felsefe kitaplarının anlaşılmaz bir yapıya sahip olması
başlık "edgarallanpoe" tarafından 01.06.2021 00:09 tarihinde açılmıştır.
1.
vardır böyle bir durum.
öncelikle belirteyim, felsefe kitaplarını okuyan biriyim ve felsefeyi çok severim. şimdiye kadar belli bir birikim elde ettim. fakat başlıkta da görüldüğü üzere, felsefe kitapları aslında çok şey anlatsa da genellikle karmaşık bir yapıya sahiptir ve belki de rahatlıkla anlaşılabilecek türdeki içeriğin anlaşılmaz bir yapıya sahip olduğunu görürsünüz. buna, felsefe kitaplarında kullanılan terminoloji de dahil olunca iyice işin içinden çıkılmaz bir hal alır.
öncelikle belirteyim, felsefe kitaplarını okuyan biriyim ve felsefeyi çok severim. şimdiye kadar belli bir birikim elde ettim. fakat başlıkta da görüldüğü üzere, felsefe kitapları aslında çok şey anlatsa da genellikle karmaşık bir yapıya sahiptir ve belki de rahatlıkla anlaşılabilecek türdeki içeriğin anlaşılmaz bir yapıya sahip olduğunu görürsünüz. buna, felsefe kitaplarında kullanılan terminoloji de dahil olunca iyice işin içinden çıkılmaz bir hal alır.
devamını gör...
2.
dönemin tarihi, siyasi, kültürel, düşünsel atmosferinden bihaber olarak yapılan okumalar anlaşılabilir olamaz.
hegel ve kant gibi filozofları zaten saymıyorum. şunu kabul etmek gerekir ki isimlerine aldanıp bir hevesle aldığımız kitapların anlaşılmak konusunda bir vaadi yok.. yani kitapların üzerinde şöyle yazmıyor, "bu kitap, felsefeden anlamayanlara da bir şeyler vadediyor!"
o sebepten önden mutlaka alanında uzman bir felsefecinin yazdığı felsefe tarihi eserlerini cilt cilt okumanız faydanızadır. bundan daha iyi yardımı dokunabilecek bir yol, yöntem bana kalırsa yok. yeter mi? yetmez elbet.
filozofun biri antik dönemden bir olaya atıf yapıp oradan gelip kendi güncel meselelerine giriyor ve sen o günün devlet politikalarından, devletlerin stratejilerinden, sınırlarından, imkanlarından, problemlerinden, bilimsel, sanatsal, düşünsel gelişmelerin o döneme olan etkilerinden aslında pek de haberdar değilsin. gündeme, güne, filozoflara, felsefi problemlere, çağa vakıf değilsin.
orada başka bir dünya var burada başka bir dünya, zaten felsefenin kendisi ayrı bir dünya bu noktada ne bekleyebilirsin ki kendinden. felsefe sonuçta bu matematik değil.
ben de dahilim, herkesin felsefeden anlaması gerekmiyor zaten..
o kadar kitap basılıyor pek az insan o kitapları anlayabilecek bilgi, birikime sahip olduğu için alıp okuyor.
hevesli olmak güzel ama heves anlama çabasının yeterli gelmediği noktada kırılır.
yetmiyorsan bırakırsın. gayet normal.
filozofun adı güzel ama sen ona hazır değilsin.
o yüzden bence insanlar edebiyat, tarih öncelikli olmakla beraber, sosyoloji, psikoloji vb. alanlara yönelseler daha iyi olabilir.
sonra felsefeye bakarsınız..
boşa oyalanmaya, zorlamaya gerek yok. sanki her şeyi çözdük de bir felsefemiz kaldı.
haa ben okuyor muyum? şöyle böyle.
ekleme,
bizdeki çeviriye dayalı dil sorunu okur açısından gerçekten büyük bir sıkıntı.
diyelim ki bir türk düşünürü felsefi değeri olan bir eser yazdı. ve bu işi de, dili olabilecek en mükemmel şekilde kullanarak yaptı. burada dil bu sefer anlaşılmayı güçleştiren unsurlardan biri olmaktan biraz olsun çıkınca yine her şey çözülmüş olmayacak tabii. ama okur en azından dilden kaynaklanan eziyetten kurtulmuş olacak.
hegel ve kant gibi filozofları zaten saymıyorum. şunu kabul etmek gerekir ki isimlerine aldanıp bir hevesle aldığımız kitapların anlaşılmak konusunda bir vaadi yok.. yani kitapların üzerinde şöyle yazmıyor, "bu kitap, felsefeden anlamayanlara da bir şeyler vadediyor!"
o sebepten önden mutlaka alanında uzman bir felsefecinin yazdığı felsefe tarihi eserlerini cilt cilt okumanız faydanızadır. bundan daha iyi yardımı dokunabilecek bir yol, yöntem bana kalırsa yok. yeter mi? yetmez elbet.
filozofun biri antik dönemden bir olaya atıf yapıp oradan gelip kendi güncel meselelerine giriyor ve sen o günün devlet politikalarından, devletlerin stratejilerinden, sınırlarından, imkanlarından, problemlerinden, bilimsel, sanatsal, düşünsel gelişmelerin o döneme olan etkilerinden aslında pek de haberdar değilsin. gündeme, güne, filozoflara, felsefi problemlere, çağa vakıf değilsin.
orada başka bir dünya var burada başka bir dünya, zaten felsefenin kendisi ayrı bir dünya bu noktada ne bekleyebilirsin ki kendinden. felsefe sonuçta bu matematik değil.
ben de dahilim, herkesin felsefeden anlaması gerekmiyor zaten..
o kadar kitap basılıyor pek az insan o kitapları anlayabilecek bilgi, birikime sahip olduğu için alıp okuyor.
hevesli olmak güzel ama heves anlama çabasının yeterli gelmediği noktada kırılır.
yetmiyorsan bırakırsın. gayet normal.
filozofun adı güzel ama sen ona hazır değilsin.
o yüzden bence insanlar edebiyat, tarih öncelikli olmakla beraber, sosyoloji, psikoloji vb. alanlara yönelseler daha iyi olabilir.
sonra felsefeye bakarsınız..
boşa oyalanmaya, zorlamaya gerek yok. sanki her şeyi çözdük de bir felsefemiz kaldı.
haa ben okuyor muyum? şöyle böyle.
ekleme,
bizdeki çeviriye dayalı dil sorunu okur açısından gerçekten büyük bir sıkıntı.
diyelim ki bir türk düşünürü felsefi değeri olan bir eser yazdı. ve bu işi de, dili olabilecek en mükemmel şekilde kullanarak yaptı. burada dil bu sefer anlaşılmayı güçleştiren unsurlardan biri olmaktan biraz olsun çıkınca yine her şey çözülmüş olmayacak tabii. ama okur en azından dilden kaynaklanan eziyetten kurtulmuş olacak.
devamını gör...
3.
felsefe ile ilgili metinlerin tamamı çeviri. bu çevirilerde kullanılan dil günlük konuşma diline uzak, yabancı dildeki kavramların türkçe karşılıkları tdk uydurması. hal böyle olunca çoğu kişinin anlamaması normal.
devamını gör...
4.
filozofların kaderidir zaten anlaşılmamak.
zira yaşadığı dönemde anlaşılmış bir tane bile filozof yok. ölüp gittikten sonra da yazdıkları eserler üzerinde demeyeyim de ortaya attığı bir kavram üzerinde bile kafam kalınlığında binlerce kitap ve yorum yazılıyor. ve o kavramdan anlaşılanların hiçbiri de birbirini tutmuyor. hepsi tamamen bir başka perspektiften girmiş ve arapsaçı gibi olmuş kavram. ama işin doğrusu amaç da bu. hiçbir şeye doğru dememek ama yanlış da dememek. eleştirel dilin dibine kadar giderek farklı bir bakış kazanmak.
yaw neyse bi dünya şey yazılır da salla. asıl anlaşılmaz yapının sebebini öğrenmek için sözlüklere bakmak yeterli. zira sözlüklerde bile hiç tutmayan ve yürümeyen başlıklarda felsefe başlıkları birinci sırada gelir. ha bu anlaşılmaz yapının ne olduğunu anlamak için de özel bir ilgi ve merak gerekir. bu özel ilgi ve merak sonucunda ne olur? hiç. sadece merakın gider.
zira yaşadığı dönemde anlaşılmış bir tane bile filozof yok. ölüp gittikten sonra da yazdıkları eserler üzerinde demeyeyim de ortaya attığı bir kavram üzerinde bile kafam kalınlığında binlerce kitap ve yorum yazılıyor. ve o kavramdan anlaşılanların hiçbiri de birbirini tutmuyor. hepsi tamamen bir başka perspektiften girmiş ve arapsaçı gibi olmuş kavram. ama işin doğrusu amaç da bu. hiçbir şeye doğru dememek ama yanlış da dememek. eleştirel dilin dibine kadar giderek farklı bir bakış kazanmak.
yaw neyse bi dünya şey yazılır da salla. asıl anlaşılmaz yapının sebebini öğrenmek için sözlüklere bakmak yeterli. zira sözlüklerde bile hiç tutmayan ve yürümeyen başlıklarda felsefe başlıkları birinci sırada gelir. ha bu anlaşılmaz yapının ne olduğunu anlamak için de özel bir ilgi ve merak gerekir. bu özel ilgi ve merak sonucunda ne olur? hiç. sadece merakın gider.
devamını gör...
5.
ezoterik ve elitisttir.
devamını gör...
6.
bence okumaya yanlış kitaplardan başlanıyor. felsefeye dair hiçbir bilgisi olmayan birinin ağır kitaplarla başlaması kavram karmaşası yaşamasına sebep olur. özellikle bazı filozofların dili daha ağırdır bu yüzden felsefe sözlüğü gerekir. nietzsche gibi bir filoloğun kitapları daha edebidir meselâ. direkt söylemek yerine dolaylı bir anlatım tercih eder bol betimlemelerle. mitoloji bilgisi gerekir kesinlikle, çoğu filozof eserlerinde çokça kullanır. o sebeple felsefeye giriş kitaplarıyla başlayıp, felsefe sözlüğü yanında mitolojik kaynakla bir konuya bodoslama dalmak yerine ,felsefede en merak ettiğin konu nedir meselâ "ahlâk " olsun bu konuda ilerlersen sistematik bir şekilde daha kolay anlarsın belki. okuduğun kitabın filozofu hakkında genel bir bilgiye sahip olduktan sonra okunursa eseri daha anlaşılır olur. aslında zor değil sadece yanlış yerden başlıyoruz, bende de öyle olmuştu, kavram karmaşası yaşıyorsun.
devamını gör...
7.
#2806957
zaten en baba filozof bile bu işe antik çağdan başlıyor. başlamak zorunda . platon'un diyaloglarından bismillah diyor hepsi. felsefe orada icat edilmiş çünkü . bu işin elifbası da antik yunanca bence. hatta avrupa'da antik yunanca bilmeyeni felsefeciden bile saymazlar. adam yerine de koymazlar.
felsefe sözlüğü kullanmak pek de mantıklı değil bence. hatta bir çok hoca asla kullanmayın der. zira felsefe sözlüğünden bakıp o kavramın anlamına takılı kalmak çok kısıtlar insanı. çünkü felsefe kavramları zaman içinde o kadar anlam kaymasına uğruyor ki sözlük kullanmak insanı çok yanıltabilir.
ama en nihayetinde, bir yada bir kaç filozof seçmek zorunda insan. zira tüm filozofların uzmanı olmaya ömür yetmez. bir filozof hakkında bile uzman olmak nerden baksan 4-5 sene. ha hepi topu 50 tane filozof var zaten denebilir ama 50 sinin uzmanı olan varsa da heykelini dikmek lazım. ben görmedim en azından.
zaten en baba filozof bile bu işe antik çağdan başlıyor. başlamak zorunda . platon'un diyaloglarından bismillah diyor hepsi. felsefe orada icat edilmiş çünkü . bu işin elifbası da antik yunanca bence. hatta avrupa'da antik yunanca bilmeyeni felsefeciden bile saymazlar. adam yerine de koymazlar.
felsefe sözlüğü kullanmak pek de mantıklı değil bence. hatta bir çok hoca asla kullanmayın der. zira felsefe sözlüğünden bakıp o kavramın anlamına takılı kalmak çok kısıtlar insanı. çünkü felsefe kavramları zaman içinde o kadar anlam kaymasına uğruyor ki sözlük kullanmak insanı çok yanıltabilir.
ama en nihayetinde, bir yada bir kaç filozof seçmek zorunda insan. zira tüm filozofların uzmanı olmaya ömür yetmez. bir filozof hakkında bile uzman olmak nerden baksan 4-5 sene. ha hepi topu 50 tane filozof var zaten denebilir ama 50 sinin uzmanı olan varsa da heykelini dikmek lazım. ben görmedim en azından.
devamını gör...
8.
çekmeceli eski bir dolabın kırılmış açık rafların arasında bulunan eşyalarımın arasından pat diye georg wilhelm friedrich hegel çıkmıştı. fazla toz olmuş eşyalarımı temizlemek için uğraştığım çekmeceli dolabımı bırakıp hegel' e heyecanla, istekle okumaya başlamıştım. 1 paragraf, 2 paragraf, 3 paragrafa geldiğimde okumayı yarıda bırakıp gözlerim gülmeye başladı. sayfalar ilerlemeye başlayınca yine o her zamanki gibi okuduğum şeyi fırlatıp attım. anlamıyorum... hegel benim kafamı çok karıştırıyor, en sinir olduğum dili kullanıyor yazdığı sözlerde hegel hegel olmaktan çıkıp ben ben oluyorum. o düşünceler bana mı ait yoksa hegel' in düşüncelerimi anlayamıyorum. belki hiç bahsetmediği bir şeyi ben okurken aklımdan geçiriyorum. evet hegel şunu demiştir diyemiyorum.
asında hiç bir fikir ve düşünce sana ait olmaz, şu an şu satırlarımı yazarken aynı anda benimle birlikte aynı şeyi düşünebilen ve hatta aynı cümleleri kurabilen ve hatta dijitalde bile notunu alabilen insanlar vardır varlar ki ben hegel' e anlamadığımı belirtiyorum.
asında hiç bir fikir ve düşünce sana ait olmaz, şu an şu satırlarımı yazarken aynı anda benimle birlikte aynı şeyi düşünebilen ve hatta aynı cümleleri kurabilen ve hatta dijitalde bile notunu alabilen insanlar vardır varlar ki ben hegel' e anlamadığımı belirtiyorum.
devamını gör...
9.
temel edinmeden felsefe kitabı okumak zordur. sırf bu yüzden açık öğretimden felsefe okumaya girişmiştim, liseden beri ilgi alanımdı ama ne zaman elime bir felsefe kitabı alsam zorlandığımı da hissediyordum, oysa öğrendiğimiz tabula rasalar, toplum sözleşmeleri, sonradan öğrendiğim stoacılık, uzakdoğu felsefeleri falan beni büyülüyordu. sırf kendime bir okuma güzergahı çizebileyim ve okuduğumu da anlayayım diye hobi olarak sınavsız aöf kaydı açtım kendime resmen.
şimdi bırakın okuma güzergahı çıkarabilmeyi, izlediğim sıradan bir şeyde bile daha derin çözümleme yapabiliyorum. temel önemli felsefede, felsefe üst üste binerek kanon olarak gider. hiç başlamadan ortadan giremezsiniz.
şimdi bırakın okuma güzergahı çıkarabilmeyi, izlediğim sıradan bir şeyde bile daha derin çözümleme yapabiliyorum. temel önemli felsefede, felsefe üst üste binerek kanon olarak gider. hiç başlamadan ortadan giremezsiniz.
devamını gör...
10.
11.
yanlış olduğu bariz iddiadır. gidip de ilk kitabınız olarak friedrich nietzsche'nin eserlerini kendinize hedef alırsanız sonuç pek tabii hüsran olacaktır.
devamını gör...
12.
yeterli bir birikim gerektirir o yüzden zordur ama yeterince çabalayınca da anlamama gibi bir durum kalmıyor.
devamını gör...
13.
bu konuda şikayeti olan dostlarıma aziz yardımlı'nın muhteşem çevirilerini öneririm.
devamını gör...
14.
felsefe kitapları anlaşılmaz değil; siz anlaşılmazsınız!
devamını gör...
15.
herkesin anlayabileceği yalın bir dil kullanırsa ve derinlemesine bir mana havuzu olmasa muhtemelen o şey felsefe olmaktan çıkar ve felsefe adını almazdı diye düşünüyorum.
devamını gör...