1.
üzerine kumaş gerilerek nakış işlemek veya halı dokumaya yarayan dört ayaklı ve dört köşe şeklindeki kasnak. üzerinde işleme yapılacak kumaş veya halı kasnağa gerilir ve karşısına oturulup çalışılır. eskiden de pek çok el işlemeli ürünleri kadınlar tarafından gergeflerde ortaya çıkarılmıştır.
devamını gör...
2.
3.
kasnak.
kökeni, farsça "çalışma yeri, tezgâh, özellikle dokuma tezgâhı" anlamında kārgāh* sözcüğü.
bir ece ayhan şiirinde, sokaktan bir kedi kara geçerken üzünç teyze gergef işler tavan arasında. zihnimde hiç canlandıramadım bakışsız bir kedi karayı. marsık gibi bir kedi, kör belki...
laf lafı açtı, laf manet'ye geldi.
*
kökeni, farsça "çalışma yeri, tezgâh, özellikle dokuma tezgâhı" anlamında kārgāh* sözcüğü.
bir ece ayhan şiirinde, sokaktan bir kedi kara geçerken üzünç teyze gergef işler tavan arasında. zihnimde hiç canlandıramadım bakışsız bir kedi karayı. marsık gibi bir kedi, kör belki...
laf lafı açtı, laf manet'ye geldi.
*

devamını gör...
4.
/ gül altında gergef işler güzeller /
devamını gör...
5.
çalışma tezgahı.
devamını gör...
6.
genel anlamda çalışma tezgahı demek olsa da spesifik olarak nakış işleme tezgahı anlamında kullanılan sözcüktür.
"bir rüya oldun sevdamın gergefinde"
"bir rüya oldun sevdamın gergefinde"
devamını gör...
7.
“yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler,
yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...” * *
yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...” * *
devamını gör...
8.
adıyaman'ın bir ilçesi değildir.
onun için (bkz: gerger)
onun için (bkz: gerger)
devamını gör...
9.
içer içki üzünç teyze tavan arasında.
işler gergef.
insancıl okullardan kovgun.
*
devamını gör...
10.
11.
gerildi gergef gözlerime
zaman puslandı
üzüm şıralandı
şarap için erken..
limon getir dönerken.
belki çaya katarız...
uruk..
zaman puslandı
üzüm şıralandı
şarap için erken..
limon getir dönerken.
belki çaya katarız...
uruk..
devamını gör...