bir kadını kırmadan ona şişman olduğunu söylemek
başlık "arishtat" tarafından 09.01.2021 22:31 tarihinde açılmıştır.
201.
söylemeyin amk. üstünüze vazife olmayan işlere karışmayın. sanki kendisi bilmiyor şişman olduğunu.
devamını gör...
202.
balık etlisin ya ne tatlı.
devamını gör...
203.
önünden aşını mı aldı yaprak.böyle mükemmellik kompleksi olanlara da katlanamıyorum.kadın aynadaki kendini beğeniyorsa gerisi hikaye!
devamını gör...
204.
bayılıyorsunuz değil mi durup dururken karşıdaki insanı kötü hissettirmeye. kadın erkek fark etmez bunu ‘kırmadan’ kimseye söyleyemezsiniz.
devamını gör...
205.
ben bu durumu örnek olayla anlatmak isterim.
yıl 2011. * üniversite üçüncü sınıftayım. üniversite birinci sınıftan beri peşinde koştuğum bir çocuk var. adı, özkan. özkan'la yatıp özkan'la kalkıyorum. * ** özkan'a kızlar da alıştı. özkan'la yaşadığım her durumu ana haber bülteni sunan ciddi ablalar, abiler gibi kızlara aktarıyorum.
özkan'la olan muhabbetimiz üçüncü sınıfa gelene kadar baya bir aşama kaydetti. sevgili gibiyiz; ama bir adımız yok. adı olmayan şeyler beni hep yormuştur. üçüncü sınıfta saçma sapan bir olay yüzünden o büyüyü bozdum. sonuç olarak aklımda özkan'a dair netleşmeyen bir durum beni başka birine itti. kısa keseyim bu konuya girdim mi çıkamıyorum. çok dertlenirsem başka bir yerde sadece ondan bahsederim.
başka biriyle tanıştım. tanıştığım kişiyle de bir zaman sonra ilişki durumumuz sevgili olarak güncellendi. tabii yabancı biri. bana özkan gibi bakmayabilir. o zaman da sağlıksız yaşamın doruğundaydım. her konuda açık olmayı, düşünceleri açıkça dile getirmeyi düstur edinmiş biri olarak ben bu insan evladına, pardon beyefendiye net bir şekilde şüşko olduğumu da dedim. o kadar sevgisiz büyümüş bir insandı ki telefonla konuşurken sadece sevgime odaklanmıştı. yani ben öyle sanmışım.
neyse efendim; bu adam okuduğum şehre geldi. gezdik, tozduk. vakit geçirdik. artık tam olarak hatırlamadığım bir zamanda aramızda "hayatımızı düzene koyalım, sağlıklı beslenelim" diye bir konuşma geçti. zaten ben bu kararı çoktan vermiştim. sağlıksız yaşadığımın, sabah kalkınca * güne sıprayt ile başlamanın * ne denli saçma olduğunun bilincindeydim. sadece biraz daha rahatlamayı bekliyordum. sevdiğimi sandığım adamın da önünde karpuzdan hallice, hatta karpuzdan büyük bir göbek bulunuyordu. tabii ben onu göbeğiyle sevdim. şikayetçi değildim. *
yaz tatili geldi çattı. hatta dönerken de beni almaya gelmişti ve o elim hadiseyi -yürüyen merdiven kazasını- yaşamıştım. yaz tatilinde biz bu beyefendiyle ayrıldık; ama nasıl deli gibi seviyorum azizim, anlatamam. * diyetisyenim ve güzelim annem eşliğinde yeni bir serüvene başladık. yürüyen merdiven kazasından sonra iflah olmayan sol bacağım bana ne kadar engel olsa da annemle her akşam yürüyüşe çıktık. bir ara gündüz vakti sahil boyu yürüdük. üç ay gibi süre zarfında yaklaşık otuz * kilo vermiştim. haa bu arada her konuda beni destekleyen annem, sevdiğim * beyefendi konusunda beni desteklemiyor. * ben, inadım inat. biliyorum o beyefendi bana dönecek. ve okuduğum şehre gittiğim ilk hafta o beyefendi bana yazdı. ben bu durum karşısında eridim tabii. yelkenler suda. kısa sürede beni ziyarete geldi. o, beni görünce şok; ben, onu görünce daha bir şok. birlikte verdiğimizi sandığım karar onun tarafından çöp olmuş. yarı yolda bırakıldığımı hissettim. ve o an bir aydınlanma yaşadım. onun derdi benim kilolarımdı. bunu bana " sen zayıfla leylimley, ben göbeğimle mutluyum." şeklinde dememişti. deseydi beni bu kadar yaralamazdı aziz dostlarım.
uzun bir süre yine de ilişkiye devam ettim. o zaman bu düşünceleri önemsememiştim; çünkü ben onu her haliyle sevebilecek olgunlukta bir insandım; ama gelin görün ki bendeki değişim onu daha bir şüpheci, daha bir baskıcı, daha bir her şeye burnunu sokan ve her şeyi yanlış anlayan bir insana dönüştürdü. bir gün kafama bir taş düştü ve ben bu ilişkiyi daha fazla yürütemeyeceğim dedim ve bitirdim.
şimdi durup düşündüğümde kendimden o kadar çok taviz vermişim ki... birincisi özkan'dan olmuşum. ikincisi çok sevdiğim mehtap isimli arkadaşımdan olmuşum * ve birazcık sevmek eylemi için bir kaşık suda boğulmuşum. dördüncüsü annemin hislerine güvenmem gerektiğini anlamışım. uzun zaman kimsenin samimiyetine de inanmadım.
velhasılıkelam akıl vermek gibi olmasın, haddim değil de bir gün kilolu bir insanla tanışırsanız, sizin de göbeğiniz varsa ve birlikte bir karar vermişseniz o kararı birlikte uygulayın derim.
yıl 2011. * üniversite üçüncü sınıftayım. üniversite birinci sınıftan beri peşinde koştuğum bir çocuk var. adı, özkan. özkan'la yatıp özkan'la kalkıyorum. * ** özkan'a kızlar da alıştı. özkan'la yaşadığım her durumu ana haber bülteni sunan ciddi ablalar, abiler gibi kızlara aktarıyorum.
özkan'la olan muhabbetimiz üçüncü sınıfa gelene kadar baya bir aşama kaydetti. sevgili gibiyiz; ama bir adımız yok. adı olmayan şeyler beni hep yormuştur. üçüncü sınıfta saçma sapan bir olay yüzünden o büyüyü bozdum. sonuç olarak aklımda özkan'a dair netleşmeyen bir durum beni başka birine itti. kısa keseyim bu konuya girdim mi çıkamıyorum. çok dertlenirsem başka bir yerde sadece ondan bahsederim.
başka biriyle tanıştım. tanıştığım kişiyle de bir zaman sonra ilişki durumumuz sevgili olarak güncellendi. tabii yabancı biri. bana özkan gibi bakmayabilir. o zaman da sağlıksız yaşamın doruğundaydım. her konuda açık olmayı, düşünceleri açıkça dile getirmeyi düstur edinmiş biri olarak ben bu insan evladına, pardon beyefendiye net bir şekilde şüşko olduğumu da dedim. o kadar sevgisiz büyümüş bir insandı ki telefonla konuşurken sadece sevgime odaklanmıştı. yani ben öyle sanmışım.
neyse efendim; bu adam okuduğum şehre geldi. gezdik, tozduk. vakit geçirdik. artık tam olarak hatırlamadığım bir zamanda aramızda "hayatımızı düzene koyalım, sağlıklı beslenelim" diye bir konuşma geçti. zaten ben bu kararı çoktan vermiştim. sağlıksız yaşadığımın, sabah kalkınca * güne sıprayt ile başlamanın * ne denli saçma olduğunun bilincindeydim. sadece biraz daha rahatlamayı bekliyordum. sevdiğimi sandığım adamın da önünde karpuzdan hallice, hatta karpuzdan büyük bir göbek bulunuyordu. tabii ben onu göbeğiyle sevdim. şikayetçi değildim. *
yaz tatili geldi çattı. hatta dönerken de beni almaya gelmişti ve o elim hadiseyi -yürüyen merdiven kazasını- yaşamıştım. yaz tatilinde biz bu beyefendiyle ayrıldık; ama nasıl deli gibi seviyorum azizim, anlatamam. * diyetisyenim ve güzelim annem eşliğinde yeni bir serüvene başladık. yürüyen merdiven kazasından sonra iflah olmayan sol bacağım bana ne kadar engel olsa da annemle her akşam yürüyüşe çıktık. bir ara gündüz vakti sahil boyu yürüdük. üç ay gibi süre zarfında yaklaşık otuz * kilo vermiştim. haa bu arada her konuda beni destekleyen annem, sevdiğim * beyefendi konusunda beni desteklemiyor. * ben, inadım inat. biliyorum o beyefendi bana dönecek. ve okuduğum şehre gittiğim ilk hafta o beyefendi bana yazdı. ben bu durum karşısında eridim tabii. yelkenler suda. kısa sürede beni ziyarete geldi. o, beni görünce şok; ben, onu görünce daha bir şok. birlikte verdiğimizi sandığım karar onun tarafından çöp olmuş. yarı yolda bırakıldığımı hissettim. ve o an bir aydınlanma yaşadım. onun derdi benim kilolarımdı. bunu bana " sen zayıfla leylimley, ben göbeğimle mutluyum." şeklinde dememişti. deseydi beni bu kadar yaralamazdı aziz dostlarım.
uzun bir süre yine de ilişkiye devam ettim. o zaman bu düşünceleri önemsememiştim; çünkü ben onu her haliyle sevebilecek olgunlukta bir insandım; ama gelin görün ki bendeki değişim onu daha bir şüpheci, daha bir baskıcı, daha bir her şeye burnunu sokan ve her şeyi yanlış anlayan bir insana dönüştürdü. bir gün kafama bir taş düştü ve ben bu ilişkiyi daha fazla yürütemeyeceğim dedim ve bitirdim.
şimdi durup düşündüğümde kendimden o kadar çok taviz vermişim ki... birincisi özkan'dan olmuşum. ikincisi çok sevdiğim mehtap isimli arkadaşımdan olmuşum * ve birazcık sevmek eylemi için bir kaşık suda boğulmuşum. dördüncüsü annemin hislerine güvenmem gerektiğini anlamışım. uzun zaman kimsenin samimiyetine de inanmadım.
velhasılıkelam akıl vermek gibi olmasın, haddim değil de bir gün kilolu bir insanla tanışırsanız, sizin de göbeğiniz varsa ve birlikte bir karar vermişseniz o kararı birlikte uygulayın derim.
devamını gör...
206.
sen daha irilerine layıksın
devamını gör...
207.
üstüme vazifeyse eğer bunu söylemek doğrudan söylerim. bazen bir uyanış gerekiyor çünkü. mesela 5 kilo civarı alındığında.
zaman aralığı da veririm ayrıca mayıs gibi iyiydin bak o zamanki kilona düş derim.
zaman aralığı da veririm ayrıca mayıs gibi iyiydin bak o zamanki kilona düş derim.
devamını gör...
208.
bir erkeği kırmadan ona şişman olduğunu söylemek başlığı var mı
devamını gör...
209.
bazıları "çevreniz çok geniş efendim" demeyi tercih ediyorlar ama bana göre bu da çok kırıcı.
devamını gör...
210.
en iyisi söylememek. bu kimseyi ilgilendirmez. herkesin kendi hayatı var ve herkes birbirinden ayrı bireyler. o belki kilo vermek için çok uğraşıp veremiyordur veya kiloları ile mutludur. sana ne? *şu ülkede * kalıplaşmış olan güzellik algısını anlamıyorum. herkes renkli gözlü, sarı saçlı, ince belli, büyük göğüslü, dolgun dudaklı olsa bizi biz yapan farklılıklarımız olmazdı değil mi?
devamını gör...
211.
kadın ise mesele farklı ama metobolizmanız yavaş desek buna da kızarlar kesin.
devamını gör...
212.
neden söyleyesin ki aynaya bakıyorsa ki bakıyordur muhtemelen bunun farkındadır. hele bir de mutluysa kime ne
devamını gör...
213.
niye bir kadını kırmadan şişman olduğunu söyleyeceğim ki? bu durum kendisini ilgilendirir beni değil, hiçbir şekilde dile getirmem. insanlık açısından yani.
devamını gör...
214.
1-insan kendisinin ne olduğunu bilmez mi?
2-banane
2-banane
devamını gör...
215.
neden durduk yere böyle bir söylemde bulunayım ki. eğer bu sorunun cevabını vermem için bir istekte bulunursa dürüstçe cevaplarım.
devamını gör...
216.
kuzenim harici kimseye kilosu hakkinda yorum yapmam, o da surekli sordugu icin.
bir insanın yuzune bakip sisman ya da zayif demeyiverin az. az susun. o yilan dilinizi bi tutun.
bir insanın yuzune bakip sisman ya da zayif demeyiverin az. az susun. o yilan dilinizi bi tutun.
devamını gör...
217.
her konuda fikir beyan etme zorunluluğu hisseden kişilerin, başka bir burnunu sokma eylemidir.
lisedeyken, kulaklarından dolayı bir arkadaşıma, bir grup kişinin ‘senin niye kulakların kepçe’ dediğini duyup, onun mahcubiyetini de gördükten sonra mesafeli durduğum insanlardır bu tür insanlar.
insanların komplekslerinin veya görünüşleri üzerine yorum yaparak , ne olduğunu anlayamadığım kişisel bir tatmin sağlarlar.
kilo verseniz, çok zayıfsın derler ki, bu kişileri tatmin edemezsiniz. kendi kişisel komplekslerini karşıdaki kişiye yansıtırlar.
şimdi bu cahilce davranışlarından dolayı, onların yüzüne kırmadan nasıl cahil olduklarını söyleyebiliriz?
lisedeyken, kulaklarından dolayı bir arkadaşıma, bir grup kişinin ‘senin niye kulakların kepçe’ dediğini duyup, onun mahcubiyetini de gördükten sonra mesafeli durduğum insanlardır bu tür insanlar.
insanların komplekslerinin veya görünüşleri üzerine yorum yaparak , ne olduğunu anlayamadığım kişisel bir tatmin sağlarlar.
kilo verseniz, çok zayıfsın derler ki, bu kişileri tatmin edemezsiniz. kendi kişisel komplekslerini karşıdaki kişiye yansıtırlar.
şimdi bu cahilce davranışlarından dolayı, onların yüzüne kırmadan nasıl cahil olduklarını söyleyebiliriz?
devamını gör...
218.
dolambaçlı yollardan, vay efendim kibar olayım diye böyle bir şey yapılırsa daha çok kırılır kadın ya da herkes diyeyim. kiloluysa söyleyin gitsin. şakalar yaparak kırmak daha mı iyi?
-selin!
+efendim bartu.
-sen bu ara biraz kilo aldın sanki.
+neee?
-yani öyle gördüm ben.
+savol bartu.
böyle çat diye söyleyin eğer bunu bir görev biliyorsanız.
-selin!
+efendim bartu.
-sen bu ara biraz kilo aldın sanki.
+neee?
-yani öyle gördüm ben.
+savol bartu.
böyle çat diye söyleyin eğer bunu bir görev biliyorsanız.
devamını gör...
219.
sağlığina olumsuz bir etkisi yoksa kime ne. gerçi sağlıgına olumsuz etkisi varsa da kime ne? bi salin insanları . bunu eski şişman olarak söylüyorum.
devamını gör...
220.
yakınınızsa ve sağlığından endişe ediyorsanız, belirli bir inkar durumuna girmişse -ki insan bazen kendini öyle görmemek için her türlü bahaneyi ve yanılgıyı kendine telkin ediyor- yapılabilir bir eylem, ben o kadar kesin görüşlerle yaklaşmıyorum bu olaya. ama hiç tanımadığınız bir insana bunu söylemek kimsenin haddi değil, kimse tanımadığı bir insanın sağlığını bu denli merak edemez çünkü. zaten bazı insanlar kilolarıyla mutludur, kendine yakıştırdığı bu olabilir, iki adım attıktan sonra nefessiz kalıp ciddi sağlık problemleriyle karşılaşmıyorsa sadece yemek yemeyi seviyor olabilir, dediğim gibi bunlar gerçekten değer verdiğiniz ve önemsediğiniz çok yakınınız değilse bilemeyeceğiniz durumlar. bir ebeveynin kızına, bir ablanın/abinin kardeşine, bir eşin eşine söylemesi normal bana kalırsa. onda da karşı taraf alınıyorsa alınsın, o içten içe sağlığının sıkıntıda olduğunu ve bunu kendine anlatamadığı için sinirleniyordur zaten çoğu zaman. yapacak bişey yok, ben kendi sevdiğimi kiloya bağlı bir hastalıktan önümde mahvolmasını izleyemezdim açıkçası.
devamını gör...