dincilerin en büyük zararı

dincilerin verdiği zararları saysan bitiremezsinde en büyüklerinden biri kesinlikle bu halka fakirliği, çileciliği hoş göstermeleri, bir lokma bir hırka edebiyatını iyi yedirmeleri oldu. fakir olmak bir erdem ama zenginlik, kaygısız yaşamak kısaca mutlu olmak şerefsizlik... cennete ilk fakirler giriyorumuş falan diye umut satıyorlar bir de. la ne alakası var nasıl bir mantık yapısı bu, hak yemeden zengin oldunsa kime ne...

islam dini kölelik, cariyelik yok artık kaldırdım. malının (paranın) ihtiyacından fazla olan bölümünü yoksullara vereceksin diyor. (bakara suresi 219) öyle 40/1 zekat verdim hikayesini geç. nasıl zengin olacaksın olsan olsan kominizm rejiminde çalışan amele gibi olursun. tabi müslümanlara diyor siz üstünüze alınmayın. eşitlik istiyoruz diyordunuz alın size eşitlik.
o zaman sermeye birikimi yatırım vs. olmaz demeyin ben karışmam kuran yoksullara ver diyor. herhalde bir süre sonra yoksul, fakir kalmaz.
işin garibi ben çevremdeki insanlar içinde en seküler insanım. içki içen, çapkınlık yapan, işte sıradan bir yurdum insanı, sizler gibi iken bu sözlükte ne olduysa din konusunda çok yazıyorum. ama rahatsız oluyorum din eğitimi almadım arapça bilmiyorum. artık din konusunda yazmayacağım. insanlara yanlış, eksik bilgi veririm diye korkuyorum.

bakara suresi 219. sana, şarap ve kumar hakkında soru sorarlar. de ki: her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için bir takım faydalar vardır. ancak her ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür. yine sana iyilik yolunda ne harcayacaklarını sorarlar. «ihtiyaç fazlasını» de. allah size âyetleri böyle açıklar ki düşünesiniz (bkz: https://www.kuranmeali.com/...)
bazı tefsirlerde gönlünüzden kopanı verin diyor. o zaman kimse bir şey vermiyor bence yanlış.

ateistler bile istese bu kadar zarar veremezdi, zaten ateistlere malzeme verenlerde bunlar.

tefeci, tekelci ve köleci düzeni ortadan kaldırıp adaleti getirmiş islam'ı tekrar; köleci, tefeci ve tekelci bir din haline getirmeleri. çıkarlarından ötürü.

" gelir adaletsizliği tüm kötülüklerin anasıdır"

bu ülkedeki tüm yurttaşların yaşama sevincini, gençlerin ise umutlarını çalmaları.
yani işin içinde yine hırsızlık var.

en başında şunu diyebilirim

olmaları

her bir şeyciler olsun kim olursa olsun eline güç geçtiği zaman zorbalığı kendilerine hak görecek kaypaklığa sahiptir. her tarafın bu kaypaklığını gördüm lakin bu dincilerdeki kaypaklığın sadakasını ödeyemez kalan her kaypaklar.

türkiye'deki dincilerin ülkelerine verdiği en büyük zarar, kendilerini değil sadece, muhaliflerini de her şeyin kolayına alıştırması oldu. üzüm üzüme baka baka karardı son on yılda.

bu ülkenin altın madenleri, petrolü, doğal gazı yok. mısır'daki büyük halamızdan kalan mirasımız da yok. mustafa kemal atatürk ile o dönemde yaşamış olan türk devrimi önde gelenleri bunun farkındaydı.

bu ülke kuruluşunu batı emperyalizmine karşı verdiği mücadeleye borçluydu ama mücadele verdiklerimiz nasıl o hale gelmişti? aradaki farkın nedenleri neydi? bu ülke insanı ne yapmalıydı da o farkı kapatmalıydı? aslında bunları osmanlı ileri gelenleri de düşündü hem de 17. yy.'dan beri. 19. yy. ortalarından sonra bu görüş daha da güçlendi, ki sürece türk modernleşmesi deniyor. kemalizm falan filan bu sürecin hızlandığı bir zaman dilimidir sadece. türk modernleşme ve aydınlanmasını geniş kitlelere yaymayı başarabilen ilk ve tek pratik olduğu için ön plana çıkar. az zamanda çok işler yapılması gerektiğini fark eden kemalistler değildi ama hayata geçiren onlardı.

ülke kurulduğundan beri amaç, mevcut nesillerin, sonrakileri daha iyi hayat koşullarına sahip olmalarını sağlayacak şekilde çalışmasıydı. artık bu mevzu sadece laftadır. -mış gibisi yapılmaktadır. bundan daha büyük bir zarar verilemezdi herhalde ülkeye.

dinin kendisi kötülüğün kaynağı olduğu için dinciler de her şeye zarar veriyorlar. uzun uzun analiz kasmaya gerek yok.

omuzları kapatıyorlar

dinden uzaklaştırma, dini kendi doğrularına göre, işlerine geldiği gibi yaşama, kendinden biraz olsun farklı düşünenlere salyalar akıtarak saldırma, riyakarlık, fakirliği övme ama zengin hayatı yaşama, sapıklık, yolsuzluk,atatürk düşmanlığı, kadın düşmanlığı, gençleri aşağılama, güzel olan her şeye alerjileri olması, insanları umutsuzluğa sürükleme gibi gibi...
liste uzar gider. verdikleri zararın hangisi en büyüğü bilmiyorum ama bizi çok büyük zarara soktukları kesin. yazarken darlandım allah bildiği gibi yapsın bunları.

dincilerin gerçekliği algılamadaki çarpıklığını anlamak için ekonomide son yaşadığımız "nas" olayı yeter sanırım.

#3031892
"halka rağmen halk için" tarzı bir siyaset anlayışı ancak bizdeki gibi militarist modernleşmeye * kalkan, toplumsal uzlaşı ve barışı sağlayamamış dolayısıla da kurumsallaşamamış toplumlarda görülür.


#3031811
1980'lerin ortalarında tony blair'in yakasına yapışan sir bob geldof'un öncülüğünde başlatılan afrika'ya yardım konserleri vardı. tüm bu afika'ya yardımlarının aslında hiç bir işe yaramadığı 2000'lerde net olarak anlaşıldı.

zekat verene ne mutlu fakat bundan eşitliğe veya refaha giden bir yol yok!
olsa olsa tembel ve asalak üretir. *

--
r.g. rajan ve a. subramanian - aid and growth: what does the cross-country evidence really show?
daron acemoğlu - an african success story: botswana