orijinal adı: زنان بدون مردان
yazar: shahrnush parsipur
yayım yılı: 1973
farklı yerlerden, farklı hayatlardan gelen ve erkekler tarafından sömürülen beş kadının bir çiftlikte bir araya gelmesini anlatan bir romandır.
yazar: shahrnush parsipur
yayım yılı: 1973
farklı yerlerden, farklı hayatlardan gelen ve erkekler tarafından sömürülen beş kadının bir çiftlikte bir araya gelmesini anlatan bir romandır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "insan olun biraz" tarafından 09.05.2025 18:29 tarihinde açılmıştır.
1.
bir shahrnush parsipur kitabıdır.
nobel edebiyat ödülü alma ihtimali olan yazarlar arasında gösterilen shahrnush parsipur'un bu hacimsiz ama çok büyük kitabı shirin neshat ve shoja azari tarafından aynı isimle sinemaya da uyarlandı ve bu film venedik film festivalinde biri gümüş aslan olmak üzere iki ödülle döndü.
bu kitapta kadın kahramanlarla birlikte yolculuğa çıkıyoruz. zaten bu kadarı bile kitabın neden iran'da hala yasaklı olduğunu anlatmak için yeter de artar bile ama dahası var.
bu kadınlardan biri kendisini sürekli aşağılayan, küçük gören eşinden kaçan bir kadın. diğeri hayat kadını olarak yaşamını sürdüren bir kadın, bir diğeri erkek kardeşi tarafından öldürülen bir kadın, bir tanesi ise zihni geleneksel zırvalarla doldurulmuş bir kadın. sonuncusu ise ağaç olmak isteyen ve bunun için ciddi çaba harcayan bir kadın. bu beş kadın çeşitli badireler sonunda kendilerini bir çiftlik evinde bulurlar.
kitap gerçeküstü ile gerçeği o kadar yakınlaştırmış ki birbirine insan hayran olmaktan kendini alamıyor. ayrıca iran'daki kadınlar için erkek gözetimi olmadan bir hayatın da mümkün olduğunu anlatması açısından muhteşem bir eser.
muhteşem bir kitaptı.
nobel edebiyat ödülü alma ihtimali olan yazarlar arasında gösterilen shahrnush parsipur'un bu hacimsiz ama çok büyük kitabı shirin neshat ve shoja azari tarafından aynı isimle sinemaya da uyarlandı ve bu film venedik film festivalinde biri gümüş aslan olmak üzere iki ödülle döndü.
bu kitapta kadın kahramanlarla birlikte yolculuğa çıkıyoruz. zaten bu kadarı bile kitabın neden iran'da hala yasaklı olduğunu anlatmak için yeter de artar bile ama dahası var.
bu kadınlardan biri kendisini sürekli aşağılayan, küçük gören eşinden kaçan bir kadın. diğeri hayat kadını olarak yaşamını sürdüren bir kadın, bir diğeri erkek kardeşi tarafından öldürülen bir kadın, bir tanesi ise zihni geleneksel zırvalarla doldurulmuş bir kadın. sonuncusu ise ağaç olmak isteyen ve bunun için ciddi çaba harcayan bir kadın. bu beş kadın çeşitli badireler sonunda kendilerini bir çiftlik evinde bulurlar.
kitap gerçeküstü ile gerçeği o kadar yakınlaştırmış ki birbirine insan hayran olmaktan kendini alamıyor. ayrıca iran'daki kadınlar için erkek gözetimi olmadan bir hayatın da mümkün olduğunu anlatması açısından muhteşem bir eser.
muhteşem bir kitaptı.
devamını gör...
2.
şehrnuş parsipur'un ülkesi iran'da yasaklanan ve yazarını sürgüne götüren cüretkâr romanı erkeksiz kadınlar (zanan bedun-e mardan), sadece bir hikâye anlatmakla kalmaz, aynı zamanda ataerkil bir toplumun dokusuna işlenmiş baskıya karşı güçlü bir feryat niteliği taşır. büyülü gerçekçilik akımının en dokunaklı örneklerinden biri olan bu eser, beş kadının kendilerine dayatılan hayatlardan kaçarak sığındıkları ütopik bir bahçede, özgürlüğün ve kimliğin ne anlama geldiğini sorgulamasını konu alır. kitap, okurunu şiirsel ve bir o kadar da sarsıcı bir dille, kadın olmanın bedelleri ve olasılıkları üzerine düşünmeye davet ediyor.
romanın kalbinde, tahran'ın karmaşasından uzakta, duvarlarla çevrili bir bahçe yer alır. bu bahçe, fiziksel bir mekândan çok daha fazlasıdır; erkek bakışının, yargısının ve kuralının olmadığı bir sığınak, bir arınma alanı ve bir kadın ütopyasıdır. parsipur, bu bahçeyi, karakterlerinin iç dünyalarını ve toplumsal eleştirilerini yansıtmak için bir sahne olarak kullanır.
hikâyedeki büyülü gerçekçilik unsurları, karakterlerin yaşadığı travmaları ve isyanlarını somutlaştırır. erkek arzusundan kaçmak için kendini bir ağaca dönüştüren öğretmen mehdoht, cinsel obje olmaktan tiksindiği için erkekleri kafasız görmeye başlayan fahişe zerrinkülâh ya da öldükten sonra dirilerek insanların zihnini okumaya başlayan politik aktivist munis... tüm bu fantastik ögeler, kadınların maruz kaldığı baskının gerçekliğini daha da vurucu bir şekilde ortaya koyar. parsipur, sansürün ve baskının hüküm sürdüğü bir coğrafyada, söylemek istediklerini bu evrensel ve sembolik dille ifade etme yolunu seçmiştir.
erkeksiz kadınlar'ın en güçlü yanlarından biri, kadınlığı tek bir potada eritmeyip onun farklı tezahürlerini işlemesidir. karakterler, iran toplumunun farklı katmanlarını temsil eden arketiplerdir: geleneklerine bağlı ve aşka inanan fâize, batılı yaşam tarzına sahip zengin ama mutsuz ferruhlikâ, entelektüel ve direngen munis... her biri, kendi sınıfının ve yaşantısının getirdiği farklı türden acılar ve kısıtlamalarla mücadele eder.
roman, bu beş kadının bireysel kaçış hikâyelerini ustalıkla bir araya getirerek kolektif bir özgürleşme anlatısı kurar. ancak parsipur'un ütopyası kusursuz değildir. kadınlar, erkeklerden arınmış bu bahçede bile kendi içlerindeki kıskançlıklarla, beklentilerle ve geçmişin hayaletleriyle yüzleşmek zorunda kalırlar. bu durum, romanın gerçekçi damarını oluşturur: özgürlük, sadece dışsal baskılardan kurtulmak değil, aynı zamanda içsel prangaları da kırmayı gerektiren zorlu bir yolculuktur.
erkeksiz kadınlar, kısa olmasına rağmen yoğunluğu ve derinliğiyle okurun zihninde uzun süre iz bırakan bir eserdir. şiirsel dili, cesur kurgusu ve evrensel temalarıyla sadece iran edebiyatının değil, dünya edebiyatının da önemli feminist metinleri arasında yer almayı hak ediyor.
bu kitap, kadınların dayanışmasını, direnişini ve bitmeyen özgürlük arayışını anlamak isteyen herkes için sarsıcı ve bir o kadar da aydınlatıcı bir okuma deneyimi sunuyor. duvarların ardında bir umut yeşerten, unutulmaz bir başkaldırı öyküsü.
romanın kalbinde, tahran'ın karmaşasından uzakta, duvarlarla çevrili bir bahçe yer alır. bu bahçe, fiziksel bir mekândan çok daha fazlasıdır; erkek bakışının, yargısının ve kuralının olmadığı bir sığınak, bir arınma alanı ve bir kadın ütopyasıdır. parsipur, bu bahçeyi, karakterlerinin iç dünyalarını ve toplumsal eleştirilerini yansıtmak için bir sahne olarak kullanır.
hikâyedeki büyülü gerçekçilik unsurları, karakterlerin yaşadığı travmaları ve isyanlarını somutlaştırır. erkek arzusundan kaçmak için kendini bir ağaca dönüştüren öğretmen mehdoht, cinsel obje olmaktan tiksindiği için erkekleri kafasız görmeye başlayan fahişe zerrinkülâh ya da öldükten sonra dirilerek insanların zihnini okumaya başlayan politik aktivist munis... tüm bu fantastik ögeler, kadınların maruz kaldığı baskının gerçekliğini daha da vurucu bir şekilde ortaya koyar. parsipur, sansürün ve baskının hüküm sürdüğü bir coğrafyada, söylemek istediklerini bu evrensel ve sembolik dille ifade etme yolunu seçmiştir.
erkeksiz kadınlar'ın en güçlü yanlarından biri, kadınlığı tek bir potada eritmeyip onun farklı tezahürlerini işlemesidir. karakterler, iran toplumunun farklı katmanlarını temsil eden arketiplerdir: geleneklerine bağlı ve aşka inanan fâize, batılı yaşam tarzına sahip zengin ama mutsuz ferruhlikâ, entelektüel ve direngen munis... her biri, kendi sınıfının ve yaşantısının getirdiği farklı türden acılar ve kısıtlamalarla mücadele eder.
roman, bu beş kadının bireysel kaçış hikâyelerini ustalıkla bir araya getirerek kolektif bir özgürleşme anlatısı kurar. ancak parsipur'un ütopyası kusursuz değildir. kadınlar, erkeklerden arınmış bu bahçede bile kendi içlerindeki kıskançlıklarla, beklentilerle ve geçmişin hayaletleriyle yüzleşmek zorunda kalırlar. bu durum, romanın gerçekçi damarını oluşturur: özgürlük, sadece dışsal baskılardan kurtulmak değil, aynı zamanda içsel prangaları da kırmayı gerektiren zorlu bir yolculuktur.
erkeksiz kadınlar, kısa olmasına rağmen yoğunluğu ve derinliğiyle okurun zihninde uzun süre iz bırakan bir eserdir. şiirsel dili, cesur kurgusu ve evrensel temalarıyla sadece iran edebiyatının değil, dünya edebiyatının da önemli feminist metinleri arasında yer almayı hak ediyor.
bu kitap, kadınların dayanışmasını, direnişini ve bitmeyen özgürlük arayışını anlamak isteyen herkes için sarsıcı ve bir o kadar da aydınlatıcı bir okuma deneyimi sunuyor. duvarların ardında bir umut yeşerten, unutulmaz bir başkaldırı öyküsü.
devamını gör...