geçmişteki yunanistan ve türkiye hükümetlerinin farkı

yunanistanın hükümetlerinin milli vizyonu, türk düşmanlığına dayalıdır.

1922 de yunanlıları denize döktüğümüzden beri ; yunan hükümetleri türkiyeden bir şeyler koparma çabasında oldular.
1947 de egedeki, italyanların olan, yunan adalarını aldılar.
kıta sahanlığını 6 mile çıkarttılar.
hava kıta sahanlığını 10 mil yaptılar.
egedeki kayalıklara bile yunan bayrağı diktiler.
dünyaya ; egeyi yunan denizi olarak kabul ettirdiler.
sevilla üniversitesine ; meis adasından, yani antalyadan başlayarak kıta sahanlığı ilan ettikleri haritayı dünyaya kabul ettirdiler.
f 35 leri ve f 16 ları engellediler.
ve hemen aklıma gelivermeyen bir çok şeyler yaptılar.

1974 de kıbrısı aldığımızda ; yunanistan amerikaya kızarak natodan çıktı.
sonra pişman olarak tekrar girmek istedi.
şimdi isveçe yaptığımız gibi ; ecevit ve demirel hükümetleri, natoya red oyu verdi ve yunanistan natoya alınmadı.
1980 darbesinden hemen sonra, kenan evren nato evrakını imzalayarak, yunanistanı natoya aldı.
kenan evren olmasaydı ; yunanistan, sittin sene natoya tekrar giremezdi.

ve yunanistanın bütün bu yaptığı milliyetçi saldırılarına karşılık; geçmişteki türk hükümetleri kılını bile kıpırdatmadı.
şurayı sana vermem demedi.
burayı alamazsın demedi.
şunları, şunları yapamazsın demedi.
hatta kenan evren gibiler ; yunan uşaklığı yaptılar ve yunanistanın ekmeğine yağ sürdüler.

sonunda türkiyenin haklarını ve menfaatlerini ; egede, yunanistana karşı savunan bir hükümet geldi.
amerikanın ve avrupanın şimşeklerini üstüne çekmek pahasına da olsa ; egede türkiyenin haklarını savunmaya başladı.
geçmişteki öküz hükümetlerin verdiklerini de geri alma çabası içerisinde ilerliyor.

neymiiişşş...
devlet olmak yetmiyormuş.
devletin başına, yürekli bir hükümet gerekliymiş.

(bkz: şeytan diyor yırt at apoletleri çık samsun’a)

meclis tutanaklarından aktarıyorum;

"2004 yılından itibaren yunanlılar 16 adamıza çıkarak bayrak diktiler, oralarda binalar yaptılar, ilk yardım ekiplerini kurdular, çevrelerini 6 mil kıta sahanlığı çerçeveleyerek başka gemileri izinsiz sokmadılar ve dolayısıyla kıta sahanlıklarını genişlettiler. bunlardan envantere kayıtlı olan 16 adamızdan hurşit adası, istanbul'daki büyükada'nın 5 katı büyüklüğünde olan bir ada; koyun adası izmir'in hemen yakınında; bulamaç adası'nı internet'e girdiğinizde görürsünüz, adını da değiştirdiler farmakos adası yaptılar. faros, nergizçik, kalolimnos, keçi, sakarcılar, koçbaba, ardacık, gavdos, dhia, dionisades -akdeniz'deki adalarımız- koufonisi. bunların hepsi türk adaları. tamamı 16 ada, izmir'in karşısında bir kayalık, lozan anlaşması'na göre türk adaları. lozan anlaşması'na ekli 2 no.lu haritada her şey açık ve altı kırmızı çizili olarak gösterilirken görülüyor ki bu adalar türkiye cumhuriyeti'nin egemenliği altında, o şartlarda. akp iktidarıyla birlikte hepsi tek tek yunanlılar tarafından işgal edildi.

kardak kayalığı için 1996'da yunanistan'la savaşın eşiğine gelen türkiye, 2004 itibarıyla 16 adayı sessiz sedasız kaybetti."

neymiiiş... yürekli hükümet... (dur gülme geldi yazamayacağım artık)

beter olalım lan. hak ettik çünkü.

bu arada 1950'lere kadar iki ülkenin birleşmesi dahil bir çok konu konuşuluyordu hükümetler arasında. kıbrıs sorununun çıkarılmasıyla bambaşka bir şeye dönüştü iki ülkenin ilişkileri.

(bkz: kurtuluş vapuru)