1.
genital bölge tıraşı, etek tıraşının kibar ve resmi adıdır ve adı üstünde genital bölge tıraşında jilet ile oradaki gereksiz kıllar tıraş edilir.
devamını gör...
2.
en son 1 yil once yasandi. evet.
devamını gör...
3.
jilet çağ dışı değil mi yahu? makineler var bu işi yapan hiç olmadı kremi var.o da olmadı otu var...
devamını gör...
4.
haydi erkekler epilasyona.
devamını gör...
5.
(bkz: buraya bakarlar)
devamını gör...
6.
80'lerin alman pornolarında önemli bir yere sahiptir.
bizler imkansızlıktan ötürü, aynı zamanda sigara ve gazete satan büfeden, şeftali isimli dergiler alarak tanıdık kadın organlarını. redtube falan yoktu o ara. kuşe kağıda bile basılı değildi, saman kağıda basılıydı, düşünün orada neyi nasıl göreceğimizi. harçlıklarımız yetmediği için, bir hustler olsun, playboy olsun alamazdık. bu saman kağıt yanılsaması yüzünden, çok üzün süre orayı dümdüz sandım ben. o senelerde vajelinka organını, hemen şekil alan garip bir hamur gibi bilirdim. erkekler vajbenyanın üzerinde şehvet çubukları ile aşağı-yukarı hareket edince, şu an gördüğümüz çizikli formuna erişiyor diye düşünürdüm. çok sonraları uzmanlaştık tabi, o ayrı konu. erkeklerin bu tür şeyleri skor sayıp övündüğü yaşları geçtiğim için, seks maceralarımı anlatmayacağım elbette burada. seviyeli olmak kader gibi tenime işlemiştir, merak edilmesin. yalnız şu kadarını söylemek isterim, tepesine üçgen konduran kadınlara freudyen açıdan bakınca, çok sinsi olduklarını gözlemleme şansım oldu 90'larda. en büyük özelliği küfür edilmemesi olan bu ilginç z yapılanması sözlüğümüzde, herkesin bildiği ve şu an herkesin canının çektiğini düşündüğüm malum organın ismini direkt olarak yazamayacağım için, adını "üçgen yarıklılar" koydum. feriha da koyabilirdim istesem ama kötü bir espri olurdu bu. aynı bakınızı 15 senedir kullanan bir sözlük morunu gibi hissederdim o zaman.
üçgen yarıklılar, her daim keskin köşeleri ve kuralları olan, en ufak hatada erkeği harcayan, gülümsemeyi bile hor gören çekilmez insanlar oluyor. %100 denendi bu. iç açılarının toplamının 180 derece olmasından olsa gerek, kısa sürüyor onlarla ilişkiler. 6 aydan azdır hep üçgenlerle olan münasebetim. en uzun üçgen yarıklım 172 gün.
90'larda hepimizin görmek istediği kadın türü, çizgi yarıklılar ya da mona lisa olarak adlandırdığım kadınlardı. ince düz bir çizgi biçiminde traşlarlardı çilek çukurlarını. bu kadınları aldatsanız bile, size anlayış gösterirlerdi. sonsuz bir çizgi gibi upuzun sürerdi bunlarla sevdalar. anaçlardı, sigara+bira içer, korn dinlerlerdi. şu an bile yazarken gözümde tüttü inanın. kokusu burnuma geldi, duygulandım.
"cillop pakize" olarak adlandırdığım, tek bir tüy tanesi bile kalmayan lazer ağda yıllarından önce oluyor tabi bu olaylar. sene 98, o ara delikanlıyız tabi. kanım satanist akıyor, analizi kondururdum hemen bir kadına vurunca.
"neden hep kıl" sorusu gelebilir akıllara. dilim döndüğünce açıklamak isterim bu durumu da. kıl o dönemler için şarttı. 90'ların hollywood filmlerine bakarsanız, erkeklerin de yatakta iki elini başlarının arasında birleştirdiğini , akabinde orman şeklini almış kolaltı kıllarını gerine gerine gösterdiğini görürsünüz. bir erkeğin şöyle kolunu büküp yandan kıllarını göstermesi falan, büyük olaydı o zaman. "eril dehşeti boşalt üzerime" derdi kadınlar bu tür şeylere. kolaltı kılı aşırı uzun erkeklere eğilim vardı. woke baronların ve kamalasever embesillerin dünyada yapmaya çalıştığı sosyokültürel değişiklikler, kadınların ıslandığı şeyleri de bir bir değiştiriyor maalesef. kıl, yaşamın gerekliliği olarak görülüyordu woke dönemi öncesi. cool dururdu, penisimizde de bir boy çizgi atardık hep. sonradan bu çizgi yarıklılar da, üçgen yarıklılar da bitti. her yer cillop pakize oldu. kişilikler de değişti. şu an her kadın, tam olarak bu nedenle birbirinin aynı değersizlikte geliyor bana. eskiden bir kadının yapısını belirleyen şey genital traşı iken, şimdi kim kimdir anlayamıyoruz da. kabak gibi herkes. öpüyoruz ediyoruz cluk cluk doğamız gereği ama, inanın, o eski zebra_am lezzetini alamıyorum artık. hitler bıyığı gibi yapıştırırlardı oraya şekillerini, offf be. aşırı canım çekti. şimdi bulmaya kalksak, sıfırdan kadın bulup uzattırmak falan lazım, çekilmez. sıfırdan bir kadına tıraş eğitimi verecek yürek kalmadı artık bende. peruk bıyık taksın desek, peruk aynı tadı vermiyor, o arzu ile penetre edişim olmuyor hiç. hep bi isteksizlik, hep bir olmamışlık mevcut. doğal şeylerin yerini hiçbir sentetik oluşum tutmaz, tutamaz. çizgililer yeşillendirebilir bu arada. site de turuncu gerçi ama neyse. insanın gözü dönerse, ister turuncu olsun ister paralelkenar, bir anda ateşleniveriyor arkadaşlar. bu durumu yanlış anlamayın sakın, kendi kişisel azgınlığımdan bunlar hep.
bizler imkansızlıktan ötürü, aynı zamanda sigara ve gazete satan büfeden, şeftali isimli dergiler alarak tanıdık kadın organlarını. redtube falan yoktu o ara. kuşe kağıda bile basılı değildi, saman kağıda basılıydı, düşünün orada neyi nasıl göreceğimizi. harçlıklarımız yetmediği için, bir hustler olsun, playboy olsun alamazdık. bu saman kağıt yanılsaması yüzünden, çok üzün süre orayı dümdüz sandım ben. o senelerde vajelinka organını, hemen şekil alan garip bir hamur gibi bilirdim. erkekler vajbenyanın üzerinde şehvet çubukları ile aşağı-yukarı hareket edince, şu an gördüğümüz çizikli formuna erişiyor diye düşünürdüm. çok sonraları uzmanlaştık tabi, o ayrı konu. erkeklerin bu tür şeyleri skor sayıp övündüğü yaşları geçtiğim için, seks maceralarımı anlatmayacağım elbette burada. seviyeli olmak kader gibi tenime işlemiştir, merak edilmesin. yalnız şu kadarını söylemek isterim, tepesine üçgen konduran kadınlara freudyen açıdan bakınca, çok sinsi olduklarını gözlemleme şansım oldu 90'larda. en büyük özelliği küfür edilmemesi olan bu ilginç z yapılanması sözlüğümüzde, herkesin bildiği ve şu an herkesin canının çektiğini düşündüğüm malum organın ismini direkt olarak yazamayacağım için, adını "üçgen yarıklılar" koydum. feriha da koyabilirdim istesem ama kötü bir espri olurdu bu. aynı bakınızı 15 senedir kullanan bir sözlük morunu gibi hissederdim o zaman.
üçgen yarıklılar, her daim keskin köşeleri ve kuralları olan, en ufak hatada erkeği harcayan, gülümsemeyi bile hor gören çekilmez insanlar oluyor. %100 denendi bu. iç açılarının toplamının 180 derece olmasından olsa gerek, kısa sürüyor onlarla ilişkiler. 6 aydan azdır hep üçgenlerle olan münasebetim. en uzun üçgen yarıklım 172 gün.
90'larda hepimizin görmek istediği kadın türü, çizgi yarıklılar ya da mona lisa olarak adlandırdığım kadınlardı. ince düz bir çizgi biçiminde traşlarlardı çilek çukurlarını. bu kadınları aldatsanız bile, size anlayış gösterirlerdi. sonsuz bir çizgi gibi upuzun sürerdi bunlarla sevdalar. anaçlardı, sigara+bira içer, korn dinlerlerdi. şu an bile yazarken gözümde tüttü inanın. kokusu burnuma geldi, duygulandım.
"cillop pakize" olarak adlandırdığım, tek bir tüy tanesi bile kalmayan lazer ağda yıllarından önce oluyor tabi bu olaylar. sene 98, o ara delikanlıyız tabi. kanım satanist akıyor, analizi kondururdum hemen bir kadına vurunca.
"neden hep kıl" sorusu gelebilir akıllara. dilim döndüğünce açıklamak isterim bu durumu da. kıl o dönemler için şarttı. 90'ların hollywood filmlerine bakarsanız, erkeklerin de yatakta iki elini başlarının arasında birleştirdiğini , akabinde orman şeklini almış kolaltı kıllarını gerine gerine gösterdiğini görürsünüz. bir erkeğin şöyle kolunu büküp yandan kıllarını göstermesi falan, büyük olaydı o zaman. "eril dehşeti boşalt üzerime" derdi kadınlar bu tür şeylere. kolaltı kılı aşırı uzun erkeklere eğilim vardı. woke baronların ve kamalasever embesillerin dünyada yapmaya çalıştığı sosyokültürel değişiklikler, kadınların ıslandığı şeyleri de bir bir değiştiriyor maalesef. kıl, yaşamın gerekliliği olarak görülüyordu woke dönemi öncesi. cool dururdu, penisimizde de bir boy çizgi atardık hep. sonradan bu çizgi yarıklılar da, üçgen yarıklılar da bitti. her yer cillop pakize oldu. kişilikler de değişti. şu an her kadın, tam olarak bu nedenle birbirinin aynı değersizlikte geliyor bana. eskiden bir kadının yapısını belirleyen şey genital traşı iken, şimdi kim kimdir anlayamıyoruz da. kabak gibi herkes. öpüyoruz ediyoruz cluk cluk doğamız gereği ama, inanın, o eski zebra_am lezzetini alamıyorum artık. hitler bıyığı gibi yapıştırırlardı oraya şekillerini, offf be. aşırı canım çekti. şimdi bulmaya kalksak, sıfırdan kadın bulup uzattırmak falan lazım, çekilmez. sıfırdan bir kadına tıraş eğitimi verecek yürek kalmadı artık bende. peruk bıyık taksın desek, peruk aynı tadı vermiyor, o arzu ile penetre edişim olmuyor hiç. hep bi isteksizlik, hep bir olmamışlık mevcut. doğal şeylerin yerini hiçbir sentetik oluşum tutmaz, tutamaz. çizgililer yeşillendirebilir bu arada. site de turuncu gerçi ama neyse. insanın gözü dönerse, ister turuncu olsun ister paralelkenar, bir anda ateşleniveriyor arkadaşlar. bu durumu yanlış anlamayın sakın, kendi kişisel azgınlığımdan bunlar hep.
devamını gör...