roman / tarih
9.6 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

bartol abimizin hasan sabbah hakkında biyografik ve aynı zamanda hikayeleştirerek nasıl bu kadar fedai yani ölümüne seven insanlardan ordu kurduğunu anlatıyor yani ölümüne derken gerçek anlamda insanlar hasan sabbah için ölüme gidiyor ve mutlu olarak gidiyorlar bunu anlattığı bir kitaptır mutlaka okunmalı ben çok sevdim
devamını gör...
sloven yazar vladimir bartol'un en bilinen eserlerinden olup ilk olarak 1938 yılında yayınlanmıştır.
girişinde hiçbir şey gerçek değil, her şeye izin vardır yazdığı yazılan kitap, alamut kalesi'nde yaşayan hasan sabbah ve ismaililer'i konu edinmiştir.
498 sayfadır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


bizi mutlu ya da mutsuz kılan, olaylar değil, onları algılama biçimimizdir
devamını gör...
müthiş bir kitaptı. okuduğumda zorlanmıştım biraz ama hasan sabbah' a hayran olmamak elde değil. adam âdeta saf "zeka"dan oluşuyor. tabii bu benim şahsi görüşüm. yabancı birisinin gözünden hasan sabbah' ı ve türkleri görüyoruz. kitabın konusu hasan sabbah' ın kurduğu haşhaşiler teşkilatını anlatıyor. "fedai" kelimesi ise gene ilk haşhaşiler tarafından kullanılıyor. hasan sabbah' ın düşman olduğu kişi ise nizamül mülk. onu yenmek en büyük gayesi, sonrasında ise sultanı devirmek. alamut' ta gündelik hayatın nasıl geçtiği, fedailerin nasıl eğitim aldıkları, "cennet" denen bahçelerde neler yapıldığı çok güzel anlatılıyor. aynı zamanda hasan sabbah' ın alamut kalesi' nin arkasında bulunan bahçeleri nasıl cennet gibi gösterdiği, bu sayede yetiştirmekte olduğu fedailerini cennetle müjdelemesi gayet güzel anlatılıyor.

tahir adlı fedai kendisine verilen nizamül mülk' ü öldürme vazifesini layıkıyla yerine getirirken nizamül mülk ölmeden önce ona hasan sabbah' ın neler çevirdiğini, kalenin arkasında bahçeler olduğunu ve bunu cennet gibi gösterdiğini anlatıyor. tahir hata yaptığının farkına varıyor. hesap sormak için tekrar alamut'a döndüğünde ise hasan sabbah onun beynini yıkıyor ve tekrardan kendi fedaisi yapıyor.
devamını gör...
lisede okumuştum. kitaplıkta duran masum bir kitaptı önce. ama sonra hasan sabbah'ın nasıl uyuşturucu vererek sahte bir cennet yarattığı ile karşı karşıya kaldım. beni derinden etkilemişti. herkesin her şeyi başarabileceğine olan inancım pekişmişti bu kitabı okuduktan sonra.
devamını gör...
okuduğum en sürükleyici kitaplardan biridir. kitap çok kalın olması sebebiyle gözümü korkuttu fakat okumaya başladığımda elimden bırakamadım.

kitapta bir ideolojinin bireylere nasıl empoze edildiği konusu "sabbah'ın denekleri' olarak nitelendirebileceğimiz fedailer üzerinden işlenmiş. sabbah, zekice stratejileriyle fedailerini dini öğretiler çerçevesinde suistimal ederek oluşturduğu cennet bahçelerindeki genç kızlar ve bağımlılık yapıcı unsurlarla fedailerinin algılama yeteneklerini etkilemiş ve onları ölüme karşı korkusuzlaştırarak tehlikeli birer silaha dönüştürmüş. sabbah'ın sabırla yıllarca üzerinde çalışarak uyguladığı bu plan hedeflerine uygun olarak bir takım işleri başarmasını sağlamış, çeşitli suikastlerle kendi otoritesini ve ideolojisini güçlendirmiş olsa da oluşturduğu bu düzenin sonunda kendi sonunu da getirebileceğinin her zaman bilincinde olmuştur.

hasan sabbah'ın gençlik hayalleri, hırsı ve bu dünyada hissettiği yalnızlık; fedaileriyle imparatorluklara korku salan merhametsiz bir "efendiyi "meydana getirirken bir yanıyla da deneyim ve gözlemleri, duyularla algılanan dünyaya karşı yoğun şüpheciliği ve temel insani duygularıyla "hasan"ı gözler önüne sermiştir.
devamını gör...
geçen gün başladım. tarih okumayı pek seven biri değilimdir ancak bunu bırakamıyorum. hasan sabbah'ın çok zeki bir adam olduğunu biliyordum, fakat bu kadarı... kesinlikle tahayyül edebileceğim bir şey değil. zeka, onu nereye ve ne şekilde kullandığınıza göre değişen, çok büyük bir güç.
devamını gör...
piyasada çok fazla kitap var alamut kalesi ile ilgili. bu kitap kesinlikle onların en iyisi. yurt yayınlarından tarih okumak gerçekten büyük keyif.(kitap şu anda koridor yayınları etiketli olabilir ama orjinali yurt yayınlarıdır. üşenmeyen araştırabilir.)
devamını gör...

"dünyadaki en garip yaratık hiç şüphesiz insanoğlu... bir kartal gibi uçmak istiyor ama kanatları yok. bir aslan kadar kuvvetli olmak istiyor ama pençeleri yok. onu ne kadar noksan yaratmışsın ey tanrı! üstüne üstlük bir de onu cezalandırmak için noksanlarını idrak etme yeteneğini de vermişsin."


haşhaşiler konusu iki farklı kitapta çok başka bilgilerle verilmiş.

ahmet haldun terzioğlu'nun alamut ve hasan sabbah'ı anlatan kitabında verilen bilgilerle bu kitap arasında birçok fark gözüme çarptı. hasan sabbah konusu yanında, selçuklular'ın yıkılışını da anlatıyor.

hasan sabbah'ı peygamber olarak görüyorlar bu kitapta. ölülere etki edebildiğini ve istediği insanları cennete gönderebildiğini iddia ediyorlar.

ayrıca türkler'i yecüc ve mecüc soyundan gelen melez bir şeytan ırkı olarak görüyorlar. oysa haldun'un kitabında türkler ile bir sorunu yoktu seyduna'nın. yalnızca abbasi halifesini desteklemelerini ve nizam-ul mülkün şii düşmanı olmasını yargılıyordu. hatta o kitaba göre türklerin savaş gücünden etkilenen sabbah, bu alanda komutaya türk bir askeri getiriyor. fakat bartol'un kitabında sabbah, inançlı da değilmiş. ımamiyeti takip etmesindeki tek sebep abbasi halifesini yıkmakmış. bunun sebebi de abbasilerin türklerin elinde oyuncak olmasıymış. türklerden at hırsızı şeklinde bahsediyor.

klasik olarak ımamiyet konusu da işlenmiş. bu da bildiğiniz üzere müslümanların kendi aralarındaki mezhep savaşları ile ilgili. şii ve sunni ayrılığı, hatta ondan da öteye geçiyor. cafer-i sadık'ın oğlu musa kazımcı mısın yoksa diğer oğlu ısmailci misin? yediler ve beşler derken hasan sabbah'ın zerdüşt hayranı olduğunu da okuyoruz.

bizim haşhaşiler, cafer-i sadık'ın musa kazım ve ısmail isimli oğullarından ısmail'i desteklemeleri ve ısmali soyundan bir peygamber çıkacağına inanıyorlar. tabii ki bu soyun başı hüseyin'in hayatta kalan oğlu zeynel abidin'den geliyor bilindiği gibi. ancak sabbah'ın takipçileri ısmailileri desteklese bile soyun son kişisi yerine seyduna'yı mehdi olarak görüyorlar. bu da biraz çelişkili. muhtemelen seyduna'nın bu soydan gelebilme ihtimaline inanıyorlar. kitaba göre bu adam kendisini arap soyundan diye tanıtıyor. oysa farsidir. bunun sebebini de farsilerin arap düşkünlüğü olarak açıklıyor. yani özetle bu kitaba göre hasan, türklerden ve araplardan nefret ediyor ıran üzerinde egemenlik kurdukları için.

bu düşüncesini başarıp münafık birisi olarak insanlara hükmedebilmek için de yine inanmadığı dini kullanmış. dindarmış gibi görünüp ali ve imamiyet taraftarlarını fanatik bir tarikatta bir araya getirip onlara yeryüzündeki cenneti vaat ediyor. bu cennetin nasıl olduğu da açık. alamut'un yanına inşaa ettirdiği haremdeki masum kadınları huri gibi davranmaya zorluyor müritlerini kandırabilmek için. alamut'un piri değil de p*vengi olarak gösterilmiş bartol'un kitabında. oysa haldun'un kitabında şarap içtiği için kendi oğlunu öldürten birisinden bahsediliyor.

sonuçta, karşımıza iki farklı hasan çıkıyor. birisi inançlı bir mümin, ikincisi ise hırslarının peşinden giden bir müşrik. hangisi olduğuna karar vermek de birkaç kitap okumakla mümkün görünmüyor bence.
devamını gör...
yecüc ve mecüc olayını turan dursun'dan okuyun.(din bu 1-2-3-4..

hasan sabbah olayını da ismailiye yapılanmasının , tarikat mı, mezhep mi siyasi yapılanmamı , şiddet örgütümü çözmek gerekir.

ismailiye- haşşaşiler taşaron yapılanma olup parayı verene hizmet ederdi , endülüs'ten -iran'a ,anadolu da dahil tüm islam topraklarında anında suikast ,eylem yapacak güce sahip bir yapı idi.
işıd'dan,el-kaide'den farkı yoktur. (canlı bomba olayı )

dini kullanıp cennet vaat eden yapı.

türkler açısından olay acınasıdır, türkü kavmi hakir gören dine geçip biz bu dini yaşatanız goy goyu, arap senin ırkını iplemiyor.

yahu islam -arap dini türkleri hiçö bir zaman kale almadı, bugün farklı mı..
katar'ın,bae'nin,suud'un aşağılamasına yüzlerce yıldır katlanan kendini dev aynasında gören müslüman türkler, ulus kimliğini yitirmiş , ümmet donunu giymiş anadolu.

haşhaşiler para için insan öldüren bir yapı,bir moğol gelir dibine darı eker..
sende bir moğol'u bir arab'ı yağlarsın.

ulus olamazsan böyle olur.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"fedailerin kalesi alamut" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim