her günü son günmüşçesine yaşamak
başlık "psy active" tarafından 21.01.2021 03:44 tarihinde açılmıştır.
1.
t: yarın yokmuşçasına yaşamak.
hayatımı bu şekilde yaşıyorum ya da geçmişte bu şekilde yaşadım diyen birtakım insan tanıdım. bu kişilerde fark ettiğim bazı ortak özellikler vardı; kendilerini tamamen bu düşünceye adadıklarını iddia eder (ben şahsen kimsenin "yarın yok" fikrine tamamen inanarak yaşayacağını sanmıyorum.) , ara sıra uyuşturucu kullanır(esrar,kokain) ve hayatlarını çok hızlı bir biçimde yaşamaya çalışırlardı.
bu tanıdıklarım arasında, geçmişte bu şekilde yaşamış olanlar zirveyi ve dibi görmüştü. henüz dibi görmemiş olanlar ise hayatın her nimetini tüketmeye çalışır ancak ironik bi şekilde kendilerini tüketirlerdi. bununla kalmayıp beraber oldukları insanları da tüketmeye çalışırlardı. sürekli bir şeyler yapmak, bir aktivite içerisinde bulunmak isteyen , ceplerinde 200 lira varsa o 200 lira bugün bitmeli diyen insanlardı bunlar. maalesef ben de tüketilmeye çalışılan insanlar arasında yer aldım bir kez. çoğu istediği şeyi reddetmek mecburiyetinde kalıyordum ve bu da doğal olarak ilişkinin bitmesini sağladı.
bu ilişkinin öncesinde hayat nasıl yaşanmalı sorusunun cevabını hiç düşünmemiştim. ailemi üniversiteden mezun etmeye çalışırken bir gerçeğin var olduğuna inanır ve sık sık bunu düşünürdüm. planlarım vardı ve bu planlarımı gerçekleştirdiğimde gerçeği bulacağımı, artık mutlu bir insan olacağımı düşünürdüm. bu tecrübeyi edindikten sonra bir şeyler fark etmeye başladım dostlar. sürecin kendisinden keyif almak yerine bir sonuçta gerçeği bulacağıma inanmak ve bu sonuçtan tatmin olma beklentisi ahmaklıkmış. çünkü asıl gerçek, sürecin ta kendisiymiş. hayat, zamanı yavaşlatabildiğimiz sürece güzelmiş.. insan her anın tadını çıkarırken bir yandan da geleceğe yönelik planlar yapmalı, yarını düşünmeli. her şey, dengede olduğu sürece güzelmiş dostlar.
bahsettiğim insan tipinden kaçınız lütfen. ayrıca the queen's gambit(dizi)'sindeki beth karakteri gibi de yaşamayın bu hayatı. çünkü isaac asimov der ki: “ hayat, satrancın aksine şah-mattan sonra da devam eder.”
john ruskin'in bu konu üzerine bir alıntısını da bırakayım.
"saatte yüz mil katederek yer değiştirmek, gücümüzü, mutluluğumuzu ve bilgimizi bir nebze bile arttırmayacaktır. daha fazla şey görebilmek için yavaş yürümek gerekir, hızlı yürümek bize bir şey kazandırmaz. asıl değerli olan düşüncedir ve bakıştır, hız değildir. gerçek insan olmak isteyenler, yavaş gitmekten zarar gelmeyeceğini bilmelidir, çünkü insanın zaferi gitmekte değil, var olmaktadır."
hayatımı bu şekilde yaşıyorum ya da geçmişte bu şekilde yaşadım diyen birtakım insan tanıdım. bu kişilerde fark ettiğim bazı ortak özellikler vardı; kendilerini tamamen bu düşünceye adadıklarını iddia eder (ben şahsen kimsenin "yarın yok" fikrine tamamen inanarak yaşayacağını sanmıyorum.) , ara sıra uyuşturucu kullanır(esrar,kokain) ve hayatlarını çok hızlı bir biçimde yaşamaya çalışırlardı.
bu tanıdıklarım arasında, geçmişte bu şekilde yaşamış olanlar zirveyi ve dibi görmüştü. henüz dibi görmemiş olanlar ise hayatın her nimetini tüketmeye çalışır ancak ironik bi şekilde kendilerini tüketirlerdi. bununla kalmayıp beraber oldukları insanları da tüketmeye çalışırlardı. sürekli bir şeyler yapmak, bir aktivite içerisinde bulunmak isteyen , ceplerinde 200 lira varsa o 200 lira bugün bitmeli diyen insanlardı bunlar. maalesef ben de tüketilmeye çalışılan insanlar arasında yer aldım bir kez. çoğu istediği şeyi reddetmek mecburiyetinde kalıyordum ve bu da doğal olarak ilişkinin bitmesini sağladı.
bu ilişkinin öncesinde hayat nasıl yaşanmalı sorusunun cevabını hiç düşünmemiştim. ailemi üniversiteden mezun etmeye çalışırken bir gerçeğin var olduğuna inanır ve sık sık bunu düşünürdüm. planlarım vardı ve bu planlarımı gerçekleştirdiğimde gerçeği bulacağımı, artık mutlu bir insan olacağımı düşünürdüm. bu tecrübeyi edindikten sonra bir şeyler fark etmeye başladım dostlar. sürecin kendisinden keyif almak yerine bir sonuçta gerçeği bulacağıma inanmak ve bu sonuçtan tatmin olma beklentisi ahmaklıkmış. çünkü asıl gerçek, sürecin ta kendisiymiş. hayat, zamanı yavaşlatabildiğimiz sürece güzelmiş.. insan her anın tadını çıkarırken bir yandan da geleceğe yönelik planlar yapmalı, yarını düşünmeli. her şey, dengede olduğu sürece güzelmiş dostlar.
bahsettiğim insan tipinden kaçınız lütfen. ayrıca the queen's gambit(dizi)'sindeki beth karakteri gibi de yaşamayın bu hayatı. çünkü isaac asimov der ki: “ hayat, satrancın aksine şah-mattan sonra da devam eder.”
john ruskin'in bu konu üzerine bir alıntısını da bırakayım.
"saatte yüz mil katederek yer değiştirmek, gücümüzü, mutluluğumuzu ve bilgimizi bir nebze bile arttırmayacaktır. daha fazla şey görebilmek için yavaş yürümek gerekir, hızlı yürümek bize bir şey kazandırmaz. asıl değerli olan düşüncedir ve bakıştır, hız değildir. gerçek insan olmak isteyenler, yavaş gitmekten zarar gelmeyeceğini bilmelidir, çünkü insanın zaferi gitmekte değil, var olmaktadır."
devamını gör...
2.
saçma başlık son gününde kim işe gitmek ister ki hemde son günün olduğunu bile bile..
devamını gör...
3.
"her gününü hayatının son günüymüş gibi yaşarsan, bir gün haklı çıkarsın." demiş steve jobs. ama bunu yanlış anlayıp, bar filozofu olan tiplerden olmamak gerek. ama bir yandan da içinde bulunulan anı sürekli kaçırıp, devamlı yarına yatırım yapmaya çalışan, varyemez, işkolik tiplerden de olmamalı. aradaki dengeyi iyi kurmak lazım.
devamını gör...