141.
142.
'adil' tavırlar içinde: adalet...!
iyiye iyi / kötüye kötü.. ve huzur...
iyiye iyi / kötüye kötü.. ve huzur...
devamını gör...
143.
nüfusun azaltılmasıdır.
devamını gör...
144.
1)ilkeleri bulmaktan ve onlara ulaşmaktan çok onları aramanın erdem olduğu bilincine varmak.
2) dinlemek ve anlamaya çalışmak. evrim empati denen yeteneği vermiş kullanıverin
2) dinlemek ve anlamaya çalışmak. evrim empati denen yeteneği vermiş kullanıverin
devamını gör...
145.
bencilliğin bırakılması
devamını gör...
146.
basittir.
dünyaya zarar veren öğeleri çıkardığınızda geriye yararlı yapılar ve organizmalar ortada kalır.
tanımlarda ağırlıklı olarak insanın duyguları ve davranışsal hataları göz önüne alınmış olsa da
dünyayı,
saygı kurtaracaktır..
doğaya saygı,
farklı türlere saygı,
evren içinde dünyayı evimiz haline getirmiş tüm elverişli alanlara saygı,
en az dünyamızın bizim varlığımıza duyduğu saygı kadar bile saygı duymuş olsak..gelecek kuşaklar için yasam alanlarını korumuş,
evimiz olan gezegenin yok olma sürecini yavaşlatmış oluruz.
sözde herkes kendisine emanet edilen şeylere sonsuz koruma sağlar,
sözde..ve sözlerde..
keşke,
en büyük emanetin bizden önceki kuşaklar tarafından bize bırakılan gezegenimiz olduğunun farkında olsak..
dünya kurtulur arkadaşlar,
bizler onu yok etmediğimiz surece..
dünyaya zarar veren öğeleri çıkardığınızda geriye yararlı yapılar ve organizmalar ortada kalır.
tanımlarda ağırlıklı olarak insanın duyguları ve davranışsal hataları göz önüne alınmış olsa da
dünyayı,
saygı kurtaracaktır..
doğaya saygı,
farklı türlere saygı,
evren içinde dünyayı evimiz haline getirmiş tüm elverişli alanlara saygı,
en az dünyamızın bizim varlığımıza duyduğu saygı kadar bile saygı duymuş olsak..gelecek kuşaklar için yasam alanlarını korumuş,
evimiz olan gezegenin yok olma sürecini yavaşlatmış oluruz.
sözde herkes kendisine emanet edilen şeylere sonsuz koruma sağlar,
sözde..ve sözlerde..
keşke,
en büyük emanetin bizden önceki kuşaklar tarafından bize bırakılan gezegenimiz olduğunun farkında olsak..
dünya kurtulur arkadaşlar,
bizler onu yok etmediğimiz surece..
devamını gör...
147.
profesyonellerden oluşan bir ekip kuruyoruz. ekibin başında ben varım. ekibimle dünyaya çarpmak üzere olan gök taşına iniş yapıyorum. gök taşının ortasında belediyeden aldığımız beton deliciyle delikler açıyoruz. deliklere dinamitleri yerleştiriyoruz. "ateşleme zımbırtısını getirin" diyorum. patlayıcı sorumlusu: "uy haçan ben onu almadum daaa, yangun çıkarabilur" diyor.
ağzına tokatı koyuyorum, çötönk diye ses geliyor. ağzından kanlar yukarı doğru damlıyor. (sonuçta yer çekimi yok)
bu dallamaya kibrit veriyoruz ve bunu orada bırakıyoruz. ateşleme manuel olarak yapılacak. 68 model klasik nasa yapımı chevrolet uzay aracımla dünyaya doğru yola çıkıyoruz. göktaşından uzaklaşınca fitili ateşle talimatı veriyorum ve bizim eleman ateşliyor. boooom. göktaşı ikiye bölünüyor, biri dünyanın sağından, öbürü solundan geçiyor. inanılmaz ışık çıkıyor. o esnada ben ekibinde olan live taylor la öpüşmeye başlıyorum ve müzik çalmaya başlıyor. aerosmith - i dont wanna miss a thing. dünya kurtuluyor...
ağzına tokatı koyuyorum, çötönk diye ses geliyor. ağzından kanlar yukarı doğru damlıyor. (sonuçta yer çekimi yok)
bu dallamaya kibrit veriyoruz ve bunu orada bırakıyoruz. ateşleme manuel olarak yapılacak. 68 model klasik nasa yapımı chevrolet uzay aracımla dünyaya doğru yola çıkıyoruz. göktaşından uzaklaşınca fitili ateşle talimatı veriyorum ve bizim eleman ateşliyor. boooom. göktaşı ikiye bölünüyor, biri dünyanın sağından, öbürü solundan geçiyor. inanılmaz ışık çıkıyor. o esnada ben ekibinde olan live taylor la öpüşmeye başlıyorum ve müzik çalmaya başlıyor. aerosmith - i dont wanna miss a thing. dünya kurtuluyor...
devamını gör...
148.
zeus un iki yıldırım atmasına bakar.
devamını gör...
149.
"sevgi"
devamını gör...
150.
dünya'ya format atmakla mümkündür.
devamını gör...
151.
<90 iq'luları öldürecek bir virüs.
3 aya kalmaz galaksimizde yeni koloniler kurarız.
3 aya kalmaz galaksimizde yeni koloniler kurarız.
devamını gör...
152.
cahilliğin sına ermesi
devamını gör...
153.
yer çekimini kaldırabilirsek dünyayı kurtarabiliriz, uzayın boşluklarında kurtulursak tabi, birbirimizden kmlerce uzak oluruz, inş herkes hakkettiği gezegene düşer.
devamını gör...
154.
akıllı telefonları satıyoruz komple!
ekranı olan her şeyi hatta.
elde edilen parayla, ilgi alanlarına göre herkes; kano ya da bisiklet alıyor.
bu kadar basit.
10 yıl sonra dünya bir cennete dönmezse, gelin beni bulun.
ekranı olan her şeyi hatta.
elde edilen parayla, ilgi alanlarına göre herkes; kano ya da bisiklet alıyor.
bu kadar basit.
10 yıl sonra dünya bir cennete dönmezse, gelin beni bulun.
devamını gör...
155.
empati tüm işi çözer hem duyarlı olup dünyayı temiz tutar diğer canlılara da yaşam alanı sunarsin hem de başlı başına sorun olan iletişimsizliği ortadan kaldırıp her çeşit insanın halini anlarsin ne savaş kalır ne ekonomik kriz
devamını gör...
156.
elindeki çöpü çöp kutusu bulamayınca cebine atan insanlardır
devamını gör...
157.
beslenme, eğitim ve işbirliği. bu kadar. bunu çözümlemek için bir milyon dervişe ihtiyacımız yok. sadece var olan politik düzenin bozulması gerekli.
beslenme, modernite ile doğru mikrobiyota ile ters orantılıdır. insanlık iyi besledikçe daha ilerici daha yenilikçi olurken, yüzbinlerce yıldır vücudunda taşıdığı bakteri sayısında ise azalma meydana geliyor. hücre sayımızdan daha fazla olan bu bakteriler* vücudun ürettiği dopamin ve serotonin hormonlarının %70ini üretiyor. nöronlarla doğrudan bağlantısı olan bu bakteriler bireyin karar alma mekanizmasını dahi etkiliyor.
haliyle en yüksek iq ortalamaları beslenmenin en iyi düzeyde olduğu kuzey avrupa ülkelerinde gözlemleniyor.
işbirliği ise olmazsa olmazımızdır. tabiatın çalışma prensibidir. eşeyli üremenin temel sebebi, evrimsel sürecin en ciddi etkenidir. bireyler ve toplumlar birbiriyle uyum içerisinde işbirliğinde bulundukça takımlar için en iyisi, en kısa sürede gerçekleşiyor. insanın, yaşamın bizahati kendisi kadar işbirlikçi olmamasının yegane sebebi, hilenin verdiği hazdır. çok daha az eforla daha verim almak tembelliyetçi türümüz için maalesef vazgeçilmez olmuştur. işbirliğin önündeki bi diğer engel ise tür içi rekabet sancısıdır.
kötü bi haber aldığımızda içten içe gelen "oh be, benim başıma gelmedi ki" sevinci. ne kadar acı ve ihanet dolu bi sevinç. merhamet keza yine aynı şekilde, yalnızca bizden daha düşük seviyede olduğunu düşündüğümüz insanlara duyulan acıma duygusu, kibirden öte pislikçe bir duygu. dahası, bu duygunun köpeği olmuş vaziyetteyiz, merhameti, sahip olunan kutsal ve zamanla kazanılan bir duygu olduğunu zannediyoruz. küstahça ve bir o kadar ahmakça. kendimizi kandırmaktan öteye gidilmiyor. üstelik bu duyguyu kendini güçlü addeden %10luk güruha kaptırmış durumdayız. artık yalnızca üst sınıf merhamet sahibi, alt sınıflar merhametli olmak zorunda değil, çünkü böyle buyurdu maslow.
peki bu tembellik bize ne kazandırdı? gaipten varlıklar uydurmak dışında hiçbir şey. belki minnoş kalpler için felsefe kazanç olarak görülebilir. bizi diğer türlerden ayıran en önemli farkımız elbette farkındalığın farkında olmamızdır. bu da türü sürekli düşünmeye itiyor. fakat düşündükçe yeni hile yöntemleri ve yeni ilahlar bulmak dışında hiçbir işe yaramıyoruz. en iyimser tabloya göre göbeklitepeyi milat alırsak, o günden bugüne fiziksel hareketlerimiz 10 kat, iletişim hızımız 10 milyon kat, veri transferi hızımız ise 10 milyar kat artmış.
/// bi takım sorular: bu hız bize ne kazandırdı? bi ülkeden bi ülkeye birkaç saatte gitmek yeterince fayda sağlıyor mu? hala her birey, istediği ülkeye istediği zaman gidemiyor. oysa bu, güya medeniyet sembolü olan insan hakları sözleşmesine aykırı değil midir?
bi ara bi laf vardı, eğer doğru aracılar bulursan konuştuğun 7. kişi abd başkanı bile olabilir. artık o laf kalmadı çünkü tiktok var youtube var. bi tweet atıyorsun, trump sana cevap veriyor. ee ne işimize yaradı, kim bir tweet ile dünyanın daha yaşanılabilir bir yer olmasını sağlıyor? kimler istediği zaman uçağa binip istediği yere gidebiliyor? bu ayrıcalığa sahip o %10luk dilim, tabiatın tüm normlarını bozmadı mı? bozulan tabiatı onarma işini yine toplumun alt sınıfına yıkmadılar mı?///
ne einstein ne tesla ne de abuzittin bin halife yalnızca düşünerek insanlığa katkı sağladı. eğitim, düşünmenin ayrılmaz parçasıdır. yek dünya modeli için yekten bir eğitim sistemi şarttır. eğitimin coğrafi, iklimsel farklılığı olmaz, eğitimin kültürel ayrımı olamaz.
ne dinler ne de adalet evrensel olamadı fakat matematik ve fen her zaman evrensel kalmayı başarmıştır. bu enstrümanları birey ayırt etmeksizin her beyine uygulamak şarttır. tek tip eğitim sistemi şu an korkunç gözükse de, imkansız gözükse de çok değil birkaç decade sonra gerçekleşeceğine inanıyorum. fakat bunun için öncelikle bazı kazançları yaşamdan önde tutan artniyetli ve bozuk zihinlerden arınmamız gerekli. yaşam hiçbir zaman hakediş mücadelesi olmadı. hiç kimse inancı veya ideolojisi yüzünden temel haklarından mahrum bırakılamaz. yaşıyorum, çünkü varım. yaşıyorsun, çünkü düşünme dediğimiz, birkaç milyon nöronun her bir an beyine sinyal gönderme işlemi devam ediyor. bu kadar.
beslenme, modernite ile doğru mikrobiyota ile ters orantılıdır. insanlık iyi besledikçe daha ilerici daha yenilikçi olurken, yüzbinlerce yıldır vücudunda taşıdığı bakteri sayısında ise azalma meydana geliyor. hücre sayımızdan daha fazla olan bu bakteriler* vücudun ürettiği dopamin ve serotonin hormonlarının %70ini üretiyor. nöronlarla doğrudan bağlantısı olan bu bakteriler bireyin karar alma mekanizmasını dahi etkiliyor.
haliyle en yüksek iq ortalamaları beslenmenin en iyi düzeyde olduğu kuzey avrupa ülkelerinde gözlemleniyor.
işbirliği ise olmazsa olmazımızdır. tabiatın çalışma prensibidir. eşeyli üremenin temel sebebi, evrimsel sürecin en ciddi etkenidir. bireyler ve toplumlar birbiriyle uyum içerisinde işbirliğinde bulundukça takımlar için en iyisi, en kısa sürede gerçekleşiyor. insanın, yaşamın bizahati kendisi kadar işbirlikçi olmamasının yegane sebebi, hilenin verdiği hazdır. çok daha az eforla daha verim almak tembelliyetçi türümüz için maalesef vazgeçilmez olmuştur. işbirliğin önündeki bi diğer engel ise tür içi rekabet sancısıdır.
kötü bi haber aldığımızda içten içe gelen "oh be, benim başıma gelmedi ki" sevinci. ne kadar acı ve ihanet dolu bi sevinç. merhamet keza yine aynı şekilde, yalnızca bizden daha düşük seviyede olduğunu düşündüğümüz insanlara duyulan acıma duygusu, kibirden öte pislikçe bir duygu. dahası, bu duygunun köpeği olmuş vaziyetteyiz, merhameti, sahip olunan kutsal ve zamanla kazanılan bir duygu olduğunu zannediyoruz. küstahça ve bir o kadar ahmakça. kendimizi kandırmaktan öteye gidilmiyor. üstelik bu duyguyu kendini güçlü addeden %10luk güruha kaptırmış durumdayız. artık yalnızca üst sınıf merhamet sahibi, alt sınıflar merhametli olmak zorunda değil, çünkü böyle buyurdu maslow.
peki bu tembellik bize ne kazandırdı? gaipten varlıklar uydurmak dışında hiçbir şey. belki minnoş kalpler için felsefe kazanç olarak görülebilir. bizi diğer türlerden ayıran en önemli farkımız elbette farkındalığın farkında olmamızdır. bu da türü sürekli düşünmeye itiyor. fakat düşündükçe yeni hile yöntemleri ve yeni ilahlar bulmak dışında hiçbir işe yaramıyoruz. en iyimser tabloya göre göbeklitepeyi milat alırsak, o günden bugüne fiziksel hareketlerimiz 10 kat, iletişim hızımız 10 milyon kat, veri transferi hızımız ise 10 milyar kat artmış.
/// bi takım sorular: bu hız bize ne kazandırdı? bi ülkeden bi ülkeye birkaç saatte gitmek yeterince fayda sağlıyor mu? hala her birey, istediği ülkeye istediği zaman gidemiyor. oysa bu, güya medeniyet sembolü olan insan hakları sözleşmesine aykırı değil midir?
bi ara bi laf vardı, eğer doğru aracılar bulursan konuştuğun 7. kişi abd başkanı bile olabilir. artık o laf kalmadı çünkü tiktok var youtube var. bi tweet atıyorsun, trump sana cevap veriyor. ee ne işimize yaradı, kim bir tweet ile dünyanın daha yaşanılabilir bir yer olmasını sağlıyor? kimler istediği zaman uçağa binip istediği yere gidebiliyor? bu ayrıcalığa sahip o %10luk dilim, tabiatın tüm normlarını bozmadı mı? bozulan tabiatı onarma işini yine toplumun alt sınıfına yıkmadılar mı?///
ne einstein ne tesla ne de abuzittin bin halife yalnızca düşünerek insanlığa katkı sağladı. eğitim, düşünmenin ayrılmaz parçasıdır. yek dünya modeli için yekten bir eğitim sistemi şarttır. eğitimin coğrafi, iklimsel farklılığı olmaz, eğitimin kültürel ayrımı olamaz.
ne dinler ne de adalet evrensel olamadı fakat matematik ve fen her zaman evrensel kalmayı başarmıştır. bu enstrümanları birey ayırt etmeksizin her beyine uygulamak şarttır. tek tip eğitim sistemi şu an korkunç gözükse de, imkansız gözükse de çok değil birkaç decade sonra gerçekleşeceğine inanıyorum. fakat bunun için öncelikle bazı kazançları yaşamdan önde tutan artniyetli ve bozuk zihinlerden arınmamız gerekli. yaşam hiçbir zaman hakediş mücadelesi olmadı. hiç kimse inancı veya ideolojisi yüzünden temel haklarından mahrum bırakılamaz. yaşıyorum, çünkü varım. yaşıyorsun, çünkü düşünme dediğimiz, birkaç milyon nöronun her bir an beyine sinyal gönderme işlemi devam ediyor. bu kadar.
devamını gör...
158.
*
devamını gör...
159.
bence öyle bir formül yok. başı olan şeyin sonu da vardır.
devamını gör...
160.