21.
son kasımpaşa- fenerbahçe lig maçından sonra fener'e takılabilecek bir lakap.
devamını gör...
22.
revolver
saat 01:01
birinin beni düşünüyor olması mı gerekiyor şimdi ? aynı zamanda benim de onu düşünmem gerek değil mi ? ama ben böyle ani, böyle dışım kan ter içinde uyanmalarda sadece ölüm/ü düşünüyorum. herkesin âşinâ olduğu ölümü ve kimsenin daha bilmediği kendi ölümü... bir metropolün varoş semtlerinden birinin ücra bir sokağında tam otuz üç kurşunla vurularak... çünkü beni öldürecek olan katil tespih dizer gibi dizmeli göğsüme kurşunlarını ince bir çalışma yaparak...
saat 01:58
uyuya kalmışım yine ve yine aniden uyandım elimi sehpaya vurarak. simsiyah ve sis kaplı uykular, simsiyah ve sis grisi desenleri olan bir engerek gibi yaklaşıyor ayaklarıma sinsice. hızlı ve o kadar zehirli bir ısırıkla felç edip bedenimi yutuyor beni dehşetle. ki bu ters bir durum değil mi acaba ? yılanlar önce baş tarafından başlamaz mı yutmaya ? unutmalı mıyım tüm bildiklerimi ? tüm bilgeleri ve bilgeliklerini ayaklarımın altında ezmeliyim yoksa ?
saat 03:16
ağzım kurak toprakları şükrettirecek kurulukta, boğazımda kezzap şelâleleri akıyor. üstelik bu içtiğim son sigara ve bir sigara alacak kadar bile param yok cüzdanımda... para, eşyaları satın alan bir icat mı ya da insanlara satmayı ve satılmayı öğreten bir öğretmen mi yoksa ? parasızlık mı beni mutluluktan mahrum eden yoksa insanlar mıydı mutluluğu esir eden kağıt parçalarına ?
saat 06:52
korku filmlerini aratmayacak bir sıçramayla aniden uyandım. nefes alamıyorum ! camı açtım. derin bir nefes almaya çalıştım ama göğsüm ciğerlerime tonlarca baskı yaparcasına engel oldu. tekrar denedim tekrar tekrar tekrar... başarılı olamayacağımı anladım. anladım ölüyorum ! ama böyle olmamalıydı. ’’bu ölüm bana lüks gelir’’ diye sayıklayarak üstüme hiç bir şey almadan sadece sigara paketi, çakmak ve belki ölmezsem ve ya ölmek istemezsem ambulans aramak için telefonumu alarak kısa mesafe koşucularını andıran bir hızla kendimi dışarı attım.
’’sokaklarda ölmeliyim ben. benim hakkım budur ancak.’’
buz tutan ayaklarıma değen soğuğun ve bir cam yansımasından gördüğüm saçlarımı beyazlatan şeyin kar olduğunu sonra anladım. sokağın köşesinden dönünce karşıma gelen parktaki ilk banka oturdum. yeni doğmuş bir bebeğin bile ciğerlerini şişiremeyecek kadar az nefesler alarak sigaraya uzandım. aldığım son nefeslerdi çünkü bunlar biliyorum. ve ben sigarayı seviyorum, üstelik en çok da soğukta sigara içmeyi seviyorum. ’’son kez yapacağım şey sevdiğim bir şey olmalı’’ dedim ve paketi açtım. ama boş olduğunu gördüğüm anda onun boş olduğunu görmeden ölseydim keşke düşüncesiyle sancılı ve peltek bir küfür savurarak paketi ayaklarımın altına aldım.
ne yapıyorum ben ? ne durumdayım ? sabaha karşı bir bankta oturuyorum, nefes almakta güçlük çekiyorum, ölmek üzereyim, sigaram yok ve en kötüsü sigara alacak param da yok. yerden bulduğum taşla adımı kazıdım banka. bu yazdığım son şey olabilirdi ve birisi okurdu mutlaka...
şimdi tam hayalimdeki gibi olmalıydı; bir katil sokağın ucundan görünmeli ve koşa koşa üstüme gelmeliydi. on dört kurşun alan silahını doğrultup hiç bir şey söylemeden sağ köprücük kemiğimden başlayarak göğsüme kurşunlarını dizmeliydi. ikinci şarjörü doldurup devam etmeli üçüncü şarjörle tam otuz üç kurşunu tamamlayınca üstüme tükürerek çekip gitmeliydi. ben tam bunları düşünürken genç, yakışıklı bir adam önüme geldi ve uzun namlulu revolverini yüzüme doğrultup ‘’ya paran ya canın!’’ dedi. param yoktu, ki olsa da vermezdim. ’’param yok canım var. ama tam otuz üç kurşunla vur beni !’’ dedim. öyle ya sokağın köşesinden gelişini göremedim bari kurşun sayısı istediğim kadar olsun istedim. gözlerimi kapattım bir süre sonra tam açtığımda alnımın ortasına gelen kurşunun sıcaklığını hissederek yeniden kapattım. ilki isteyerek olan bu göz kapatma eylemimin ikincisi kesinlikle isteyerek değildi anladım.
hayal ettiğim gibi yaşayamadım, hayal ettiğim gibi sevemedim, hayal ettiğim gibi sevilmedim. tek bir kurşunla vurdular beni, hayal ettiğim gibi bile ölemedim...
saat 01:01
birinin beni düşünüyor olması mı gerekiyor şimdi ? aynı zamanda benim de onu düşünmem gerek değil mi ? ama ben böyle ani, böyle dışım kan ter içinde uyanmalarda sadece ölüm/ü düşünüyorum. herkesin âşinâ olduğu ölümü ve kimsenin daha bilmediği kendi ölümü... bir metropolün varoş semtlerinden birinin ücra bir sokağında tam otuz üç kurşunla vurularak... çünkü beni öldürecek olan katil tespih dizer gibi dizmeli göğsüme kurşunlarını ince bir çalışma yaparak...
saat 01:58
uyuya kalmışım yine ve yine aniden uyandım elimi sehpaya vurarak. simsiyah ve sis kaplı uykular, simsiyah ve sis grisi desenleri olan bir engerek gibi yaklaşıyor ayaklarıma sinsice. hızlı ve o kadar zehirli bir ısırıkla felç edip bedenimi yutuyor beni dehşetle. ki bu ters bir durum değil mi acaba ? yılanlar önce baş tarafından başlamaz mı yutmaya ? unutmalı mıyım tüm bildiklerimi ? tüm bilgeleri ve bilgeliklerini ayaklarımın altında ezmeliyim yoksa ?
saat 03:16
ağzım kurak toprakları şükrettirecek kurulukta, boğazımda kezzap şelâleleri akıyor. üstelik bu içtiğim son sigara ve bir sigara alacak kadar bile param yok cüzdanımda... para, eşyaları satın alan bir icat mı ya da insanlara satmayı ve satılmayı öğreten bir öğretmen mi yoksa ? parasızlık mı beni mutluluktan mahrum eden yoksa insanlar mıydı mutluluğu esir eden kağıt parçalarına ?
saat 06:52
korku filmlerini aratmayacak bir sıçramayla aniden uyandım. nefes alamıyorum ! camı açtım. derin bir nefes almaya çalıştım ama göğsüm ciğerlerime tonlarca baskı yaparcasına engel oldu. tekrar denedim tekrar tekrar tekrar... başarılı olamayacağımı anladım. anladım ölüyorum ! ama böyle olmamalıydı. ’’bu ölüm bana lüks gelir’’ diye sayıklayarak üstüme hiç bir şey almadan sadece sigara paketi, çakmak ve belki ölmezsem ve ya ölmek istemezsem ambulans aramak için telefonumu alarak kısa mesafe koşucularını andıran bir hızla kendimi dışarı attım.
’’sokaklarda ölmeliyim ben. benim hakkım budur ancak.’’
buz tutan ayaklarıma değen soğuğun ve bir cam yansımasından gördüğüm saçlarımı beyazlatan şeyin kar olduğunu sonra anladım. sokağın köşesinden dönünce karşıma gelen parktaki ilk banka oturdum. yeni doğmuş bir bebeğin bile ciğerlerini şişiremeyecek kadar az nefesler alarak sigaraya uzandım. aldığım son nefeslerdi çünkü bunlar biliyorum. ve ben sigarayı seviyorum, üstelik en çok da soğukta sigara içmeyi seviyorum. ’’son kez yapacağım şey sevdiğim bir şey olmalı’’ dedim ve paketi açtım. ama boş olduğunu gördüğüm anda onun boş olduğunu görmeden ölseydim keşke düşüncesiyle sancılı ve peltek bir küfür savurarak paketi ayaklarımın altına aldım.
ne yapıyorum ben ? ne durumdayım ? sabaha karşı bir bankta oturuyorum, nefes almakta güçlük çekiyorum, ölmek üzereyim, sigaram yok ve en kötüsü sigara alacak param da yok. yerden bulduğum taşla adımı kazıdım banka. bu yazdığım son şey olabilirdi ve birisi okurdu mutlaka...
şimdi tam hayalimdeki gibi olmalıydı; bir katil sokağın ucundan görünmeli ve koşa koşa üstüme gelmeliydi. on dört kurşun alan silahını doğrultup hiç bir şey söylemeden sağ köprücük kemiğimden başlayarak göğsüme kurşunlarını dizmeliydi. ikinci şarjörü doldurup devam etmeli üçüncü şarjörle tam otuz üç kurşunu tamamlayınca üstüme tükürerek çekip gitmeliydi. ben tam bunları düşünürken genç, yakışıklı bir adam önüme geldi ve uzun namlulu revolverini yüzüme doğrultup ‘’ya paran ya canın!’’ dedi. param yoktu, ki olsa da vermezdim. ’’param yok canım var. ama tam otuz üç kurşunla vur beni !’’ dedim. öyle ya sokağın köşesinden gelişini göremedim bari kurşun sayısı istediğim kadar olsun istedim. gözlerimi kapattım bir süre sonra tam açtığımda alnımın ortasına gelen kurşunun sıcaklığını hissederek yeniden kapattım. ilki isteyerek olan bu göz kapatma eylemimin ikincisi kesinlikle isteyerek değildi anladım.
hayal ettiğim gibi yaşayamadım, hayal ettiğim gibi sevemedim, hayal ettiğim gibi sevilmedim. tek bir kurşunla vurdular beni, hayal ettiğim gibi bile ölemedim...
devamını gör...
23.
frankenstein'ın dostu tarafından yazılmış bir parça.(bkz: son feci bisiklet)
devamını gör...
24.
serbest çağrışım: (bkz: altıparmak)
devamını gör...
25.
26.
bir ara sürekli tanım girilmediği halde akışa gelen başlık.
devamını gör...
27.
neden üstünün de patlamadığını anlamadığım silah.
devamını gör...