çavuş

iki pırpırlı sözde komutan.

ordunun bel kemiğini oluştururlar. hayatında kılıcı sadece merasimlerde beline takmış salon paşalarının aksine çavuş - albay arası rütbeler ordunun en fazla faaliyet gösteren kesimidir. mesela şu anda ortalama 65 yaşında olan bir orgeneralin taktik stratejik bakış açısı herhalde soğuk savaş perspektifi ile sınırlıdır. konvansiyonel savaş, vekalet savaşı gibi kavramlara uzaktır.

ne diyor lan bu ? derseniz, astsubaylar ordunun bütün yükünü sırtında taşıyan kesimdir.

"on başı on kişinin başı. çavuş ne ..." geyiğine maruz kalan az biraz mektep görmüş askerdir.

(bkz: dursun çavuş)

tokatlanır.

onbaşıdan sonra gelen ve görevi manga komutanlığı olan erbaş olarak bilinir.

türkiye'de tıp terimleri falan bile ayıp görüldüğünden penis kelimesinin yerine alternatif çözüm olarak getirilmiş ve sadece biz türklere özgü olan lakap. tokatlaması meşhurdur. (bkz: çavuşu tokatlamak)

çağıran, çağırgan kökünden gelen eski bir öz türkçe askeri ünvan, aslında sadece askeriyede de kullanılmaz çoğu alanın çavuşu vardır , hamam yada mutfak çavuşu gibi, ve mana olarak emri altındakilerin düzgün çalışmasından sorumlu olup, onların görevini düzgün yapmaları konusunda düzenleyici işlevi görüp, daha üst rütbeli bir amire hesap veren alt sorumlu olarak nitelenebilir

ara sıra tokatladığımdır.

geceleri siz uyurken uyumaz nöbet tutar, sabah vakti ise bazı günler nöbetten zor alırsınız, inat eder hala nöbet tutmaya.

bir ezginin gunlugu parcasi.

cıgarası sönmüş bir elinde, bakışında sevdalar.