en kalıcı parfüm

kokusuna bayılmamakla beraber burberrys weekend inanılmaz bir süre tende kalıyor.
uzun zamandır yaptığım araştırmalar sonucu weekend almaya karar verdim. fiyatı da havalı ama uxla kaybolan kokuların çeyreği kadar.

içindeki cla yağı miktarına göre değişen parfümlerdir.
cla, aspir yağı parfümün kalıcılığını belirler.

(bkz: dior fahrenheit)

doğubeyazıttan alınan tom ford.

sevgilinin sana sarıldığında üstüne sinen parfümü.

hacı yağı.

eskiler bilir. köpek sidiği ya da dışkısıdır.

bu konuda rekor süre bana aittir. yaklaşık 1 ay üzerimde kalmıştır.

bayağı bir zaman öndeydi. pastırma diyarı kayseri'ye bir otomasyon işi için gitmiştik. ilk gün şantiye'de toplantı yapılacak işin senaryosu i/o tespiti falan akşam oldu iş yapacağımız firmanın bize ayarladığı otel'e gittik. tarihi kalenin karşısında bir otel. otele yerleştikten sonra kendimizi dışarı atıp kapanmadan çarşıyı gezelim dedik. heryer pastırma heryer sucuk kendimizi hanselle gratelin köyüne paraşütle atlamış gibi hissettiğim andı o an.
neyse efendim orada iş bitimine kadar yaklaşık 20 gün koyu bir pastırma, sucuk diyeti ile beslendikten sonra dönerken de bütçe ölçüsünde kuşgömü pastırmaları doldurduk bagaja yani iş yaptığımız firma dese ki size faturayı pastırma sucuk olarak ödesek olur mu? hiç itiraz etmiycez yani.
yola çıktık yaklaşık 12-13 saat direksiyon salladıktan sonra izmir'e geldik, geldik ama biz kayseriye giderken aylardan nisandı döndük mayıs. kışlıklarla gittik, geldik izmir yaz termometre vurmuş 35 dereceye.
eve geldim valide sarıldı boynuma hoşgeldin yavrııımm diye ama birden bu ne koku lan dedi.
ben de ne kokusu be dedikten sonra hadi oturmadan git duş yap yıkan dedi.
tamam saatlerdir yoldayım biraz kokmuş olabilirim ama bu kadar da abartılacak bişey yok yani. duşa girdim bıcı bıcı yaptıktan sonra çıktım ben biraz yatıcam dedim. gittim odama horul horul biraz yattıktan sonra uyandım mutfağa gittim valide bişeyler yapıyor. arada yanımdan geçerken snııff snııff beni koklayıp oğlum yıkanmadın mı? sen, nasıl yıkandın böyle diye söylendikten ve aramızdaki elektrik yüklü hava muhalefetinden sonra kendimi kokladığımda duş şampuanının bastırmakta yetersiz kaldığı ağır kokuyu kendim de aldım. konuyu çok uzatmadan tekrar duşa gittim ohh mis.
ertesi sabah kahvaltıda valide yine snııff snııff yapınca dedim ne var yine n'oldu. oğlum dedi kokuyorsun sen yine, ya abarttın iyice artık dedim kendimi kokladım evet haklı, kokuyorum yahu.

kayseri'de kaldığımız o süre boyunca mütemadiyen yediğimiz pastırma ve sucuk artık tüm bedenimi ele geçirmişti.
yolda kedi, köpek saldırısına uğramam işten bile değildi.

bu sürecin sona ermesi yaklaşık bir ayı buldu. sabah akşam duş ve 3 günde bir biten deodorant.

yani şimdi başlığı okuyunca da hatırladığım bu olayı birleştirince düşünmeden de edemedim, parfümü düzenli hergün içsek, pastırmanın yaptığı gibi 1-2 ay hep parfüm kokmamıza sebep olur mu?

hep erkek parfümü kokmuş buralar.

ten kokusu desem şimdi, ter kokusu çok mu güzel oluyor diyen insan dolar buraya.

thierry mugler alien

annemizin kokusudur.
doğduğumuz andan ölene kadar burnumuzdan gitmez.