hayvancılık gezegene zarar veriyor iddiası

akıl alır gibi değil cnntürk gelmiş birde haber yapıyor buradan

hayvanlar değil. hayvancılık zarar veriyor. yani insanlar zarar veriyor aslında. ancak hayvancılığın verdiği zarar fabrika, otomobillerin verdiği zarardan daha fazla.

diye diye yapay et'e zemin hazırlanıyor. bu gezegene zarar verenler tamamen bill gates gibi şeytanın oyuncağı olan insanlardır.

yapay et değil ama görünüşü kıyma gibi olacaksa böcek yemeye hazırım. sonuçta bazı türlerinin tadının et gibi olduğunu ve denemeler esnasında da tek negatif etkenin görüntüsü olduğunu görüyorum görüyoruz. aynı şekilde hücreden yapay et üretimi de sıcak baktığım bir konu. ama impossible meat gibi bir ürünse içeriği sebebiyle bu kadar soya içeren bir ürünü ben tüketmek istemem.

cnntürk ekranlarında yapılan bir haber.

hayvanlar ya da hayvancılık değil; insanlar ve insancılık bu gezegene zarar veriyor.

bu dünyanın şeytanı insanlardır.

iddiadan öte artık görmezden gelinmemesi gereken bir gerçektir. konunun muhatabı olan kuruluşların bazıları "hayır öyle değil" bile diyemiyorlar artık. "öyle ama insanlar bu beslenme biçiminden vazçemezler" gibi saçma sapan argümanlar öne sürüyorlar.

bu hususta bm raporlarına göz atmanızı öneririm. yeryüzünde balıkçılık için kullanılan alanların 4'te 3'ü yanlış kullanım nedeniyle tükenmiş durumda. denizlere ihtiyacımız yok gibi davranıyoruz. yine aynı şekilde ormanlar, ormanlarımız hayvancılık için de tahrip ediliyor, farkında değiliz. ya da öyle gibi davranmak işimize geliyor.

sürdürülebilir hayvancılık yalanlarınızı artık yutmuyoruz. hayvancılık sürdürülebilir olamaz.

gezegene her şey zarar veriyor. osursan metan gazı salıp zarar veriyorsun zaten.

mesele doğanın dengesini bozmakta. ormanlık alanlar yok edilir, denizler kirletilir, kimyasallar doğaya atılırsa doğa insanların yaşaması için uygun olan dengesini koruyamaz.

cowspiracy sürdürülebilirliğin sırrı belgeselini izlerseniz, inanılır olur. ben de, izleyene kadar çoğu bilgiden haberdar değildim. kimse hayvanlara karşı duyarlı olmak, vegan olmak zorunda değil fakat üzerinde yaşadığımız dünyayı yaşanabilir kılmak, sürdürülebilir olması bizim sorumluluğumuzda. lütfen izleyin, izlettirin.

bir de söylenmiş olmasına rağmen görülmemiş ya da görmezden gelinmiş. tekrar etmekte fayda var. hayvanlar zarar vermiyor, hayvancılık sektörü veriyor. eğer bir üst ırk gelip, bütün insanları belli yerlere kapatıp, onlar üzerinden ticaret yaparsa buna da insancılık sektörü denir. dünyadaki tarım arazilerinin yarısından fazlasını bu sektördeki insanları beslemek için kullanıyorlarsa, bu sektördeki insanlar, gazları ile ozona diğer herşeyden daha fazla zarar veriyorsa; sorumluluk, kapalı ortamda bir köle gibi yaşayan bu insanların mıdır yoksa bu üst ırkın mı?
uzun oldu, kusura bakmayın. empati kurulması için örneklemem gerekiyordu.

tabiki hayvanlar zarar veriyor. benim ekmek almaya giderken, 100 kiloluk beni götürmesi için 1500 kiloluk arabamın tükettiği petrol, enerji değil elbette.

hayvanlar değil de insanları beslemek için yapılan hayvancılık endüstrisi iklim krizinin en büyük etkenlerinden biri. dünyadaki bitki, besinin dörtte üçünü bu hayvanları beslemek için kullanıyoruz. dengeyi biz insanlar bozduk yine.

-cı fazla olmuş..

iddia değil gerçektir. burda konu hayvanlar değil hayvancılık. biraz araştırma yapıp bu konuda yapılan akademik çalışmalara bakarsanız su tüketiminde tekstil sektörünün bile önünde olduğunu, zararlı gazların salınımı konusunda ne kadar büyük bir etken olduğunu görebilirsiniz. biz çiftçiliğe karşı değiliz endüstriyelleşmiş hayvancılığa, hayvanların da insanların çıkarları uğruna kullanılıp hem hayvanlara hem doğaya zarar verilmesine karşıyız. arkadaşlar 3 nesil sonra yaşanabilecek ortam kalmayacak. o distopik bilim kurgu filmlerinde görmeye alışık olduğumuz hayattan daha beter hayatlar yaşanacak. eğer dünya hala yaşanılabilir bir yer olmaya devam etseydi başka gezegenlere taşınma senaryoları ortaya çıkar mıydı? kendimizi değil artık doğayı düşünmenin vakti gelmedi mi?

hayvancılık değil, endüstriyel hayvancılık gezegene zarar verir. herkesin kendine yetecek kadar hayvan beslediği ideal bir dünyada hayvancılık doğaya zarar vermez. böyle ideal bir dünyanın oluşması için muhtemelen bir covid-19'un on katı ölümcül bir hastalık filan çıkması gerekir.

malesef öyle. yapay olarak çoğaltılan hayvanlar osurarak metan gazı açığa çıkarıyor ve küresel ısınmayı önemli ölçüde artırıyor.

50 yıl sonra falan et muhtemelen sadece çok zenginlerin ulaşabileceği bir gıda olur.

arkadaşlar ufak bir bilgi vermek isterim.

endüstriyel hayvancılık için yetiştirilen yemlerin bulunduğu tarlaları insanların yiyebileceği meyve, sebzeler ile ekselerdi dünyada gerçekten açlık biterdi.

insan denen hayvandan başka hiçbir canlı doğaya zatar vermiyor anam. geçiniz bu ayakları.

insanın yaptığı herşey gezegene zarar veriyor. tarım da gezegene zarar veriyor. fosil yakıtlarda, madencilik de, elektronik de. kimse bahsetmiyor ama bugun mobil iletişim ve internet için kullanılan aygıtlardan açığa çıkan elektro manyetik dalgaların doğaya ve insan dahil doğada yaşayan tüm canlılara verdiği zararlar saymakla bitmez.
gezegene zarar vermek istemiyorsak, gelişmişlik olarak övündüğümüz, tekerleğin icadından beri olan tüm teknolojik(özellikle ateşli silahları) ve tıbbi gelişmeleri terk edip diğer canlılarla tamamen eşitlenip, avcı toplayıcı olarak devam etmemiz lazım.
bizim gelişme olarak adlandırdığımız herşeyin gezegeme zararı var. hayvancılık bunların arasında çok çok masum kalır.

hazır yemek sektörünün arşa çıkması ile doğruluğu kanıtlanmış da bir iddiadır.

arkadaşlar, hepimizin malumu mc donalds, burger king, popeyes, kfc, dominos, subway, çeşitli yerel restaurantlar, kasaplar, vs. bunların hepsi günde tonlarca et dağıtımı yapıyor, bu da hayvancılığı hiç olmadığı kadar yüksek seviyelere çıkartıyor.

hayvancılık da ne demektir? metan gazı demektir. bu da demektir ki dünyanın en büyük hazır yemek şirketleri her gün yüz binlerce, milyonlarca hayvan doğruyor. bunları yetiştirirken de doğal olarak bol bol yediriyor, hayvanlar da bol bol gaz çıkartıyor. bilhassa ineklerden çıkan osuruk yani metan gazı, hayvancılık bu kadar yoğun yapıldığında atmosferimize ciddi zarar veriyor.

yani veganizm ve vejetaryenlik baktığınız zaman evet, dünyamızı daha iyi bir yere getiriyor. ama burada asıl mesele tüketim çılgınlığı. 100 yıl önce böyle bir derdimiz yoktu, kapitalizmin getirdiği tüketim çılgınlığı ve kolaya olan rağbet, her alanda etkisini gösterdiği gibi bu hazır gıda sektörüyle de etkisini gösteriyor.

bir düşünsenize dünyadaki tüm mc donaldslar, burger kingler, kfcler, popeyesler, pizza şirketleri, içinde her tür eti barındıran restaurantlar... kaç ton et tüketiliyordur günde... kaç tane hayvan kesiliyor kaç tane hayvan besleniyordur... hayvancılık faaliyetleri ne düzeydedir...

ben size söyleyeyim geçin koronayı vs. elli yıl sonra bile insanlık akıl ermez sıkıntılarla baş başa kalabilir. tüketim çılgınlığı bizim sonumuz olacak.

kimin işine ne geliyorsa onu öne çıkarıyor hayvancılığa gelene kadar gezegene zarar veren kazanç elde ettiğiniz diğer konuları niye düşünmüyorsunuz işinize gelmiyor.