doğum yapan kadının erkeği artık umursamaması
başlık "trevor philips" tarafından 14.09.2021 12:04 tarihinde açılmıştır.
1.
"büyüyün artık baba oldunuz."
devamını gör...
2.
erkeği umursamamak değil o. hormonlar farklı çalışıyor artık. hele doğum sonrası iki yıl alıyor normalleşmesi. annelikle ilgili bir durum. kadın, anne oluyor ve önceliği bebeği oluyor doğal olarak. erkeğin, hiç olmazsa bir süreliğine kendi kendisini pışpışlaması gerekiyor.
devamını gör...
3.
mezar taşlarını bre hasan koyun mu sandın hasan koyun mu sandın
adam öldürmeyi bre hasan oyun mu sandın diye bir türkü var ya, ben de soruyorum doğum yapmayı kolay mı sandın acaba?
adam öldürmeyi bre hasan oyun mu sandın diye bir türkü var ya, ben de soruyorum doğum yapmayı kolay mı sandın acaba?
devamını gör...
4.
duygusal bir dönemden geçilen zamandır, erkeğin eşine yardımcı olması, ilgili olması bu geçişi kolaylaştırır.
hayat müşterek dir.
hayat müşterek dir.
devamını gör...
5.
bırak doğumu bekâr bir anne sevgilim de varken yaşadığım durumdur. hatta genelde ben yönlendirirdim çocuklarla ilgilen beni bi sal diye hihihi. bunun ayarı dozu kişisine göre değişir bazısı sever bazısı umursamaz bile.
devamını gör...
6.
umursamamak değilde doğal bir süreçtir bu. bizim ülkemizde cinsellik eğitimi yok,bireyler kendi vücudunu tanımıyor. bugün klitoris nerede diye sorsam o ne diyecek kişiler var. kadınların masturbasyon yapması bile ayıp sayılıyor,ülkemizde ‘hymen’ yani halk arasında kızlık zarı tartışması var ki böyle bir şeyin varlığı bile şüpheli. bu tarz ortamlarda büyüyen kişiler için ‘ayy kapat ışığı utanıyorum’ erkeğin haldır küldür içeri girmeye çalışmasını saymıyorum bile. taraflardan biri cinsel eğitim alsa tamam diyeceğim ama iki tarafda da olmayınca sorun yaşanıyor. bir kadının hamile kalması,yada kalabilmesi çok zorlu bir süreç. vajinusmus diye birşey var belli bir tabu içinde büyüyen kişilerin ilişkiden korkması ki bugün 10 kadından 5i bu korkuyu yaşıyor, herhangi bir destek de almıyor. erkek için ise evlilik tamamen kendi üzerine binen bir yük olduğu için sevişmeyi bir görev gibi biliyor. bugün boşanma davalarının çoğu erkeğin aleyhine sonuçlanıyor ve bu durumun %80 sebebi ‘erkeğin kocalık görevini yerine getirmemesi’ kocalıktan kasıt birlikte olmak. neyse fikir firar etmesin,bir kadının hamile kalabilmesi için ayda minimum 15-18 kez ilişkiye girmesi lazım. bunu bir düşünün türkiye şartlarında ? kadının çocuk isteyip,erkeğin çocuk istememesi yada tam tersi durumlarda ailelerin devreye girmesi,kuvvet macunları falan.
herşeyi geçtik ve kadın hamile kaldı diyelim asıl süreç burda başlıyor. hormonlar değişiyor,vücut değişiyor,bu da kadını doğal olarak da erkeği etkiliyor. bugün kadınların bile yanlış bildiği bir bilgi var ‘hamilelikte ilişkiye girersem çocuk zarar görür,yada düşük olur’ bu yanlış, erken düşük genel olarak kromozom anomalileri ya da gelişmekte olan bebekte görülen sağlık sorunlarına bağlı olarak ortaya çıkar. yani bu dönemde cinsel ilişki düşüğe etki etmez. fakat bu dönemde gebelik belirtileri yoğun olarak yaşandığı için çiftlerin geneli ilişki yaşamaz. (3 ay) herşeyi yolunda giden bir hamilelikte son 4 haftaya kadar ilişki yaşanabilir. hamilelik zaten başlı başına zor bir süreç, aş ermeler,sürekli değişen hormon değişiklikleri bla bla bla insanı yıpratır. herşey yolunda gitti ve bu 9 aylık süreci atlattınız lohusalık dönemi başlar. doğum eylemi bittikten sonra plasenta ve zarlarının ayrılmasından sonraki 6-8 (42 gün) haftalık dönemi kapsar. bu sürenin sonunda gebelikte meydana gelen tüm değişiklikler gebelik öncesine döner. lohusalık döneminde anne ve bebeğin hastalıklardan korunması için özenli bir bakıma ihtiyacı bulunmaktadır. çiftlerin çoğu için bu zor bir süreçtir. çünkü erkek,artık karısını ‘anne’ rolünde gördüğü için ilişkiden uzaklaşır ve ‘anne’ görür artık. yani aslında yaratılış amacı estetik kaygılardan ziyade çocuğu beslemek olan bir organ (bkz: ğöğüs) içinden süt çıktığını ve çocuğu emzirdiğini görünce erkek doğal olarak uzaklaşıyor,yaklaşırsam incitirim diye düşünüyor. kadınların çoğu, forumlarda bu durumdan şikayetçi, ‘kocam doğum yaptıktan sonra benimle ilişkiye girmiyor’ minvalinde bir çok şikayet mevcut. eğer destek alınmazsa bu durum ilerliyor ve çiftler boşanıyor, kaldı ki çocuk doğduktan sonra da ‘aman çocuk uyanacak,aman çocuk görür’ diye ilişki sürekli ertelenir. standart ilişki haftada 2 defadır,uzmanlar tarafından önerilen fakat bugün çoğu çift ayda 1 bile zor oluyor diyorlar. bu 5-10 yılı aşkın evliliklerde daha da artıyor. yani aslında bir canlının,içinde başka bir canlıyı barındırması,doğurması,büyütmesi bana göre mükemmel birşey,sırf şu olay bile kadınlara hayran bırakıyor beni ama bu durum herkes için geçerli değil. evlilik-çocuk-çocuk sonrası bunların hepsi yıpratıcı bir süreç. kısaca evlilik insanı yıpratır,arkadaşlar. duygusal aforizmaları bırakıp gerçeklerle yüzleşin.
herşeyi geçtik ve kadın hamile kaldı diyelim asıl süreç burda başlıyor. hormonlar değişiyor,vücut değişiyor,bu da kadını doğal olarak da erkeği etkiliyor. bugün kadınların bile yanlış bildiği bir bilgi var ‘hamilelikte ilişkiye girersem çocuk zarar görür,yada düşük olur’ bu yanlış, erken düşük genel olarak kromozom anomalileri ya da gelişmekte olan bebekte görülen sağlık sorunlarına bağlı olarak ortaya çıkar. yani bu dönemde cinsel ilişki düşüğe etki etmez. fakat bu dönemde gebelik belirtileri yoğun olarak yaşandığı için çiftlerin geneli ilişki yaşamaz. (3 ay) herşeyi yolunda giden bir hamilelikte son 4 haftaya kadar ilişki yaşanabilir. hamilelik zaten başlı başına zor bir süreç, aş ermeler,sürekli değişen hormon değişiklikleri bla bla bla insanı yıpratır. herşey yolunda gitti ve bu 9 aylık süreci atlattınız lohusalık dönemi başlar. doğum eylemi bittikten sonra plasenta ve zarlarının ayrılmasından sonraki 6-8 (42 gün) haftalık dönemi kapsar. bu sürenin sonunda gebelikte meydana gelen tüm değişiklikler gebelik öncesine döner. lohusalık döneminde anne ve bebeğin hastalıklardan korunması için özenli bir bakıma ihtiyacı bulunmaktadır. çiftlerin çoğu için bu zor bir süreçtir. çünkü erkek,artık karısını ‘anne’ rolünde gördüğü için ilişkiden uzaklaşır ve ‘anne’ görür artık. yani aslında yaratılış amacı estetik kaygılardan ziyade çocuğu beslemek olan bir organ (bkz: ğöğüs) içinden süt çıktığını ve çocuğu emzirdiğini görünce erkek doğal olarak uzaklaşıyor,yaklaşırsam incitirim diye düşünüyor. kadınların çoğu, forumlarda bu durumdan şikayetçi, ‘kocam doğum yaptıktan sonra benimle ilişkiye girmiyor’ minvalinde bir çok şikayet mevcut. eğer destek alınmazsa bu durum ilerliyor ve çiftler boşanıyor, kaldı ki çocuk doğduktan sonra da ‘aman çocuk uyanacak,aman çocuk görür’ diye ilişki sürekli ertelenir. standart ilişki haftada 2 defadır,uzmanlar tarafından önerilen fakat bugün çoğu çift ayda 1 bile zor oluyor diyorlar. bu 5-10 yılı aşkın evliliklerde daha da artıyor. yani aslında bir canlının,içinde başka bir canlıyı barındırması,doğurması,büyütmesi bana göre mükemmel birşey,sırf şu olay bile kadınlara hayran bırakıyor beni ama bu durum herkes için geçerli değil. evlilik-çocuk-çocuk sonrası bunların hepsi yıpratıcı bir süreç. kısaca evlilik insanı yıpratır,arkadaşlar. duygusal aforizmaları bırakıp gerçeklerle yüzleşin.
devamını gör...
7.
eve küçük bebek gelince büyük bebeğin kendi sorumluluklarını almaya başlaması gerekir.
devamını gör...
8.
'çen büyümeyi mi unuttun aman da aman' diyeceğim erkek.
annenize koşun efem bu kafadaysanız gidin sizi az daha pışpışlasın. kadın orda içinde insan çıkarmış bu hala 'doğğoomm yopon kodon orkoğo omorsomoyor' diye ağlanıyor.
annenize koşun efem bu kafadaysanız gidin sizi az daha pışpışlasın. kadın orda içinde insan çıkarmış bu hala 'doğğoomm yopon kodon orkoğo omorsomoyor' diye ağlanıyor.
devamını gör...
9.
...aynı anda iki çocuk bakmak zor gelir, ya büyümeyi seçmeli ya da dik durmayı öğrenip acıyı içinde yaşamalı... bir de artık anlamalı erkekler, hayat boyu başınızda bir anne olmayacak, artık yalnızsınız ve bir eşiniz bir de çocuğunuz var, iki anneniz değil!.. eşine halen yavru annesi gibi bakan erkekler, lütfen baba olmayın... çocuk ruhlu olmak ayrı, çocuk kalmak ayrı... ya da bence siz o çocuktan uzak durun, aman ha size benzer falan, sonra sakat toplum yapısı pik yapıyor...
devamını gör...
10.
biyolojik bir olaydır. hormonlar; "anne oldun" sinyali verir devamlı. üreme ile ilgili tüm sinyaller kesilir, tüm hormonlar kesilir. içgüdüleri;
"bebeğini koru" , "süt üret" "besle onu" komutları verir sürekli. ilk regl ile süreç normale dönmeye başlar.
"bebeğini koru" , "süt üret" "besle onu" komutları verir sürekli. ilk regl ile süreç normale dönmeye başlar.
devamını gör...
11.
erkeğin doğum olayını asla anlayamamasından kaynaklanıyor. er kişi sevişiyor, eşi gelip "ben hamileyim" diyor ve adam sadece bekliyor. doğuma giden süreci de doğumu da sadece ama sadece kadın yaşıyor ve biliyor. sonra bu er kişisine "nur topu gibi evladınız oldu" diyip kucağına veriyorlar ama çoğu baba(!) hala baba olduğunun farkında değil.
eee, doğurdu işte dönsün yemeğimi, ütümü yapsın; çamaşırımı yıkasın, bulaşığımı kaldırsın haaaa bi de hemen bütün kilolarını verip eskisinden daha güzel olsun çünkü ben erkeğim benim gözüm başkasına kayar. ama eşim artık bir "anne".
aynı zamanda işine de geri dönsün ne o öyle ev hanımı kadın, çalışsın ve para getirsin.
bu senaryo çok tanıdık geliyor di mi? ataerkil bir düzende yaşarken; kadına kadın olarak bakmayı öğrenemediğimiz ve anne olan bir kadının da cinsel dürtüleri olabileceğini öğrenemediğimiz bu toplumda bu senaryolar daha çok yaşanacak.
eee, doğurdu işte dönsün yemeğimi, ütümü yapsın; çamaşırımı yıkasın, bulaşığımı kaldırsın haaaa bi de hemen bütün kilolarını verip eskisinden daha güzel olsun çünkü ben erkeğim benim gözüm başkasına kayar. ama eşim artık bir "anne".
aynı zamanda işine de geri dönsün ne o öyle ev hanımı kadın, çalışsın ve para getirsin.
bu senaryo çok tanıdık geliyor di mi? ataerkil bir düzende yaşarken; kadına kadın olarak bakmayı öğrenemediğimiz ve anne olan bir kadının da cinsel dürtüleri olabileceğini öğrenemediğimiz bu toplumda bu senaryolar daha çok yaşanacak.
devamını gör...
12.
yeni aşkını bulduğundandır. minicik bir beden kıskanılır mı?
umursanmamayı düşüneceğinize onları yanyana uyurken izleyin.
umursanmamayı düşüneceğinize onları yanyana uyurken izleyin.
devamını gör...
13.
evli olan her erkek bu durumu yaşamıştır. tamamen kadının annelik duygusunun kadınlık eşlik duygusuna baskın gelmesi ile alakalı bir durum kendim dahil, yakınımdaki bir çok kişi bu durumu yaşadı. başlarda biraz yadırganacak bir durum, annelik duygusu baskın bir duygu ne de olsa o yüzden abartı olmadığı sürece hoş karşılanması lazım.
devamını gör...
14.
kıskanç baba sendromu..
hadi kıskanç büyük kardeş sendromunu anlarım. onlar çocuk neticede. bu koca koca heriflere ne oluyor cicim?
çocuk da kendi çocukları haa.
bu kadar mı ilgi açısınız.
gidin bir şeylerle meşgul olun.
eşiniz şimdi bebeğiyle meşgul onu da biraz anlayın. özel bir durum bu.
hadi kıskanç büyük kardeş sendromunu anlarım. onlar çocuk neticede. bu koca koca heriflere ne oluyor cicim?
çocuk da kendi çocukları haa.
bu kadar mı ilgi açısınız.
gidin bir şeylerle meşgul olun.
eşiniz şimdi bebeğiyle meşgul onu da biraz anlayın. özel bir durum bu.
devamını gör...