında yazılan her şeyi de. kendim için görünen o ki okumaya da devam edeceğim.
bu bir öykü kitabı ve içindeki en önemli öykülerden biri de kitaba adını vermiş olan akbaba. her okuduğumda bu dünya üzerinde nasıl yalnız ve çaresiz bırakıldığımızı, zaten kaybetmiş olduğumuz bir savaşı sürdürmek konusunda ne kadar gereksiz bir heves duyduğumuzu hatırlarım.
akbaba, bu kitabı ilk okuduğumdan beri kemirmekte vücudumu ve ben yardım etmeye söz veren o adamın gelmesini bekliyorum.
yaklaşık 20 yıl aradan sonra tekrar okudum... aslında insan aradan bunca zaman geçince bir kitabı yeninden okuduğunda farklı duygular hisseder, farklı fikirler edinir, farklı yerlerin altını çizer. ancak benim kafka’yla ilişkim sanırım biraz farklı, sanki ezberimdeki bir metni okur gibi okudum kitabı yeniden, her sözcüğe aşinaydım. aynı duygu yoğunluğu, aynı hayranlıkla... elbette yeni fark ettiğim şeyler de oldu ama eski bir dostla karşılaşınca şakaklarındaki kırları fark etmek gibiydi. okuyunuz efendim, tekrar tekrar okuyunuz...
kafka okumak benim için bir tutkudur. yazdığı her şeyi okudum, hakkında yazılan her şeyi de. kendim için görünen o ki okumaya da devam edeceğim.
bu bir öykü kitabı ve içindeki en önemli öykülerden biri de kitaba adını vermiş olan akbaba. her okuduğumda bu dünya üzerinde nasıl yalnız ve çaresiz bırakıldığımızı, zaten kaybetmiş olduğumuz bir savaşı sürdürmek konusunda ne kadar gereksiz bir heves duyduğumuzu hatırlarım.
akbaba, bu kitabı ilk okuduğumdan beri kemirmekte vücudumu ve ben yardım etmeye söz veren o adamın gelmesini bekliyorum.
yaklaşık 20 yıl aradan sonra tekrar okudum... aslında insan aradan bunca zaman geçince bir kitabı yeninden okuduğunda farklı duygular hisseder, farklı fikirler edinir, farklı yerlerin altını çizer. ancak benim kafka’yla ilişkim sanırım biraz farklı, sanki ezberimdeki bir metni okur gibi okudum kitabı yeniden, her sözcüğe aşinaydım. aynı duygu yoğunluğu, aynı hayranlıkla... elbette yeni fark ettiğim şeyler de oldu ama eski bir dostla karşılaşınca şakaklarındaki kırları fark etmek gibiydi. okuyunuz efendim, tekrar tekrar okuyunuz...
devamını gör...