1.
felsefe sosyoloji psikoloji kültür mültür efendime söyleyeyim maşallah bir yazar düşünür bir beyefendidir. benden hikâyesi. tanıyalım tanıtalım derim.
edit. korelidir efendim.
edit. korelidir efendim.
devamını gör...
2.
çinli işte bi de koreli diye edit girmişler şaka gibi. çinli filozof olmaz kardeşim o kadar..
devamını gör...
3.
devamını gör...
4.
sosyolojik ve psikolojik tespitlerle günümüz neoliberal ve teşhirci kültürünü eleştirir. kitapları ince olmasına rağmen ağdalı dili sayesinde çok şey anlatır. ağdalı dil demişken bunu hegel veya deleuze gibi obskürantizm şeklinde gerçekleştirmez. sözleri açık ama vurucudur.
modern toplumda artık eskisi gibi herkesin malumu görünür bir sınıf ayrımı olmadığını söyler. 14.yy'da olduğu gibi mutlak köleler ve efendiler yoktur, bu sınırlar varlığını görünmez alanda sürdürür. görünür kısımdaysa neoliberalizm devrededir: neoliberal sistem herkesin kendisinin efendisi olabileceğini, bu konuda özgür olduğunu söyleyerek insanları hep daha fazla çalışmaya, potansiyelini ekmekle sıyırmaya zorlar. başaramayanlar ise kendisini suçlamalıdır çünkü sistem onlara şans vermesine rağmen bunu değerlendirememişlerdir. yani böyle bir düzende insanlar(ayaktakımı) üst sınıflara düşman kesilmeyecek hep suçu kendisinde bulacaktır, öyle eskisi gibi işçilerin fabrikatörlere açtığı isyanlar olmayacak bütün olumsuzluklar sadece kişinin içinde cılız bir isyanla sönecektir. sistemin yok edilememesinin en büyük nedeni de budur çünkü ortada bir düşman yok, sadece yetersiz performanstan dolayı kendini suçlayan insanlar vardır.
chul han'ın işaret ettiği bir diğer noktada insanların sosyal medyada sürekli kendilerini ifşa etmeleridir. insan doğası gereği tamamen açık olanın büyüsünü kaybettiğini savunur. yani yazın plajdayken insanların sokakta gördüğümüzden daha çıplak olmalarına rağmen bir süre sonra dikkatimizi çekmemesi gibi. insanda arzuyu oluşturan şeyin kapalılık, gizlilik olduğunu söyler. şeffaflaşarak tamamen pornoya dönmüş toplumsa arzuyu kaybederek aynılaşır. insanlar özlerini kaybederek birbirinin aynısı gibi davranmaya başlar, duygular basitleşir, istekler basitleşir. mesela instagrama girdiğimizde hep aynı şekilde giyen, estetik yapmış ve benzer fotoğraflar atan kadınlarda veya twitterda sürekli "sizce ben.." şeklinde başlayan sahte tweet atan kullanıcılarda bunu görebiliyoruz. aşkta da bu söz konusu değil midir. kişiler bir süre birbirinin kendilerine ait, gizlide kalmış karanlık kısımlarını keşfeder. arzuyu oluşturan şey bu keşfetme sürecidir ama bir süre sonra keşfedecek çok az şey kaldığında aynılaşmış çiftler arasında arzu sönmeye başlar. belki bu nedenle ilişkimizde kendimizi hemen tamamıyla ifşa etmemeli, hep bize ait saklı bir parça bırakmalıyızdır.
modern toplumda artık eskisi gibi herkesin malumu görünür bir sınıf ayrımı olmadığını söyler. 14.yy'da olduğu gibi mutlak köleler ve efendiler yoktur, bu sınırlar varlığını görünmez alanda sürdürür. görünür kısımdaysa neoliberalizm devrededir: neoliberal sistem herkesin kendisinin efendisi olabileceğini, bu konuda özgür olduğunu söyleyerek insanları hep daha fazla çalışmaya, potansiyelini ekmekle sıyırmaya zorlar. başaramayanlar ise kendisini suçlamalıdır çünkü sistem onlara şans vermesine rağmen bunu değerlendirememişlerdir. yani böyle bir düzende insanlar(ayaktakımı) üst sınıflara düşman kesilmeyecek hep suçu kendisinde bulacaktır, öyle eskisi gibi işçilerin fabrikatörlere açtığı isyanlar olmayacak bütün olumsuzluklar sadece kişinin içinde cılız bir isyanla sönecektir. sistemin yok edilememesinin en büyük nedeni de budur çünkü ortada bir düşman yok, sadece yetersiz performanstan dolayı kendini suçlayan insanlar vardır.
chul han'ın işaret ettiği bir diğer noktada insanların sosyal medyada sürekli kendilerini ifşa etmeleridir. insan doğası gereği tamamen açık olanın büyüsünü kaybettiğini savunur. yani yazın plajdayken insanların sokakta gördüğümüzden daha çıplak olmalarına rağmen bir süre sonra dikkatimizi çekmemesi gibi. insanda arzuyu oluşturan şeyin kapalılık, gizlilik olduğunu söyler. şeffaflaşarak tamamen pornoya dönmüş toplumsa arzuyu kaybederek aynılaşır. insanlar özlerini kaybederek birbirinin aynısı gibi davranmaya başlar, duygular basitleşir, istekler basitleşir. mesela instagrama girdiğimizde hep aynı şekilde giyen, estetik yapmış ve benzer fotoğraflar atan kadınlarda veya twitterda sürekli "sizce ben.." şeklinde başlayan sahte tweet atan kullanıcılarda bunu görebiliyoruz. aşkta da bu söz konusu değil midir. kişiler bir süre birbirinin kendilerine ait, gizlide kalmış karanlık kısımlarını keşfeder. arzuyu oluşturan şey bu keşfetme sürecidir ama bir süre sonra keşfedecek çok az şey kaldığında aynılaşmış çiftler arasında arzu sönmeye başlar. belki bu nedenle ilişkimizde kendimizi hemen tamamıyla ifşa etmemeli, hep bize ait saklı bir parça bırakmalıyızdır.
devamını gör...
5.
1959 kore doğumlu filozof, kültür eleştirmeni ve yazar-mış. bu sabah (bkz: palyatif toplum) adlı kitabını okumaya başlamamla "kimmiş bu adam?" dedim. yakışıklı da bir abi, bu gün de koreliye düştük.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/06/10/tmfmckzkkyehkzkf-t.jpg)
devamını gör...
6.
asıl metni psikopolitikadır. çok orjinal sayılmaz ama fena değildir. biraz baudrillard, biraz hegel, gorz (maddesiz kitabı) ve biraz marx'ın etkilsri hissedilir ama okunursa bir şey kaybedilmez. ama bence bizde de bir gürel vardır, chul han'dan bin kat sağlamdır çözümlemeleri. en az onun kadar iyidir ve türk diye bilinmez. alın okuyun "kral ve piyon" ya da diğer 4 kitabı. abimiz sağlamdır ama adı kazım. kazımdan yazar mı olur, bi michel değil der okumaz çoğunluk. ölse değer kazanır ma bildiğim kadarıyla bir yerlerde yaşıyor.
sermayeye hakim olan yerdeysen kitabın da çok okunur, aksi halde pazar yerinde değerin olmaz. ama nietzsche'nin dediği gibi "değeri olan şeyler pazar yerinden uzaktadır". yine de chul han'a haksızlık olmasın kesinlikle okunmalı.
sermayeye hakim olan yerdeysen kitabın da çok okunur, aksi halde pazar yerinde değerin olmaz. ama nietzsche'nin dediği gibi "değeri olan şeyler pazar yerinden uzaktadır". yine de chul han'a haksızlık olmasın kesinlikle okunmalı.
devamını gör...
7.
1959 doğumlu güney koreli yazar/ filozof/ eleştirmen.
palyatif toplum kitapları arasındadır.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2023/06/07/7rpvn6copyeztgpk-t.jpg)
yalnızca acı radikal bir değişikliğe neden olur.
palyatif toplum kitapları arasındadır.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2023/06/07/7rpvn6copyeztgpk-t.jpg)
yalnızca acı radikal bir değişikliğe neden olur.
devamını gör...
8.
"hayat hiç bugünkü kadar geçici olmamıştı; insana süreklilik ve kalıcılık vadeden hiçbir şey yok"
byung chul han; 1959 doğumlu güney koreli filozof ve yazardır.
kitapları
palyatif toplum
yorgunluk toplumu
ötekini kovmak
iktidar nedir?
şeffaflık toplumu
byung chul han; 1959 doğumlu güney koreli filozof ve yazardır.
kitapları
palyatif toplum
yorgunluk toplumu
ötekini kovmak
iktidar nedir?
şeffaflık toplumu
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2024/03/27/mofoscgyyeoa7usp-t.jpg)
devamını gör...
9.
yorgunluk toplumu adli kitabini daha önce okuduğum g.koreli felsefeci.berggruen ödülü almisti sanirim.
devamını gör...
10.
kurtuluş kaygısı bireyi tam zamanlı bir çalışana dönüştürür. ne var ki bu dur durak bilmeyen emek kurtuluşu sağlamayacaktır.
zamanın kokusu
devamını gör...
11.
kendisi korelidir, sağlam bir katolik din eğitimi almıştır gençliğinde ve hayatının büyük kısmını almanya'da geçirmiştir, yanlışım yoksa hala almanya'da yaşamaktadır.
yaşayan en önemli filozoflardandır.
"güzeli kurtarmak" diye çevrilen kitabını döner dolaşır okurum. pürüssüzlük, kusursuzluk üzerine söyledikleri aklımdan hiç çıkmaz.
sanat eserleri de dahil, nesneler üzerine söyledikleri, kapitalizm etkisi altında kalmış insanlar için söyledikleriyle bire bir örtüşüyor. güzeli kurtarmaya çalışıyor han, ama aslında kendimizi kurtarmamız lazım bu çirkinlik akımından.
yaşayan en önemli filozoflardandır.
"güzeli kurtarmak" diye çevrilen kitabını döner dolaşır okurum. pürüssüzlük, kusursuzluk üzerine söyledikleri aklımdan hiç çıkmaz.
sanat eserleri de dahil, nesneler üzerine söyledikleri, kapitalizm etkisi altında kalmış insanlar için söyledikleriyle bire bir örtüşüyor. güzeli kurtarmaya çalışıyor han, ama aslında kendimizi kurtarmamız lazım bu çirkinlik akımından.
devamını gör...
12.
20. yuzyilin bilinen en unlu filozoflarindan biri chul han. kitaplarindaki alintilara takip ettigim felsefe iceriklerinde donem donem denk gelmekteydim ama dun pelin dilara’nin video iceriginde de kendisinden bahsetmesiyle iyice dikkatimi cekti bu abimiz. pelin kendisi icin su turden bir cumle kurdu; “bati zihnini bilen bir dogu filozofu…” bu cok onemli bir detay biliyor musun sozlukcum. zira dogu ile bati arasinda yer alan biraz zihinsel biraz feodalitel farki cozumleyebilmek aslinda modern zaman insanini tanimlayabilmek icin gerekli en temel etken gibi. dolayisiyla bu abimiz bu konuda gercekten yetkin bir filozof olma imkani yuksek.
yazarin palyatif toplum ve yorgunluk toplumu bilinen en meshur eserleri. tukenmislik sendromu tarzi icsel bir yorgunluk yasiyorsaniz, yorgunluk toplumu kitabini okumaniz ozellikle tavsiye edilir. bu arada kitaplari gordugum kadariyla 60- 70 sayfalik bir oturusta bile okunabilecek turden. henuz kendisine bulasmadim, bulastigim noktada biyografik adamakilli bir tanim girecegim. ayrica yukaridaki kitaplar dahil bir iki kitabinin pdf formati bende mevcut, isteyenin yazmasi yeterli.
yazarin palyatif toplum ve yorgunluk toplumu bilinen en meshur eserleri. tukenmislik sendromu tarzi icsel bir yorgunluk yasiyorsaniz, yorgunluk toplumu kitabini okumaniz ozellikle tavsiye edilir. bu arada kitaplari gordugum kadariyla 60- 70 sayfalik bir oturusta bile okunabilecek turden. henuz kendisine bulasmadim, bulastigim noktada biyografik adamakilli bir tanim girecegim. ayrica yukaridaki kitaplar dahil bir iki kitabinin pdf formati bende mevcut, isteyenin yazmasi yeterli.
devamını gör...