hayvanları insanlarla eşit görmeye başlamak

en başta belirteyim ki hayvanlara yapılan eziyet lerin tamamına karşıyım ve hayvan haklarını savunuyorum, ancak hayvanların insanlarla eşit hatta bazen hayvanların insanlardan daha üstün tutulmasına bir noktada karşıyım, gece sokaklarda sürüler halinde dolaşan köpeklerin olduğu muhitlerde gezilmiyor bu hayvanların daha medeni koşullarda yaşamasını sağlayacak sığınak ve barınaklara gönderilmesine düşünüyorum, doğadaki en tehlikeli canlılardan olan ayı ve kurtlardan özellikle ayıların uygun önlemlerle kısırlaştırılarak kontrolsüz çoğalmasının önüne geçilmesini gerektiğini düşünüyorum, ileride en büyük sıkıntılardan birinin görev sokak hayvanları gerekse vahşi hayvanların kontrolsüz çoğalarak insan yerleşkelerinde yaşam alanlarında geçim kaynaklarını ve mezarlıklarını rahatsız etmesi olduğunu düşünüyorum, unutmamak gerekir ki tavuk da bir hayvan ama milyonlarcası her gün kesiliyor ve yeniliyor hakeza inek koyun keçi de öyle yani hayvanla insanı eşit görmekten ziyade onlar bizim yaşamlarımızı sıkıntıya sokmadığı ve tehdit etmediği müddetçe onların yaşam ve yaşam alanına saygı göstermek ve onların kendi dualarına uygun biçimde birbirlerine ya da insanlara zarar vermeden yaşamalarına müsaade edecek konumlar oluşturmaktır

insanların hayvan olduğunun bilincinde olan insanların , böyle bir ayrımın saçmalığını göreceğini düşünüyorum.
t : türcülükten kurtulmaktır.

olur mu öyle şey.
bazı insanların hayvanlarla eşit olması mümkün değil
bir köpeğe, kuşa, böceğe milyon tane böyle insan kılıklıyı veririm. üstüne teşekkür ederim.
ama insan gibi bir insanı
hayvanla bir tutmak da
akıllı işi değildir.

insanın kucağına gelip negatif enerjisini alıyor ve asla kin tutmuyor. arkandan konuşmuyor kuyunu kazmıyor ve ne için azcık mama sadece.

hayır, insanlar dışındaki hayvanların çoğu daha üstte benim için.
milletin yüzünü görmemek için uzağa gidiyorum. orada yemek yerken bahçedeki kedi için yemek seçtim, ayırdım ve onun için erken geldim. bunları bana bir insanın yaptırması çok zor. özellikle genel olarak varlıklarına tahammül edemezken...

insan konumunu kendi belirler, hayvanla eşit misin, hayvandan aşağı mısın, hayvandan üstün müsün, belirle bakalım.

insanın her şeyin merkezinde olduğu ontolojilerin modası geçeli çok oluyor. konuşabildiği için bokunda boncuk var vehmine kapılan insanların da modası çoktan geçti. çağdaş düşünce literatüründen ve düşüncenin bizatihi kendisinden habersiz olan "eşref-i mahlukatlar" kendilerini oyalayadursunlar. kerameti kendinden menkul varlıklar diyoruz bunlara. dünya bunlar için yaratılmıştır, her şey bunlar için vardır. insan merkezli ideolojilerden tarih boyunca kimseye bir hayır gelmemiştir. uzun erimli bakınca hep faşizm, savaş, kaynakların hoyratça kullanılması, katliam ve soykırım gibi şeylere varırlar. varlıklar arasında hiyerarşi tanımıyorum ben. düz ontoloji yolumuzdur. konuşabiliyor diye herhangi bir bok çuvalını masum bir hayvandan daha değerli göremem.

aşağılık kompleksine sahip olanların yapacağı iştir. ya işinde, ya okulunda, ya da özel hayatında, ya da hepsinde birden hiçbir başarısı olmayan , hep hayal kırıklığı yaşayan insanlar, hatanın tamamen kendilerinde, kendi seçimlerinde, kendi edimlerinde olduğunu kabul etmektense başkalarını suçlarlar. hep o kadın, o adam, kötü patron, kendisine takan öğretmen, annesi, babası suçludur. sonunda insanlarla yapamayacağına karar verir ve hayvanlara yönelirler.
hayvan deyince kunduz, porsuk, eşek, gelincik, karga, lağım faresi, piranha falan diye düşünmeyin. sadece kedi ve köpek.
eğer hayvanlar insanlarla eşit olsaydı, fıp hastası kedi, ailesi tarafından hekimi kedi olan hastaneye götürülür, kedilerin geliştirdiği ilaçlarla tedavi edilirdi. halen kedilerin böyle bir şey yaptığı yok. yapmaya niyetleri de yok. insan türünün sokaklara koyduğu mamalarla yılda üç kez kızgına gelip üç kez doğurmaktan bşka bir şey yaptıkları da yok.