dargın ayrılmayalım diye koştum sana dün
başlık "mastor" tarafından 11.05.2022 22:43 tarihinde açılmıştır.
1.
hüzzam eserin beste ve güftesi yusuf nalkesen'e aittir.
dargın ayrılmayalım diye koştum sana dün
gözlerim vagonları dolaştı üzgün üzgün
çıkmadın pencereye ah ne göründün ne güldün
gözlerim vagonları dolaştı üzgün üzgün
yolcular arasında aradım seni bir bir
elimde kaldı yazık çiçeklerimle mendil
getirmiştim sana ah bir demet beyaz karanfil
gözlerim vagonları dolaştı üzgün üzgün
kendi mi daha güzel yoksa sesi mi yıllardır karar veremediğimiz emel sayın'dan:
dargın ayrılmayalım diye koştum sana dün
gözlerim vagonları dolaştı üzgün üzgün
çıkmadın pencereye ah ne göründün ne güldün
gözlerim vagonları dolaştı üzgün üzgün
yolcular arasında aradım seni bir bir
elimde kaldı yazık çiçeklerimle mendil
getirmiştim sana ah bir demet beyaz karanfil
gözlerim vagonları dolaştı üzgün üzgün
kendi mi daha güzel yoksa sesi mi yıllardır karar veremediğimiz emel sayın'dan:
devamını gör...
2.
başlığı görünce dilime takılan, hareketli olmasına karşın üzgün üzgün baktıran çok güzel bir eserdir.
devamını gör...
3.
zeki alasya metin akpınar'ın bir filminden metin akpınar'ın söylediği çok güzel bir şarkıdır.
canlandırması da çok iyidir ustanın.
canlandırması da çok iyidir ustanın.
devamını gör...
4.
çünkü dargın ayrılırsanız içinizde ukde kalır. ayrılış katmerlenir. konuşup anlaşıp da ayrılınca öyle olmaz sanırım.
devamını gör...
5.
gözlerim vagonları dolaştı üzgün üzgün.
devamını gör...
6.
babacağzımın zaman zaman, güzel havalarda yan yana yürürken söylediği, şahane bir şarkıdır.
o şarkıyı öğrendikten sonra tren istasyonları bana hep çok hüzünlü, çok telâşeli ve yarım kalmış hikâyelerle dolu gelmiştir. trenle gittiğim yerlerde hiç sevinemedim.
otobüs o kadar hüzünlü değildir mesela. sanki içindeki tüm yolcular kavuşmak için gitmektedir. kimseyi kimseden ayırmaz otobüsler.
ama trenler öyle mi? tiz bir ıslık hikâyeyi yarıda keser, soğuk bir bıçak indirir sevenlerin arasına.
bir de dönem şarkılarında fark ettiğim şey, betimleme ve hikâyelerin dolu dolu olmasıdır. gözünüzde karakter raskolnikov'dan hallice, ellerinde beyaz karanfil ve mendille hemen canlanıverir. treni ezberden çizeriz, yolcuları oturturuz, trenin düdüğü bile kulağımızda çalar şarkının sonunda.
eh, hâl böyle olunca, insan da dinliyor efendim. dargın ayrılmayınız, alın bir demet beyaz karanfil, belki siz vagonlarda bulursunuz sevdiğinizi tren kalkmadan. bulamazsanız da, denemiş olursunuz. gitseydim, yine ayrılır mıydık? sorusu ömür boyu içinizde kıymık gibi kalmaz.
o şarkıyı öğrendikten sonra tren istasyonları bana hep çok hüzünlü, çok telâşeli ve yarım kalmış hikâyelerle dolu gelmiştir. trenle gittiğim yerlerde hiç sevinemedim.
otobüs o kadar hüzünlü değildir mesela. sanki içindeki tüm yolcular kavuşmak için gitmektedir. kimseyi kimseden ayırmaz otobüsler.
ama trenler öyle mi? tiz bir ıslık hikâyeyi yarıda keser, soğuk bir bıçak indirir sevenlerin arasına.
bir de dönem şarkılarında fark ettiğim şey, betimleme ve hikâyelerin dolu dolu olmasıdır. gözünüzde karakter raskolnikov'dan hallice, ellerinde beyaz karanfil ve mendille hemen canlanıverir. treni ezberden çizeriz, yolcuları oturturuz, trenin düdüğü bile kulağımızda çalar şarkının sonunda.
eh, hâl böyle olunca, insan da dinliyor efendim. dargın ayrılmayınız, alın bir demet beyaz karanfil, belki siz vagonlarda bulursunuz sevdiğinizi tren kalkmadan. bulamazsanız da, denemiş olursunuz. gitseydim, yine ayrılır mıydık? sorusu ömür boyu içinizde kıymık gibi kalmaz.
devamını gör...
7.
devamını gör...