evlilik kurumunun dini açıdan geçerliliğini yitirmesi

henüz olmamış ve pek çok kişiye göre olmayacak durum. linç edilmek ya da kimseye saldırmak gibi bir düşüncem yok. merak ettiğim bir şey var yalnızca ve gelecekte böyle bir şey olabilir mi bunu düşünüyorum.

nikahın temel amacı, bildiğim kadarıyla, diğer insanlara birlikte olunduğunun duyurulması esasına dayanıyor. yani iki insan evlilik yoluyla çevrelerindeki insanlara biz artık birlikteyiz mesajı veriyor. peki bunun evliliğin yok olmasıyla ne ilgisi var diyebilirsiniz. geliyorum.

günümüz modern dünyası günden güne gelişmekte ve değişmekte. bu değişim de pek çok yeniliği beraberinde getirmekte. bunlardan bir tanesi de iki insanın birlikte yaşaması. muhtemel ki iki insanın evlilik olmadan birlikte yaşaması ve hatta çocuk sahibi olması yasal olarak da ülkelerde tanınacak ve oldukça normalleşecek. burada merak ettiğim şu; nikahın amacı insanlara birlikte olduğunu duyurmaksa, gelecekte sevgililik ilişkileri bunun yerini alabilir mi. çünkü biriyle ilişkiye başladığımızda da bunu genelde etrafımızdaki insanlar biliyor ve görüyor.

yani günümüz din otoritelerinin bunu kabul etmesi imkânsız ancak gelecekte birlikte yaşamalar ya da sevgililikler dini açıdan da evliliklerin yerini alabilir mi. dini olmayan açılardan evliliklerin yerini çoktan almaya başladılar çünkü.

bir cesur yeni dünya klasiğini akla getirmiştir herkes herkes içindir he?

çok kısa bir süre içinde 'kadınlık ve erkekliğin dini açıdan geçerliliğini yitirmesi' olarak değişecek başlık.

diyelim ben bir ıssız adada yaşıyorum hay aksi bir kadın gördüm başladık sohbete dedik evlenelim bakıyoruz etrafta imam yok nikah memuru yok... işte o anda gökten bir koyun inerken ulvi bir ses evlenmeyin bunu sevin demezse islam iflas eder...

zaten eskiden bu dediğin gibiydi. peygamberimiz zamanında, hatta yakın zamanlara kadar devlet dairesi yoktuki, yada evlilik cüzdanı. kâğıt bile çinden geldi sonradan. zaten o yüzden peygamberimiz gelin camide imam nikahı kıyın demiyor, nikah yaptığınızı mescidde ilan edin diyor. çünkü gizli saklı yapılan nikahlar genelde kadının aleyhine oluyor, hakları çiğnenebiliyor. o yüzden şahitler oluyorki yarın birgün adam kadının hakkını çiğnerse, şahitler onların evli olduğunu açıklasın.

evlilik kurumunun dinle alakalı bir kurum değil, hukuk ile alakalı bir kurum olmasıdır.
birlikteliği ve birliktelikte oluşan hakları yasal güvence altına alan bir sözleşme olmasıdır.
dini nikah diye bir şey zaten yoktur.
din otoritesi diye bir şey yoktur.
din otoritesi diye tabir edilen şeyin dinlerden ve din tarihinden anladığı da yoktur.
dert edecek ve stres yapacak bir şey de yoktur.
çok araştırma, çok okuma ve ilim bilmek vardır.
bu kadar basittir.

evlilik kurumu başta kadının olmak üzere iki tarafın da haklarının korunması ve nesil bilgilerinin daha doğru aktarılabilmesi için ortaya çıkmış hukuki bir oluşumdur. bu oluşum da nikah adı verilen akitle gerçekleştirilir.

evliliğin dinle buluşma noktası bu meselenin tamamen dini bir mesele olmasından kaynaklı değildir. toplumsal ve her konu hakkında hüküm veren dinler bu konuyu da es geçecek değildi. ve bunu da kendi kuralları doğrultusunda belli başlı hükümlerle usül ve içerik açısından donattılar.

bundan 500 yıl öncesine gidelim. hangi medeniyete gittiğimizin bir önemi yok. ülke merkezine uzak bir kasabadasınız ve sevdiceğinizle hayatınızı birleştirip dünyaevine girmek istiyorsunuz. ait hissettiğiniz dinin ve toplumun kuralı olarak nikah işlemini gerçekleştirip, kayıt altına aldırmanız gerektiğinde bunu en hızlı ve basit yapabilecek, aynı zamanda küçük bir merasim ve iyi dilek konuşmalarıyla da süsleyecek yer olan ibadethaneye(cami, kilise, havra....) gittiniz. ibadethanenin görevlisi de nikah akdini gerçekleştirip kayıt altına aldı ve diğerleriyle birlikte merkeze gönderdi. tebrikler devlet nezdinde kayıtlı evli bireylersiniz.

ibadethaneler, devletin kayıt altına almak istediği bu hukuki işlemi, kayıt altına alan devlet dairesi görevi üstlenmişler. çok fazla anlam yüklemeye gerek yok. mevcut hukuk sisteminde de böyle bir şey yok. kayıt altına alan, hakların korunmasında sağlıklı bilgileri barındıran sistem, devletin mevcuttaki sistemidir.

hukukçular daha net bilgi verir, yanlış bilgi vermek istemem ama dini nikah(böyle bir şey yok nikah nikahtır) yapmış bir çift mal paylaşımlı boşanma amacıyla mahkemeye gittiğinde nasıl bir dava yürütülüyor? ya da evlilikleri, dava konusu oluyor mu? mevcutta bu soruya basit bir şekilde cevap veremiyorsam, aklımda, dava usülden patlar mı düşünceleri varsa, neden resmiyette canımı sıkacak bir şeyi gayri resmî yapayım ki.

ayrıca devletlerin ve toplumların dini olmaz bireylerin dini olur. ama hukuk toplumsal ve devletsel değil evrenseldir. din amaçlı savaş yapıldığında bile savaş hukukuna uymak zorundaydılar. hukuk açısından geçerliliğini yitirmediği taktirde din açısından da herhangi bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum.