1.
lanetlerin büyüğüdür. tam işe yaramıyor gibi olmak da değil, yarıyor gibi olmakta. gün gelir kendinizi en yüce koltuklara layık görürsünüz, gün gelir bilgi yetmez battaniyenin altında saklanırsınız. bir şey danışılacaksa size gelinir, sözünüz dinlenmez. bir şeye şöyle bir bakılacaksa, minik tamir edilecekse mesela, anorik tamir eder, iş büyükse ustalar beklenir de beklenir ama size sorulmaz. çünkü siz her şeyi bilen ama az bilensiniz lanetlisiniz.
bu başlığı evini su basan üst kat komşum hulusi bey'e ithaf ediyorum. allahınızdan bulunuz ev göl oldu.
bu başlığı evini su basan üst kat komşum hulusi bey'e ithaf ediyorum. allahınızdan bulunuz ev göl oldu.
devamını gör...
2.
daldan dala dadan dala dal dal eyleminin sıkça yapılması sonucudur; geçmiş olsun.
ek: bir çok sey konusunda bilgi sahibi insan bilmediği konular üzerine de yorumlama yapabilir, konuşabilir genelde bu iyi tarafı. birçok konu hakkında bilgim var bu gruba dahilim diyemem ama bir şeyi çok iyi bilmek isterdim, kafası dağınık ilgisi dağınık olmak güzel değil.
ek: bir çok sey konusunda bilgi sahibi insan bilmediği konular üzerine de yorumlama yapabilir, konuşabilir genelde bu iyi tarafı. birçok konu hakkında bilgim var bu gruba dahilim diyemem ama bir şeyi çok iyi bilmek isterdim, kafası dağınık ilgisi dağınık olmak güzel değil.
devamını gör...
3.
insanın ilgi alanının fazlalığından, merakından ve hemen öğrenme arzusundan ortaya çıkan durumdur.
birçok şey araştırırsın ve kendi çapında bilgi sahibi olursun fakat bu ne ''hiçbir şey bilmiyorum'' demeni sağlar ne de ''bu işin uzmanıyım'' diye düşünmeni.
birçok yerde sana fayda sağlar fakat bir bakıma zor bir durumdur. insan muhakkak bu az bildiklerinden birini tam manasıyla bilmeye çalışmalıdır yoksa bir süre sonra bildikleri kendine bile yetmeyecek bir hal alır.
birçok şey araştırırsın ve kendi çapında bilgi sahibi olursun fakat bu ne ''hiçbir şey bilmiyorum'' demeni sağlar ne de ''bu işin uzmanıyım'' diye düşünmeni.
birçok yerde sana fayda sağlar fakat bir bakıma zor bir durumdur. insan muhakkak bu az bildiklerinden birini tam manasıyla bilmeye çalışmalıdır yoksa bir süre sonra bildikleri kendine bile yetmeyecek bir hal alır.
devamını gör...
4.
her şeyden az biraz bilmek ipin ucunu tutmaya yarar lakin sonuna kadar gitmek başkasına kalacaktır. takdiri işin başındaki değil de sonundaki alacaktır ve siz de onu, orada ben de olabilirdim burukluğu içerisinde takdir edeceksinizdir.
devamını gör...
5.
devamını gör...
6.
söz kime ait bilmiyorum ama; her şeyin bir şeyini bir şeyin her şeyini bileceksin demişler.
her şey hakkında konuşacak kadar bilmek iyidir ama sonra yarım hoca dinden yarım doktor candan eder durumu olmasın. bilmediğin yerde de durmasını bileceksin yani.
her şey hakkında konuşacak kadar bilmek iyidir ama sonra yarım hoca dinden yarım doktor candan eder durumu olmasın. bilmediğin yerde de durmasını bileceksin yani.
devamını gör...
7.
bir şeyi tam bilmemektir. insanı yanlışa düşürür. bir şeyi tam bileceksin adam gibi bileceksin sözü boşuna denilmemistir.
devamını gör...
8.
devamını gör...
9.
insan her zaman aynı şeye odaklanamıyor. bazı insanlarda bu sayı hayatın değişik dönemlerinde değişik varyasyonlarla görülebiliyor. merak duygusunun yoğunluğuyla ilgili olarak bu sayı artıyor ve bir konu söz konusu olduğunda “ben bunu daha önce araştırmıştım” cümlesi zihinde beliriveriyor.
devamını gör...
10.
"her şey var ama hiçbir şey tam değil."
(bkz: frank rijaard)
(bkz: frank rijaard)
devamını gör...
11.
‘jack of all trades’ daha çok fiili yönüyle ön plana çıkan bir kavram gibi gözüküyor. biraz/kısmen bilinen şeylerin icra edilmesine atıf var.
türkçe’de “her şeyden biraz bilmek” aynı zamanda onu icra etmeye yönelik bir göndermeyle gelmez. hatta mevcut çerçevede “bilmek” lafzı, bizde, yapmıyor veya en azından hali hazırda yapmıyor olduğun tınısı taşır. zira bir şeyi icra etmek onu bilme varsayımıyla gelir, daha sonra “az bilme, uzmanı olmama” şerhiyle çerçevenin daraltılması iktiza eder.
icra etme ve fiiliyata dökme tınısı taşıyan biraz/kısmi bilme hali için “her şeyden biraz anlamak” daha iyi bir çeviri.
mesela, oto sanayide “biraz biliyorum” diyen usta görmezsin. ki zaten görsen ciddiye bile almazsın. çünkü usta o işi bilmez, o işten anlar. ama mesela “biraz anlarım” diyen usta, o işi pek bilmediğini ama arabayı bırakırsan anasını ağlatmaktan çekinmeyeceğini söylemeye çalışıyordur. hemen kaçarsın.
türkçe’de “her şeyden biraz bilmek” aynı zamanda onu icra etmeye yönelik bir göndermeyle gelmez. hatta mevcut çerçevede “bilmek” lafzı, bizde, yapmıyor veya en azından hali hazırda yapmıyor olduğun tınısı taşır. zira bir şeyi icra etmek onu bilme varsayımıyla gelir, daha sonra “az bilme, uzmanı olmama” şerhiyle çerçevenin daraltılması iktiza eder.
icra etme ve fiiliyata dökme tınısı taşıyan biraz/kısmi bilme hali için “her şeyden biraz anlamak” daha iyi bir çeviri.
mesela, oto sanayide “biraz biliyorum” diyen usta görmezsin. ki zaten görsen ciddiye bile almazsın. çünkü usta o işi bilmez, o işten anlar. ama mesela “biraz anlarım” diyen usta, o işi pek bilmediğini ama arabayı bırakırsan anasını ağlatmaktan çekinmeyeceğini söylemeye çalışıyordur. hemen kaçarsın.
devamını gör...
12.
ortaya karışık yani.
devamını gör...