çok eşlilik

bir kişinin yetmediğini iddia ederek ikinci bir eş edinme durumudur. açıkçası ahlaksızca bulduğum durumdur. hayvanların çoğu bile tek eşli iken (bkz: penguen) hayvan kadar sadakati olmayan yaratık olmak neden?

belirli bir zaman diliminde 1+ eşe sahip olma olayı. eşlerin birbirlerinden haberleri varsa fantastik bir olgudur ya da suudi arabistan’dasınızdır.

kadına da erkeğe de yakışmayan eylem. erkeğe yakışır, kadına yakışmaz diyen birisini duyarsanız kafasına kütükle vurun.

aslında tarihte çokça vardır örneği, insan doğası gereği çok eşli yaratılmıştır.

insan dışındaki canlılarda pek görülmeyen ilişki türü.

doyumsuz ruhları ne tek eş doldurabilir, ne çok eş. yüzü güzele değil içi güzele bakın derler tam bu yüzden.

mağarada yaşayan atalarımızın polyamory şeklinde uyguladığı ilişki türüdür. kadına yakışmaz erkeğe yakışır demek bence tarım toplumunun kurduğu sistemin oluşturduğu çarpık kültürün eseridir. insan doğasına en uygun olan şey tek eşlilik ya da sadece erkeği kayıran çok eşlilik değil, polyamory'dir. insanoğlunun en mutlu olduğu orta ve yukarı paleolitik çağdaki atalarımız da öyle yaşıyordu. sonra tarım çıktı, kadınlar erkeğin malı haline getirildi, şu güzel ortamı bozdular. buğday geldi, insanı evcilleştirdi ve ağzına s.çtı, kadın erkek ilişkilerini de mahvetti. işin özeti budur yani. gidin afrika'daki avcı toplayıcılara bakın adamlarda biz zavallı modern insanların onda biri kadar kadın erkek ilişkileri sorunu var mı? salak modern insan eski sevgilim diye ağlıyor, salak salak aşk acıları çekiyor, kıskançlık sorunları, yok efendim ayrılmalar boşanmalar. ama git o ilkel diye beğenmediğin adamların hayatına bir bak, adamların lisanında aşk acısı, kıskançlık, eski sevgili denen şeylerin karşılığı bile yoktur.

bizim bu hale gelmemizin sorumlusu ise buğdaydır.

birbirinin aynı olan ya da ayrımsanamayacak denli birbirine benzeyen iki şeyden her biri.
bir çift oluşturan iki şeyden her biri.
anlamlarına gelen eş sözcüğü 2 kişiyi kapsarken nasıl olur da hayatını birden fazla kişiyle paylaşabilirsin?

zaaf denebilir, zayıflık da... fakat 'erkeğin /insanın doğasında bu var' denemez. temelinde yukarı çekilmeye çalışılan düşük özsaygı vardır. yani çoğulluk barındırıyor gibi görünse de bir hayli kişiseldir.

insanların tarım devrimini gerçekleştiriş bunun mecbur etmesi sonucu yerleşik hayata geçmesi insanın açlıktan ölme ihtimalini ortadan kaldırmıştır.

anne ölmediği için çocuklar da ölmemiş ve nüfus artmıştır. tarım devrimi olmasa buğday olmasa insanlık yok olurdu.

bugunden geçmişe bakıp buğday kadınları köle yaptı demek tutarlı değil.

hiç bir zaman desteklemediğim durumdur. bir kişiye odaklanmak varken neden insan macera arar hiç aklım almıyor. gezin eğlenin konuşun baktiniz olmuyor ayrılın. ülkede zaten güven sorunu var kimse kimseye tam anlamıyla guvenemiyor.

şarkıcı tan'ın düşüncesidir.

bayülgen - neden evlenmediniz hâlâ?
tan - ııı, henüz bir tane yetmiyo galiba.

sadakatsizliğin tanımıdır. kimisi bunu dini öne sürerek savunsa da, temel amacından sapmış bir eylemdir.

doyumsuzluğun tanımıdır. dinin yanlış anlaşılması-ya da bilerek öyle yanlış anlaşılması- üzerine iyi bir şey yapılmış gibi övünerek söylenen halt. bu arada herkese ölüm elbisesi kumalık filmini öneririm. çok eşliliğin kadınlar için ne anlama geldiğini anlatıyor.

cidden ben her zaman ve her koşulda eşit ve adaletli olabilirim diyen yapsın ya. yine de bu aşırılığın diğer tanımı. yetmezlik.doyumsuzluk.

tekini hak edemedik çoğunu nerde hak edelim.

herkes durumdan memnunsa sorun olmayan ilişki türüdür.
(bkz: herkesin hayatına kimse karışamaz)
ülkemizde genelde gav*tl*k olarak tanımlanır.
kişi partnerlerini/partnerini aldatmak suretiyle çok eşliyse...
tanımı noktalıyorum.

cinsel yolla bulaşan hastalıklar için bulunmaz nimettir. tıpkı sars-cov-2 için altın günleri, hacdan dönenlere hoşgeldin ziyareti, birilerini iftara davet etmek/oturmaya çağırmak, cemaatle namaz kılacaz diye tutturmak gibi.

herkes durumundan memnunsa denmiş ama benim için herkes eğitimini aldıysa zaten herşey mükemmeldir ancak o zaman gelip bu işin etikliğini felsefi boyutunu tartışırm. bildiğim kadarıyla bu bazı kabile külterinde normal karşılanıyor ama ben şu anlık karşılayamıyorum kusura bakmayın. aklımda onca başka konu varken de düşünmeyi tercih etmiyorum.

içinde yaşadığımız ama kimsenin kendini ifşa etmediği bir türkiye gerçeği.
üniversitede bir ablamın bürosunda biri ile tanışmıştım. adam adli tıp kurumu başkanı bir doktordu. konuşması, görüntüsü hoş bir adamdı. balkan göçmeni idi. biri doktor biri hemşire iki eşi vardı.
küçücük bir şehirde iki eşli bir hayat yaşıyordu.
teyzem ondan uzak durun dedi.
sonradan eş sayısını üçe çıkardığını duydum.
en son bildiğim artık yalnız yaşadığı.
şehirler arası çalışıp, farklı şehirlerde eşleri olan adamları çok duydum.
kıt kanaat geçinip aynı şehirde iki evi olan bunu kızının fark ettiği adamlar duydum.
paraya, konuma endeksli bir durum değil tamamen fıtrata endeksli bir durum.