akp çıkmazı

son günlede haberlerde ve sosyal medyada olan akplinin uyuşturucu kullanması olayı benim gibi buna benzer haberleri yeni görenleri `akp seçmeni bunları görüp değişir, gözü açılır` bazılarımızı umutlandırdı. insanlar e düşünüyor diye başka sözlükte baktım. bu tıp olayların akp seçmenini değiştirmeyeceği belki hatta daha fazla baglayabilecegi yazılıyordu.

adamlar öyle bir sistem kurdular ki kolay kolay değişeceğe benzemiyor.

normalde çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması gerekir. burada kendinden olandan az olmayandan çok alınıyor. kendinden olmayandan aldığı vergileri partiyi ve yandaşları doyurmak için kullanıyor. kimine ihale, kimine ballı maaş, kimine iş, kimine sosyal yardım olarak dağıtım kurduğu sistemi devam ettiriyor. duruma göre makam veriyor ve insanları kendine bağımlı hale getiriyor. muhaliflerden alınanları destekçilerine dağıtıp tekrar seçiliyor. giderler artınca muhaliflerden gelen gelirleri arttırmaya çalışıyor.

bugün gördüğüm haber: chp niğde milletvekili ömer fethi gürer’in soru önergesini yanıtlayan hazine ve maliye bakanı lütfi elvan,
2019 ve 2020 yıllarında alkollü içkilerden alınan özel tüketim vergisi sırasıyla 14,7 milyar tl ve 16,5 milyar tl . içişleri bakanlığı bütçesi yaklaşık 10 milyar tl, sanayi ve teknoloji bakanlığı ise yaklaşık 10 milyar tl. alkollü içeceklerin ötv’sinin 7 bakanlığın bütçesinden fazla olduğu da ortaya çıktı. bunun tütün ürünleri, akaryakıt, araç vs gibi genelde kendinden olmayanların kullandığı ürünlerin ötv’siyle çarkı çeviriyor.

birkaç yıl önce sokak roportajında akp`yi savunan bir teyzeye nedenini sorduklarında cevabı `oğluma iş vedi. tabii savunurum` oldu. eğer o iş sınavla girilen bir kamu isiyse senin oğluna iş vermek için birinin hakkı yediler ve senin oğlunu aldılar.

o yüzden tren kazaları, cinayetler, patlamalar, istismarlar vs oldu. seçmen değişmedi. khk ile binlerce kişi işinden oldu ve binlerce aile etkilendi. seçmen değişmedi. eskiden `topçu ya da popçu olursan köşeyi dönersin` anlayışı vardı. sanki şimdi de `bir şekilde partiye girersen köşeyi dönersin` anlayışı var ve bu tıp olaylar kalifiye olmayan, çalışmak istemeyen ya da kısa zamanda `köşeyi dönmek isteyenleri` özendiriyor maalesef. yoksa akp çocukları diye hesap var. orada ne paralar döndüğü yazılıyor.

kişiler çoğaldı, giderler arttı. mızrak çuvala sığmıyor ama bu düşünce ve sistemleri yıkılmıyor. sanki pekişiyor. 2023 seçimlerinden çok umutlu değilim. belki bir sonrakinde birşeyler olur.

muhalefet partileri ve muhalif insanlarımızın verdiği tepkilerden dolayı olay buraya kadar geldi ve "çıkmaz" dediğiniz olay uzun süre devam edecek gibi.

muhaliflerimiz önemsiz konuları o kadar dile getirdi o kadar çok aynı metinleri kullandı ki ciddi konularda umursanmaz oldular.

bir david lynch filmi.

hesaplayan adam modunu açıyorum

bir tane danışman/büro elemanı/sosyal medya elemanı ya da fazladan ise alınan işçi/memur ayda ortalama 10000 tl maaş alsa yılda 120000 tl yapar.

2020 yıllarında sadece alkollü içkilerden alınan özel tüketim vergisi 16,5 milyar tl

16,5 milyar / 120 bin = 137500 kişi istihdam edilir.
sanırım haydan gelen huya gider diyip bu paralar bu tıp işler için kullanılıyor.

(pandemi şartlarında sağlık çalışanlarına destek için bütçe bulunamıyor ve yıllardır sözleşmeli öğretmen alınıp yeterince öğretmen atanmıyor vs. halbuki alkollü içkilerden alınan ötv ile 137500 kişi calistirilabilir. diğer ürünleri ve kdv gibi diğer vergileri de var.)

sefaletin iktidar bulmuş hali..

kupa ası`na katılıyorum. ve bana öğrenilmiş çaresizliğe düşüyoruz gibi geliyor.

öncelikle muhalefet gundemi belirlemeli.
128 milyar nerede denildiğinde ne diyeceklerini şaşırdılar.
çıplak aramalar gündeme gelince -başta yok diyip sonra kabul eden grup başkanvekili görevden alındı.

onların sunii gündemlerine takılmadan gerçek gündemler -işsizlik, yoksulluk, pandemi, yapılan hukuksuzluk- medyada ve mecliste konuşulmalı.

yoksa sunii gundemlerinle ve çeşitli haksızlıklarla halkı oyalayıp arkada istediklerini yapıyorlar. resmi gazete takip edilmeli.

(bkz: ötv boykotu için öneriler)

dövize dayalı değişken faizli tl mevduatı diye bir yatırım şekli açıklandı.

döviz düşerse ya da sabit kalırsa kimseye faiz verilmeyecek. yani tutarsa sorun yok.

peki tutmazsa ve döviz artarsa
bankada birikimi olup düşük faiz yüzünden kur artışına göre daha az kazanan insanların kaybı nasıl karşılanacak?

a) bankada herhangi bir birikimi olmayan milyonlarca vatandaşın vergisiyle mi karşılanacak?

b) para basıp mı karşılanacak? (ki bu enflasyonu arttırmak mı?)

c) (bkz: yeni ekonomi modeli tutmazsa üzülürüm)

d) sizin farkli bir açıklamanız varsa yazar mısınız?

benim anladığım kadarıyla bu sisteme para yatırmaya kayıp , yatırırsan belirsiz (bir para gelecek ama yeterli mi?).

al sana bir akp çıkmazı daha.

gündüz kürsüde nas diyip, akşam örtülü biçimde faizi artırıp kuru düşürmeye çalışmak.

bunun neticesinde tl'nin kazandığı değer ile tl'ye verilen faiz oranı arasındaki açığı kapatmak için bol miktarda para basmak ve bunun neticesinde enflasyonun yükselmesi...