çeşme suyu içemem diye yırtınan insan

nerenin suyu olduğuna bağlı. ankara'da iken çeşme suyu içerdim ama sonra belli haberler yüzünden içmeyi bırakmıştım; malum hastalık kapma riski. kuşadası'nın suyunu içemiyordum ama davutlar'ın çeşme suyunu içerim. söke'nin çeşme suyu bildiğim kadarıyla sağlıksız değil ama içilebilecek bir su da değil; inanılmaz klorlu. izmir'in de çeşme suyunu içerim şahsen. güllübahçe'nin de suyu içilir.

kayserili bir arkadaşım, oralarda pet şişe su isteyenlere esnafların, "dışarıda çeşmeden iç." dediklerini söylemişti. yalnız bunu duyalı 20 seneden fazla oldu. durum değişmiş olabilir artık.

doğup büyüdüğüm köyde çeşme suyu temiz, kaynak su içilir diye övüp duruyorlardı. köy dışından gelen insanlar içemez rahatsız olurlardı, anlam veremezlerdi bizimkiler. bir kaç ay şehirde yaşayıp en kötü marka şişe suyuna bile alışınca köydeki suyun ne kadar kireçli ve kokulu olduğunu fark etmiştim. farkında olmadan sağlığına eziyet eden halk, onu bilinçlendirmekten ve korumaktan aciz bir devlet problemi.

çoğu yerde ben de bu insanlardan biriyim. bağırsaklarımı bozuyor. babamın iç anadolu’daki köyünde çeşme suyu içenlerin çoğunun böbreklerinde sorun var.

bunun istisnası bir yer söylemem gerekirse kayseri. ailemin bir tarafı oralı. kayseri’de çeşme suyu içmek çok yaygın. şu anda suyun kalitesi nasıldır bilmiyorum ama ben orada hala çeşme suyu içiyorum. tadı da güzel. hatta o suyla banyo yapmak da çok güzel bir his verir.

kıbrıs'ta fazla yadırgamayın.

hazır suların tadının iyi olduğunu iddia eden tayfa, hayır kardeşim taze suyun tadı başkadır anlayın şunu

andrew tate:

zeytinli veya akçay'da oturmuyor demektir.

o benim

belki de hazır sudan başkasına çaresi olmayan insandır. yanlışlıkla 1-2 yudum çeşme suyu içtiğimde acılar içinde hastanelik oluyorum. bazıları rahatsız veya zayıf bünyeye sahip olabilir.

mansur başkan göreve geldiği ilk gün tüm ankara'da musluklardan rakı hizmeti verilmişti o günden sonra benim ak peder musluktan abdest dahi almadı. damacana da pahalı olur diye bahçeye kuyu vurdurdu peso.

dunyanin en pinti insanidir da haberi yoktur. evet.

sağlığına değer veren akıllı insandır. cırcır eder la cırcır.

ben değilimdir.
mecbursam içerim.
ama tadını sevmem.

asla ve kata çeşme suyu içmezdim. kimse de içiremezdi, klorlu lanet bir tadı vardı.

ta ki gavur ellere gelene kadar. bunların şişe suları bi garip. gazsız olanları midemi bulandırdı ilginç bir tadı var. su konusunda hassasımdır her suyu da içemezdim. konya'mın güzide beysu markasına bile ağlayarak alışmıştım. erikliciyimdir.

bu gavurelinde herkesler çeşmeden su içiyor. şişe sularından tadı daha güzel. klor tadı falan yok su da. inşallah iyi filtreliyolardır hacıtlar. nasıl bi temizleme sistemleri var bilemedim ama klor basmadan da temiz su içiliyor demekki.

ancak bu suyunda tadı garip. memeleketimin suyunu, peynirini ha bir de pedini özledim.
evet pedini. neyse bu başka bir başlığın konusu.

şebeke suyunu içilemez kılan şebeklikler olmasa kimse yırtınmaz malum..

yırtınırım. gerekirse çeşmeden akan suyu caydanlıkta kaynatır öyle içerim ama onu direkt içemem. gerekirse susuzluğumu bastırmak için gazoz içerim ama o suyu içemem. muhtaç olmamak dileğiyle. uiiyy.

arıtıcı taktırsın o zaman içer belki.

midem bulanıyor.. pis kokuyor. nasıl içeyim?????

midilli'ye gidene kadar bendim bu. aga bir gittik, rehber dedi ki '' gördüğünüz bütün çeşmelerden su içebilirsiniz, hepsi de kaynak suyudur ''. sonra restoranlarda cafelerde daha oturur oturmaz koca sürahiyi masaya koydular. meğer musluktan da o su geliyormuş. otele gittik, orada da aynısı. herkes musluklardan doldurup doldurup içti. tadı da gayet güzeldi. meğer sorun bizdeymiş.

ya bi şeyi cidden merak ediyorum. ben önüme su gelince içiyorum ve musluk suyuyla hazır su farkını anlayanlara çok ozeniyorum, nerden anliyosunuz suyun tat farkını