1.
aman yarapbi! rütbeli kısmet bulucular!
faydalar faydasız.
birazcık güler yüz, birazcık teyzecim nasılsınız hasbıhali ettiniz mi yüz bulur, sülük gibi yapışırlar.
bu teyzelerin kısmet bulma zorunluluğunda hissettiği iki ayrı cinsten en az 3 genç olur.
sizi süzüp o karşı cinsinizdeki 3 genci düşünüyordur, hangisiyle daha yakışırsınız diye.
bu teyzelerde allahu teala tarafından bahşedilmiş uyumluluk ölçer vardır. zihnindeki x kişiyle sizi yakıştırıp, "olur bunlardan olur..." derse, sıçtınız demektir.
faydalar faydasız.
birazcık güler yüz, birazcık teyzecim nasılsınız hasbıhali ettiniz mi yüz bulur, sülük gibi yapışırlar.
bu teyzelerin kısmet bulma zorunluluğunda hissettiği iki ayrı cinsten en az 3 genç olur.
sizi süzüp o karşı cinsinizdeki 3 genci düşünüyordur, hangisiyle daha yakışırsınız diye.
bu teyzelerde allahu teala tarafından bahşedilmiş uyumluluk ölçer vardır. zihnindeki x kişiyle sizi yakıştırıp, "olur bunlardan olur..." derse, sıçtınız demektir.
devamını gör...
2.
iyi bir kısmet çıkınca diğerinden daha iyiymiş bu diyerek sizi unutacak teyzedir.
devamını gör...
3.
çalışma alanları genellikle düğünler ve cenazelerdir. ama yolda yürürken bile radara yakalanabilirsiniz. sonra daha önce adını bile duymadığınız bir insanın ne kadar özelliği varsa öğrenirsiniz. kimin nesi olduğunuzu ustaca siz daha anlamadan öğrenebilirler.
aşırı ısrarcı ve rahatsız edicidirler.
aşırı ısrarcı ve rahatsız edicidirler.
devamını gör...
4.
birilerini baş göz etmeyi boyunlarına borç bilmiş teyzelerdir. zaman ve mekan fark etmeksizin itinayla çalışırlar. düğüne mi gittiniz? anneniz sizi zorla akraba oturmalarına mı götürüyor? ya da akrabalarınız ile dolu bir mahallede herhangi bir dükkana mı girdiniz? işte şimdi geçmiş olsun, radarına girebilme tehlikenizin bulunduğu teyzelerle aynı ortamdasınız. her an "bekar mısın guzum?", "tü tü tü maşallah pek efendi", "okuyon mu?", "ne iş yapıyon?" tarzı sorulara ve "kız sıdıka duydun mu bizim ferdiyle aynı yaştaymış." gibisinden inceden dürtmelere maruz kalabilirsiniz. ben en son kırtasiyeye girdim diye evlendiriliyordum az kalsın. hayır yani bir a4 kağıdı almışım yere mendil de atmamışım* ordan neyi beğendin de evermeye çalışıyorsun.* bu gibi durumlardan kurtulmak isteyen kardeşlerime yüzük takmalarını tavsiye ediyorum, denedim baya etkili oluyor.*
devamını gör...
5.
gördüğüm kadarıyla da tek kriterleri birer karşı cins olması yeterlidir. ne yaşa, ne eğitime, ne de aileye bakmazlar. tarafların kişiliğini 3,5 dk içerisinde tahlil edip tamam süper bir kız bu ya da süper bir erkek bu deyip “oldu da bitti maşallah” ile işi halletmeye çalışırlar.
devamını gör...
6.
topluluğun olduğu her ortamda gözleri fellik fellik dönen ve etrafındakilerden bir takım datalar elde etmeye çalışan teyzelerdir.
gerekli bilgiyi elde ettikten sonra, nabız yoklama işlemlerine başlarlar.
siz onları göremezsiniz ama merak etmeyin onlar sizi bulur.
gerekli bilgiyi elde ettikten sonra, nabız yoklama işlemlerine başlarlar.
siz onları göremezsiniz ama merak etmeyin onlar sizi bulur.
devamını gör...
7.
her türlü evlenme programını izledikten sonra kendini ülkenin aşk tanrıçası sanan birçok afroditçik.
devamını gör...
8.
laga luga yapmayan, telsiz kapatıp iş bitiren teyzelerdir. bir de bakmışsınız nikah masasındasınız. bunlarla en acayip karşılaşmam spor salonunda olmuştu. bir tane artık son nefeslerini harcayan bir teyzeyle ondan daha diri fiziğiyle dikkat çeken bir başka teyze, bahaneyle yanıma geldi. adımı ve memleketimi sordu. sgk primini dışarıdan mı ödediğimi sordu. gerçekten nasıl soru soracaklarını iyi biliyorlardı. shoot first ask questions later diyen badass teyzelerdi bunlar. muhabbet sırasında beni epey bir incelediler. bana adeta eşya gibi davrandılar. yaptıkları onur kırıcıydı ama elimden bir şey gelmiyordu. hele o fıldır fıldır dönen gözler yok mu... hala kabuslarıma girer. neyse... sanıyorum kendi kızına beğenmişti beni. belki de kendine beğenmiştir ha? asla emin olamazsın bu teyzelerden.
"teyze bu dambıllar bozuk, gidip şikayet edeyim" deyip yanlarından ayrıldım. apar topar terkettim binayı. ertesi gün de üyeliğimi iptal ettirdim. üyeliğimi iptal etmemek için %99 indirim teklif ediyorlardı. bense her an kapıdan girecekler diye çok korkuyordum. lanet olası üyeliğimi derhal iptal ediniz diye çıkıştım. cidden çok korkunçtu. sokakta, markette bu tarz teyzelere rastlayacağım diye hala çok korkarım. nereden çıkacaklarını asla bilemezsiniz.
"teyze bu dambıllar bozuk, gidip şikayet edeyim" deyip yanlarından ayrıldım. apar topar terkettim binayı. ertesi gün de üyeliğimi iptal ettirdim. üyeliğimi iptal etmemek için %99 indirim teklif ediyorlardı. bense her an kapıdan girecekler diye çok korkuyordum. lanet olası üyeliğimi derhal iptal ediniz diye çıkıştım. cidden çok korkunçtu. sokakta, markette bu tarz teyzelere rastlayacağım diye hala çok korkarım. nereden çıkacaklarını asla bilemezsiniz.
devamını gör...
9.
okula veya işe giderken toplu taşıma araçlarında veya sokakta rastgele yanınızdan geçerken bile karşılacağınız akbabalardır.
hiç unutmam otobüste gelip adeta bir leşmişim gibi kokumu alıp yanıma oturmuştu. ilk akbaba ile karşılaşım olmadığından tanımıştım ben de yakın düşmanımı. hafif tombullardır bu teyzeler. ellerinde babanne çantası diye adlandırılan siyah, parlak ve kısa kulplu çantalardan takarlar. cam kenarında oturduğum için iyice yerleşti yanıma. yumurtasına sokulan güvercin gibi. "ayy bekle bekle gelmedi bu otobüs" dedi. kafa sallayıp güldüm. iletişim kurarsanız ağına düşersiniz. baktı benden cevap yok. "kızım bu otobüs x otobüsü mü? diye ucu açık soruyu gönderdi bana. "evet teyzeciğim" deyip çantamdan akbabasavar silahımı çıkarmaya yeltendim. kulaklığımı...
teyze sayısız başarılı/ başarısız avını alt eden üstün bir akbaba gibi ilk vurucu hamlesini yaptı. telefonu çantasından çıkardı ve "kızım gözlerim görmüyor beni bi numaramı mı aramış şuna bi baksana" deyiverdi. aldım elime telefonu "evet teyze hüseyin torun diye biri aramış sizi" dedim. hüseyin torun isim ve soyismi olan biri değil. direkt teyzenin torunu. acemi bir leşseniz isim soyisim olarak görürsünüz. ama tecrübeli iseniz leş olmaktan kurtulursunuz.
"allah allah torun beni niye aradı ki yav" diye bir soru yöneltti. ses seda yok benden." okuldan çıkmıştır. öğretmenlik okuyor daaa". buradaki övücülüğü, yere göğe sığdırılamayan o torunu anlatamam size. o ses tonu, o mimikler...
-sen okuyor musun kızım?
+evet teyze.
-ne okuyorsun kızım?
+adı uzun ve garip olan bölümümün adını söylerim.
-af buyur o ne kızım?
+kısacası öğretmenlik teyzeciğim öğretmenlik...
(o bölümü okumanız önemli değil burada, önemli olan onların bildiği bir mesleği söylemeniz.)
bizim akbabanın gözleri dolar gören cennet mahallesi pembe gibi fal taşı açılır. severim insanları heyecanlandırmayı. sonra o heyecanı soldurmayı.
"her okul çıkışı erkek arkadaşım alırdı teyzeciğim lakin bugün benimkinin işi uzadı" dedim. doları gören pembenin yüzü bu sefer de küpek ferhat'ı görmüş gibi düşer.
-yaa konuştuğun görüştüğün var demek.
(halbuki öyle biri yok).
+evet teyzeciğim, allah'tan bir şey çıkmazsa yaza nişan var.
akbaba baktı leşe ulaşamıyor. ortalığa haset ve fesatlık katar.
-nereli senin oğlan?
+o an aklıma ilk gelen şehri attım.
-ayyy ayyy!!! demeeee oranın oğlanları çok aklı başında olmaz be evladım. işi gücü nedir?
+doktor teyze.
gözlerinde bi tık parlama olur. gelsin beni de bulsun der gibi.
-benimde bacaklarımda kireçlenme var çocuğum. seninki ne doktoru?
+kalp doktoru...
-haa bizim beyin kalbinde pil var. hangi hastanede senin oğlan?
+ankara'nın en bilindik hastanesini söylerim.
-iyi bakalım kızım allah mutlu mesut etsin der ve avına ulaşamamış akbabamız yönünü çevirir.
bugün eli boştur. artık yol dönüşü karşısına sıçan,tavşan tarzi küçük avlar çıkarsa onlarla yetinecektir.
bir dahakine rolümü daha iyi oynamak için "hamileyim, boşanma aşamasındayım"vs. tarzı rolleri bürünmem gerektiğini hatırlattım kendime. muhabbet gereksiz uzun sürmüştü. 2 kelime yeter halbuki akbabayı kovmaya...
kulaklık takılır. ve nil karaibrahimgil'in akbaba şarkısı son ses açılır.
hiç unutmam otobüste gelip adeta bir leşmişim gibi kokumu alıp yanıma oturmuştu. ilk akbaba ile karşılaşım olmadığından tanımıştım ben de yakın düşmanımı. hafif tombullardır bu teyzeler. ellerinde babanne çantası diye adlandırılan siyah, parlak ve kısa kulplu çantalardan takarlar. cam kenarında oturduğum için iyice yerleşti yanıma. yumurtasına sokulan güvercin gibi. "ayy bekle bekle gelmedi bu otobüs" dedi. kafa sallayıp güldüm. iletişim kurarsanız ağına düşersiniz. baktı benden cevap yok. "kızım bu otobüs x otobüsü mü? diye ucu açık soruyu gönderdi bana. "evet teyzeciğim" deyip çantamdan akbabasavar silahımı çıkarmaya yeltendim. kulaklığımı...
teyze sayısız başarılı/ başarısız avını alt eden üstün bir akbaba gibi ilk vurucu hamlesini yaptı. telefonu çantasından çıkardı ve "kızım gözlerim görmüyor beni bi numaramı mı aramış şuna bi baksana" deyiverdi. aldım elime telefonu "evet teyze hüseyin torun diye biri aramış sizi" dedim. hüseyin torun isim ve soyismi olan biri değil. direkt teyzenin torunu. acemi bir leşseniz isim soyisim olarak görürsünüz. ama tecrübeli iseniz leş olmaktan kurtulursunuz.
"allah allah torun beni niye aradı ki yav" diye bir soru yöneltti. ses seda yok benden." okuldan çıkmıştır. öğretmenlik okuyor daaa". buradaki övücülüğü, yere göğe sığdırılamayan o torunu anlatamam size. o ses tonu, o mimikler...
-sen okuyor musun kızım?
+evet teyze.
-ne okuyorsun kızım?
+adı uzun ve garip olan bölümümün adını söylerim.
-af buyur o ne kızım?
+kısacası öğretmenlik teyzeciğim öğretmenlik...
(o bölümü okumanız önemli değil burada, önemli olan onların bildiği bir mesleği söylemeniz.)
bizim akbabanın gözleri dolar gören cennet mahallesi pembe gibi fal taşı açılır. severim insanları heyecanlandırmayı. sonra o heyecanı soldurmayı.
"her okul çıkışı erkek arkadaşım alırdı teyzeciğim lakin bugün benimkinin işi uzadı" dedim. doları gören pembenin yüzü bu sefer de küpek ferhat'ı görmüş gibi düşer.
-yaa konuştuğun görüştüğün var demek.
(halbuki öyle biri yok).
+evet teyzeciğim, allah'tan bir şey çıkmazsa yaza nişan var.
akbaba baktı leşe ulaşamıyor. ortalığa haset ve fesatlık katar.
-nereli senin oğlan?
+o an aklıma ilk gelen şehri attım.
-ayyy ayyy!!! demeeee oranın oğlanları çok aklı başında olmaz be evladım. işi gücü nedir?
+doktor teyze.
gözlerinde bi tık parlama olur. gelsin beni de bulsun der gibi.
-benimde bacaklarımda kireçlenme var çocuğum. seninki ne doktoru?
+kalp doktoru...
-haa bizim beyin kalbinde pil var. hangi hastanede senin oğlan?
+ankara'nın en bilindik hastanesini söylerim.
-iyi bakalım kızım allah mutlu mesut etsin der ve avına ulaşamamış akbabamız yönünü çevirir.
bugün eli boştur. artık yol dönüşü karşısına sıçan,tavşan tarzi küçük avlar çıkarsa onlarla yetinecektir.
bir dahakine rolümü daha iyi oynamak için "hamileyim, boşanma aşamasındayım"vs. tarzı rolleri bürünmem gerektiğini hatırlattım kendime. muhabbet gereksiz uzun sürmüştü. 2 kelime yeter halbuki akbabayı kovmaya...
kulaklık takılır. ve nil karaibrahimgil'in akbaba şarkısı son ses açılır.
devamını gör...
10.
alıcı kuşlar gibi başımın üstünde dönüp durmayın, dediğim teyzelerdir.
devamını gör...
11.
(bkz: kızım bakar mısın)
(bkz: kızım bekar mısın)
araya en fazla beş dakika koyabilirler.
hiç şaşmadı şimdiye kadar.
(bkz: kızım bekar mısın)
araya en fazla beş dakika koyabilirler.
hiç şaşmadı şimdiye kadar.
devamını gör...
12.
.
devamını gör...