bisküviyi çaya batırıp yemek

petibör bisküvi ama. birde çayın içinde öyle yumuşamalı ki çayın rengine müdahale etmeli.

dayanamadığım şey, oy oy oy.
kremalı bisküvi olsun, ikiye bölüneninden, kupa bardak olsun, mümkünse birde dizi olsun. ekibi ayarlayan haber versin gelicem.

çayın sıcak ve bisküvinin taze olması ile imkansızlığını üst seviyeye çıkaracak ve kişiyi umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımlarına konu yapabilecek eylem.

sanırım yapmaktan hiç bıkmayacağım aktivite..

bana çocukluğunu hatırlatan eylem.soguk kış geceleri kömür sobasinin arkasında sıcacık çaya bandigim birazi bardağın dibine çöken,birazi ağıza varana kadar telef olan kalani da dili yaktiktan sonra ağızda dağılan ortası delik kaymaklı bisküvi ne lezzetli gelirdi bana o zamanlar.

mükemmel bir aktivite. bayılırım sıcacık çay ve tazecik bisküvi ile birleşen o mükemmel tat. bu kadar basit bişeyin milyonlara alınan eşyalardan daha mutlu edebileceği insan var mıdır bu dönemde sizce .

mükemmel hissettirir fakat aynı zamanda da 'ya bisküvi içine düşerse' paniğini de beraberinde getirir. benim genellikle çok yumuşar, içine düşer ve bende kaşıkla almaya çalışırdım.

petibör yerine, yulaflı burçak bisküvi batırarak, hem zevk oranını %67 daha fazla arttırarak, hem de çabuk kırılıp, çayın içine düşme oranını %73 azaltarak yaptığım, yapmayı sevdiğim eylem.

çocukluk keyfilerimden biri.

riskli iştir. çünkü çaya düşmesinin sonuçları hüzne boğar insanı. o bisküvi parçası erir gider çayın içinde ve sen sadece bir mahvolmuş bisküviye, bir de garip bir renk almaya doğru giden çaya bakarsın.
evet. sadece bakarsın. zira artık işler müdahale edemeyeceğin bir hal almıştır. "neticede çaya bisküvi batırmak, en fazla ne kadar önemli olabilir ki?" demeyin. önemlidir.

kışın içlik giyme ihtimali yüksektir... zarar gelmez

(bkz: çaya batırılan bisküvinin yandım anam diye bağırması)

özlenir ve özledikçe tekrar edilir bunu kimse yadırgamaz her yaşta tebessüm ettirir

food factory programının mcvitie's digestive bisküvi fabrikası bölümünde, bisküviyi çaya banarak ve banmadan yemek arasındaki tat farkı araştırmalarından bahsettiler. -evet bunun için araştırma yapmışlar- nottingham üniversitesinde, burundaki havayı binlerce parçacığa ayırabilen bir robot sayesinde "en iyi tadı bisküviyi çaya banarak mı yoksa banmadan mı alıyoruz?" sorusunun cevabını veriyorlar.

denek, her iki durumdaki bisküviyi yerken burnuna robotun bir parçası yerleştiriliyor. robot, her iki durumda alınan tat oranını raporluyor.
araştırmanın sonucunda; bisküviyi çaya bandığımızda daha fazla tat aldığımız ortaya çıktı. bisküvinin tadında bir değişiklik olmuyormuş sadece aroması çok daha hızlı ve daha fazla yayılıyormuş.

bir de çaya banma ve bardaktan ağıza dağılmadan götürmek için en ideal süreyi belirleseler işte o zaman bu araştırma tam anlamıyla sonuçlanır diyebiliriz.

batırdığınız çaydı evet ama artık o çay değil başka bir fenomen. iğrenç olanından.

adamların yaptığı araştırmaya bak allah belanızı versin sizin..

çaya düşüğü zaman çay mevta olur.

tam da bisküviyi çaya batırıp yerken karşılaştığım başlık, selamlar.

güzel bir anane. sıcaklık hissi verir düşüncesi insana. nostaljiktir, çocukluğu hatırlatır esasen.

en çok petibör batırılır. lakin petibörü çaya batırıp, kayıpsız bir şekilde çaydan çıkarıp yemek, muvazene ve tecrübe işidir.

hızlı batırım, derin daldırım ve 1,5 saniye bekletim yaparsanız, petibör orta yumuşaklıkta ve eksiksiz halde olacaktır.

rica ederim önemli değil.

yapılan bir araştırmaya göre bisküvinin tadı çaya batırıldıktan sonra daha yoğun şekilde hissediliyormuş.