çiçek satarak kızını oxford'da okuttuğunu zanneden anne

eğer haber sitelerinin kurmacası değilse anneye üzüldüğüm bir haber oldu. okuduğumda aklıma ilk gelen kur hesabıyla o kızı nasıl okuttuğu olmuştu. ama sonra iyi niyetim ağır bastı ve kızın annesini üzmemek için paranın yettiğini söylediği oldu. ancak iş öyle değilmiş ve kız, hem annesini hem de helal olsun diyen herkesin duygularıyla oynamış.

keşke haber doğru olsaydı da gerçekten tıbbı bitirip başarılı bir bilim insanı olsaydı.

insan annesini nasıl bu denli incitir, aptal yerine koyar anlayamıyorum. yazık değil mi o kadına. içten içe gurur duyuyordur
bir de kızıyla.
anne denen varlığın kıymetini hayattayken bilmek gerekir, yoksa sonrası pişmanlık olur.

sessizce yıkılış.

"elizabeth'lerdeyim anne" diyen kızın annesidir. üzücü.

kızın yaptığı karaktersizlik yüzünden incinen anne...

ilk haberi gördüğümde hadi len diyerek güldüğüm yalan olduğu çıkınca hass.. diyerek kahkaha attığım haber.

kızının istanbul'da bir emlakçıda çalıştığı ortaya çıkan anne. yazık kadına gerçekten. lan ben de üniversite okurken aileme yalan söyledim arada sırada diye zaman zaman vicdan azabı duyuyordum. bu hanımefendinin söylediği yalanın yanında benimkiler yalan değilmiş.

iddia edildiği gibi yalan bir haberse ki öyle duruyor, çabaları ve düştüğü durum için kendisine üzüldüğüm kişi. üniversitedeyken ve ekonomik bağımsızlığımız da yoksa mali konularda ne kadar doğru olmasa da bu tarz yalanlar olabiliyor ama işi oxfordlara falan vardırmak gerçekten çok ilginç.

eskiden kızların en büyük makul seviye yalanı mervelerdeyim anne falan olurdu. oxford nedir be ya.

yalanında bir sınırı vardır abisi . bu yalan artık dolandırıcılığa doğru yürümüş gitmiş. annenin saf ve cahilliğinin de bunda etkisi var ama kız fena senarist çıkmış.

teyze kim bilir kaç kişiye anlatmışıtır ''benim kız ingiltere'de okuyor oksford universitesinde.'' diye... gidip anneme sarılacağım. batsın para sevdanız pü.

söz konusu haber gerçekse anneye çok üzüldüm doğrusu. anne en masum ve saf duygularla köşe başında çiçek satsın. kızı gelip yalanlarla keyif çatsın. vah gariban anam kıyamam sana! küçükken kendi annemi kandırdığım zamanlar aklıma geliyor şimdi. annelerimiz çok saf ve tatlılar gerçekten. yalan söylerek kırmayın onların kalplerini lütfen :(

hikaye doğruysa yani cool story değilse kızı tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum. iyi yapmış. televizyonda 4 kavanoz balın 30 tl olduğuna inanıp sipariş veren insanlarla aynı topraklarda yaşıyoruz. şaşırmamak gereken dediğim olay.

"çiçekçi annenin kızını oxforda gönderen gazeteci ipne" den daha masumdur.

haber yapıyorsan açıp araştıracaksın.

emekçi bir anneye yapılır mı ya. ne kızı ne de haberi yapan gazetecide insanlık yokmuş. bir de bunu kadınlar gününde her yerde paylaştılar. anne için üzücü çok üzücü. bir dönem de sahte doktor vardı. ailesine tıp kazandım demişti. sonra tıp kitaplarına merak salmış ve 6 yıl sonunda sahte diploma ile doktor olmuştu. sıkı durun bu kişi yıllarca doktorluk yapmıştı. tabi o zamanlar yalan balonları bu kadar çabuk patlamıyordu.

oxford fazla olmuş sınirlar içinde bir okul atsaydin bari be

annenin saf duygularinin kırılması insanı üzüyor ama malesef icinde yasadigimiz ulke bu. bu ulkede insanlarin pek cogu; dunya devi olduğumuzu, 7 duvelle savastigimizi, yeni osmanlinin kuruluyor oldugunuz, almanyanin bizi kiskandigi vs saniyor. bu annenin, kizinin oxford da okuyor olmasina inanmasi bunlarin yaninda gercege cok yakin.

haberde “ ailesinden uzakta bir yaşam sürdüğü“ yazıyor. yani kız okumuyor da öyle mi? uzak derken de ingiltere kadar uzak değil yani. * ne günlere kaldık ya!

yiyebileceği en büyük kazığı yemiş kadındır. allah herkese hayırlı evlat versin.

gazetecilik etiğinden uzak sorumsuz haberciliğin örneğidir. haber yayınlanmadan önce doğruluğu kontrol edilir. bilgi doğruysa haber yapılır.
doğru bilginin verilmediği bir haber yapılmış, anne gururla türkiye'nin gündemine taşınmış ve ardından kızın özel hayatını ilgilendiren bir konu hakkında keklenen anne , suç üstü basılan kız niteliğinde bir haber yayınlanmıştır.
kişi ben aslında aileme yalan söyledim tarzında bir bilgiyi kendi isteğiyle medyaya vermediği düşünüldüğünde, yine halka ait figür niteliğinde olmayan ve gerçekte gazetecilik anlamında haber niteliği taşımayan bir konuda kişinin onayı olmadan özel hayatına dair haber yapılmıştır.
eğer yayınlanan ilk haber yanlışsa, medya etiği yaptığımız yanlıştan dolayı özür dileriz diyerek düzeltme yazılmasını gerektirir. kişilerin özel hayatına giren bir konuda çığırtkan edasıyla yakaladık seni modunda sorumsuz bir başka habere imza atarak yapılmaz bu.
sonuçta olayın neresinden tutulsa suçlu olan medyadan başkası değildir.
tıklanma, izlenme ve okunma sayısı sonucu elde edilecek üç beş kuruşun karşılığında insanlık değerleri ve gazetecilik etiği ayaklar altına alınmıştır.
gururla kızından bahseden ve haber yayınlandıktan sonra muhtemelen mutluluktan havalara uçan masum annenin, kızına dair gerçeği öğrenmesinin ardından yıkılmasının sorumlusu medyadır. haberci o annenin her gözyaşının sorumluluğunu taşır.
kim bilir hangi nedenden ötürü ( toplumsal baskı, aile baskısı, özel nedenler ) annesine yalan söylemek zorunda kalan ve kendi yaşamını farklı bir şehirde sürdüren kızın bu olay nedeniyle yaşayacağı olumsuzluklardan medya sorumludur. o kız toplumdan dışlanırsa, dövülürse, öldürülürse bunun sorumlusu medyadır.
doğruluğu kesin olmayan şeylerin sadece kişilerin ifadelerine dayanılarak yayınlanması habercilik değildir. gazetelerde yayınlanan haberlerin ne kadarı doğrudur?
iletişim fakültelerinde medya etiği dersinin önemini, ucuza getirmek babında kalifiye olmayan muhabirlerin çalıştırılmaması gerektiğini, haber temsilciliği ve müdürlüğü seçimlerinin siyasi ve ekonomik dengelere göre değil ancak habercilik deneyimine ve uzmanlığına göre yapılması gerektiğini gösteren bir olaydır.
türkiye'de gazeteci olmak tan çok türkiye'de gazeteci olamamak ve olmaması konusuyla yakından ilgilidir.