1.
bazen bu ortamlarda intihar eden insanlar hakkında çok çirkin ifadeler görüp üzülüyorum. bundan daha beteri ise, son dönemde çok iyi eğitim almış insanlarımızın ekmeksizliğe mahkum edilerek, yahut ekmek ve onurlu yaşam, onlara hiç reva rgörülmediği için, yaşamına son veren gencecik insanlarımızın sayısındaki artış. ve bunda binde bin sorumluluğu olan yetkililerin çirkin demeçleri.
benim kanaatimce intihar son çare olarak bile düşünülmemesi gereken acılı dramların en büyüğüdür. fakat aynı zamanda onurlu bir yaşam eylemselliğidir de.
bundan 4000 yıl önce mısır'da bulunmuş oldukça edebi bir intihar mektubunu paylaşmak isterim.
ölüm önümde bugün
mür kokusu gibi,
rüzgârlı bir günde yelken altına oturmuş gibi.
ölüm önümde bugün
nilüferlerin kokusu gibi,
sarhoşluğun kıyısına oturmuş gibi.
ölüm önümde bugün
yıllarını tutsaklıkta geçirmiş bir adamın,
evini özlemesi gibi…
benim kanaatimce intihar son çare olarak bile düşünülmemesi gereken acılı dramların en büyüğüdür. fakat aynı zamanda onurlu bir yaşam eylemselliğidir de.
bundan 4000 yıl önce mısır'da bulunmuş oldukça edebi bir intihar mektubunu paylaşmak isterim.
ölüm önümde bugün
mür kokusu gibi,
rüzgârlı bir günde yelken altına oturmuş gibi.
ölüm önümde bugün
nilüferlerin kokusu gibi,
sarhoşluğun kıyısına oturmuş gibi.
ölüm önümde bugün
yıllarını tutsaklıkta geçirmiş bir adamın,
evini özlemesi gibi…
devamını gör...
2.
beni en etkileyeni çok sevgili nilgün marmara'nın eşi kağan'a yazmış olduğudur.
bir insan neler yaşamıştır bu sözleri yazmak için? kaç acı saplanmıştır yüreğine?
bitmek bilmeyen gecelerden mi geçmiştir yoksa aydınlık mı sıkmıştır canını?
sevgilim,
her gün kötücül bir düşü kurmak ve onu taşımak artık kılgıyı gerektiriyor.
sana böyle bir yük bırakmak istemezdim ama sen akıllı ve güçlüsün çabuk unutursun.
bu durumdan kimse kimseyi ya da kendini sorumlu, suçlu saymasın çünkü suç yok yalnızca ırmağın akışına bir müdahale söz konusu!
her anın niye’sini sorgulayan bir varlığın saygısızlığını yok etmek için kararlaştırılmış bir eylem bu!
çocukluğun kendini saf bir biçimde akışa bırakması ne güzeldi. yiten bu işte!
bu tükenişle hiçbir yeni yaşama başlanamaz, bu nedenle tüm sevdiklerime elveda diyorum. beni bağışlayın! bunu en çok annemden babamdan ablamdan ve kağan, senden diliyorum. dostlarımdan da!
seni hep sevdim kağan!
hoşça kalın!
cenaze töreni istemiyorum, mümkünse yakınız lütfen!
kuşlar ölünceye kadar iyi bakınız onlara.
sahneden çekilirken yaşamıma karışmış herkesi selamlıyorum.
kağan arzu edersen ileride, daktiloya çekilmiş olan şiirleri bastırabilirsin.
bir insan neler yaşamıştır bu sözleri yazmak için? kaç acı saplanmıştır yüreğine?
bitmek bilmeyen gecelerden mi geçmiştir yoksa aydınlık mı sıkmıştır canını?
sevgilim,
her gün kötücül bir düşü kurmak ve onu taşımak artık kılgıyı gerektiriyor.
sana böyle bir yük bırakmak istemezdim ama sen akıllı ve güçlüsün çabuk unutursun.
bu durumdan kimse kimseyi ya da kendini sorumlu, suçlu saymasın çünkü suç yok yalnızca ırmağın akışına bir müdahale söz konusu!
her anın niye’sini sorgulayan bir varlığın saygısızlığını yok etmek için kararlaştırılmış bir eylem bu!
çocukluğun kendini saf bir biçimde akışa bırakması ne güzeldi. yiten bu işte!
bu tükenişle hiçbir yeni yaşama başlanamaz, bu nedenle tüm sevdiklerime elveda diyorum. beni bağışlayın! bunu en çok annemden babamdan ablamdan ve kağan, senden diliyorum. dostlarımdan da!
seni hep sevdim kağan!
hoşça kalın!
cenaze töreni istemiyorum, mümkünse yakınız lütfen!
kuşlar ölünceye kadar iyi bakınız onlara.
sahneden çekilirken yaşamıma karışmış herkesi selamlıyorum.
kağan arzu edersen ileride, daktiloya çekilmiş olan şiirleri bastırabilirsin.
devamını gör...
3.
anlaşılmadığı bir hayatta hala anlaşılma gayreti amacı taşır. aslında hala umudu vardır ama gücü kalmamıştır.
oysa insan beşerisi unutkanlık hastalığına tabidir. bir hafta bilemedin 1 aya hayat tekrar herkes için seyrine döner. yanarsa bir anneler- babalar yanar sen ise tedavülden kalkarsın insanların gündeminde.
oysa insan beşerisi unutkanlık hastalığına tabidir. bir hafta bilemedin 1 aya hayat tekrar herkes için seyrine döner. yanarsa bir anneler- babalar yanar sen ise tedavülden kalkarsın insanların gündeminde.
devamını gör...
4.
"ameliyatımı icra ettim. hiçbir ağrı duymadım. kan aktıkça biraz sızlıyor. kanım akarken baldızım aşağıya indi. yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geri savdım. bereket versin içeri girmedi. bundan daha tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. baygınlık gelmeye başladı.
canib-i zabıtadan gelecek tahkik memuruna size anlatmağa mecbur olmadığım bazı esbabdan dolayı terk-i hayata mecburiyet gördüm. kendi kendimi öldürdüm. benim yazım ve imzam alem-i matbuatta bulunan muharrirlerce malumdur. binaenaleyh beyhude işgüzarlık edeceğim diye zaten matem içinde bulunacak familyam azası hakkında bi-lüzum tahkikata girişip de onları iz'ac etmeyiniz. şu itirafnamem intiharın vukusunu müsbittir. sizin vazifeniz kağıdı alıp bir jurnal ile makama takdim etmekten ibarettir.
vücudumu teşhir olunmak üzere mekteb-i tıbbiyye'ye teberrüan bahşettim. cenaze oraya naklolunmalıdır. beşir fuad" 5 şubat 1887
gelen doktora söylediği söz: "zahmet etmeyin, beş dakikalık ömrüm kaldı"
canib-i zabıtadan gelecek tahkik memuruna size anlatmağa mecbur olmadığım bazı esbabdan dolayı terk-i hayata mecburiyet gördüm. kendi kendimi öldürdüm. benim yazım ve imzam alem-i matbuatta bulunan muharrirlerce malumdur. binaenaleyh beyhude işgüzarlık edeceğim diye zaten matem içinde bulunacak familyam azası hakkında bi-lüzum tahkikata girişip de onları iz'ac etmeyiniz. şu itirafnamem intiharın vukusunu müsbittir. sizin vazifeniz kağıdı alıp bir jurnal ile makama takdim etmekten ibarettir.
vücudumu teşhir olunmak üzere mekteb-i tıbbiyye'ye teberrüan bahşettim. cenaze oraya naklolunmalıdır. beşir fuad" 5 şubat 1887
gelen doktora söylediği söz: "zahmet etmeyin, beş dakikalık ömrüm kaldı"
devamını gör...
5.
beni dünya da anlamadınız bari öldükten sonra anlayın adlı mektup
devamını gör...