1.
etrafına dalga yayan bir kaynak ile gözlemciden herhangi birisi hareketliyse gözlenebilecek etkidir. adını bilim insanı ve matematikçi christian andreas doppler’dan alır.
bir ambulansın sesi, ambulans bizden uzaklaştıkça pesleşir değil mi? bunun nedeni; her ne kadar ambulanstan çıkan ses dalgalarının dalga boyu eşit olsa dahi, dalgaların kulağımıza ulaşma süresi arttığı için, kulağımız birim zamanda daha az ses dalgasına maruz kaldığı için, dalga boyunu artmış frekansını azalmış gibi hissederiz dolayısıyla da ses giderek pesleşir. işte doppler etkisi budur.
bunu elektromanyetik dalgalarda gözlemek de mümkün. örneğin bir yıldız bizden uzaklaştıkça ışık spektrumu kırmızıya kayar çünkü yukarıda da anlattığım gibi kaynak bizden uzaklaştıkça biz, dalgaların dalga boylarını olduğundan daha büyük algılarız ve kırmızı ışık görünür ışıkların içerisinde dalga boyu en büyük olan renktir. dolayısıyla da yıldızın ışık tayfı kırmızıya kayar.
peki bunun bize kazandırdığı ne? evrenin genişlediğini ilk olarak böyle anladık. hubble amca teleskopuyla hangi yıldıza baksa ışık spektrumunun kırmızıya kaydığını görmüş ve neredeyse tüm yıldızların bizden uzaklaştığını anlamış, bunu da evrenin genişlemesi gerektiğine yormuş. tabi şu anki bilgilerimiz dahilinde yıldızların değil galaksilerin hatta daha da doğrusu galaksi kümelerinin birbirinden uzaklaştığını biliyoruz. bunu kafamızda daha rahat canlandırmamız için evreni bir balon gibi hayal edelim ve kalemle birkaç nokta işaretleyelim, balonu şişirirsek tüm noktalar birbirinden uzaklaşır. işte evrenimizi basitçe böyle simüle edebiliriz.
bir ambulansın sesi, ambulans bizden uzaklaştıkça pesleşir değil mi? bunun nedeni; her ne kadar ambulanstan çıkan ses dalgalarının dalga boyu eşit olsa dahi, dalgaların kulağımıza ulaşma süresi arttığı için, kulağımız birim zamanda daha az ses dalgasına maruz kaldığı için, dalga boyunu artmış frekansını azalmış gibi hissederiz dolayısıyla da ses giderek pesleşir. işte doppler etkisi budur.
bunu elektromanyetik dalgalarda gözlemek de mümkün. örneğin bir yıldız bizden uzaklaştıkça ışık spektrumu kırmızıya kayar çünkü yukarıda da anlattığım gibi kaynak bizden uzaklaştıkça biz, dalgaların dalga boylarını olduğundan daha büyük algılarız ve kırmızı ışık görünür ışıkların içerisinde dalga boyu en büyük olan renktir. dolayısıyla da yıldızın ışık tayfı kırmızıya kayar.
peki bunun bize kazandırdığı ne? evrenin genişlediğini ilk olarak böyle anladık. hubble amca teleskopuyla hangi yıldıza baksa ışık spektrumunun kırmızıya kaydığını görmüş ve neredeyse tüm yıldızların bizden uzaklaştığını anlamış, bunu da evrenin genişlemesi gerektiğine yormuş. tabi şu anki bilgilerimiz dahilinde yıldızların değil galaksilerin hatta daha da doğrusu galaksi kümelerinin birbirinden uzaklaştığını biliyoruz. bunu kafamızda daha rahat canlandırmamız için evreni bir balon gibi hayal edelim ve kalemle birkaç nokta işaretleyelim, balonu şişirirsek tüm noktalar birbirinden uzaklaşır. işte evrenimizi basitçe böyle simüle edebiliriz.
devamını gör...
2.
3.
big-bang’in en büyük kanıtı, doppler etkisi!
doppler etkisini en basit şekilde anlatacak olursak bir ambulans örneğiyle yapabiliriz.
bir ambulans sizden uzaktayken sesi farklı yakınınızda farklı ve sizden yine uzaklaşırken farklı ses yayar. ancak ambulansın şoförü için böyle bir şey yoktur. hep aynı duyar. izleyici olarak ses, size farklı duyulur.
1842 yılında bulunan bu etki, evren’i incelerken bizlere çok fayda sağlamıştır.
peki nasıl?
bir yapı veya cisim size yaklaşıyorsa frekansı artar ve mavi renge kayar. eğer uzaklaşıyorsa frekans azalır ve rengi kızıla kayar.
peki “evrenin genişlediği” fikrine nereden vardık?
edwin hubble bu etki sayesinde günden güne incelediği uzak galaksileri daha da kırmızı olarak görmüş ve bunların uzaklaştığını söylemiştir. böylece bir bakıma doppler etkisi ile evrenin genişlediğini kanıtlamıştır.
uzak galaksi kümelerinden gelen ışığın “kırmızıya kayma”sının, “doppler etkisi” nedeniyle gerçekleştiği varsayımına dayanılarak bunları söylüyoruz.
doppler etkisi, ışığın veya sesin, yani bir “dalga”nın uzaklaştıkça dalga boyunun büyümesi, yakınlaştıkça küçülmesidir. şöyle ki, bir ışık kaynağı sizden uzaklaşıyorsa, ışığın giderek kırmızılaştığını, yaklaşıyorsa mavileştiğini görürsünüz. tıpkı sesin uzaklaştıkça “pes”leşmesi, yakınlaştıkça “tiz”leşmesi gibi.
bu da şu demek oluyor; uzak galaksi kümelerinin ışıkları hafifçe kırmızıya doğru kayıyorsa, bizden uzaklaşıyor olmalılar. eğer gökyüzünün her yanındaki uzak galaksi kümeleri bizden uzaklaşıyorsa, aslında evrenin genişlediğini sadece ambulans örneğine bakarak bile düşünebiliriz.
bir cisim günden güne kızıla kayıyorsa, bu cisim bir zamanlar maviydi. yani daha yakında hatta iç içeydi. yani bir zamanlar bu cisimler aynı yerdeydi.
bu sayede big-bang teorisi büyük bir güç kazanmıştır ve evrenin genişlediği bilim camiasında kabul görmüştür.
büyük patlama teorisi, yaklaşık 13.8 milyar yıl önce evrenin tek ve belirsiz bir hacme sahip bir noktadan (tekillikten) hızla genişleyerek bugünkü halini aldığını söyler.
devamını gör...
4.
şahsen beni tatmin eden buluş. aynı zamanda islam'daki vahdet olgusuna da uygun. yani her şeyin esasta, özde bir olması. her şeyi bir şeye endekslemek o bir şeyin de hiçlikten geldiğini düşünmemize neden olacaktır. hiçlikten yani yokluktan var eden de tanrıdır denilebilir.
devamını gör...
5.