1.
metin eloğlu'nun çok sevdiğim şiirlerinden biridir. kendisiyle evlenmeye hazır olan genç kıza hayatını olduğu gibi açan delikanlı, sonunda ne cevap almıştır diye hep merak ederim.
aşk mektubu
dün akşam senden ayrıldıktan sonra,
ilyas’lara gittim.
oturup, şu evlenme meselesini uzun uzun konuştuk;
karısı da akla yakın şeyler söyledi:
ben gerçi onu severim, dedi;
beraberce yaşayıp gitmenizi kim istemez?
ama, yoksulluğa alışkın değildir o;
açlığa, yalınkat döşeklere pek katlanamaz.
dinledikçe, kızcağıza hak verdim;
bu iş olmayacak gibime geliyor, ne dersin?
sen öyle görmüşsün büyüklerinden;
dört kap yemekli sofralar görmüşsün,
karpuz kollu yaz entarileri görmüşsün;
yattığın yataklar herhalde somyalıdır;
haftada bir-iki, sinemaya gidersiniz evcek…
hayat pahalı, sana pabuç alamam;
pabucu bırak, şöyle karın doyurucu bir şeyler de alamam;
kitap alamam mesela,
radyo alamam, tiyatro bileti alamam;
gençsin birçok şeylerde gönlün kalacak.
peşin söylemeli ki, sonra bana gücenmeyesin;
benim cıgaram var, rakım var;
alıştığım insanlar var bunca yıldır,
sevdiğim, inandığım;
onlarla görüşmeden edemem.
hepsini kabullensen bile, günü nasıl kurtaracağız;
memurluk bana gelmez,
ticaret falan da yapamam, yaradılışım böyle;
çelimsizim, taş kıramam.
ben yazarak, çizerek geçinmek zorundayım;
diyeceksin ki; ölme eşeğim ölme!
sen bir aralık demiştin ki:
gerekirse, ben de çalışırım, demiştin;
ingilizceden tercümeler yaparım, dikiş dikerim;
el işine koşmak gücüme gitmez;
annem bana bunların hepsini öğretti.
benim anam da iyi kadındır, biliyorsun;
sana kaynanalık etmez tabii.
ama, hastalıklı, eli işe varmıyor;
bulaşık mı yıkayacaksın, tercüme mi yapacaksın;
ortalığı mı süpüreceksin, dikiş mi dikeceksin?
bir gün, beş gün değil ki bu;
gençliğini yitirince hayattan soğuyacaksın.
ben şiir de yazıyorum, biliyorsun;
şiirlerimde barış gibi, hürriyet gibi sözler geçiyor;
buna içerleyenler olacak belki,
bu güzelim işe bir kulp takıverecekler;
cezaevlerine düşeceğim, sen yapayalnız dışarda…
bu mektubu postaya vermeden önce,
şöyle bir gözden geçirdim;
başka kusurlarım olsaydı,
emin ol, onları da yazacaktım.
bak düşün taşın.
aşk mektubu
dün akşam senden ayrıldıktan sonra,
ilyas’lara gittim.
oturup, şu evlenme meselesini uzun uzun konuştuk;
karısı da akla yakın şeyler söyledi:
ben gerçi onu severim, dedi;
beraberce yaşayıp gitmenizi kim istemez?
ama, yoksulluğa alışkın değildir o;
açlığa, yalınkat döşeklere pek katlanamaz.
dinledikçe, kızcağıza hak verdim;
bu iş olmayacak gibime geliyor, ne dersin?
sen öyle görmüşsün büyüklerinden;
dört kap yemekli sofralar görmüşsün,
karpuz kollu yaz entarileri görmüşsün;
yattığın yataklar herhalde somyalıdır;
haftada bir-iki, sinemaya gidersiniz evcek…
hayat pahalı, sana pabuç alamam;
pabucu bırak, şöyle karın doyurucu bir şeyler de alamam;
kitap alamam mesela,
radyo alamam, tiyatro bileti alamam;
gençsin birçok şeylerde gönlün kalacak.
peşin söylemeli ki, sonra bana gücenmeyesin;
benim cıgaram var, rakım var;
alıştığım insanlar var bunca yıldır,
sevdiğim, inandığım;
onlarla görüşmeden edemem.
hepsini kabullensen bile, günü nasıl kurtaracağız;
memurluk bana gelmez,
ticaret falan da yapamam, yaradılışım böyle;
çelimsizim, taş kıramam.
ben yazarak, çizerek geçinmek zorundayım;
diyeceksin ki; ölme eşeğim ölme!
sen bir aralık demiştin ki:
gerekirse, ben de çalışırım, demiştin;
ingilizceden tercümeler yaparım, dikiş dikerim;
el işine koşmak gücüme gitmez;
annem bana bunların hepsini öğretti.
benim anam da iyi kadındır, biliyorsun;
sana kaynanalık etmez tabii.
ama, hastalıklı, eli işe varmıyor;
bulaşık mı yıkayacaksın, tercüme mi yapacaksın;
ortalığı mı süpüreceksin, dikiş mi dikeceksin?
bir gün, beş gün değil ki bu;
gençliğini yitirince hayattan soğuyacaksın.
ben şiir de yazıyorum, biliyorsun;
şiirlerimde barış gibi, hürriyet gibi sözler geçiyor;
buna içerleyenler olacak belki,
bu güzelim işe bir kulp takıverecekler;
cezaevlerine düşeceğim, sen yapayalnız dışarda…
bu mektubu postaya vermeden önce,
şöyle bir gözden geçirdim;
başka kusurlarım olsaydı,
emin ol, onları da yazacaktım.
bak düşün taşın.
devamını gör...
2.
binlerce yıl öncesinden gelip, 70 80 ve hatta 90 lara kadar hüküm sürmüş, süslü, dramatik, romantik aşk ilanıdır.
bir şarkıda vurucu bölüm sırasında sesini yüksek açarak aşkını anlatmaya çalışılır.
bir aşk mektubu yazayım:
seni çok seviyorum çok güzelsin, bir tanemsin,
geri kalan şeyleri bunu anlatmak için yazmış olacağım.
ne söylersen söyle, hayır , olmaz de ama sevmiyorum deme,
o ihtimalle yaşayayım....
seni işte bu kadar seviyorum.
bir şarkıda vurucu bölüm sırasında sesini yüksek açarak aşkını anlatmaya çalışılır.
bir aşk mektubu yazayım:
seni çok seviyorum çok güzelsin, bir tanemsin,
geri kalan şeyleri bunu anlatmak için yazmış olacağım.
ne söylersen söyle, hayır , olmaz de ama sevmiyorum deme,
o ihtimalle yaşayayım....
seni işte bu kadar seviyorum.
devamını gör...
3.
umay umay’a ait olan, benim psikolojimi depresif hale getiren parçanın ismi. yeri çok başka!
gözyaşımla açtım pencereyi dertlerimle sildim elbisemi bulut camdan yağsa cam kesiği sen benim yanık göğsümsün gözyaşımla açtım pencereyi dertlerimle sildim elbisemi kalp ağrımı yazdım ellerime sen benim yanık göğsümsün dönmem asla küskünüm hikayeme sen benim aşk mektubumsun hıçkırık sesi, kalbin iğnesi, hatıra izi ah filmimin sonu, annemin yüzü, tuzumun buzu ah saçımın teli, yaramın tozu, son öpüş gibi ah odam sıcak bilmiyor gittiğini sesim kızık ağladım her yerimi bulut camdan yağsa cam kesiği sen benim yanık göğsümsün odam sıcak bilmiyor gittiğini sesim kızık ağladım her yerimi bulut camdan yağsa cam kesiği sen benim aşk mektubumsun ah hıçkırık sesi, kalbin iğnesi, hatıra izi ah filmimin sonu, annemin yüzü, tuzumun buzu ah saçımın teli, yaramın tozu, son öpüş gibi ah ah, ah, ah, ah, ah
gözyaşımla açtım pencereyi dertlerimle sildim elbisemi bulut camdan yağsa cam kesiği sen benim yanık göğsümsün gözyaşımla açtım pencereyi dertlerimle sildim elbisemi kalp ağrımı yazdım ellerime sen benim yanık göğsümsün dönmem asla küskünüm hikayeme sen benim aşk mektubumsun hıçkırık sesi, kalbin iğnesi, hatıra izi ah filmimin sonu, annemin yüzü, tuzumun buzu ah saçımın teli, yaramın tozu, son öpüş gibi ah odam sıcak bilmiyor gittiğini sesim kızık ağladım her yerimi bulut camdan yağsa cam kesiği sen benim yanık göğsümsün odam sıcak bilmiyor gittiğini sesim kızık ağladım her yerimi bulut camdan yağsa cam kesiği sen benim aşk mektubumsun ah hıçkırık sesi, kalbin iğnesi, hatıra izi ah filmimin sonu, annemin yüzü, tuzumun buzu ah saçımın teli, yaramın tozu, son öpüş gibi ah ah, ah, ah, ah, ah
devamını gör...
4.
ortaokulda bir arkadaş utancından veremedi gittim onun yerine kıza ben verdim(hırkanın içinde çıkarmıştım) ,sonra kız ilk başta mutlu gözüküyordu sonra arkadaş gönderdi diyince ve zarfı açınca kızın suratı düşmüştü.işin ironik kısmı ben o dönemde kızlarla hiç konuşamazdım ,yani kendi işim olsa yapamazdım utangaçlıktan.buda böyle bir anı işte.
devamını gör...
5.
kültigin in hostes e yazdığı aşk mektubu efsanedir.
kaygısızlar da.
kaygısızlar da.
devamını gör...