felsefede duyguların konumu
başlık "bir ağrı yakıldıkça sevilmeli" tarafından 09.04.2025 10:24 tarihinde açılmıştır.
1.
felsefenin psikolojiyle birlikte geliştirmesi gereken alan. bu konu hakkındaki çalışmalar aristoteles'e kadar dayandırılmaktadır.
felsefede duygu kavramının ne olduğu önce tartışmaya açılmalıdır. türkiye'de bu çalışmaları yapan isim nurten gökalp'tir. *
öncelikle duyguya sahip olmanın bizi nasıl bir konum verdiğini düşünmemiz lazım. yani, öfkelenerek, severek, nefret ederek insanlığımızın konumu nasıl şekilleniyor? ve bu şekillenme neticesinde akıl o duyguyu nasıl yenebiliyor.
aslında çoğu tepkiye anlık verdiğimiz tepkiler duyguyla verilmiş tepkiler olduğunu bir psikologtan dinlemiştim. *bu iddiaayı doğru sayarsak, insan akıldan önce duygularla hareket eden bir varlık, o halde duygu biyolojik süreçlerin bir sonucu olarak değerlendirildiğinde iş tamamen karışıyor. felsefe tarihi akıl üzerine kuruldu. aklın yüceliği her zaman ön plandaydı. ancak bizler duygularının esiri olabilen varlıklarız, bu bizi kötü yapmıyor. ancak, davranışlarımızı fevrileştiriyor. akıl devreye girdiğinde, geleceği ve sonuçları düşünen tahlil edebilen bir varlık olduğumuzdan mütevellit , insan olma ayrımını daha da iyi kavrayabiliyoruz.
felsefede duyguya olan bakış açılarını şu şekilde sınıflayabiliriz:
1.duyguyu tamamen dışlayan
2. duyguyu - akıl dengesini kuran
3. duyguları ön plana atan.
bu entry bir ukdeydi ama yazmamışım. *
felsefede duygu kavramının ne olduğu önce tartışmaya açılmalıdır. türkiye'de bu çalışmaları yapan isim nurten gökalp'tir. *
öncelikle duyguya sahip olmanın bizi nasıl bir konum verdiğini düşünmemiz lazım. yani, öfkelenerek, severek, nefret ederek insanlığımızın konumu nasıl şekilleniyor? ve bu şekillenme neticesinde akıl o duyguyu nasıl yenebiliyor.
aslında çoğu tepkiye anlık verdiğimiz tepkiler duyguyla verilmiş tepkiler olduğunu bir psikologtan dinlemiştim. *bu iddiaayı doğru sayarsak, insan akıldan önce duygularla hareket eden bir varlık, o halde duygu biyolojik süreçlerin bir sonucu olarak değerlendirildiğinde iş tamamen karışıyor. felsefe tarihi akıl üzerine kuruldu. aklın yüceliği her zaman ön plandaydı. ancak bizler duygularının esiri olabilen varlıklarız, bu bizi kötü yapmıyor. ancak, davranışlarımızı fevrileştiriyor. akıl devreye girdiğinde, geleceği ve sonuçları düşünen tahlil edebilen bir varlık olduğumuzdan mütevellit , insan olma ayrımını daha da iyi kavrayabiliyoruz.
felsefede duyguya olan bakış açılarını şu şekilde sınıflayabiliriz:
1.duyguyu tamamen dışlayan
2. duyguyu - akıl dengesini kuran
3. duyguları ön plana atan.
bu entry bir ukdeydi ama yazmamışım. *
devamını gör...