orijinal adı: soul surfer
film, amerika'lı profesyonel sörfçü bethany hamilton'ın gerçek yaşam öyküsüne dayanmaktadır. bir köpek balığı saldırısı sonucu sol kolunu kaybeden bethany, tüm zorluklara rağmen sörf tutkusundan vazgeçmez. bu etkileyici yapım, bethany’nin inancı ve kararlılığıyla hayata yeniden nasıl tutunduğunu ilham verici bir şekilde aktarıyor.
film, amerika'lı profesyonel sörfçü bethany hamilton'ın gerçek yaşam öyküsüne dayanmaktadır. bir köpek balığı saldırısı sonucu sol kolunu kaybeden bethany, tüm zorluklara rağmen sörf tutkusundan vazgeçmez. bu etkileyici yapım, bethany’nin inancı ve kararlılığıyla hayata yeniden nasıl tutunduğunu ilham verici bir şekilde aktarıyor.
*satellite ödülleri (2011) - en iyi özgün müzik [marco beltrami]
*film rehberi ödülü (2012) - aileler için en iyi film
*film rehberi ödülü (2012) - aileler için en iyi film
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "aura" tarafından 05.07.2025 11:06 tarihinde açılmıştır.
1.
2011-abd yapımı; spor, dram ve biyografi filmidir. bethany hamilton'un hayatı ve kariyerinden ilham alınarak yapılmış bir filmdir. orijinal adı soul surfer.
yönetmeni sean mcnamara olan filmde, olimpiyat hayalleri kurarken, 13 yaşında, bir köpek balığı saldırısı sonucu kolunu kaybeden bethany hamilton'un, okyanuslara tekrar dönüşünün ve tekrar başarılı olmasının hikayesi işlenir. hem personal ve fiziksel dönüşüm hem de bir sporcunun tekrar sörf tahtasına dönüşünün hikayesidir.
bethany'nin hikayesi siradan bir engelli hikayesinin ötesinde; okulda, sosyal çevrede ve sporda tek kol ile mücadele eden bir genç kızın gerçekliğidir. ailesinin tutumu, toplumsal yargılarla baş etmesi ve tekrar sörf tahtasını kucaklaması, sporda gerekli iradenin önüne geçer.
film, birçok konuda önemli olan kıstasları ustaca süzerek altını çizer. öz güvenin, engelli olmanın eksiklik değil, farklılık olduğunun ve aile desteğinin birey üzerinde ne denli etkili olduğunun altını çizer.
bir dalga seni yuttuğunda, geri dönmen mucize değil; inat meselesidir. "dalgalara karşı", kolunu kaybetmiş ama cesaretini kaybetmemiş genç bir sporcunun değil, aslında bir toplumun "kaybetmeyi öğrenme" dersidir.
bethany hamilton, dalgaların arasında kolunu kaybeder; biz 99'da binaların altında çocuklarımızı, 2023'te hayatlarımızı. o bir tahta üstünde hayata tutunur, bizse çadır köşelerinde direnmeye çalışırız. okyanusla baş etmenin yolu sörf tahtasından geçerken, bizde bazen bir battaniyeye bile ulaşılamaz.
"dalgalara karşı" kaybın evrensel bir dili olduğunu hatırlatır; ama başa çıkmanın kültürel yolları farklıdır. amerika'da inanç, aile ve bireysel motivasyon başrole yazılırken; bizde yas, ağıt ve dayanışma çeperlerinden güç alınır.
spor bizde hâlâ başarıyla değil, fedakârlıkla anılır. ve bethany’nin dönüşü, bizdeki depremzede kız çocuğunun atletizme dönebilme ihtimaliyle kıyaslanınca, bir ülkenin "kurtaran sistemiyle" diğerinin "yalnızlığı" arasındaki uçurum büyür.
ama belki de en çok burada birleşiriz. kolun gitmiştir, sevdiklerin yoktur, hayat dağılıp gitmiştir. ama yine de o tahtaya çıkarsın. yine de denersin. çünkü bazı insanlar sadece dalgalarla değil, kaderle de sörf yapmayı öğrenir.
bethany sörf tahtasına dönerken desteklenmişti; bizde biri hayata dönmek istediğinde genelde "unut artık, yeni hayat kur" denir.
işte bu yüzden dalgalara karşı, bize sadece bir kızın okyanusa geri dönüşünü değil; kaybın üzerini değil, altını kazımayı öğretir.
yönetmeni sean mcnamara olan filmde, olimpiyat hayalleri kurarken, 13 yaşında, bir köpek balığı saldırısı sonucu kolunu kaybeden bethany hamilton'un, okyanuslara tekrar dönüşünün ve tekrar başarılı olmasının hikayesi işlenir. hem personal ve fiziksel dönüşüm hem de bir sporcunun tekrar sörf tahtasına dönüşünün hikayesidir.
bethany'nin hikayesi siradan bir engelli hikayesinin ötesinde; okulda, sosyal çevrede ve sporda tek kol ile mücadele eden bir genç kızın gerçekliğidir. ailesinin tutumu, toplumsal yargılarla baş etmesi ve tekrar sörf tahtasını kucaklaması, sporda gerekli iradenin önüne geçer.
film, birçok konuda önemli olan kıstasları ustaca süzerek altını çizer. öz güvenin, engelli olmanın eksiklik değil, farklılık olduğunun ve aile desteğinin birey üzerinde ne denli etkili olduğunun altını çizer.
bir dalga seni yuttuğunda, geri dönmen mucize değil; inat meselesidir. "dalgalara karşı", kolunu kaybetmiş ama cesaretini kaybetmemiş genç bir sporcunun değil, aslında bir toplumun "kaybetmeyi öğrenme" dersidir.
bethany hamilton, dalgaların arasında kolunu kaybeder; biz 99'da binaların altında çocuklarımızı, 2023'te hayatlarımızı. o bir tahta üstünde hayata tutunur, bizse çadır köşelerinde direnmeye çalışırız. okyanusla baş etmenin yolu sörf tahtasından geçerken, bizde bazen bir battaniyeye bile ulaşılamaz.
"dalgalara karşı" kaybın evrensel bir dili olduğunu hatırlatır; ama başa çıkmanın kültürel yolları farklıdır. amerika'da inanç, aile ve bireysel motivasyon başrole yazılırken; bizde yas, ağıt ve dayanışma çeperlerinden güç alınır.
spor bizde hâlâ başarıyla değil, fedakârlıkla anılır. ve bethany’nin dönüşü, bizdeki depremzede kız çocuğunun atletizme dönebilme ihtimaliyle kıyaslanınca, bir ülkenin "kurtaran sistemiyle" diğerinin "yalnızlığı" arasındaki uçurum büyür.
ama belki de en çok burada birleşiriz. kolun gitmiştir, sevdiklerin yoktur, hayat dağılıp gitmiştir. ama yine de o tahtaya çıkarsın. yine de denersin. çünkü bazı insanlar sadece dalgalarla değil, kaderle de sörf yapmayı öğrenir.
bethany sörf tahtasına dönerken desteklenmişti; bizde biri hayata dönmek istediğinde genelde "unut artık, yeni hayat kur" denir.
işte bu yüzden dalgalara karşı, bize sadece bir kızın okyanusa geri dönüşünü değil; kaybın üzerini değil, altını kazımayı öğretir.
devamını gör...