kendinizi kendinizden soyutlayıp bakmanızı istiyorum şimdi. fazla iplemeyen birine mesaj atıp duruyorsunuz. o anki hissiniz hırs. 'ben atmam' diyenler ise deli gibi 'acaba neden atmıyor' diye evin içinde dört dönüyor. altındaki asıl sebep, sen bu kadar ölüp biterken, onun o kadar da sallamamasını kendine yakıştıramıyorsun. baktığında mesaj atılanla ilgili bir durum yok. sorun aslında kendinsin.

istiyorsun ki ben öliyim, o bitsin. yanımdakini de çukura çekeyim. ama karşındaki bittiği andan itibaren sen ölen olmuyorsun. koşsun diyorsun. bunlar aslında hep insanın kendiyle olan sorunları. sevilenle bir alakası yok. şekliyle alakası var aslında. şimdi bu deyşik ne diyo diyenler baştan tekrar okusun.

ya da size kendini beğendirmek için şekilden şekle giren insanlar. gerçekliklerinden sapıp, kendini unutanlar. sırf sen seviyorsun diye bir şeyi yapanlar. samimiyetsizler. sen sev diye kendinden verenler. sonunun çıktığı yer, sonunda onu elde edebilmek. sonra kendine dönmeye başlamak ve karşındakini üzmek. bunların hepsi bencilce.
devamını gör...
değildir.aşk iki kişiliktir.bencillik varsa o aşk değildir.
devamını gör...
evet. çünkü her insan aslında kendine aşıktır.
devamını gör...
ne bencilce değil ki.
tam olarak 'bencillik' sayılmayacağı gibi, güzel ve saf bir duygu olarak da göremeyiz aşkı.
çocuk sahibi olmak da bunun gibidir. içten içe bir bencillik var ama kimse bir ebeveyne "çok bencilsin" demiyor. 'bencillik' derken ne kastettiğinize göre değişir.
evet, insanlar bencildir ve eylemleri buna göre şekillenir. ama bu bencillik istemsizdir ve o tarz bencillikten herkeste olduğu için bu, normal bir şey olarak görülmeli.
"neden geç cevap yazıyor" diye düşünen değil de, "neden geç yazıyorsun" diyen bencil sayılabilir.
devamını gör...
insan bencil bir yaratıktır.
devamını gör...
insan ilişkileri de temelinde karşılıklı çıkara dayanır fakat bu kötü bir durum değildir.
devamını gör...
öyle mi. bir başkasını severek aslında o sevdiğimiz kişi bize çok iyi geldiği için mi. bizi anladığı için mi.
bizim onu sevdiğimizi dediğimiz de bile aslında bizim onun mesleğini parasını fiziğini güzel olmasını yakışıklı olmasını zengin olmasını. bütün o özellikleri ile kendimiz hava mi atıyoruz. bu mu bize iyi geliyor .
eski türk filmlerinde hatta günümüz yaz dizilerinde hep olur bu . mahalle de mahsunu iboyu ferdiyi seven fakir güzel ahlaklı bir kız vardır. ama onlar hep patronun kızına. zengin bir kıza asiktirlar. mahalle de kendisini seven erkeğe bakmayan banu alkan, serpil çakmaklı, bahar oztan vs işe zengin erkeğe mi gider.
masallar hikayeler hep zengin kız fakir erkek zengin erkek fakir kız olayı. külkedisi, ferhat ile şirin.
yaz dizilerinde plazaya stajyer olarak gelen kız birden holding hissedarı olur .

belkide gerçekten begendigimiz vücutlar bedenlere hayalimizdeki kisilerin özelliklerini yüklüyoruz. onları öyle hayal ediyoruz.

insanın gerçek aşkının milyar nüfuslu dünyada 20 km ötesinde olması ne kadar mantıklı. insanın hayatinin erkeğinin kadınının aşkının aynı ülkede aynı bölgede şehirde mahallede okulda olması .

ben yine de aşkın bencil olduğunu düşünmüyorum. ha dersiniz ya insan sevdiğini öldürüyor. reddetti öldürdüm diyor. boşanmak istedi boğazını kesti diyor .
normal insanlar için aşk bencil değil.
devamını gör...
(bkz: adam haklı beyler dağılın)
devamını gör...
sevmek bencilce bir duygu mudur?

sadece sevenin çıkarınaysa evet.
sevileni mutlu etse dahi evet.
çünkü sevmek aslında su içmek kadar ihtiyaçtır.
insan severek en çok kendini mutlu eder, iyileştirir. sevmekte temel motivasyon ya da ilk hedeflenen şey karşıdakinin iyiliği, mutluluğu olabilir mi?

örneğin bir çeşmeden kana kana su içiyorken kendi iyiliğimiz, çıkarımıza yaparız bunu. eğer çeşmenin, suyun bu durumdan memnun olduğunun farkına varsaydık su içme fiilinin bizim için daha başka anlamları olabilirdi.
çeşme suyunu belki daha lezzetle sunabilirdi. ve bu da bir tür aşk halini alabilirdi.
yani, sevenin sevdiğine, sevilenin de sevene tutkusunun altında bir ihtiyacın giderilmesinden daha fazla şey vardır.
ama bu fazla dediğimiz şey ne kadar anlamlı ve güzel olursa olsun, insanın içindeki sevme ve sevilme aşkının bencilliğini de besleyip büyütür. taparcasına, adanarak sevdiğinizde, hatta severken kendinizi unutup bir hiç gibi hissetmek istediğinizde bencilliğinizin zirvesine ulaştığınızı ve başka bir boyuta geçtiğinizi iddia etsek yanlış mı düşünmüş oluruz? sana beni sevebilme hakkını tanıyorum demek bencilce de bulunabilir, iyilikle beraber lütuf olarak da değerlendirilebilir. genelde sevgiyi verenden çok alanın ya da talep edenin bencil olduğuna inanılır. aslında her iki durumda da bencillik söz konusu olsa da ben hep sevenin sevilenden,
yani erkeğin kadından daha bencil olduğunu düşünürüm...
sevilen büyüklüğünü sevenin sevgisinden alır.
seveni büyüten nedir? ya da seven büyür mü? sevenin kaderi küçülmek, azalmak, yitip gitmektir. seven böyle beslenirken sevilen başka beslenir. ve birbirlerini beslerler. ama sevilen hep daha yüksek bir makamdadır.

ve o yüzden seven sevilenden daha fazla çocuktur.
devamını gör...
ahterbin ukdesi.

aslında kendiyle çelişen bir ifade bu, bencil olan biri zaten ne sevmek ister ne de sevilmek.

seven kişi sevilmek ister, sevdiği tarafından. bencillik gibi gözükebilir ama diğer türlüsü hayatı zindan eder. seviyorsun ve o sevmiyor.

sevmek iki kişilik bencilliktir...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"aşkın aslında tamamen bencilce bir duygu olması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim