ben

her yazar farklı bende böyle bir yazarım bir halı gibi.

ne kadar fazla kullanilirsa o kadar cok kisilik sorunu oldugunu gosteren kelime. kendim de zamaninda boyle bir oldugum icin merhamet duyuyorum bu kelimeyi fazla kullanan insanlara ve onlari manipule edip zarar vermek istemiyorum.

en yakın olduğun varlık

ben varya ben allah affetsin başka kimse affedemez.

beni bana yar etmezler!

bir ben vardır bende benden içerü.

en sevdiğim şarkı.
zuğaşi berepe grubunun en temiz şarkısıdır aynı zamanda.

bu kelime ile örnek cümle için;
beni benden alırsan, seni sana bırakmam.

tuhaf sözlükte böyle bir yazar vardı çok sevdiğim. umarım mutludur şimdi.

ego ile özgüven arasında sıkışan kelime.

bir ben vardır benden daha içeri.

aklıma cartoon network'teki ben10 geldi.*

dirseğe yakın yerde bulunan ben kişinin dul kalıcağını gösteriyormuş.gelecekteki kocamdan sonra tekrar evleneyim mi kararsızım?

ingilizcesi i olan türkçe sözcük.

''ben diyorsun ve bu sözcükle gurur duyuyorsun. ancak ister inan , ister inanma bundan daha yüce olan şey, bedenin ve onun büyük zekasıdır. bedenin ben demez, ben olarak işler.''
(bkz: friedrich nietzsche)

bazen içindeki kıvılcımın yangına dönüşmesini alev almasını beklersin bu hiçbir ihtimalde gerçekleşmez. ta ki içindeki yağmur ormanlarını gezene kadar. o ıslak ağaçlar sadece içinde siz varsınız diye yanmaya başlar. evet beklediğiniz o kıvılcımın yangına alev'e dönüşmesi sadece sizi bekler. sizi yakalamayı. her tarafa koşarsınız her yolu denersiniz çıkamazsınız o yangından her taraf yangınlarla sarılmış. bir el bir kurtarıcı beklersiniz. o kurtarılma umudu sürekli içinizde bulunur. yangınlar yaklaştıkça kurtarılma umudunuz sönmeye başlar. iki elinizi kafanızın arasına alır ben buradan nasıl kurtulacağım diye düşünmeye başlarsınız. insan kendinden nasıl kurtulur ki. bir insan kendinden en uzağa kaçtığında bile ensesinde değil midir yalnızlığı. aklınıza bir fikir gelir. kazmak. evet kendinizi kazmak. bu ateş'lerden kazarak kurtulmayı düşünürsünüz. kazarız git gide derinleşiriz. kendimizde öyle bir derinleşiriz ki. tanıyamazsınız kendini. yeni bir bene ulaşmışsındır. yabancılaşırsın, en tanıdığımız ben en yabancı tanınmayan kimsesiz olmuştur.

kökeni hakkında finli dilbilimci juha janhunen'in, martine robbeets ile hubert cuyckens'in editörlüğünü yaptığı shared grammaticalization with special focus on the transeurasian languages isimli kitabın 9. bölümünde güzel bir çalışması bulunan özne.

meğerse "men"den falan değil de "bi"den geliyormuş "ben". ilginç cidden. diğer öznelere de değinmiş o çalışmada.

yalnızca siyah ve kahverengi olmazlar. vücutta değişik renkte olanları da vardır. yeşil ve kırmızı benim şimdilik bildiklerim.

çok kullanımı sonucunda başkaları nezdinde egoist yaftası yapıştılabilecek tehlikeli zamir. ikinci anlamı ise vücutta bulunan lekeler. çaplarına göre sağlık sorunu oluşturup olmayacağı kestirilebilen vücudun yoğun renkli noktacıkları

yıllar önce tanıştığımız tarihte bitirdik, geçen gün fark ettim. bu işin anlamını buradan çözebilirsin. ne kadar sürerse sürsün seni sevmeye ve değişmeyen kokunu hatırlamaya devam edeceğim. şarkılarını bekliyorum. eşsiz yorumumla katkı sağlayamamak beni üzüyor lakin biliyorum ki sen benden daha iyisini yapacaksın. her zamanki gibi.