türkiye'nin jeopolitik konumu
başlık "prusyadaki kral" tarafından 29.01.2021 11:00 tarihinde açılmıştır.
1.
2.
jeopolitik konum, bulunulan coğrafi konumun kendi siyaset, ekonomi, ticaret vs. üzerindeki etkisini ifade etmek için kullanılır. türkiye; asya, avrupa ve afrika kıtaları arasında kaldığı için "doğu-batı köprüsü" olarak görülmektedir. hem ticaret yolları üzerinde olması, hem de elverişli iklim yapısı sebebiyle uluslararası arenada merkezi bir üs gibi görülmektedir.
hal böyle olunca, bu topraklarsa kim söz sahibi olursa onun avantajı fazladır (doğru politikaları uygulayabilirse). ülkemizin uluslararası siyaset alanında bu kadar çok başlık haline gelmesinin de temel sebebi budur.
hal böyle olunca, bu topraklarsa kim söz sahibi olursa onun avantajı fazladır (doğru politikaları uygulayabilirse). ülkemizin uluslararası siyaset alanında bu kadar çok başlık haline gelmesinin de temel sebebi budur.
devamını gör...
3.
gerçekten sahip olunabilecek en değerli topraklarda var olupta, bu kadar sıkıntı çekmekte bir efor ister. haritada inci gibi duran bereketli toprakları olan bir ülkenin, toprağı buz tutmuş rusyadan bile tarım ürünü alması çok ironik.
bazen dünya haritasına bakıyorumda toplasan bir avuç ülke refah içinde yaşıyor. nüfusun çoğu hayatla boğuşan modern köleler, nasıl oldu da dünyada bu kadar saçma bir düzen oluştu. her şey farklı olsaydı nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyor insan.
bazen dünya haritasına bakıyorumda toplasan bir avuç ülke refah içinde yaşıyor. nüfusun çoğu hayatla boğuşan modern köleler, nasıl oldu da dünyada bu kadar saçma bir düzen oluştu. her şey farklı olsaydı nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyor insan.
devamını gör...
4.
belki öldürmeyen ama kesinlikle süründüren, bize coğrafyanın bir oyunu olan konum.
ne öğretildi bize sevgili dostlar, söyleyiniz?
“türkiye üç tarafı denizlerle çevrili ve jeopolitik olarak çok önemli ve de değerli bir konumda olan ülkedir”. bu cümle neredeyse tüm ilkokul öğretmenlerinin ağzından çıktı. inandık. ülkemizin konumuyla gurur duyduk. sandık ki, dünyanın en değerli konumunda yaşıyorduk.
büyüdük ve gördük ki, biz adeta bir bataklığın kıyısında yaşıyormuşuz. ne bataklığın içindeyiz ne de büsbütün dışında. kıyısındaki sazlıkmışız. bataktan çıkmak isteyen bize tutunuyor, bataklığı kurutmak veya daha da büyütmek isteyenler üstümüze basıyormuş.
peki bu değerli konuma sahip olamamış bazı ülkeler ne yapıyor? mesela isviçre, denize kıyısı olmayan, anakaranın ortasına mahkum olmuş bu bahtsız insanlar ne yapıyor. alpler’de kayak yapıp, harika biralar içiyorlar. mesai saatlerini mi kısaltsak acaba diye boş boş düşünüyorlar.
böyle konumun şarap çanağına......
ne öğretildi bize sevgili dostlar, söyleyiniz?
“türkiye üç tarafı denizlerle çevrili ve jeopolitik olarak çok önemli ve de değerli bir konumda olan ülkedir”. bu cümle neredeyse tüm ilkokul öğretmenlerinin ağzından çıktı. inandık. ülkemizin konumuyla gurur duyduk. sandık ki, dünyanın en değerli konumunda yaşıyorduk.
büyüdük ve gördük ki, biz adeta bir bataklığın kıyısında yaşıyormuşuz. ne bataklığın içindeyiz ne de büsbütün dışında. kıyısındaki sazlıkmışız. bataktan çıkmak isteyen bize tutunuyor, bataklığı kurutmak veya daha da büyütmek isteyenler üstümüze basıyormuş.
peki bu değerli konuma sahip olamamış bazı ülkeler ne yapıyor? mesela isviçre, denize kıyısı olmayan, anakaranın ortasına mahkum olmuş bu bahtsız insanlar ne yapıyor. alpler’de kayak yapıp, harika biralar içiyorlar. mesai saatlerini mi kısaltsak acaba diye boş boş düşünüyorlar.
böyle konumun şarap çanağına......
devamını gör...
5.
topun tüfeğin ağzında kendine yer edinen stratejik bir konumdur.
devamını gör...
6.
her türk öğrencisinin coğrafya derslerinden aşina olduğu bir kalıp. özellikle de türkiye'nin jeopolitik konumu dünya ülkelerinin dikkatini çekiyor. bu jeopolitik konum özellikle de yüzyıllar boyunca casusların bu topraklarda saman altından su yürütmelerini sağlamıştır. casusların yolu istanbul'dan geçmiş ve burada kariyer yapmışlardır.
devamını gör...
7.
allahin belasi bir konumdur. berbat yönetimlerle birlesinde daha da allahin belasi bir konum olmuş olmakta ve olacaktir.
devamını gör...
8.
başına ne geliyorsa sorumlusu olan
pangea* ayrışırken milyar yıl önce bu kader çizilmiş diyorlar
müslüm baba yetiişşş, kahredesim var
pangea* ayrışırken milyar yıl önce bu kader çizilmiş diyorlar
müslüm baba yetiişşş, kahredesim var
devamını gör...
9.
berbat bir konumdur. ortadoğu bataklığında timsahların arasından kaçmaya çalışan ceylan gibi türkiye. bu coğrafyada ne pislik yaşanıyorsa gelip bizi buluyor. hiç övülecek bir konum değil açıkçası.
devamını gör...
10.
türkiye yönetici elitinin halkı korkutarak baskı altında tutmak için uydurduğu ve sürekli ateşi harlandırdığı yalan propaganda aracı.
- hacı biz neden böyle yarım milyon asker besliyor ve iki milyon da yedek bulunduruyoruz?
- jeopolitik konumumuz yüzünden dört bir yanımız düşmanla çevrili olduğundan.
- peki öyleyse neden askerlerimiz silah eğitimi almıyor da orduevlerinde komutan boku temizliyor?
- jeopolitik konumumuz yüzünden dört bir yanımız düşmanla çevrili olduğundan.
bu "jeopolitik konumumuz yüzünden dört bir yanımız düşmanla çevrili olması" masalı o kadar çok tekrarlanıyor, çocukların beyinlerine öyle işleniyor ki her genç dünyada herkesin türk'e düşman olduğuna inanıyor. (aslında nasıl ki yeni zelanda bizim için yalova kaymakamıysa biz de onlar için öyleyiz. )
tabi böyle olunca da chplisinden akplisine, akplisinden mhplisine, iyiplisine, "madem amariga bizim düşmanımız, neden siz, çocuklarınız, gelinleriniz gunnamak için amariga'ya gidiyor" diye sormuyor. hazine bakanımız mehmet şişek'in ingiliz vatandaşı olduğunu, ingiliz kraliçesine sadakat yemini ettiğini sorgulamadığı gibi.
gününüz aydın olsun. düşmanlarımız yedi koldan saldırabilir. alesta durun.
- hacı biz neden böyle yarım milyon asker besliyor ve iki milyon da yedek bulunduruyoruz?
- jeopolitik konumumuz yüzünden dört bir yanımız düşmanla çevrili olduğundan.
- peki öyleyse neden askerlerimiz silah eğitimi almıyor da orduevlerinde komutan boku temizliyor?
- jeopolitik konumumuz yüzünden dört bir yanımız düşmanla çevrili olduğundan.
bu "jeopolitik konumumuz yüzünden dört bir yanımız düşmanla çevrili olması" masalı o kadar çok tekrarlanıyor, çocukların beyinlerine öyle işleniyor ki her genç dünyada herkesin türk'e düşman olduğuna inanıyor. (aslında nasıl ki yeni zelanda bizim için yalova kaymakamıysa biz de onlar için öyleyiz. )
tabi böyle olunca da chplisinden akplisine, akplisinden mhplisine, iyiplisine, "madem amariga bizim düşmanımız, neden siz, çocuklarınız, gelinleriniz gunnamak için amariga'ya gidiyor" diye sormuyor. hazine bakanımız mehmet şişek'in ingiliz vatandaşı olduğunu, ingiliz kraliçesine sadakat yemini ettiğini sorgulamadığı gibi.
gününüz aydın olsun. düşmanlarımız yedi koldan saldırabilir. alesta durun.
devamını gör...
11.
katina'nın elindeki makası alıp sınırlardan biçerek, atlantik'in ortasına taşımak istediğim konumdur.
devamını gör...
12.
yalnız turklerin kurdugu devletler degil tarihte antik donemde kurulan en buyuk imparatorluklar bugun uzerinde yasadigimiz topraklari merkez alarak kuruldu.antik uygarliklarin haritalarina bakin.
birbiriyle binlerce yıl aralikla yasamis insanlarin kurduklari devletlerin ayni topraklar uzerinde olmasini tesaduf olarak aciklamak bilimsel olarak mantıksal olarak aciklamak mumkun degildir
burayı kaybeden butun imparatorluklar yıkıldı ,halkları bağımsızlıgını kaybetti ;yalnız jeopolitik degil jeostratejik olarak kilit gorevi gormus gormeye de devam eden bir cografyada bulunuyoruz .
uzerinde bulundugumuz cografya yalniz askeri olarak onem tasimiyor dunyanin en eski inanc ve dinlerinin merkezi de bu topraklar uzerindedir.
dunya icin dunyadaki kuresel gucler ve odaklar acisindan baktiginizda bu toprakların jeopolitik ve jeostratejik onemi politikaci ve yazarlarin anlattıklarindan cok daha fazladir
birbiriyle binlerce yıl aralikla yasamis insanlarin kurduklari devletlerin ayni topraklar uzerinde olmasini tesaduf olarak aciklamak bilimsel olarak mantıksal olarak aciklamak mumkun degildir
burayı kaybeden butun imparatorluklar yıkıldı ,halkları bağımsızlıgını kaybetti ;yalnız jeopolitik degil jeostratejik olarak kilit gorevi gormus gormeye de devam eden bir cografyada bulunuyoruz .
uzerinde bulundugumuz cografya yalniz askeri olarak onem tasimiyor dunyanin en eski inanc ve dinlerinin merkezi de bu topraklar uzerindedir.
dunya icin dunyadaki kuresel gucler ve odaklar acisindan baktiginizda bu toprakların jeopolitik ve jeostratejik onemi politikaci ve yazarlarin anlattıklarindan cok daha fazladir
devamını gör...
13.
türkiye, "jeo-stratejik değerini" kaybetti mi?
ya da, erdoğan batı klübüne dönebilir mi?
***
uluslararası ilişkilerde, "ilkeli olmak" oldukça anlamlı ve değerli. tıpkı bireysel ilişkilerdeki gibi.
ilkeleriniz, "küresel konumunuzu", kürsel konumunuz da "ittifaklarınızı" belirler.
türkiye, erdoğan'dan önce; batılı, nato'nun sadık ortağı, laik, arap toplumlarının iç işlerine karışmayan, modern müslüman, islam ve türk dünyasına mesafeli, devletçi, kötü demokrat.. bu duruş, kemalizm ile tanımlanabilir.
ama konumuz bu değil.
konumuz: türkiye'nin uluslararası ilişkilerine tesir eden "jeo stratejik değerini yitirip, yitirmediği".
fatih sultan mehmet'in istanbul'u alması sonrası, küresel gelişmeleri okuyamayan osmanlı entelektüeli; okyanuslara açılmayarak, nasıl coğrafyasını "değersizleştirdiyse", türkiye'yi fetheden erdoğan da, kişisel tercihleri ile, "türkiye'nin jeo-startejik değerini" sorgulatır hale getirmiştir.
ab üyeliği, nato üyeliği, demokratik-laik rejimiyle rol-model olması, rusya'ya karşı avantajları ile batı alyansına katkıları, ılımlı islam anlayışı gibi değerleri ile küresel konumu ve ittifakları belirlenmiş "eski türkiye'nin" gelin bugününe bakalım.
"ab üyeliği staratejik hedefi" artık yok:
türkiye'nin jeo-stratejik değerini en çok yükseltecek hedefti. medeniyet, bilim, teknoloji, hukuk-özgürlükler, coğrafyada cazibe merkezi haline gelme..vb..bütün bu alanlarda, yıldızlaşan bir türkiye görmeyi umuyorduk.
erdoğan, iktidara gelince, "abd'nin tavsiyesi ve diktesi ile", ab'ne üyeliği stratejik hedef olarak belirlemişti. kemalist orduya karşı, iktidarını korumak için bunu gerekli görüyordu.
ab hedefi; hukuk ve demokrasi, özgürlükler ve insan hakları, yönetimde ve ihalelerde şeffaflık talep ediyordu. erdoğan, "kemalist orduyu kontrola alıncaya kadar" buna evet dedi. yönetimde güçlenince, erdoğan ab değerlerini, kendi politik-ideolojik hedeflerine aykırı, iktidarını sürdürebilme yeteneğini kısıtlayan hususlar olarak görmeye başladı ve ab hedefinden vazgeçti.
erdoğan'ın artık böyle bir hedefi yok. ab ile ilişkiler, göçmenleri avrupa'ya göndermeme karşılığı ile sınırlı.
***
nato'nun "güçlü ve sadık ülkesi türkiye" artık yok:
nato; demokrasileri korumak, rus yayılmacılığını önlemek, aşırılık yanlısı radikal akımlarla (bu silahlı cihatçı selefi akımlar anlaşılmalı) mücadele etmek vb.. gibi görevleri olan "batı blokunun askeri gücü".
erdoğan'ın değerleri ile nato'nun değerleri uyuşmuyor.
erdoğan; demokrasiyi, iktidarının sürdürülebilirliğine tehdit olarak değerlendirdiği ve ondan demokrasi talep etmeyen rusya ve çin ile de ilişkiler kurmayı arzu ettiği için, nato değerlerine sadık kalmadı. hatta, nato'yu da tehdit olarak görmeye başladı ve halkını da "dışgüçler" ülkemize saldırıyor, söylemiyle ikna etti. yanılmıyorsam "15 temmuz darbe girişiminin" arkasında nato-abd olduğu söylentileri bile yayıldı.
erdoğan; "iktidarı üzerinde baskı oluşturabilir endişesi ile", nato'nun 2. güçlü ordusunu da zayıflatmayı seçti. 15 temmuz darbe girişimi sonrası, ordu içinde nato ile ilişkilere önem veren neredeyse bütün kadrolar ordudan uzaklaştırıldı ve milliyetçi-dindar-kemalist kadrolar, ordu yönetimine hakim kılındı. şimdi kemalistler de diskalifiye ediliyor.
erdoğan; "diyet borcu" olarak rusya'dan s-400'leri alınca, nato'nun belkemiği f-35 savaş uçağı projesinden de çıkarıldı. türk ordusunun f-16 savaş uçaklarının yenilenmesi abd kongre kararlarına bağlı ve belirsiz. hava gücü yıpranmış. 1996-97'de prototipi üretilen altay tankının hala seri üretimine geçilememiş. "gerçek jeopolitik değeri" ile kıyaslandığında, oldukça zayıf bir silahlı güç haline gelmiş, türk ordusu.
erdoğan'ın yarattığı anti nato, anti abd iklimi, hem abd ve hem nato'yu yunanistan ve kıbrıs'a yaklaştırdı. yunanistan ve kıbrıs, abd için yeni üs alanları oldu. yunanistan dedeağaç'a ve girit adasına yeni üsler yapıldı. kıbrıs ile askeri-güvenlik anlaşmaları imzalandı.
abd-türkiye-nato-yunanistan linki kırıldı, türkiye, kendini dışarıda buldu.
erdoğan, hem ab'den hem nato'dan uzaklaşırken ve aslında kuracağı yeni yönetim modelini garantiye alıyordu.
türkiye'nin rusya'nın "alternatif kutup oluşturma emellerine" destek vermesi:
batı ve rusya 2 karşıt blok ve türkiye batı blokunda. ne beklersiniz türkiye'den? kendi blokunun güçlenmesine ve kendi bloku içinde ülkesinin güçlenmesine çabalamasını değil mi? ama öyle olmadı. erdoğan, "demokrasi istemeyenleri" kendine daha yakın buldu.
rusya'nın ukrayna'yı işgalinde, batı'nın rusya'ya uyguladığı yaptırımları uygulamayan tek nato hükümeti, erdoğan hükümeti oldu.
rusya'nın yıkılması, en çok "türklüğe hizmet edecekken", erdoğan, "2 ülkeye de eşit mesafedeyiz" diyerek, pek çok konuda rusya'nın rahatlamasına katkı verdi. rusya'ya uygulanan yaptırımlar türkiyeli şirketlerce delindi. abd'nin pek çok ikazından sonra yaptırımlara dikkat edildi. yani rus savaş makinası, dolaylı da olsa erdoğan hükümetince de desteklenmiş oldu. üstelik nato ukrayna'yı desteklerken.
***
türkiye'nin, demokratik-laik rejimiyle islam dünyasına rol-model olması:
öyleydi.. türkiye ve erdoğan, ortadoğu coğrafyasındaki pek çok ülke ve toplum için rol-modeldi. arap baharında "demokrasi için yola çıkılmıştı". ama diktatoryal rejimler yıkılıp, islamcı rejimler kurulmasına dönüştü iş. ve türkiye, "silahlı selefi cihatçılarla paralelizasyonda" bir ortadoğu ülkesi oldu. elbette, türkiye'nin içi de bu dönüşüme ayak uydurdu. erdoğan; islam ve milliyetçilikle süslenmiş katı devletçi bir rejim kurdu.
bu "yeni rejim" erdoğan için, iktidarını korumada bir manevela olarak kıymetli oldu, ama türkiye'nin batı nezdinde değerli olan, "islam dünyasına rol model olma özelliği" sıfırlandı. suriye'de görüldüğü gibi, selefi cihatçı silahlı grup olan htş ile yol arkadaşlığına vardı iş. zaten erdoğan'ın da arap baharı planı buydu. islamcı rejimler kurmak.
erdoğan yaptıkları ile, türkiye içinde "yıkılmaz-değiştirilemez bir iktidar" elde etti. ancak, bu islamcı-milliyetçi-fetihçi yeni doktrin dışarıda ne ölçüde işe yarar? ona da suriye üzerinden kısaca bakalım.
erdoğan ekibinin, htş-idlip ekibi ile derin ve uzun soluklu bağları olduğu, türk dışişleri bakanının açıklamalarından anlaşıldı.
ancak, reel zemin, bu bağları gevşetecek gözüküyor.
colani'nin suudi arabistan çizgisini izlemesi, israil'in güvenliğini dikkate alan hassasiyeti, suriye kürtleri konusunda, türkiye'nin istediği ölçüde "agresifleşmemesi", türkiye'nin de suriye'de reel politik ile yüzleşeceğine işaret ediyor.
suriye'nin geleceği toplantısı yapılıyor, italya'da. türkiye çağırılmıyor. batı-türkiye-ortadoğu linkinin koptuğunun açık göstergesi. yerine, ab-abd-körefez ülkeleri-suriye linki kurulmuş.
israil, suriye'nin güneyini (golan doğusu) işgal etti ve durzi toplulukların, suweyda ve şam doğusunda hamiliğini yapıyor. türkiye'nin güney sınırındaki kürtlerle, israil ilk defa açıkça ilişki kuruyor ve "kürtlere saldırıyı durdurun diyerek" erdoğan hükümetine gözdağı veriyor.
suriye'de kürtlerin statü elde etmesinin ve israil'in suriye'ye nufuz etmesinin önüne geçemiyor. neden? tercihlerinden. jeo-stratejik konumu işe yaramıyor, ya da kısıtlı işe yarıyor.
kürtler konusunda da erdoğan'ın tercihleri türk jeo-politiğini daraltması:
erdoğan'ın; islamcı-milliyetçi-devletçi doktrini, bölge kürtleri ile de ilişkilerini sınırlandırıyor. doktrin, kürtlerin statü kazanmaması üzerine kurgulu.
bu durum, türkiye'nin yeni coğrafyalara ve yeni ortaklıklara açılmasını, ab ve abd ve de nato gibi demokratik ortaklarla sıkı işbirlikleri kurabilmesine engel oluyor.
sizlere, bazı parametrelerde, türkiye'nin jeo-stratejik değerini kaybedip, kaybetmediğini analiz ettim.
jeo-politik/jeo stratejik değer; hedefleriniz, ortaklıklarınız, gücünüz, ilkeleriniz ile değerlenebilir veya değersizleşebilir.
türkiye'nin jeo-politiği/jeo-startejik değeri; demokrasi ile, çok kültürlülükle, özgürlüklerle artabilirdi. zira; bu coğrafya anadolu ve tarih onun kültürler arenası olduğunu gösteriyor. ayrıca, otokrat rejimlerle dolu bu coğrafyada, türkiye'nin demokrasisi ve özgürlükleri ile, halklar için cazibe merkezi olmasını gerektiriyor.
erdoğan; kendisi için güzel bir ülke ve devlet yaratmış olabilir.. ama benim kanaatim, türkiye'nin jeo-stratejik/jeo-politik değerini azalttı.
bir de siz değerlendirin.
adelina sfishta
*** *** ***
hindistan’dan avrupa’ya yol neden türkiye’den geçmiyor?
g-20 zirvesinde en dikkat çekici olay, abd, hindistan, suudi arabistan ve birleşik arap emirlikleri liderlerinin yeni delhi’de imzaladıkları, çin’in kuşak-yol koridoruna rakip yeni bir projeyi hedefleyen, hindistan’ı avrupa’ya bağlayacak yeni bir ağ ile ilgili anlaşmaları oldu. türkiye’nin bu projeden dışlanması iktidarın hışmına yol açtı. aslında türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik duruma bakılınca hindistan’ı avrupa’ya bağlayacak bir koridorun ülkemiz üzerinden geçmesine imkân maalesef yoktur. hindistan’ın ilk komşusu pakistan ile ilişkileri malum. ötesinde iran var. onun da dış dünya ile ilişkileri karşısında böyle bir proje içinde olması mümkün değil. suudi arabistan üzerinden ülkemize uzanacak bir koridor ise ya ırak’tan, ya da suriye’den geçmek durumunda. ona da imkân olmadığı açık. nitekim türkiye’nin önerdiği ırak üzerinden geçecek koridorun şimdilik pek alıcısı yoktur. sanırım yeni delhi’de imzalanan anlaşmanın amacı hindistan başbakanı modi’ye bir çiçek atmak ve onu çin’den uzaklaştırmaktan ibarettir diyebiliriz. gerçekleşecek olursa, suudi arabistan’ı ürdün üzerinden israil’e bağlaması gerekecek projenin orta doğunun bitmeyen ihtilafları karşısında duvara çarpması çok muhtemeldir.
18 eylül 2023, serbestiyet
yazar, projenin duvara çarpma ihtimalinin yüksek olmasından bahsetmiş. o yazıdan üç hafta sona iran, katar ve türkiye destekli terör örgütü hamas 7 ekim 2023 katliamını gerçekleştirdi. gazze taş devrine döndü, hizbullah'ın dötünde çağrı cihazları patladı, esad rejimi devrildi, iran'ın hava savunma sistemleri büyük ölçüde ortadan kaldırıldı ve şimdi de yer altına nüfuz eden mk-84 bombalarla nükleer kapasitesi zayıflatılacak. donald trump ise daha geçen gün ülkesinde ağırladığı hindistan başbakanı modi ile projeyi değerlendirdi. ha gereksiz detaylar da var: abd'nin ikinci büyüklükteki elçilik yerleşkesi lübnan başkenti beyrut'ta 2027'de hizmete girecek, trump da gazze'ye çökme niyetini açıkça beyan etti.
kimlerin duvara tosladığı ortada.

hayfa'nın kuzeyinde beyrut, güneyinde de gazze var.
3. dünya savaşının yakın zamanda başlayacak olması: #3038473
devamını gör...
14.
gazoza elverislidir..evet.
devamını gör...
15.
26°-45° doğu meridyenleri, 36°- 42° kuzey paralellerindedir.
devamını gör...