can sıkan durumlar

okulların süresiz tatil edilmesi ve arkadaşlarını bir daha göremeyecek olmak.

duştayken kargo gelmesi.

elinden bir şey gelmemesi. huzursuzluk. durup durup bağış yapıyorum. hiçbir şey rahat ettirmiyor.

evde kimse yokken anahtarı evde unutmaktır. hava soğukken olmuşsa bu ekstra can sıkıcıdır. bir kere başıma geldi. bir de ıssız bir yerde gezerken gece telefonun sarjinın bitmesidir. ormanlık ve ışığın olmadigi bir yer düsunün evet o da basıma geldi.

eski hatıralara ratlamak, bir ses duymak veyahut fotoğrafa rast gelmek...

insanların en basit olayda ve durumda baskı uygulaması. seksen yaşına merdiven dayamış insanlar bile hala bana geleceksin yapacaksın baskısı yapabiliyor. etrafıma bakıyorum aynı sıfatı taşıyan kimseye değil de özellikle bana yapıyorlar. her konuda baskıya uğramam canımı sıkıyor.

işlerin ters gitmesi

sözlükte millet flörtleşirken akışta cinlerle top oynamak.

parasızlık.
işsizlik.
uzun bir kuyrukta fairy şekilde beklerken önüne kaynak yapılması.

iki eski arkadaşımın samimiyetsizliğiiii

durduk yere el kaşınması

geliyorum demez . gelir

durumlar.

zengin olmayışım ve söylediğim her şeyi en az iki kere tekrarlamak zorunda kalmam. normalde diksiyonum da ses tonum da iyidir, ama millet mal herhalde mk. söylediğim her şeyi karşı taraf anlasın diye en az bir kez daha tekrarlamak zorunda kalıyorum. papağan etti bu ak toplumu beni.

sıkılmaktır.

dertlerin bitmemesi, artarak gelmeye devam etmesidir.

depremin kendini hatırlatması.

yaşamakta olduğum ilçe yıllardır gelişimini tamamlayamadığından gün olur su gider uzun uzun, hem de yaz sıcağında. hafif rüzgar çıksa elektrik gider, hatta hatta bulut görünsün var ya biraz yine gider. bir de özellikle sinirimi bozan olaylar var ki binaların altından altından yürüyorsun, yani haliyle kaldırımdan işte. hemen hemen her binadan mı su damlar ya. mayın tarlası gibi, acaba bu gün başıma nereden su damlayacak. acaba bu gün su gitmiş olacak mı. geçen sene daha beterdi bu durum. yahu işten geliyorum neredeyse her gün su yok. abi bu su yani ya. su. doğal kaynak suyu mu bitti ne oldu, afrika ile yarış haline mi girmeye çalışıyoruz. bu ilçe insanları her yıl survivor'a katılmaya mı hazırlıyor. ben huzur içerisinde insanca, suyumun en azından iki güne bir gitmediği, elektriğimin her buluttan nem kapmamasını istiyor, kaldırımdan yürürken de başıma bir yerden aniden su damlasın istemiyorum canımı bu durumlar sabahın bilmem kaçında dehşet sıktı yani. ya zaten ben hayatı sevmiyorum, iyice bok hale geliyor böyle. ya ben burada sosyal aktiviteyi geçtim arkadaşlar, o zaten yok yani. su gitmesin ya su. yeter.

neredeyse dünyanın başkenti sayılabilecek bir şehirde pendik diye bir ilçenin olması.

belirsizlik. emin olduğun her şeyden şüphe etmeye başlamak.