deprem çantası

bina yıkılmaz ise oldukça faydalı ve hayat kurtarıcı olabilir ama yıkılan bir binada enkaz altında kalırsanız deprem çantası sırtınızda bile olsa,çanta içindekilere ulaşmanız çok zor.dar bir alanda kemik kırıkları, organ hasarları vs yaralanmışken çantadaki eşyaları alabilmek,kullanabilmek imkansıza yakın malesef.üstelik çantanın içindeki fener vs aletler deprem anında üzerine düşecek yığınlardan ötürü kırılma,bozulma ihtimali yüksek. kısacası deprem çantası olmalı ama bina gittikten sonra etkin kullanılabilmesi imkansıza yakın.

bir tür hazırlık biçimi. maraş depremi çok etkiledi beni. zaten hazırda duran bir çantam vardı eksikleri olan. fakat deprem çantasını almakla oyalanan insanların enkazda kaldığını öğrenmem çanta ile ilgili algılarımı değiştirdi. içine düdük koysan ne olacak ki ulaşamadıktan sonra çantaya. düdük fener cebine koyman lazım. bir de kendi cantana para, kraker, su, kuruyemis ve ilk anda ihtiyacın olacak şeyi koy yeter. kadınlar için hijyenik ped sart mesela. deprem çantasına battaniye çorap su gıda temizlik ürünleri ilave edilebilir. ben yüksek bir katta oturduğum için. almak da almamak da aynı zaman kaybı. hatta çıkıp merdivende kalmamak için sarsıntı geçene kadar içerdeyiz. ama giriş katında ilk katta otursam deprem çantası vs önemsemezdim. canım kurtulsun iki üç gün iki kraker idare ederim derdim. tek kurtulan yalın ayak kendini dışarı atan insanlar olduğunu duydum. ben ve benim gibiler eminim evdeki yaşlı büyük onlar da gelsin derken icerde kalacak tipleriz. bina saniyeler içinde çöküyor o canta zaten binayla birlikte savrulup gidiyor. olur da canta ile çıkabilirsem içindekileri gördüğüm çoluk çocuğa dağıtacak vicdanda olduğumdan bana yine bir şey kalmayacak. çantayı diğer insanların hayrına yaptığımı düşünüyorum. biri yardıma gelene dek aç ve açıkta kalacağım kesin. canta vs kimseye yetmez. yedi kişilik aile bavul hazırladık resmen diyor. evin babasına bir şey olsa taşıyamazlar bile. halkın acil durumu için depolar oluşturulabilir. canta yerine. insanların canından çok tapusunu, parasını, kıyafetini, yiyeceği iki üç parça şeyi koyduğu çantayı düşünmesi canımı acıtıyor.

geçtiğimiz günlerdeki yaşanan acıdan sonra hazırlanması daha da bir önem kazanmış çanta. ama evde nerede durması gerektiği konusu biraz garip. yatağın yanında mı yoksa kapının yanında mı durmalı sorunsalı beyin deliyor. kapı yanı diye düşünsek, kapıya ulaşabilecek miyiz sorusunu akla getiriyor yıkım olursa; yatağın yanında olursa sen salondaysan yine ulaşamayabilirsin. hayatın içindeki büyük acı gerçektir kendisi...

bir köşede hazır dursun, şansınıza artık ayrı mı düşersiniz, ne olur bilinmez.

yatağınızın dibinde olsun. içine iki paket sigara koyun. en az üç tane de bira.

dün yeni bir çanta hazırladım. bu defa zorda kalırsam içindeki konserleri yememeye çalışacağım.

içinde bir ben yokum ama millet temiz iç çamaşırı takımı ve pijama takımı falan koymuş. ben misafirliğe gider gibi çanta hazırlamaya daha doğrusu deprem bavuluna karşıyım.

onun yerine gazlı bez batikon flaster makas falan koydum. depremde üstün başın temiz olsa ne olacak zaten ufak tefek de olsa kanamam olacaksa temiz olmak da kalmak da mümkün değil.

dün çok fazla uyarı aldığım ve kendimi de eleştirmem gerekirse bu konuda tedbirsiz olduğum için, korkumdan gazlandım (normalde inancım maraş depreminden sonra doğa karşısında çaresizlik ve teslimiyete alışmak şeklinde evrildi)...neyse, gaza geldim sırt çantamı çıkardım gardıroptan. 2 tane 1lt erikli koydum. lyrica-lioresal-modiwake-concerta olaraktan, içtiğim hapları koydum. yemek olarak çürümeyecek güzel bir besin olan topkek'i tercih ettim ve 7-8 topkek koydum. eti cin koydum 10 tane (ona bayılırım). 30 tane kadar crax ve 60 tane falan eti puf var evde. *. koydum bunları, çantayı da yanıma koydum. kanepenin altındaki boşluğa gircem zaten *. sonra durduk baktım yani "eeee" der gibi. 6. kattayım. eski bu binalar. ters dublex ev. merdivenlerde savrulurum, asla aşağı inemem. alt odaya bile inemem, bırakın 6 kat inmeyi. topkek attım işte. yerim bolca. kediler olmadan zaten ben de direnmem. gerekli tabi de...

ben zamanında hazırlamıştım. cevizli sucuk koymuştum bana en mantıklı, doğru kalorili olan besin o gelmişti ve birer birer yedim onları. deprem çantam boş kaldı. üzerine de suları içtim. deprem çantamın kılıfı kalmıştı sadece ve çantayı da e madem öyle ben bunu kullanırım markete giderken çok güzel çanta bu çok şey alıyor diye kullanmaya başlamıştım.

bunlar yanlış şeyler. kötü bir örnek ama yaptım mı, yaptım. her şeyi bir kenara bırakınca insan unutkan ve yemek içmek odaklı bir canlı üzgünüm.

deprem çantanızın içerisine baofeng bf-f8+ dual bant el telsizi koymanızı da önerebilirim. fiyat-performans konusunda eşsiz bir el telsizidir. gsm operatörlerine güven olmayacağını anladığımız şu günlerde, sevdikleriniz ile 4-5km yarıçap içerisinde görüşmenize olanak sağlar. üzülerek belirtmem gerekir ki; telsizi taşıyan bir yakınınızın, olası bir can kaybı halinde yerini ve konumunu da telsizin "ses çıkar" özelliği sayesinde kolayca teyit edebilmenize yardımcı olabilir.

deprem çantanız evinizin çıkış kapısına olabildiğince yakın bir konumda olsun. mümkünse üzerinde çantayı taşıyan aile ferdinizin ismi, soy ismi, kan grubu ve en az üç yakınının telefon numarasını yazan bir peç veya etiket yapıştırabilirsiniz.

ve lütfen, tedbiri elden bırakmayın. üşenmeyin ve hemen şimdi kalkıp o deprem çantasını hazırlayın. güvende kalmanız dileğiyle...