bakmak ve görmek arasındaki fark

ikisi aynı şey değildir.
öncelikli bakmak; insanların ve diğer canlıların ortak özelliğidir.
fakat görmek; sadece insanlara özgü bir durumdur.
bakmak için sadece göz yeterli olurken görmek için de akıl ve gönül de gereklidir.
evet belki gözü olan herkes bakabilir ama akıl ve kalp olmadan herkes göremez.
onun içindir ki; baktığı halde göremeyen nice insanlar, hayattaki birçok gerçeğin sırrını anlamamışlardır.
demem o ki sadece gözle bakmayalım, kalbimiz sadece atmasın. duysun, hissetsin ve konuşsun. hayata dair bütün olan bitenlere kalp ve akıl ile bakarak, uzağa, taa uzağa görsün ve birçok şeyi fark etsin.
her neyse;
burada amacım manayı tüketmek, bazı kavramları öylesine kolay kullanarak oracıkta bırakmak deği. içini siz tecrübeyle, dokunuşla, bakışla ve güzel bir görüşle doldurun...

beyin siz odaklanmıyorken de çevredeki birçok nesneyi hafızanıza kaydeder, bu bakmaktır. görmek ise bilinçli bir yönelim, bir odak ister. kısaca aradaki fark harekete katılan bilinçtir.

mesela telefon önünüzde ama telefonum nerdeeeğ diye evin içinde çığlık atmanız gibi. ben yapmadım, sadece bi örnek olarak.

bakmak; bir şeye doğrudan hiçbir yorum katmadan göz atmak,
görmek; bakılan şeyin önceden edinilmiş bilgi birikiminden faydalanılarak anlamlandırılmasıdır.

kafa sözlük sanat bilim kulübü'nün discord üzerinden düzenliyor olduğu fotoğraf yarışmasının adıdır.
yarışma, bakmak ile görmek fiillerinin arasında oldukça fark olduğunu iddia ediyor ve bunu kanıtlamak isteyen fotoğrafçıları, fotoğraf sevenleri arıyor.
amaç, gün içerisinde bulunulan alanlarda kısıtlamalar yaparak fotoğraflar çekilmesidir.

kulübün açıklaması: bildiğiniz üzere yarışmalarımız uzun zamandır belli temalar ya da temasızlık üzerinden ilerliyor. fakat bu sefer farklı bir yöntem deneyeceğiz. herhangi bir temamız yok. sadece alan kısıtlamamız var. fotoğraflarınızı gündelik yaşamınız devam ederken evinizde (bahçe dahil) ya da iş yerinizde bulunduğunuz esnada çekeceksiniz. buralarda oluşturduğunuz kompozisyonlarla üyelerimizden oy toplamaya çalışacaksınız. çektiğiniz fotoğraf boş bir masada çekilmiş kitap yahut herhangi bir bitki yaprağının çok yakından çekilmiş desenleri ya da eşyalarınızın gözünüze estetik gelen geometrik bir kesiti olabilir. amacımız deneysel olan bu yarışmada fotoğrafçılarımızı kompozisyon yapmaya zorlamaktır.

öneri: akşam karanlığında odanızdaki tüm ışıkları kapatıp, kendinize küçük ışık kurulumları yaparak harika fotoğraflar çekebilirsiniz. gölgeler ve ışık açılarına dair yaratıcılıklar sizi oldukça öne geçirebilir. yahut gündüz ışığını kullanarak odanızın yahut iş yerinizin bir köşesindeki renk uyumunu, geometrik eşya dizilimini çekebilirsiniz. iş yerindeyken kafanızı birkaç dakikalığına (ideali 6 dk'dir) kaldırın.
akşam köşenize çekildiğinizde evinizi bir seyredin...
ışıkları açıp kapayın. oturma odasındayken holün ışınlarını yakın... belki farklı açılar yakalarsınız.
"bakmak ile görmek arasındaki farklar"ı keşfetmeye çalıştığınız keyifli bir hafta olması dileğiyle. herkese kolay gelsin.
yarışma 5 eylül pazar günü sona erecek. örnek görseller ve katılım şartları aşağıdadır.




kurallarımız aynı:
- herkes bir fotoğraf paylaşabilir.
- yarışmaya katılmak için çektiğiniz fotoğrafı bu kanalda paylaşmanız yeterli. fotoğrafın zamanı, hangi şehir olduğu, hikayesi vb. kısaca bilgi de ekleyebilirsiniz.
- paylaşılan fotoğraflar arasından en çok oyu alan kazanır. her üyenin bir fotoğraf için verdiği sadece bir oy sayılacak.
- düzenlenen yarışmalarda aynı üye üst üste iki kez birinci olamaz. bir kez birinci olan üye sonraki hafta da yarışmaya katılabilir, birinci seçilirse en çok oy alan ikinci yarışmacı birinci olur. bir sonraki hafta normal düzen devam eder.
- yarışma 5 eylül pazar günü sona erecek.
- en çok oyu alan kişi ''fotoğrafçı :camera_with_flash::trophy:'' rolünün sahibi olacak.

katılım için bağlantısına tıklayarak kuralları okuyup onayladıktan sonra bekleme odasına mahlasınızı ve dahil olmak istediğiniz kulübü (sanat bilim kulübü) yazarak aramıza katılabilirsiniz. diğer kulüplerden herhangi birinin üyesi iseniz de katılabilirsiniz. yarışma tüm kulüp üyelerine açıktır.
katılmanız için tek şartımız 250 karma puanına sahip olmanızdır.

görebilseydin eğer beni şuan her şey çok farklı olabilirdi.

biri yapilan eylem, digeri farkindalik

orn;
- uzaklara dogru bakarsin

- gozunun kenariyla gorursun

bakmak sıradandır, görmek ise allah vergisi maharettir.

bugün sonuçlanan kafa sözlük fotoğraf yarışmasının adıdır.

sonuç şu şekildedir.
konumuz şuydu: "fotoğraflarınızı gündelik yaşamınız devam ederken evinizde (bahçe dahil) ya da iş yerinizde bulunduğunuz esnada çekeceksiniz. buralarda oluşturduğunuz kompozisyonlarla üyelerimizden oy toplamaya çalışacaksınız. çektiğiniz fotoğraf boş bir masada çekilmiş kitap yahut herhangi bir bitki yaprağının çok yakından çekilmiş desenleri ya da eşyalarınızın gözünüze estetik gelen geometrik bir kesiti olabilir. amacımız deneysel olan bu yarışmada fotoğrafçılarımızı kompozisyon yapmaya zorlamaktır."

yarışmamız neticelendi. kazanan tropikalorman oldu.
bulaşık deterjanını çektiği şahane fotoğraf hepimizin ilgisini cezbetti. esasında kiriktopuk'un çektiği fotoğraf daha çok oy almıştı fakat iki yarışma üst üste kazanma durumunda ödül ikinciye verildiği için kazanan tropikalorman olmuştur.

ayrıca ilk defa olan ve ara ara uygun görüldükçe devam edecek bir uygulamamıza göre "jüri özel ödülü"nü de leylimley kazanmıştır. katılan herkese teşekkürler. oldukça ilginç ve güzel çalışmalar yapıldı. şimdilik kritik etmiyoruz. fakat ilerleyen zamanlarda bol eleştirili, bol paylaşımlı etkinlikler düzenleme ve sizlerin de katılmanızı rica etme planlarımız var.
ayrıca yeni yarışmamız başlamıştır.
bu hafta konseptimiz ''bir fotoğraf bir anı''. sizin için değerli olan, anısı olan bir fotoğrafınızı hikayesiyle birlikte yazarak paylaşmanızı bekliyoruz.
tüm sözlük üyeleri davetlidir. katılmak için aşağıda yazılanları takip ediniz.


kazanan fotoğraf: tropicalorman

jüri özel ödülü: leylimley


sizler de yarışmamıza katılmak isterseniz şu anda renkli olarak okuduğunuz yazıya tıklayarak kafa sözlük discord sunucusuna dahil olup bilim sanat kulübüne dahil olabilirsiniz. içeri girdiğinizde karşınıza çıkan metin kanalında "sanat bilim kulübü"ne girmek istediğinizi yazdığınızda yöneticilerimiz en kısa zamanda sizinle ilgilenecektir.
(bkz: kafa sözlük sanat bilim kulübü)

"insan bir güzelliğin farkına varamıyorsa, o güzelliği haketmiyor demektir. " ferhan şensoy

bakmak gözlerle yapılan bir eylemdir. herkes ne görüyorsa onu görürsün. ama görmek göz, kalp ve ruhun bielwşimiyle yapılan bir sanattır. herkesin doğru görmesi beklenemez. eğer kalbinizi ve ruhunuzu da işin içine katarsanız karşı tarafın düşüncelerini dahi görebilirsiniz.

her şeyi bulunduğunuz yere, ait olduğunuz tarafa, yüzünüzü çevirdiğiniz yöne bakarak tarif eder ve anlarsanız, sadece bakış açınızı değil görüş açınızı da daraltmış ve kısıtlamış olursunuz. bu gerçeğin sizin dar bakış açınızla sınırlanması, gerçekliğin bakmadığınız çok daha büyük kısmını idrak edememeniz anlamına gelir. sizin bakamadığınız yerde sizin göremediğiniz bir dünya vardır, ondan habersiz kalırsınız.

bugün hepimiz kendi kapasitemizle sınırlı bir görüş açısıyla hayata bakıyoruz. buna gerçekten bir ‘görüş açısı’ denebilir mi, orası da tartışılır. çünkü ortada bir ‘görme’ durumu yok, pek. bizler neredeyse gördüğümüz her şeyi, daha o ‘şey’e bakmadan önce zihnimizde görmüş, bilmiş, kararına ermiş bir halde bulunuyoruz. bu ne demek?

bugün hemen hepimiz her şey hakkında o kadar kesin yargıya, kanaate, kör inanca sahip durumdayız ki, gözlerimiz yeni şeylere baksa da artık zihinlerimiz yeni bir şey görmemize izin vermiyor demek! zamanın bir yerinde görüş kabiliyetimizin artık durduğu, zihnimizin kendi arşivinden aldığı görüntülerle bize bir bant yayın izlettiği demek oluyor.

arama mutluluğu uçan kuşta
arama huzuru beyaz bulutta
arama sevgiyi boş sokakta
çünkü aradığın her şey sende aslında
nerede deyip arıyorsan hâlâ
bakmakla görmek arasındaki o küçücük farkta.
kaytsz

böyle bir başlığa yakışan bir şiir diye düşündüm.

"görüşümüz neyi nerede gördüğümüze bağlıydı"

john berger'i yıllardır okurum. "görme biçimleri" okuduğum ilk kitabı sanırım.

hem görünüşe aldanmamayı, görünenin ardındakini görmeye çalışmayı hem de bakışımdan özgürleşip başkası gözünden görmeye çalışmayı öğrenmemi o kitaba borçluyum.

öğrendiğim daha önemli bir şey var ki o da; görmenin, sözden önce geldiği idi. ve hatta daha ileri götürerek çoğu zaman görme serüveninde sözün gereksiz, engelleyici, saptırıcı ve yanıltıcı olduğu idi.

bunun idraki bir etik duyarlılık da yükler insana. şöyle ki; baktığın yani esasen gördüğünü zannettiğin şeyi bildiğin kadarıyla anlar, bir de bunu yüklendiğin kodlarla tanımlar, yutkunmadan, şüphe duymadan, tartmadan cümlesini kurarsan, yarım/yanlış anladığını; yani göremediğini söze çevirir ve yargıya dönüştürürsen bu en azından bir haksızlığa, bir sığlığa, popülere ait bir değerlendirmeye neden oluyor. bu yanılgıya düşmemek yetişkin herkesin boynuna borç bence, etik bir sorumluluk aynı zamanda.

herkes bakar.
herkes göremez.

görmek iyi midir?
bazen iyidir
bazen bir lanettir.

astigmatı olanları anlamalık başlık.
bakıyorum ama baktığımı görmüyorum
ya gözleri kısacam
ya gözlüğü takacam.

çok büyük farktır.
güzel bir kadını görebilirsiniz, ama öküz gibi bakamazsınız.
normali bu.
yani sıfatını, tipini, sapıklığını, "sevdiğim" biri değilseniz yani.
anladınız mı?

hemen herkesin bir şekilde yanıldığı konudur.
görmek bilinçdışı harekettir. gözümüz açıkken bir sakatlık yok ise her şeyi görebiliriz. kuşları, denizi, çocukları...
bakmak ise irade ile yapılan davranıştır. bir denizin önünde durup da dikkatli baktığında ancak ondaki farkındalıkları anlayabilir, betimleyebilirsin. keza basit bir kalemde de öyle. kaleme dikkatli baktığında ondaki bir şeyleri fark edebilirsin...

bu iki kavrami birbirinden ayiran tek sey farkindalik derecesi