çağrı merkezi çalışanına bağırmak

sadece bağırmak olsa yine iyi. ben 4,5 yıl özel bir bankanın çağrı merkezinde çalıştım. bağıran insanların yanında küfür edenler telefonu kapattığını zannedip senin hakkında uygunsuz konuşanlara çok rastladım maalesef. bizlerin sadece çalışan ve kurallara uymak zorunda olan birey olarak düşünmüyorlar direk olarak seni o kurumla bütünleştirip sahibi senmiş gibi davranıyorlar.

tabi bunların yanında bazen komik bazen sizi gururlandırdı unutamayacağın anlarınızda oluşmuyor değil.
küçük bir anımda eklemek isterim. ilk yıllarımda satış departmanındaydım. arama yaptık telefonun açılmasını beklerken bazen yanımızdaki arkadaşla konuşuyoruz. o zaman sesimizi muta alıyoruz ben almayı unutmuşum tabi dizinin adını tam hatırlamıyorum arkadaşa izleyip izlemediğini sormuştum oda tam anlatırken müşteri telefonu açmış ve beni duymuş. ben farketmedim tabi o ara kulağımda bir ses evet bende izleyemedim ne olmuş bu bölümde diye. tabi ben kaldım öyle ve hemen kendimi tanıtıp neden aradığımı anlatmaya başladım. allahtan hiç bir yöneticim denk gelipte o çağrım dinlemedi :))

bunlar böyle satış yapmak için arıyorlar ya neymiş efendim üç aydır faturamı 600 tlden ödüyormuşum size 700 tlilik çok kapsamlı tarife satalım.
istemiyorum diyorum neden diyor, sana ne dedim artık bir gün birine. ya dedim böyle satış mı yapılır canım ister interneti kapatırım canım ister parası ile devam ederim. gelmiş ama siz 600 lira ödüyorsunuz diyor hala.

durduk yere olmuyor yani.

konuşulan konu üzerin de uzlaşı olmuyur ve ses tonu değişiyorsa, lütfen telefonu kapatınız kırmak ve kırılmak istemiyorum der kapatırım.
3 kuruş için her sabah saat tam 9'a varlık yönetim den avukatın biri arardı, kimlik bilgisi borç bilgisi vs. bi gün dedim ki, arkadaşım bak ben her sabah saat tam 9'a kahvaltı yapıyorum ve her sabah kahvaltımın içine etmeni istemiyorum dedim.
- tamam efendim saat kaçta arayalım
+ 9:30-10:00 arası
-tamam efendim
manyak, sonra ki bir hafta her gün borç kapatılana kadar tam 10:00'a arıyordu.

kredi kartı borcu yüzünden avukat kız arayıp beni fırçalamıştı bi tek ona çıkışmıştım.
diyor ki, beyefendi milletin parasını niye ödemiyor sunuz diye bağırdı:))
ya arkadaşım sen mafya mısın avukat mısın, ne demek milletin borcu! resmi yolla mı tahsil edeceksin yoksa evi mi basacan? vermiyorum ödemiyorum lan parayı diyip kapatmıştım.
not: sonra ödedim.

haklıyken haksız duruma düşmektir. kriz anlarında sinirlerinize hakim olamadığınızı da gösterebilir. bundan çok emin değilim, yeterli olur mu değerlendirmek için.

ben kendi silahlarıyla vuruyorum genelde. insan gibi rica ediyorum. aksi durumda yasal haklarımı kullanacağım. şikayet edeceğim diyorum. konunun içeriğine göre tüketici hakları olur, kendi firmaları olur, neresinin uygun olduğunu düşünüyorsam. bu tarz bir konuşmanın üzerine sadece bir kez arandım. "ben bunu daha önce söyledim. bir daha ararsanız şikayetçi olacağım. konuşmamızın kaydı zaten var" dedim. bir daha aramadılar. kurumsal yavşaklıkta da bir numarayız. o kadar sene boşa mı dirsek çürüttük.*

bir de, yapmamak için tamamen kişisel bir sebebim de var. hiyerarşik olarak kendinden düşük seviyede, kendisine cevap veremeyecek insanlara artistlik yapanları sevmiyorum. mümkün olduğunca yapmamaya çalışıyorum. %100 başarılı değilim ama hiç yoktan iyidir.

genelde benim diyalog şöyle gelişiyor;

hanımefendi biliyorum siz de benim gibi çalışansınız o yüzden sözlerimi kişisel algılamayın. sonra da satırı çekip kafa göz girişiyorum.

kredi kartı kullanmadığınızı görüntülüyorum şu an diyor, evet kullanmıyorum diyorum neden kullanmıyorsunuz diyor sanane ulan bak sinirlendim yine.