atatürk ideolojisi öyle her salağın kavrayabileceği kadar basit bir ideoloji değildir dedirten bir akp kurucu üyesi, 11. cumhurbaşkanı abdullah gül’ün eski avukatı latif cem baran sıçmığı. türkiye’yi yeniden kurmuşmuş , ne ara yıkılmıştı?

akp kurucuları üyesi latif cem baran katıldığı bir televizyon programında skandal açıklamalar yaptı. baran, “cumhurbaşkanının liderliği, türkiye’yi yeniden büyütüp, yeniden kurmuştur. teşbihte hata olmasın cumhurbaşkanı ikinci atatürk’tür” dedi.

buradan
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
ben de ikinci lenin'im. şu ikinci fatih, öbürü de ikinci che.
perinçek yine perinçek.
devamını gör...
hahahahahahahahahah
t: insanı sesli güldüren başlık.
devamını gör...
tamam kenan komutan! istanbul'u da sen fethettin!
devamını gör...
erdoğan ikinci atatürkse ben de ikinci kanuniyim.
devamını gör...
kemalist devrim, okuması kolay, anlaması kolay olmayan, hazmetmesi de zor bir kavramdır. hazmedemeyenler tarih boyunca bok atmaya çalışsalar da, güneş balçıkla sıvanmaz derler. atamın tabiriyle uçurumun kenarında yıkık bir ülkeyi, ilk 15 senesinde getirdiği seviye akıllara zarar bir kalkınma emsalidir. şaka değil bu değerli dostlar, hani bir gerçekten açıp baksanız dudağınız uçuklar nasıl yaptı ulan bunları diye. ülkeyi sanayi, tarım gibi üretim sektörlerinde olduğu gibi toplumsal olarak da kalkınmaya müsait bir sosyolojik altyapıyla donatması için ne gerekiyorsa yine döneminde yapılmıştır. sağı solu bir kenarıya bırakıp, kemalist devrimin teoride ve pratikteki dinamiklerini iyi anlayıp günümüze uyarlamamız gerekir. atamın hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine çıkmak türkiye gibi orta doğu bataklığında kendi göbeğini kendisinin kesmesi gereken bir ülke için tek çaredir. velhasıl kelam, ikinci atatürk diye bir şey yoktur dostlar.
tarihin en kötü sayfalarına isminizi kapkara harflerle yazdınız, gelecek nesiller bakalım sizi nasıl okuyacak.
devamını gör...
kimin söylediğini okuduğum anda gerisi okumadığım sözdür. rte; atatürk ve ismet paşa'ya iki ayyaş demiş birisidir. ayrıca atatürk'ün bilime, spora ve sanata verdiği önemi göz önünde bulundurmamız gerekir. atatürk türkiye cumhuriyeti için yüzlerce fabrika açmıştır. her toprak için parçası için savaşmıştır. para için arap'a satmamıştır. bir ağacı kesmemek için evini yana aldırmıştır.
devamını gör...
cahillerin inandığı başlık.
devamını gör...
erdoğan bunu beğendi:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
yüzde elli katıldığım önermedir. lakin gazi paşanın farkı aynı zamanda çok iyi bir entelektüel olmasaydı. yunan tregadyası okumuş insan nerede ileri adım atıp nerede durması gerektiğini bilir. egosunu kibrini yenip kime kulak vereceğini de bilir. gazi paşanın ismet'i vardı. iyi ki de vardı. binali den ismet de mismet de olmaz.

bir de gazi paşa estetik anlayışı çok yüksek bir insandı. kıro değildi. tabii ki ona kıro değildi demem başkasına kıro dediğimi göstermez.

benzer noktaları totaliter, baskıcı ve karizmatik lider olmalarından gelir. burada karizmatik lider diyerek ikisini de övmemekteyim. siyasal bilimler okuyanlar bunun ne demek olduğunu bilir.
ama her şeye rağmen gazi paşa yanlışlarıyla bile bir dava insanıydı.
başkaları gibi, "helal haram vir allahım, badem kulun yir allahım" tarzı devlet idare etmedi.
kurum gibi kurumlar inşaa etti. her ne kadar totaliter yasalar olsa da kendi yasalarına uydu.
başkaları gibi günübirlik çıkarları uğruna kendi altını bile dinamitlemedi.

ortak özelliklerini anlamak için 2. abdulhamit daha iyi incelenip anlaşılmalıdır. kimse romantikleştirilmemelidir.
devamını gör...
hem atatürk'ten nefret ediyorlar hem de reislerini her fırsatta atatürk'le kıyaslıyorlar. bunların kafası niye hep dumanlı lan.

ancak mustafa kemal atatürk bir devrimciydi, bölücü değil. ayrıca mustafa kemal atatürk bugün dahi birçok ülkede saygıyla anılan bir isim. erdoğan ise ak gezenler dışında herkesin dalga geçtiği birisi.

sıkıştıklarında atatürk diyen bit yavrularından saçma sapan bir açıklama.
devamını gör...
sarayda doğup büyümekle atatürk olunmuyor.
o cepheden bu cepheye koşmadan, hiçbir şey olunmuyor.
atatürk her kitabı okurdu. dini, siyasi, tarihi, ekonomik, felsefik...vb.
erdoğan ise mitinglerinde saĝcı şairlerin şiirlerinden başka şiir okumuyor. solcu şairleri , yazarları sevmiyor. kendi gibi düşünmeyene saygı da duymuyor. atatürk ise öyle miydi?
ben 7 yaşındaki bir çocuğun okulda başörtü taktıĝını gördüğümden beri bu ülkeye güvenemiyorum. ve atatürk' ümün ne kadar büyük bir hazine olduĝunu acıyla öğreniyorum.
devamını gör...
birden aklima geliverdi nedense...

yılmaz ozdil - sözcü - 29/05/2016

rönesans insanıydı. entelektüeldi. arapça, farsça, latince, italyanca, rumca, sırpça, henüz 19 yaşındayken altı lisan konuşurdu. felsefeye meraklıydı. milattan önceye ait yunanca elyazmaları okurdu. filozofları etrafına toplar, peripatosçuların, stoacıların ilkelerini, platon'u aristoteles'i tartışırdı. coğrafyaya düşkündü. batlamyus olarak tanınan cladios ptolemaios'un geographia'sını incelerdi. matematiksel coğrafya kavramının miladı kabul edilen geographia'da bölük porçük yeralan haritaları, bütün haline getirtip yayınlattı. akdeniz, ege ve adriyatik'in girintilerini çıkıntılarını, derinliklerini, adalarını avucunun içi gibi bilirdi. mesela, limni adasını vergi toplamak için almadı, stratejik önemi olduğu için almadı. peki neden aldı? tin-i mahtum, yani “mühürlü toprak” adı verilen kırmızı renkli bir toprak türü var, sadece limni'de bulunuyor, zehirlenmeye, yılan sokmasına karşı deva olduğuna inanılıyor, bezlere sarılıp yıkanıyor, süzme yoğurt gibi ağaçlara asılıyor, toz halinde kurutuluyor, tekrar çamur haline getirilip, bardak yapılıyor, bu bardağa konulan içecekte zehir varsa, bardak çatlıyor iyi mi… limni'yi işte bu yüzden aldı. dünyanın henüz dünyadan haberi yokken, doğal kaynakları kullanırdı. astronomiyle ilgiliydi. özellikle, matematiksel sentez anlamına gelen ve 13 kitaptan oluşan almagest'in latince çevirisine bayılırdı. matematiğe trigonometri seviyesinde hakimdi. çünkü, güneş'in ay'ın hareketlerini, yörüngeleri, yıldızları, ekinoksları izah eden almagest'i kavrayabilmen için, trigonometri bilmen gerekirdi. efsane astronom ali kuşçu'nun tee 1438'de hazırladığı yıldız kataloglarını, matematik teorilerini tekrar tekrar okur, adeta yutardı. bizans'a ait kitapların koleksiyonunu yapardı. ayasofya'ya dair neredeyse yazılmış tüm orijinal eserleri biriktirmişti. topkapı sarayı'nda kurduğu kütüphanesinde ilk ciddi araştırma, 1929'da mustafa kemal atatürk'ün emriyle gerçekleştirildi. latince, yunanca, italyanca, farsça 587 eser tespit edildi. bunların dördü elyazması ilyada destanı'ydı. bugün tüm dünyadaki kütüphanelerde en iyi korunabilmiş bizans dönemi ilyada destanı, onun kütüphanesinden çıkan elyazmalarından biri… istanbul'un konstantinopolis dönemine ait en eski şehir haritası, ondaydı. büyük iskender'in biyografisi olan anabasis'in kopyası, kütüphanesindeydi. homeros'un ilyada'sından o kadar etkilendi ki, kalkıp truva'ya gitti. yanından ayırmadığı vakanivüs kritovulos'un notlarından biliyoruz, kalıntıları gezdi. akhileus'un, hektor'un mezarları hakkında bilgi aldı, kahramanlıklarını saygıyla andı. truva'nın konumunu, denizle-karayla ilişkisinin stratejik yararını irdeledi. papa ıı. pius'a yazdığı mektuptan anlıyoruz ki, istanbul'un fethini truva'nın rövanşı gibi görürdü. hobileri vardı. denizi çok severdi. oppianos tarafından kaleme alınan ve balıkçılık üzerine yazılmış en eski kitap olan halieutika'yı okurdu. balıkçılık gelişsin diye, pontus'u aldıktan sonra, 60 kadar rum balıkçıyı aileleriyle birlikte getirdi, sarıyer'e yerleştirdi. ezop'un fabllarını okurdu. merak yelpazesi genişti, hipokrat'ı, lir sanatını, hayvanların özelliklerini, değerli taşları okurdu. kültür adamıydı, sanatçılara kol kanat gerer, ödüllendirirdi. şairdi. “avni” mahlasıyla şiirler yazardı. bağda gülden bahseden, yanağını kasdeder / serviden söz açanlar, endamını kasdeder / dilbere vasıl olmak dar-ı dünyadan murad / aşık, aşkın derdi ile dermanını kasdeder… mimariyi çok önemserdi. yaşadığı mekanları alla turchesca, iran, karaman, alla greca tarzında inşa ettirirdi. sofu değildi. hatta dindar olduğu bile pek söylenemez. galata'daki san pietro kilisesine gidip, ayin izlerdi. seremoni sevmezdi, kalabalıklarla dolaşmazdı, inanması güç gelecek ama, seyyahların notlarından okuyoruz, kiliseye giderken yanında sadece iki koruma olurdu. yahudi, rum farketmez, ustalarıyla dostluk kurardı. italyan ekolünü beğenirdi. portresini italyan ressam bellini'ye yaptırdı. (ecdadın torunları olduğunu iddia eden palavracı politikacılarımız sahip çıkmadığı için… en ünlü tablosu, national gallery koleksiyonuna dahildir, londra'da victoria albert müzesi'nde sergilenir.) aslında kendisinde de ressamlık yeteneği vardı. topkapı sarayı'nda bulunan ve ordinaryüs profesör süheyl ünver tarafından günışığına çıkarılan defterinden biliyoruz. roma büstlerini andıran insan figürleri, at, leylek, kartal gibi hayvan figürleri, çiçek motifleri çizmişti. ilk altın sikke onun için bastırıldı. üzerinde “darib'ün nadri sabih-ül-izzi vennasri, filberri velbahri” unvanı bulunuyordu. yani “izzet sahibi, karaların ve denizlerin hakimi”ydi. aslına bakarsanız, bu sikkenin öyküsü de, sanat merakından kaynaklanıyordu. bizans ganimetlerini incelerken, imparator 8. palaeologos'un portresinin madalyon üzerine işlenmiş olduğunu gördü. kendisi için bunun bir benzerini yaptırmak istedi, araştırdı, constanzo di moysis isimli sanatçıyı napoli'de buldurdu, istanbul'a getirtti. böylece, madalyona işlenen ilk müslüman hükümdar oldu. eğitimine beş yaşında başlandı, çocukluğundan itibaren harp tarihiyle, harp sanatıyla yetiştirildi. ateşli silahları tasarım yapabilecek seviyede tanırdı. tarihte ilk havan topunun çizimlerini, bizzat o yaptı, tarihte ilk havan topu istanbul'un fethinde kullanıldı. gerçek manada dünya lideriydi.
*
e bugün bakıyoruz… fetih yapıyorum filan diye, istanbul caddelerini fotoğraflarınla doldurmuşsun, tahtadan surlar yaptırmışsın, zabıtalara yeniçeri kıyafeti giydirmişsin, sahnede maket kadırga çektirip, kendi figüranlarına kendini alkışlatacaksın.
*
yani hakikaten gazan mübarek olsun, fetih müsamerene limon sıkmak istemem ama… fatih kim, sen kim be birader!
devamını gör...
aynı dönemde yaşamayan iki kişiyi karşılaştırmayın. karşılaştıracaksanız şimdikinin o dönem orduda hangi görevde olacağını da az çok tahmin ederek karşılaştırın.* *

biri yokluktan bir ülke kurmayı başarmışken, diğeri kurulmuş ülkenin mirasını yiye yiye bitiremedi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
her insan bir tanedir. kıyas yapan kişilerde de akıl yoktur ayrıca.
devamını gör...
"taklitler aslını yaşatır."
devamını gör...
erdoğan'ın ikinci atatürk olduğunu iddia etmek benim cin ali çizebildiğim için kendimi van gogh ilan etmemle aynı şey. hatta çizgi çizebildiğim için, ancak o kadar yaklaşıyor yani.
devamını gör...
öncelikle adamlarda atatürk kompleksi var.zaten ne derlerse atatürkün üstüne çıkaramazlar.kendi sempatizanlarına yutturmak.adamlar yalakalık ve menfaatleri için inandıkları dine şirk koştular bu adama yaranmak uğruna.ayrıca kıyas kabul etmez

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
türkiye'yi yeniden büyütüp kurdu derken ? herhalde balkonda saksıda büyüyen türkiye isimli çiçeği kastetti. ve de yıkılmadı ki kurulsun.
kıyas etmek için denklik gerek. alınan iyi eğitim, bilinen bir sürü yabancı dil, okuduğu sayısız kitaplar, inkılaplar ...diye uzar gider.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"erdoğan ikinci atatürk’tür" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim