filmlerden etkilenip özendiğimiz şeylerdir

ben mesela bir filmde bir adamın diğer bir adamla dövüş ettiğini gördüm sonra bi baktım mahallede de izleyenler var filmin adını tam hatırlamıyorum ama çok az bilinen bi filimdi gerçekten sadece sinefiller bilir öyle söyleyeyim oyuncular falan hiç bilinmez neyse arkadaşlar biz arkadaşlarla bu filmden görüp bi garaj katı kiraladık hep birbirimizi dövdük çok da eğlenceliydi pişman değiliz .
devamını gör...
hayatı toz pembe görmek.
devamını gör...
herkesin filmlerdeki dizilerdeki gibi romantik heyecanlı acayip bir şekilde tanışıp akşam yemeklerine lüks restoranlarda çıkıp tek taş yüzükler alıp hediyeler işte büyük mutluluklar yaşamak.

lanet olsun dostum senin sorunun ne .
senin tüm sorunun o lanet olsun kıçında.
devamını gör...
kariyer yapma peşinde koşmak, sürekli güçlü kadın olma hayalleri, aşkta kaos&kavga, favorimde şeytan marka giyer miranda olmak istemek.
devamını gör...
otobüste müzik dinleyerek başını cama yaslanmış giderken karizmatik göründüğünü düşünmek ama aslında saç baş dağılmıştır ve uykusuz boş bakışlı ve tipsizsindir.
*
devamını gör...
vakti zamanında sular seller gibi yabancı dizi izlerken - örnek suits olsun mesela-, bakıyorum, adamlar her yeni sahne başında gidiyorlar viski çakıyorlar hemen.

odaya giriyorlar, taaaak, viski.

eve adım atıyorlar, taaak, viski.

biri geliyor, taaak, viski.

telefonla konuşuyorlar, taaak, viski.

hele iş yerinde, taaak taaak taaak, viski.

heves ettim ve dedim, her gün işten gelince aynısından ben de şeyedeceğim diye. ilk başlarda baya bir devam ettim ve fakat şimdilerde aklıma eserse şeyettiriyorum.

ha, hayatımda bir şey değişti mi, ekstra bir keyif veriyor mu; yok. gayet de saçma, evet.
devamını gör...
sigara ak. lisede bi pardesüm vardı. constantine diye diye gazı verdiler. sigaraya başladım.
devamını gör...
starbucks'a akın etmek. amerikan filmlerinin sabah kahve dükkanlarında bekleşmemize olan etkisi inkar edilemez.
devamını gör...
cinderella (1950)’nın başında, kuşların cinderella’nın yatağını düzelttiği bir sahne var. dört kuş, örtünün birer ucundan tutup düzeltiyor. sonra da yine dört kuş yastığın üstünde zıplayıp birer köşesinden tutup yastığı kabartıyor. bu sahneden nasıl etkilendiysem yastığımı kabartmak alışkanlık oldu. yastığımı kabartmadan uyumuyorum.
devamını gör...
matrix izleyip gördüğün rüya gerçek mi diye kontrol etmek.
devamını gör...
bir süre polyanna gibi ortada gezip sonra hayatın,insanların filmlerdeki gibi olmadığını anlayıp yerine oturmak.
bu asla sekmez
devamını gör...
forrest gump izlerken forrest'ın biriyle tanışırken her seferinde ilk önce ismini sonra ismini ve soy ismini söylediğini fark etmiştim. yani şöyle "ben forrest, forrest gump" ama her seferinde böyleydi. sonra ben de böyle yapmaya başlamıştım. sonradan bıraktım tabii:)
devamını gör...
incir reçeli sevgisidir. ulan ne saçmaydı be. dünyanın en saçma filmi.
devamını gör...
lisede zippo çakmak almıştım belki bir yerde benzin tankeri kaza yapar , kasası delinir , şırıl şırıl akan benzine zippo çakmağı tek hamlede yakıp atar slow motion ile uzaklaşırım diyordum ama kısmet olmadı lise bitti sonra sigarayı bıraktım. tankeri söylemiyorum bile.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"filmden etkilenip hayatımıza entegre ettiğimiz saçma şeyler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim