1.
şu hayatta şükür ettiğim yegane şeydir. ben pek inanmam kendisine ama allah bozmasın demeden de edemeyeceğim. çok şükür ediyorum gerçekten, yaşım ilerledikçe böyle insanları bulmanın ne kadar zor olduğunu fark etmemden dolayı olsa gerek daha bir insancıl oldum. 6 yıl önce, bir insan evladı ile telefonla uzun uzun ne konuşabilirsin, taş çatlasa ne kadar konuşursun deseler, benim biri ile telefon konuşmam 15 dakikayı geçmez derdim. bu deneyimsiz iddiaları, geceyi sabah ettiğimiz o 7 saatlik muhabbetle yuttum ben. ikimiz ne de çok şaşırmıştık saati görünce. o telefon konuşmasında neler konuştuğumuzu ne zaman düşünsek ikimizin de aklına gelen tek şeyin bir tabak mercimek çorbasından başka bir şey olmaması muhabbetimizin çorbaya dönmesinden mi yahut gittiğimiz esnaf çorbacısından mı bilemiyorum. bilirsin beni, dertlerimi sorsalar da anlatmam, kimsenin gerçekten dinleyeceğine inanmam çünkü, bilirim tüm cümlelerimin samimiyetsiz bir "geçer kanka ya canını sıkma" nın altına süpürüleceğini, bilirim yaralarımı gösterdiğim vakit yüzlerini ekşiteceklerini ve yine bilirim günün sonunda döktüğüm tüm o dertleri yine yalnız başıma toplayacağımı lakin dertleri bazen dökmek gerekiyormuş üstat. dökülmeyen dertler hasta ediyor insanı içten içe, sen olmasan bunu da anlayamayacaktım mesela. francis bacon'da diyor ya hani “dertlerini dökecek dostları olmayanlar, kendi yüreklerini kemirirler.” diye. haklıymış meğer herif. zor olan döktükten sonra toplaması çünkü, döktün diye gitmiyorlar, keşke birkaçı koltuğun altına falan girip kaybolsa. arada biraz soluklanabilmek için dökmek lazım ancak tüm onları geri toplamakta taşımak kadar zor o yüzden fazladan bir el olarak toplamamda yardımcı olduğun için sana teşekkür ederim. benim tüm bu bildiklerimi sende bilirsin elbet. zaten o yüzden anlayabildik ya birbirimizi, birbirlerini en çok anlayanlar aynı ateşte yanmış olanlardır çünkü. ben sana derdimi anlattığım vakit dert dinleyen insan gerçekte nasıl olurmuş anladım, anlatırken gözüme bakıp kalbimi gördüğüne yemin edebilirim, bazen anlamadığında kendini anlamak için ne kadar zorladığını da biliyorum :) bir insan hiçbir bağı olmadığı birine böyle davranır mı yahu dedirttin bilmem kaç kere. 6 yıl önce ne kadar zor bir insan olduğumu da eski bir arkadaşı hatırlar gibi hatırlıyorum, o eski arkadaşın sıkıntılı davranışları biraz buğulu ama körelmiş keskinliği hala daha bir zamanlar deşerek yarattığı yaraların kabuklarını parçalayıp dışarı çıkmayı deniyor ama merak etme izin vermem. en keskin olduğu zamanlarda onlara dayandığın için sana teşekkür ederim belki bir iki kesikte sen de kalmıştır ama ne yaparsın işte, sen de az kesmedin beni ödeşmişizdir. bazen sözlerimizle zedelemedik değil birbirimizi ama hiçbir zaman kırmadık. zedelenmeler iyileşiyor da kırıklar eskisi gibi olmuyor kardeşim, biz onu hiç yapmadık. gerçi bir galatasaraylı ile fenerli kavga etmememiz mucize olurdu :) sanmıyorum ama bir gün olur da şu ben her şeyi yaparım diyen fazla özgüvenli ve gereksiz gururlu arkadaşın sana darılırsa bunları okuyup gülecek ve "kızdın mı len bana" diye seni geri arayacak. sen zaten o telefonu açarsın ona hiç şüphem yok.
devamını gör...
2.
okumadim ama mutluluk kokan bi yazi oldugu her haliyle belli. olan var olmayan var bu gecede dostsuzluguma yakiyorum*
devamını gör...
3.
şöyle sırlarımı paylaşabileceğim, her şeyi ile dostum diyebileceğim gerçek bir dostum yok.
olsaydı ben ona çok güzel dost olurdum ama bana uygun dost yok malesef.
olsaydı ben ona çok güzel dost olurdum ama bana uygun dost yok malesef.
devamını gör...
4.
bir sürü arkadaşım var. çok yakın dostlarım da var. ama gerçek dost diyebileceğim, zor zamanımda yanımda olabilecek, benim için doğru tavsiyeleri verecek, beni kıskanmayacak gerçek bir dostum olmasını çok isterim.
devamını gör...
5.
zamansız, mekansız, koşulsuz. çok sız/suz eki alabilecek kelime bulunur onları tanımlarken. arada konuşursunuz konuşmazsınız ya da görüşemezsiniz ama derin bir bağ kurulmuştur aranızda. çocukluk arkadaşlıkları, belki lise arkadaşlıkları sizin hayatınızın bir parçası olurlar. daimi değil belki ama onu hissettiğiniz ve istediğiniz zaman hep oradadır. benim için gerçek dostluğun tanımı bu sanırım.
devamını gör...
6.
sen şimdi karşımda oturmuş bana sorular soruyorsun. adımı uzatarak söylüyorsun bu ses tonunu tanıyorum. merak. seni seviyorum pinek. bir ege kasabasında üniversite kazandık. tatlı bir evimiz var bazen zorlanıyoruz ama yürütüyoruz. dur şuanda sınıfındaki birinden şikayetçisin. sabırla dinliyorum bu hallerin çok tatlı. her sabaha seninle başlamak bir onur. gözlerinden öpüyorum.
devamını gör...
7.
fakirlik döneminde tanıyacağınız kişi. belki de hayvan. bilemiyorum altan.
devamını gör...
8.
hani? nerede? * * *
devamını gör...
9.
gerçek dostlar biriktirdiğime inanıyorum. çok mutlu olduğumda veyahut çok üzgün olduğumda saate dahi bakmadan arayabileceğim saatlerce usanmadan konuşabileceğim dostlarım var . gerçekten mesele sürekli iletişim halinde olmak değil iki insanın sürekli iletişim *halinde olması zor ki öyle olunca canım dediğinle dahi geçinmek sorun olabiliyor . asıl mesele yüreklerin yakınlığı kendini ondan saklama gereksinimi duymama .
yıllar eskitmez yıllandırır gerçek dostlukları...
yıllar eskitmez yıllandırır gerçek dostlukları...
devamını gör...
10.
*başarılarını kıskanmak yerine alkışlar.
*haset yerine gıpta duygusu ile hareket eder.
*yargılamak yerine dinleyerek çözüm bulma taraftarıdır.
*haset yerine gıpta duygusu ile hareket eder.
*yargılamak yerine dinleyerek çözüm bulma taraftarıdır.
devamını gör...
11.
devamını gör...
12.
sanırım benim en büyük şansım böyle birisine sahip olmamdır.
öyle birşey yaptı ki şu an sinirden sopayla dövmek istiyorum.
gerçekten de böyle insan kalmadı.
öyle birşey yaptı ki şu an sinirden sopayla dövmek istiyorum.
gerçekten de böyle insan kalmadı.
devamını gör...
13.
kötü günde herkes yanınızda olur, destek verir, üzülür bla bla. önemli olan, iyi günde yanınızda olmak. mutlu olduğunuzda, mutluluğunuzu kıskanmayan, mutluluğunuza mutlu olan dost... işte gerçek dost.
devamını gör...
14.
ileride bir eşim olursa, kendisinin beni anlaması halinde, dost olarak bana yeter diyorum. duygusal olarak aynı dili konuşalım yeter. ilgi duyduğum konuları anlatırken dinliyor-muş gibi yapmasın, yeter. ben de ona en iyi dost ve en iyi dinleyici olurum sonra.
devamını gör...
15.
her zaman sahip olduğum meleklerim.
devamını gör...
16.
galiba benim için hiç olmayacak olandır. septik biriyim, hem çok güvenirim hem hiç güvenmem, arada gelgitlerim olur, dengesizim ve ben çok severek değer veririm son nefesimmiş gibi bağlanırım kişilere sonrada baktım kimse benim ona değer verdiğim gibi vermiyor diye tek mesajla hatta çoğu zaman sessizce sonsuza dek silerim hayatımdan.
yalnızlık iyi şey dosta gerek yok.
yalnızlık iyi şey dosta gerek yok.
devamını gör...
17.
doğada en zor bulunan canlı türüdür. en kötüsü ise aslını sahtesinden ayırt etmenin çok zor olmasıdır.
ahmed arif'in dediği gibi;
dört yanım puşt zulası,
dost yüzlü, dost gülücüklü
cigaramdan yanar, alnım öperler
suskun, hayın, çıyansı...
ahmed arif'in dediği gibi;
dört yanım puşt zulası,
dost yüzlü, dost gülücüklü
cigaramdan yanar, alnım öperler
suskun, hayın, çıyansı...
devamını gör...
18.
gercek bir anne baba ki; sirtini yasladigin dag gibidirler.
iyi bir es. bence dunyanin en buyuk serveti. caninin oteki yarisi...
hayirli evlatlar. yaradana sukur sebebi olurlar.
belki de kan bagindan ote gonul baginin oldugu herhangi biri. boyle bir insana denk gelmek buyuk sans.
bazen de canina yoldaslik yapan bir kedi bir kopek. bir diger adlari da dost olur, gercek dost...
en sona asıl olani sakladim;
halbuki gercek dost allah'tir
şura/9
iyi bir es. bence dunyanin en buyuk serveti. caninin oteki yarisi...
hayirli evlatlar. yaradana sukur sebebi olurlar.
belki de kan bagindan ote gonul baginin oldugu herhangi biri. boyle bir insana denk gelmek buyuk sans.
bazen de canina yoldaslik yapan bir kedi bir kopek. bir diger adlari da dost olur, gercek dost...
en sona asıl olani sakladim;
halbuki gercek dost allah'tir
şura/9
devamını gör...
19.
müzisyen biri için enstrümanından başka ihtimal yoktur . müziğiyle hemhal olur kah duygularda yükselir kah sevincini paylaşır yaşamayanın bilemeyeceği bir haldir.
devamını gör...