evet

onaylama kelimesi.

ıngilizcesi : yes
almancası : ja
fransızcası : oui
ispanyolcası : si
italyancası : si
endonezcesi : lya
rusçası : da

evet.

her tanımının sonunu bu ifadeyle bitiren arkadaşımıza armağan ettiğim başlıktır. evet.

(bkz: keremyildiz). evet.

eski türkçede emet veya yemet denilen kelime imiş. evet.

evet, biraz acıktım. telefonu açtım bana en hızlı pizzayı gönderebilecek yeri aradım. goriot pizza mı? diye sordum. evet, siparişiniz nedir diye sordu. nasılsınız? dedim. iyiyim diye karşılık verdi. evet siparişe geçiyorum menzo büyük boy yanında su. su'yu büyük boy ister misiniz? dedi. evet dedim. o da evet adresinize yolluyorum diye karşılık verdi. adresimi biliyordu. aradan 42 dakika sonra zil çaldı evet diyerek çocuğun suratına baktım. pizza sizin mi? evet dedim. bozuğunuz var mı diye sordum. evet dedi. ödedim. evet yedim.

evet dedim. oysa hayır diyordu onun gözleri. umursamadım. ben evetlerin insanıydım. çok uyardılar. hayır de dediler. lügatımda yok dedim. lugatına sıçalım evet dediler. evet dedim. sıçalım.

2017 başkanlık seçimlerinde saftirik milletimin verdiği ve türkiye’yi uçuruma sürükleyen oy tercihi.

“ne istediler de vermedik?” sorusuna konu olan kişi ve örgütün, ülkede istediği gibi at koşturabilmesine önayak olan ve "yetmez ama..." ile birlikte kullanılan onaylama sözcüğü.

bazen söylemesi ve söyletmesi deveye hendek atlatmaktan daha zordur. kısa ama hayatı değiştirebilecek kadar güçlü bir olumlu onaylama kelimesi.

bir çiftin ilişkilerini resmiyetle taçlandırmalarının ilk adımıdır.

genellikle bir kabul ve tasdik anlamında kullanılmakla beraber cebir veya tehdidin etkisiyle söylenmesi hâlinde, akıl ve kalbin reddettiği bir kelimedir. ‘‘hayır’’ cevabı ile noktalanabilecek her soruda verilmesi ihtimâli olan, bazen ümit ve beklenti, bazen de hayal kırıklığı doğuran bir beyandır. kişinin sosyal konumuna göre sonuçları kendisini, yakınlarını veya halkları kuşatan, hesâbı da allah tarafından muhakkak sorulacak, mesuliyet duygusu gerektiren bir tercihtir. kısacası insan hayatı ve kaderini özetleyip belirleyen iki sözden birisidir.

geldik bir hafta sonuna daha. haftanın bu son mesai gününü bitirip eve gelip yemeğimizi yiyip uzandık. az ilerde çekirdek var bir alırsam elime çıt çıt. nerde okudum. deniz gezmiş in arkadaşları yurtta oturmuş çekirdek çitliyormuş. bir yandan da devrim ülke konuşuyorlar. deniz gezmiş geliyor ve çekirdeği atıyor kızıyor onlara. çekirdek çitleyerek mi yapacaksınız bunları diye. nolmuş.
biz küçükken çekirdek ekerlerdi. o ayçiçeklerinin kafası araba tekerleği gibi olurdu. sapları da kalın olurdu. sonra simsiyah bir çekirdek türü vardı. kıbrıs çekirdeği derlerdi. ne güzeldi o. sonra tombik çekirdekler çıktı. hem kafaları daha küçük. hem kendileri küçük. sanayilik yağlık kuruyemislik diye türler çıktı. her yıl bahçeye dikerdim bende çekirdek. erken dikeceksin ama. nisan ortası en geç bizim oralarda. çünkü ne kadar erken dikersen o kadar büyüyor kafası kendisi. suyu de sever. dikerdim beş on tane. onların büyüyüp çiçek açması çok güzel oluyor. tabi bir süre sonra kuşlar dadanıyor. karıncalar.
ayçiçeğinin kafasına poşet gecirirdik. delikli poşet. kuşlar alamasın diye. sonra onları yaş yaş yerdik.
yer elması da ayçiçeği gibi çiçek açıyor. kafası daha küçük tabi. benziyor çiçekleri. ama yer altında oluyor meyvesi tabi.

küçükken mısır da dikerdik. mısırın büyümesi daha kolay ama daha çok çapa istiyor. daha iyi toprak. daha çok su. ve kuşlar daha çok yiyor.
mısırın koçanı büyümüyor öyle zaten. aslında bahçenin bazı yerlerine mercimek nohut mısır ayçiçeği dikerdim. çoğunun ürünü çok az olurdu zaten.
bu hafta değişik geçti. aslında anlatacak çok şey var. anonimlik kalsın diye yazamıyorum da. komiklikler de oldu bayağı. ama en ilginci benim umursamazlık seviyem bayağı arşa çıktı. bu boşvermişlik bir de coolluk olarak algılandı. oysa umrumda bile değil. dayanamicam olaylar şimdi anlaticam neyse...

aynı zamanda, bir kişi bir şey anlatırken, karşıdaki kişinin dinliyorum anlamında her iki kelimenin sonunda söylediği söz.
gecenin bu vakti nereden esti diye sormayın, an itibarıyla yaşadım, gelip taze taze sözlükte paylaştım.

ipleniyor gibi gözüküp iplenmemek üzerine geçiştirici bir kelimedir.

evet kelimesini her duyduğumda aklıma şu skeçte bulunan sarışın ufaklık gelir. "eveeeeeet"

bazı filmlerdeki "yes, yeees, yes yes yes yes yeeeessss" şeklindeki seslenişleri buna çevirince olmuyor ya.
ona başka bir şey bulmak lazım...

her şeye hayır demek kadar her şeye evet demek de insanı sıkıcı biri yapar.

onaylama sozcugu

(bkz: yes)

referandumdaki oyum. evetciyiz, evetciydik. murat boz gibi. hepimiz rte'ciyiz ozunde. evet.